Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/39 E. 2019/964 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/39 Esas
KARAR NO: 2019/964
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile —-. arasında imzalanan— istinaden adı geçen şirkete kredi tahsis edildiği, Diğer Davalı … un de işbu —- müteselsil kefil olarak imzalayarak kredi borcundan aynı derecede sorumlu hale geldiğini, borçlarını ödemeyen borçluların hesabının kat edilerek, Borçlulara —.Noterliği kanalıyla — yev.no’lu, ihtarnamesinin keşide edilerek, Ihtarnamadeki yazılı tutarların ödenmesinin talep edildiği, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için borçlular Hk. İst Anadolu -.lcra Müdürlüğünün—- E Sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, Ancak davalının takibe itirazda bulunduğu, Davalı taraf vekilince alacaklı görünen tarafa müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle takibe, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve ferilerine açıkça itiraz ettikleri şeklinde soyut bir itirazları olduğu, Davalıların işbu itirazlarının yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz olup. borcu ödediklerini gösterir herhangi bir yazılı delil sunmadıklarını, itirazlarınının herhangi bir kesin delile dayanmadığı gibi, soyut ve mücerret olduğu, zira davalıların ödemelerini eksik yaptıkları yada hiç yapmadıkları ve hesap kat ihtarnamesi ile temerrüde düşürüldükleri, bu nedenle de bankaya borçlu olduğu, Davalı tarafça faize itiraz edilmekteyse de taraflarca imzalanan ve takibe konu borcun sebebini teşkil eden — tahtında kendilerine ticari kredilerin tahsis edilerek kullandırıldığı, — uyarınca ve Bankanın mevzuat gereği ——- tarihleri arasında % 15,48 oranı üzerinden işlemiş akdi faiz ve — tarihinden itibaren anaparaya işletilecek % 30,96 temerrüt faizinin yasanın aradığı şartlara uygun olarak tespit edilip uygulandığı, kayıtların incelenmesi neticesi icra takibinde talep edilen miktarda borcu olduğunun ortaya çıkacağı, dolayısıyla, Müvekkil Bankanın davalılar hakkında başlatmış olduğu icra takibinde, hukuka aykırı hiçbir işlem bulunmadığı, alacağının tahsilini geciktirmeye çalışan borçluların kötü niyetlerinin sözkonusu olduğu. Açıkladıkları nedenlerle davalı borçluların itirazının İptaline, takibin devamına, asıl alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek % 30,96 temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, Davalılar aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedılmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak sözleşmenin TBK 20.Maddesi uyarınca Genel işlem koşullarına aykırı olduğu. — koşullarının, dürüstlük kuralına aykırı olarak müvekkilin durumunu ağırlaştırıcı nitelikte olduğu, dürüstlük kuralına aykırı hükümlerin yazılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmekte olduğu, takibe dayanak belgenin kefalet şartlarını taşımadığını, TBK 583. ve 584. Maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin şekil şartlarını ihtiva etmediğini. Müvekkilin kendi el yazısı ile tarih, sorumlu olunan miktar ve kefalet türünü yazmadığını, eş rızasının bulunmadığını, kefaletin geçerli olduğu kabul edilse bile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içerisinde olması gerektiği, oysaki borçlunun borcunu ödemekte olduğu. Banka kredi sözleşmesindeki faiz oranının fahiş olduğu. Açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı yanın talep edilen alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hukmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya içerisinde alınan İstanbul Anadolu –icra müdürlüğü — Esas sayılı icra dosyası üzerinde yapılan incelemede, davacı vekilinin genel kredi sözleşmesine istinaden —- TL ana para, — TL işlemiş akdi faiz, — TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam — TL için —- tarihinde takip başlattığı, davalı vekilinin takibe itirazı ile takibin durduğu, bunun üzerine davacı vekilinin 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Davacı Bankanın, Muhataplar——-Noterliği kanalıyla – — tarih ve — yev.no’lu ihtarnamesini keşide ettiği, ihtarnamede özetle ” Bankaları ile akdetılen Sözleşmeler uyarınca asıl borçlu Şirkete kullandırılan, — kredisinden oluşan borçların —– tarihi itibariyle kat edildiği.
