Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/427 E. 2021/99 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/427 Esas
KARAR NO : 2021/99
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirketin yetkili acentesi aracılığı ile imzalamış —– tarihli taşıma sözleşmesi bulunduğu ve işbu sözleşme çerçevesinde davalı şirket tarafından taşıma hizmeti alındığı ve bu surette davacı şirket tarafından keşide edilmiş ————- gönderilmiş, anılan bu malların gönderilmesi üzerine alıcının yerinde olmaması nedeniyle fatura konusu edilen mallar yetkili şubeye taşınmış olup, daha sonra kimliği ve kim olduğu ne davacı şirket nede davalı şirket tarafından tespit edilememiş şahsa imza karşılığı mallar teslim edilmiş fakat faturası teslim edilemediğinden fatura tutarı da tahsil edilememiş, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.4. maddesinde aynen “alıcı kimlik ibraz etmek kaydıyla kargoyu teslim alır. Kimlik ibraz etmediği durumlarda taşıyıcı kargoyu teslim etmeme hakkına sahiptir.” Hükmü düzenlenmiş işbu madde hükmüne göre davalı şirketin alıcıcnın gerçek kişi olması halinde kendisine ve ya vekiline alıcı tüzel kişi ise tüzel kişinin yetkilisine ve ya vekiline taşıma konusu malların teslim edilmesi gerektiği, ——- mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davalı——- davacı tarafından gönderilen gönderiyi gerçek alıcısına teslim etmekle borcundan kurtulmasının mümkün olduğu, her ne kadar davalı tarafça ——— davacı şirket tarafından beyan edilmediği iddia edilmişse de davalının kendi çalışanlarının yargılandığı ceza dosyasında paket içeriğinde cep telefonu bulunduğunu kabul ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin ——dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verildiğini,——– haksız olarak edilen itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın likit olması ve —— tarihli güncel içtihat ve kararlan doğrultusunda %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraftan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine ——- dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili icra dosyasından davalı şirkete gönderilen ödeme emri davalı şirket tarafından —- tarihinde tebliğ alınmış olup borcun sebebi olarak —-vade tarihli maddi tazminat gösterildiği davalı şirket davacı ——– borcu olmaması sebebiyle ilgili icra takibine, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ederek icra takibine itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından huzurdaki dava ikame edildiğini, hükmü havi olsa da davacı —–tarihinde yapılan bir kargo taşımasına ilişkin olarak ———yılında önce icra takibi başlattığını ve daha sonra dava açarak zaman aşımı sürelerinden oldukça sonra talep ettiği ortada olup bu sebeple davanın usûlden reddine karar verilmesini ve dava konusu kargonun taşınması layıkıyla yerine getirildiği ve bu husuta teslim formu davalı şirket kayıtlarında olduğunu, davacı şirket tarafından davalı şirkete içerisinde——bulunan ——- teslim edildiğini, davanın reddine davacı tarafın kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taşıma sözleşmesine aykırılık nedeni ile tazminat davasıdır.
Davacı yan dava konusu dava dışı—-adına düzenlenen ——— davalı tarafından taşımasının gerçekleştirildiğini, ancak davalıya ürünlerin teslim edilmediğini belirterek, uğramış olduğu zararın tazminini talep etmektedir.
Dava konusu olayda yetkili şubeden —— irsaliyesi ile teslimat yapılan kişinin sadece imzası olup ismi ve —- numarası olmayan kişiye teslim edildiği,
Davacı tarafından Dava konusu ——–teslim edilmediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava dışı şirkete teslim edilmek üzere gönderilen malların mal teslim formları incelendiğinde —— tarihinde davacıya ait gönderinin—- adlı şahsa teslim edildiği ancak bu kişinin —– yer almadığı gibi alıcı şirketin dosya arasına alınan —- göre davalının çalışanı olmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen —- tarihli Taşıma Sözleşmesinin 4.3 maddesine göre,—–
Davacı yan replik layihasında taşınacak eşyalar ile birlikte gönderilmiş olan emtianın irsaliyesinin de teslim edildiğini; bu irsaliyenin bir suretinin davalı yanda bulunduğunu; davalının taşımış olduğu emtianın miktar ve cinsinin tam ve net olarak belli olduğunu belirtmiş ancak dosya kapsamında gönderinin içeriğinin ne olduğu hususunda davalı taşıyıca bir bilgi bulunmamakta davalı tarafından da davacının iddia ettiği emtianın cinsine aşamalarda daimi olarak itiraz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 230’uncu maddesinin 5’inci fıkrasında; “Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttır/İması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.
