Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/431 E. 2022/323 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/431 Esas
KARAR NO : 2022/323

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı), Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı), Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından—- tarihinde —-bedel üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borcunun bulunmadığından bahisle takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalının müvekkilini borçlandıracak şekilde tek taraflı olarak defterlerine kaydettiği 28.859,92 TL faturadan müvekkilinin haberinin bulunmadığını, müvekkiline böyle bir faturanın tebliğ edilmediğini, tek taraflı aktif fatura tanzim edilerek alacaklı duruma geçilemeyeceğini, davanın müvekkilinin —–çerçevesinde verdiği alt taşıma hizmetlerinden doğan fatura alacaklarından kaynaklı cari hesap alacağı olduğunu, icra inkar tazminat taleplerinin olduğunu iddia ederek; davanın kabulü ile—– esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı tarafa ait araçlar ve gayrimenkul üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı —- plaka nolu araç ile ücret karşılığı taşıma işinin gerçekleştirilmesi hususunda anlaştığını, taşıma işi karşılığında ödemenin davacıya yapıldığını, davacı tarafından fatura alacağına ilişkin olduğu belirtilerek müvekkili aleyhine —— ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilerek takibin durduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığını, alacaklı olduğunu, kayıtların gerçeği yansıtmadığını, davacıya ait araca ürünlerin yüklendiğini, aracın güvenliksiz bir yere park edildiğinden dolayı hırsızlık olayı yaşandığını, durumun davacı tarafından tespit edildiğini, davacının —–ifade verdiğini, —– tarafından çalınan ürünlere ilişkin müvekkili şirkete 28.859,92 TL tutarında faturalandırma yapıldığını, müvekkili tarafından fatura bedelinin ödendiğini, ödenen faturanın davacı tarafa yansıtıldığını, kendisine gönderildiğini, davacının faturayı almadığını ve iade ettiğini, davacının kusuru ile yaşanan hırsızlık olayı sonrasında ortaya çıkan zararın müvekkili şirket tarafından karşılanmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
BİRLEŞEN —————— DOSYASI
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yan ile müvekkil şirketin yaklaşık 3-4 yıldır çalışmakta olduğunu, müvekkil şirketin ihtiyaç duyduğu durumlarda davalı tarafın kendisine ait —- plakalı aracı ile ücret karşılığı taşıma işini gerçekleştirdiğini, davacı şirketin —– mevcut sözleşmesi gereği taşıma işlerini üstlendiğini, 23.12.2017 tarihinde davalı yana —– plakalı araca—-yüklendiğini, Davalı yan aracını yükledikten sonra—- park ettiğini, davalı taraf ——sularında aracının yanına gelen davalı aracın————- eksik olduğunu farkettiğini, yaşanan hırsızlık olayı neticesinde ——– tarafından müvekkil şirkete kesilen faturanın müvekkil şirketçe ödendiğini, fatura aynen davalı yana yansıtılarak —— tutarlı fatura kesilerek davalı tarafa gönderildiğini, davalı yanın gönderilen faturayı teslim almayarak iade ettiğini beyan ederek, 10.104,08.-TL’ nin işleyecek reeskont avans faizi ile tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ve savunmalarında dayandığı, “sözleşmeden yahut yasadan kaynaklı herhangi bir hakkı bulunmamasına rağmen” cari hesap borcundan tek taraflı mahsup ettiği faturadan, müvekkilinin bilgisinin bulunmadığını, Davacının ilgili faturayı müvekkiline tebliğ etiğini, müvekkilinin ise iade ettiğini ileri sürmekteyse de bu iddialarının tümüyle gerçek dışı olduğunu ve yazılı delille ispatlanması gerektiğini, yargılamaya muhtaç bir konu hakkında,——– yahut yasadan kaynaklı bir mahsup hakkı olmadığını, müvekkilinin cari hesabından tek taraflı ve keyfî şekilde yapılan mahsup işleminin hiçbir geçerliliği bulunmadığını, hırsızlık olayının vukuunda müvekkilinin hiçbir ihmali yahut özensizliğinin bulunmadığını, Müvekkilinin emtia yüklü aracı ——– terk etmiş olduğu gibi ——-yaratılmaya çalışıldığını, müvekkilimin aracı park ettiği yerin evinin hemen yanı olduğunu, —— yüklemesinin akşamdan yapılmasını mecbur tutarak, yükün gece boyunca araçta risk altında kalmasına——— hırsızlık olayının vukuunda bizzat kusurlu olduğunu, müvekkilden talep edilen emtia bedelinin sigortadan tahsil edilmişse, tahsilde tekerrür söz konusu olabileceğini beyan ederek, davacının haksız davasının külliyen reddiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava, taşıma sözleşmesi kapsamında doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Birleşen dava ise taşıma sırasında meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle doğan zararın, taşıma bedelinin mahsubu ile bakiye zararın tazminine ilişkindir.