■ Bankaları tarafından verilen çek karnelerinin iade edilmesini, aksi takdirde—- TL çek sorumluluk tutarını depo etmesini talep ettiği
Kredi hesabından kaynaklanan— TL borç tutarlarının 1 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde alacaklarının tahsili için haklarında yasal yollara başvurulacağını, bu durumda yukarıda belirtilen borç tutarlarına ihtarname tarihi ile ödeme yapılacak tarih arasında geçecek her gün için gecikme faizi ve gider vergisi tahakkuk ettirileceğini, ayrıca sarfına mecbur kalınacak masraflar ile avukatlık ücreti ve icra ve yargılama giderlerinin taraflarına yükleneceği ” ihtarında bulunduğu görülmüştür.
Sözkonusu İhtarnamenin tebliğ şerhinden; İhtarnamenin davalı borçlu Şirketin gösterilen adreste bulunmaması/taşınması nedeniyle merciine iade edildiği, —-e ise” Muhatap tevziat saatlerinde bulunmadığından kapıcıya soruldu işte olduğu beyan edildir beyanı imzadan imtina etti, tebligat—- Muhtarlığına teslim edildi, ihtarname— kapısına yapıştırıldı, komşusuna haber verildi” , kaydını içerdiği görülmüş olup davalı borçlulara sözleşmenin 6.3 ve 6.8 Maddeleri ve Mevzuat uyarınca ihtarnamelerin tebliğ edildiği verilen 1 günlük mehil süresinin hitamı olan —– tarihinde temerrüde düştükleri kanaatına varılmıştır.
İcra dosyası, —– kat ihtarnamesi ve taraflar ibraz edilen sari deliller dosya içerisine alınıp mahkememizce dosyanın Bankacı bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi kök raporunun sonuç kısmında; -Davacı Banka ile davalı asıl borçlu—– arasında —-tarihinde – yıl süreli çerçeve niteliğinde—- imzalandığı. Davalı …’ünde söz konusu sözleşmede, müteselsil kefil olarak —— TL kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzasının bulunduğu,
– Takip tarihi itibariyle Davacı Banka alacağının — TL asıl alacak,— TL işlemiş faiz, faiz üzerinden— TL masrafı olmak üzere— TL olduğu,
-Kefaleten borçlu davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı -.ytl sureti—- kefalet tutarı — TL ile davalının hesap kat tarihindeki borç tutarı olan — TL otan asıl alacak’tan daha yüksek olduğundan ve kefillerin kendi temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti ile bağlı olmaksızın sorumlu olması nedeniyle, bundan sonraki tüm faiz ve fer ilerden de sorumlu olacağı ,
-DavacI Bankanın, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar, davalı borçlulardan takip tarihi itibariyle — TL asıl alacak üzerinden yıllık % 30,96 oranında, — faiz oranlan genelgeleri doğrultusunda temerrüt faizi ve faizin % 5 — talep edilebileceği,
-Davacı Banka alacağının — TL’si Kredi Garanti Fonundan, Dava Tarihinden sonraki bir tarih olan – tarihinde tazmin edilmekle birlikte —- sayılı Bakanlar Kurutu Kararlarında; Hazine Destekli kefalet ile kullandın lan kredilerin temerrüdü halinde, —-tarafından tazmin edilen tutar dahil olarak, kanuni takip işlemleri Kredi Veren tarafından yürütülür denilmektedir. ” Bu nedenle, tazmin edilen bu tutar yönünden de takip işlemlerinin sorumluluğu — adına Kredi veren Bankalara yüklendiğinden tazmin edilen tutar yönünden de borçluların —e olan borçlarının devam ettiği, söz konusu tutarın borçlulardan tahsili amacı ile takip işlemlerine Davacı Bankaca devam edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.
Davalılar vekili, Bilirkişinin Sözleşme, GİŞ, Kefalet ve Faize ilişkin değerlendirmelerinin isabetsiz ve hatalı olduğu, bilirkişi tarafından dosyanın yeterli titizlikte incelenmediği, kabul edilmemekle birlikte sözleşme ve kefalete ilişkin düzenlemelerin geçerli olduğu varsayılsa dahi davalı müvekkillerin ancak ve sadece—- ödediği — TL’den geriye kalan bedel üzerinden sorumlu tutulabilecekleri, bilirkişi raporunun belirtilen eksikliklikleri karşısında konusunda uzman yeminli mali müşavir yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmak üzere tevdini talep etmiştir.
Mahkememizce —- müzekkere yazılarak, —- yapılan ödemelerin banka tarafından kredi alan kişilerden istenip istenmeyeceğine dair mevzuata ilişkin bilgi ve belgeler istenmiştir.
