Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/428 E. 2018/1049 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/428 Esas
KARAR NO : 2018/1049
DAVA : İcra Edilebilirlik Şerhi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan icra edilebilirlik şerhi verilmesi istemli davanın açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacılar ve dava dışı ….. ile davalı şirket arasında 24 Ocak 2015 tarihinde hisse devir sözleşmesi imzalandığını ve davalının dava dışı ……..hisselerinin tamamını devraldığını, davalının borcunu ödememesi üzerine icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine İİK m. 67 hükmü uyarınca itirazın iptali davasının … tahkimine tabi olarak açıldığını, tek hakem tarafından 21.12.2017 tarihinde nihai hakem kararı verildiğini, kararda maddi hatalar bulunduğunu, bu nedenle tek hakeme tekrar gidildiğini ve tek hakemin 14.2.2018 tarihinde ek karar verdiğini, nihai hakem kararının icra kaabiliyetinin olması için MTK 15(B) maddesi uyarınca icra edilebilirlik şerhi alınması gerektiğini, davalı, her nekadar süresi içerisinde herhangi bir iptal davası açmamışsa da, 29 Ocak 2018 tarhinde nihai hakem kararının iptali istemiyle İst. Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……esas sayılı dosyasında dava açtığını, mahkemenin görevsizlik kararı ile davayı reddettiğini, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığını, tüm bu nedenlerle MTK m.15(B) f.2 uyarınca nihai hakem kararının tespit hükmü mahiyetindeki 1 ve 7 numaralı hüküm fıkraları dışında kalan hüküm fıkralarına ilişkin icra edilebilirlik şerhi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, nihai hakem kararına ve ek karara karşı iptal davası açıldığını, bu davanın derdest olduğunu, iptal davasının İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/1 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, iptal davasının sonuçlanmasının bu dava için dava şartı olduğunu, ayrıca davacıların MTK m. 15(B)’de belirtilen 30 günlük sürenin dolmasını dahi beklemeden bu davayı açtıklarını, davanın bu nedenle de reddedilmesi gerektiğini talep etmiştir.
DAVANIN VE HUKUKİ YARAR DAVA ŞARTININ OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın tespiti: Dava, icra edilebilirlik şerhi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar, taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesine istinaden borcunu ödemeyen davalı aleyhine başvuru yapılan hakem tarafından verilen nihai hakem kararının tespit hükmü mahiyetindeki 1 ve 7 numaralı hüküm fıkraları dışında kalan hüküm fıkralarının icra kaabiliyetinin olması için MTK 15(B) maddesi uyarınca icra edilebilirlik şerhi verilmesini talep etmektedir.
2-İlgili Mevzuat: 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun “İptal Davası Ve Hakem Kararlarının İcra Edilebilir Hale Gelmesi” başlıklı 15. maddesi;
“Madde 15 – A) Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, 3 üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açılır, öncelikle ve ivedilikle görülür.
Hakem kararları aşağıdaki hallerde iptal edilebilir:
1. Başvuruyu yapan taraf;
a) Tahkim anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim anlaşmasının, tarafların anlaşmayı tabi kıldıkları hukuka veya böyle bir hukuk seçimi yoksa Türk hukukuna göre geçersiz olduğunu,
b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, tarafların anlaşmasında belirlenen veya bu Kanunda öngörülen usule uyulmadığını,
c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediğini,
d) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiğini,
e) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aştığını,
f) Tahkim yargılanmasının, usul açısından tarafların anlaşmalarına veya bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmediğini ve bu durumun kararın esasına etkili olduğunu,
g) Tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini,
İspat ederse veya,
2. Bölge adliye mahkemesince *1* ;
a) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,
b) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu,
Tespit edilirse.
Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiği iddiasıyla açılan iptal davasında, tahkim anlaşması kapsamında olan konuların, tahkim anlaşması kapsamında olmayan konulardan ayrılması mümkün olduğu takdirde, hakem kararının sadece tahkim anlaşması kapsamında olmayan konuları içeren bölümü iptal edilebilir.
İptal davası, otuz gün içinde açılabilir. Bu süre, hakem kararının veya düzeltme, yorum ya da tamamlama kararının taraflara bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. İptal davasının açılması, kendiliğinden hakem kararının icrasını durdurur.
Taraflar, iptal davası açma hakkından kısmen veya tamamen feragat edebilirler. Yerleşim yerleri veya olağan oturma yerleri …… dışında bulunan taraflar, tahkim anlaşmasına koyacakları açık bir beyanla veya sonradan yazılı şekilde anlaşmak suretiyle iptal davası açma hakkından tamamen feragat edebilecekleri gibi; yukarıda sayılan bir veya bir kaç sebepten dolayı iptal davası açmak hakkından da feragat edebilirler.