Yukarıda özetlenen asıl dava ve birleşen dava kapsamında ileri sürülen iddia ve savunmalar üzerinde yapılan incelemede , taraflar arasında taşıma işine ilişkin ticari ilişki kurulduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmayıp, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının meydana gelen hırsızlık sonucunda doğan zarara rağmen davalıdan taşıma bedelinin talep edip edemeyeceği, asıl dava davalısının takas mahsup def’ini ileri sürüp süremeyeceği, meydana gelen zararın mahsup edilip edilemeyeceği, meydana gelen zararın asıl dava davacısının alacağına mahsup edilmesi halinde davacının bakiye alacak talebinde bulunup bulunamayacağı, birleşen dava yönünden ise birleşen dava davacısının hırsızlık nedeniyle doğan zararının asıl dava davacısı birleşen dava davalısından talep edip edemeyeceği, talep edebileceği zarar tutarının ne kadar olduğu hususlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce öncelikle taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak asıl dava yönünden davacının taşıma ilişkisi kapsamında asıl dava davalısı birleşen dava davacısından talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığı hususu incelenmiştir.
Yapılan incelemede taşıma işi nedeniyle asıl davacısı/ birleşen dava davalısının asıl dava davalısından 18.755,84 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Diğer taraftan meydana gelen hırsızlık nedeniyle asıl dava davacısının/birleşen dava davalısı kusurlu olup olmadığı, doğan zararı tazmin etmekle yükümlü olup olmadığı, meydana gelen zararın ne kadar olduğu hususlarında keşif yapılarak rapor tanzimi için dosyanın —–önceden görevlendirilen Mali müşavir Bilirkişisi görevlendirilmiştir.
Yapılan keşif sonucunda tanzim edilen ve mahkememizce de denetme açık ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre, meydana gelen hırsızlık olayında asıl dava davacısı/birleşen dava davalısının ihmalinin olduğu ve kusurlu olduğu, davacı tarafından ileri sürülen 28.859,98 TL tutarındaki zararın kadri maruf oluğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesine davalı vekili ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile meydana gelen zararın davacı birleşen dosya davalısının taşıma alacağından mahsup edilmesinini talep etmiştir., davalı birleşen dosya davacısı vekili, kalan bakiye yönünden ise birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere asıl davada davacının taşıma işi nedeniyle tespit edilen alacağı ——Asıl dava davalısı birleşen dava davacısının meydana gelen zararı ise —— Asıl dava davalısı/ birleşen dava davacısının, meydana gelen zararının mahsubu ile talep edebileceği bir alacağı kalmamış olup bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise birleşen dava davacısının hırsızlık nedeniyle meydana gelen zararın 18.755,84 TL’si taşıma bedeline mahsup edildiğinde talep edebileceği bakiye alacağı 10.104,08 TL olduğu birleşen dava davacısının da bakiye tutarı talep etmiş olduğu anlaşılmakla birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar kısa karar da “birleşen dava” yerine “karşı dava” ifadesi tutanağa geçilmiş ise de tarafların talep ve haklarına herhangi bir etkisi olmaması ve hüküm fıkrasını genişletmemiş olması nedeniyle gerekçeli kararda birleşen dava olarak değiştirilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
I-ASIL DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı … tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 320,61 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 239,61 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …—-tarafa iadesine,
3-Davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …—-vekili lehine —- göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
II-BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜNE,
1-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 690,21 TL harcın, davacı .—. tarafından yatırılan 172,56 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 517,65‬ TL’nin davalı …—– tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı …—– tarafından yatırılan 172,56 TL harcın davalı ..—- alınarak DAVACI …——–VERİLMESİNE,
3-Davacı …——. tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen —— yargılama giderinin davalı ….——-alınarak DAVACI …—— VERİLMESİNE,
4-Kabul edilen dava yönünden ——— tarifesine göre davacı —– lehine takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı ..——— alınarak DAVACI ..——– VERİLMESİNE,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.