—- tarafından gelen müzekkere cevabı ile tarafların iirazları da dikkate alınarak ek rapor için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi ek raporun ile Kredi — tarafından Hazine kaynağından garanti edilerek Davacı Bankaca kullandırılan Kredinin Davalı Şirket tarafından ödenmemesi nedeniyle— tarafından anılan kefalet kapsamında Davacı Bankaya ödenen kredinin tahsilatının sağlanarak – geri ödenmesi zorunlu olduğu, – tarafından ödenen bu tutarın hibe delmiş sayılmayacağı,— ve Davacı Bankanın bir kısım alacağı devam ettiğinden ve mükerrer takip ve tahsilat yada davalı vekilinin iddia ettiği gibi tekrar talep söz konusu olmadığından, Davacı Bankaca tüm alacağın tahsilatının sağlanarak protokoldeki kısmının —iade edilmesi gerektiği, söz konusu tahsilatı sağlama görevinin açıkça Krediyi kullandıran Davacı Bankada olduğu,
Takip ve tahsilat işlemlerinin ilgili Bankalarca yürütülme zorunluluğu—- tarafından Sn. Başkanlığınıza gönderilen yazı ve ekinde yer alan protokolde yer almakta olduğundan, Tazmin edilen kredi yönünden de takip işlemlerinin sorumluluğu — adına Kredi veren Bankalara yüklendiğinden tazmin edilen kısım yönünden de borçluların — olan borçlarının devam ettiği, kök raporumda hesaplanan tutarın borçlulardan tahsili amacı ile takip işlemlerine Davacı Bankaca devam edilmesi gerektiği yönündeki teknik tespitler ve görüşümden ayrılmayı gerektirecek bir hususa rastlanılmadığı, belirtilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi tarafından tanzim edilen ek ve kök rapor denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmekle, hükme esas alınmıştır.
Buna göre;
Davacı Banka ile davalı asıl borçlu—- tarihinde -yıl süreli çerçeve niteliğinde—-imzalandığı. Davalı …’ünde söz konusu sözleşmede, müteselsil kefil olarak —- TL kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzasının bulunduğu,
– Takip tarihi itibariyle Davacı Banka alacağının — TL asıl alacak, — TL işlemiş faiz, faiz üzerinden – TL % – TL masrafı olmak üzere — TL olduğu,
-Kefaleten borçlu davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı -ytl sureti—kefalet tutarı -TL ile davalının hesap kat tarihindeki borç tutarı olan — TL otan asıl alacak’tan daha yüksek olduğundan ve kefillerin kendi temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti ile bağlı olmaksızın sorumlu olması nedeniyle, bundan sonraki tüm faiz ve ferilerden de sorumlu olacağı ,
-DavacI Bankanın, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar, davalı borçlulardan takip tarihi itibariyle — TL asıl alacak üzerinden yıllık % 30,96 oranında, — faiz oranlan genelgeleri doğrultusunda temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV’ni talep edilebileceği,
-Davacı Banka alacağının – TL’s—Fonundan, Dava Tarihinden sonraki bir tarih olan – tarihinde tazmin edilmekle birlikte —sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarında; Hazine Destekli kefalet ile kullanılan kredilerin temerrüdü halinde, —- tarafından tazmin edilen tutar dahil olarak, kanuni takip işlemleri Kredi Veren tarafından yürütülür denilmektedir. ” Bu nedenle, tazmin edilen bu tutar yönünden de takip işlemlerinin sorumluluğu — adına Kredi veren Bankalara yüklendiğinden tazmin edilen tutar yönünden de borçluların — olan borçlarının devam ettiği, söz konusu tutarın borçlulardan tahsili amacı ile takip işlemlerine Davacı Bankaca devam edilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE
Davalı borçlunun İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü — Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — TL asıl alacak, — TL işlemiş faiz,— TL BSMV (%5), – TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam — TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30,96 TL oranında faiz uygulanmasına
2- Alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine 227.816,79 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine
3-Harçlar kanununa göre alınması gerekli 16.539,36 TL mahkememiz dosyasındaki peşin alınan 2.925,43 TL harçtan ve İstanbul Anadolu – İcra Dairesi —- esas sayılı icra dosyasına yatırılan 1.212,76 TL olmak üzere toplamda 4.138,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.401,17 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafından yatırılan 4.138,19 TL harcın davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça sarf edilmiş yargılama gideri 991,50 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 989,74 TLnin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 20.477,33 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 429,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokuğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 10/10/2019