Yine Zararın varlığını ispat etmek zarar görene ait olduğundan ve de davacı yan söz konusu emtianın irsaliyesinin davalıya teslim edildiğini iddia ettiğinden; bu iddianın TMK m. 6 uyarınca davacı tarafından ispat edilmek suretiyle, zararın varlığının ortaya konması gerekmekte iken davacının taşıma konusu emtianın ne olduğunu davalıdan sadır belge ile tahkikat yargılaması bitimine değin ortaya koyamadığı anlaşılmıştır.
Taşıma uzmanı bilirkişi——-tarafından ibraz edilen raporda irsaliye nedeni ile davalının teslim aldığı malların bilindiğinin anlaşıldığı rapor edilmiş ise de ırsaliyede de davalı imzası bulunmamakta ve davalı tarafından mezkur irsaliye kabul edilmemekte ve davalı kayıtlarında da bu irsaliye bulunmamakta olduğundan irasaliye konusu teşkil eden tabletlerin davalıya teslim edildiği hususu davacı tarafından ispat edilememiştir.
TTK’nın 875. maddesi uyarınca, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından veya hasarından doğan zararlardan sorumludur. Aynı Kanun’un 879. maddesi uyarınca, taşıyıcı, adamlarının görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden de kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.
Somut olayda, taşımaya konu emtianın gerçek alıcısına değil, başka bir kişiye teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı taşıyıcı, yukarıda anılan maddeler uyarınca meydana gelen zarardan sorumludur. Bu durumda davalının, 876 ve 878. maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerinden birisinin bulunduğunu kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilir. Davalı taşıyıcı, bu hallerden birisinin bulunduğunu kanıtlayamadığından, sorumluluğu esastar.
Davacı tarafından teslim edilen gönderilen ortaya konamadığından TTK’nın 882. maddesine göre, 880. ve 881.maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Genel kural, taşıyıcının zıya ve hasardan sınırlı sorumluluğunun olduğu şeklinde ise de TTK’nın 886. maddesinde de taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı haller düzenlenmiştir. Bu maddeye göre göre; zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.
Somut olayda, davalının TTK’nın 850/2.maddesi gereğince taşınan kargoyu varma yerine götürmeyi ve belirtilen adreste teslim etmeyi taahhüt ettiği, buna karşın davalının, taşınan kargoyu varma yerinde alıcı adresinde değil başka bir kimseye teslim ettiği bu durumun TTK’nın 886. maddesi kapsamında şube açısından ağır kusur teşkil ettiği anlaşılmıştır. Ancak davalı tarafından davacının bir kısım mallarının kargo taşıma işinin gerçekleştirildiği sadece taşınan malların ne olduğu, davalıya taşıma için hangi emtianın teslim edildiği ispat edilemediğinden taşıyıcı davalının TTK Madde 882/1 maddesinde göre tazminat bedelinin hesaplanması gerektiği gözetilerek davalının sınırlı sorumluluk miktarının beher kilo başına —-çekme bedelinin fatura tarihindeki —– çarpımı sonucu —- olacağı bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.
Nihai olarak davacının, davalı adına keşide ettiği ihtarname gereğince davalının temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında işleyecek avans faiz tutarını—— bulunduğu anlaşılmış ve bu tutarlar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalının —– sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin —-asıl alacak, ——- faiz üzerinden DEVAMINA,
2-)Takipte, taraflar arasında uyuşmazlığın taşıma sözleşmesinden doğması nedeni ile 3095 sayılı yasa 2/2.maddesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine değin değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
3-)Kabule Konu asıl alacağın mevcutiyeti ve miktarı evvelde davalı tarafından bilinip,belirlenebilir nitelikte olmakla İİK 68/2 gereğince asıl alacak likit bulunduğundan asıl alacağın %20’si TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-)Davalı vekilinin redde konu kısım için yasal şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-)Karar tarihi itibari ile harçlar yasasına göre alınması gerekli 303,56 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 538,49 TL harçtan mahsubu ile arda kalan 234,93 TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE,
6-)Davacı tarafça sarf edilmiş, toplam 2.383,00 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 200,90 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
8-)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
9-)Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca ——— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/02/2021