İptal istemi, davaya bakan bölge adliye mahkemesi aksine karar vermedikçe, dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır.
İptal davası hakkında verilen kararlara karşı 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre temyiz yoluna başvurulabilir. (Değişik cümle: 28/2/2018-7101 S.K./53. md)Temyiz incelemesi, bu maddede yer alan iptal sebepleriyle sınırlı olarak, öncelikle ve ivedilikle karara bağlanır.
İptal davasının kabulü halinde, kabul kararı temyiz edilmezse veya 1 inci bendin (b), (d), (e), (f), (g) alt bentleri ile 2 nci bendinin (b) alt bendindeki hallerin varlığı sebebiyle kabulü halinde taraflar aksini kararlaştırmamışlarsa hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilirler. Taraflar isterlerse eski hakemleri tayin edebilirler.
B) İptal davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra asliye hukuk mahkemesi, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin bir belgeyi istemde bulunan tarafa verir. Bu belgenin verilmesi harca tabi değildir. Hakem kararının icraya konulması halinde Harçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
İptal davası için öngörülen sürenin geçtiği veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği hallerde, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belgenin verilmesi sırasında (A) fıkrasının 2 nci bendinin (a) ve (b) alt bent hükümleri mahkemece resen dikkate alınır. Bu halde mahkemece aksine karar verilmedikçe, inceleme dosya üzerinden yapılır.” hükmünü haizdir.
… tarih ve ….. de yayımlanan …..tarih ve 7101 sayılı kanunun 53. maddesi ile ikinci bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “Mahkemece” ibaresi “Bölge adliye mahkemesince” şeklinde, altıncı bendinde yer alan “mahkeme” ibaresi “bölge adliye mahkemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
… tarih ve …… de yayımlanan ….. tarih ve 7101 sayılı kanunun 54. maddesi ile kanuna eklenen ek madde 1 “Bu Kanunda asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkiler, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılır.” hükmünü getirmiştir.
3-Görevli Mahkemenin tespiti:…. tarih ve …… de yayımlanan …..tarih ve 7101 sayılı kanunun 54. maddesi ile kanuna eklenen ek madde 1 uyarınca davaya bakma görevinin mahkememize ait olduğu anlaşılmaktadır.
4-Hukuki yarar dava şartı ile ilgili inceleme ve gerekçe: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (h) bendi uyarınca “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunması gerekir. Dava açmak için ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir.
İşbu icra edilebilirlik şerhi verilmesi istenen taleple ilgili olarak davalı tarafça süresi içerisinde 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15. Maddesi uyarınca İstanbul BAM 14. Hukuk Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasında
iptal davası açıldığı taraflar arasında çekişmesizdir.
Bu durumda, işbu icra edilebilirlik şerhi verilmesi davasının açıldığı tarihte, ortada icra edilebilirlik şerhi verilebilecek kesinleşmiş bir karar bulunmadığından davacının hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, işbu mahkememizdeki davayı açtıkları tarihte davalı tarafın iptal davası açtığını bilmediklerini, iptal davası açıldığını sonradan öğrendiklerini, iptal davasının görüldüğü İstanbul BAM 14. Hukuk Mahkemesinin 2018/1 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 10.05.2018 tarihinde iptal davasının reddedildiğini, bu kararın temyiz incelemesinde olduğunu ve sonuçlanmasının beklenmesini talep etmişlerdir.
Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 15/03/2017 tarih, 2016/7241 esas, 2017/2146 karar sayılı ilamındaki Sayın Başkan …….ve yüksek üye……azınlık görüşünde tespit ettikleri üzere; kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Her ne kadar HMK.’nın 115. maddesinde bazı dava şartlarının tamamlanabileceği ve bu konuda süre verilebileceği düzenlenmiş ise de HMK.’nun 24. maddesinde düzenlenen “tasarruf ilkesi” karşısında, hukuki yarar dava şartı yönünden HMK.’nun 115. maddesindeki “tamamlama” hükmünün uygulanamayacağı düşünülmektedir. Zira, işbu davanın açıldığı tarihte ortada icra edilebilirlik şerhi verilebilecek kesinleşmiş bir karar bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle HMK’nin 114/1-h ve 115/2. Maddeleri uyarınca işbu davanın açıldığı tarihte tarihinde davacının elinde icra edilebilirlik şerhi verilebilecek kesinleşmiş bir karar bulunmadığından ve bu nedenle işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken harç peşin olarak alındığından başkaça harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. Maddesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.31/10/2018