Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/343 E. 2019/830 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/343
KARAR NO: 2019/830
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davaya konu cari hesap dönemi içerisinde yoğun ticari ilişki içerisinde olan davalı şirketin borçlarını müşterilerinden aldığı senetlere bağlayarak müvekkili şirket nezdinde tutulan carî hesapla kapatmış görünse de, vadelerinde ödenmeyen bu senetlerin protesto edildikçe cari hesap alacağının yeniden yükselmiş olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete ciro ederek teslim ettiği ancak gününde ödenmeyen senetlerin, İstanbul Anadolu 22 icra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takibe konu edilse de, davalı tarafından açılan dava ile İstanbul Anadolu 13.Hukuk Mahkemesinin ———– Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonunda verilen kararla takibin davalı açısından cirantaya yapılacak takipte süre aşımından icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirketten mal ve hizmet alınış, alınan bu mal ve hizmetlerin davalı şirkete fatura edilmiş, ancak davalı şirketin müvekkili şirkete oları davaya konu borcunu ödemediğini belirterek, davalarının kabulü ile alacalın ticari faizi ile beraber davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı taraf ile müvekkili firma arasında ——- tarihinde dağıtıcılık anlaşması imza edilmiş olduğunu, daha sonra müvekkili şirket ile davacı şirketin ———- tarihinde bir araya gelerek, bahse konu dağıtıcılık anlaşmasının bir tutanak düzenlenerek iptal edilmiş olduğunu, düzenlenen bu tutanakla, dağıtıcılık arılaşmasının iptali ile anlaşmanın, ——— devredilmiş ve yeni bayi olarak da —– su istasyonu belirlenmiş olduğunu, yine düzenlenen tutanakla ——– tarafından cirolu senetlerine karşılık — tarafından davacı şirkete—- tutarında senet verildiği ve davacı şirketin müvekkili şirkete cirolu senelerini iade edeceğinin kararlaştırılmış olduğunu, yapılan anlaşma gereği, gerekli işlemlerin yakılmış ve hesapların karşılıklı olarak kapatılmış olduğunu, ancak daha sonra davacı şirket tarafından işbu davanın ikame edilmiş olduğunu belirterek, davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 22 icra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiştir.
Bilirkişi ——- tarihli raporunda; (Davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak üzere Ankara 8 ATM nin—— talimat sayılı evrakında)
Davacı şirketin ticari defterlerinin kayıtlarının incelenmesi neticesinde; —– yılından bu yana iki taraf arasında ticari ilişkinin devam ettiği, bu ticari ilişkide, davacı tarafından davalı bakımından iki hesap kullanıldığı, bu hesaplardan ilkinin —AIıcılar Hesabı, diğerinin ise, —–Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabı olduğu;
—-Alıcılar Hesabında,— yılına kadar davacının faturalarının ve de bu faturalara karşılık davalının senet ve çeklerinin kayıtlara girilmesi ile davalı şirketin —– TL. tutarında borç bakiyesinin devir bakiye olarak geldiği, daha sonra davacının —tarihli faturalarının kayda girilmesi ve senet protesto kayıtlarının yapılması ile davalının borç bakiyesinin ——- TL.’ye yükseldiği, sonrasında ise, daha önce avukata verilen —TL. tutarlı çekin geri alınma kaydının yapılması ile de davalı şirketin borç bakiyesinin ——– düştüğü ve neticede,—- kapanış tarihinde, davalı şirketin ———. tutarında borç bakiyesinin kalmış olduğu;
—- Ticari Alacaklar Hesabında, izlenmeye başlanan çek, senetlerin toplam tutarının,——TL. olduğu, ancak, —- bu hesaba atılan — TL. tutarlık senetlerden, —- kayıt tarihinde, — TL. tutarlık kısmının tahsil edildiği ve senet toplamının. ——– TL.’ye düştüğü, yine, ——- tarihinde avukata verilen — TL. tutarlık çekin de.—– tarihinde, avukattan geri alınma kaydının yapıldığı ve davalının borcundan düştüğü görülmüş, neticede, bu çek ve senetlerden dolayı — Alacaklar Hesabında kalan tutarın, ——– olduğu tespit edilmiştir.
—– yılı defterlerinin, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 69-70 / son ve 82. madde hükümleri gereği, noter kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı tespit edilmiş olup, bu defterler yönünden defterlerin sahipleri lehine delil teşkil etme özelliği olmadığı,
Dosya içerisinde davalı şirket —- dava dışı—- ve yine dava dışı —- arasında imza altına alman tutanakta — itibariyle, ——– vadeli —- TL. Çek,— vade/i — TL. Çek,- vadeli – TL. Senet,– vadeli —TL. Senet, — vadeli —- TL. Senet şeklinde ödemeler yapıldığının belirtildiği, davacının kayıtlarında belirtilen bu ödemelerin incelenmesinde ise; — vadeli —- TL. çekin,—– kayıt tarihinde, verilme kaydı görülmüş, yani, bakiyeyi etkilediği ve davalının bakiyesinin oluşmasındaki hesaplardan biri olduğu tespit edilmiştir. —- vadeli —- TL. çekin ise, yukarıda bahsetmiş olduğumuz —– yılında avukata verilen —-yılında ise. geri alınma kaydı yapılan —— TL. tutarlık çek olduğu anlaşılmış olup, bu çekin zaten davalının borcundan çıkmış ve bakiyeyi düşürmüş ve şüpheli Ticari Alacak olmaktan da çıkmış olduğu tespit edilmiştir.
—– vadeli —– TL senet, —– vadeli—- TL senet, —– vadeli —- TL senetlerin ise —– yılında, davalı şirket tarafından, davacı şirkete —– kayıt tarihinde verilmiş oldukları görülmüş, daha sonra bu senetlerden, —- vadeli —- senetlerin, ——– kayıt tarihinde protesto edilmesi nedeni ile tekrardan davacının borcu olarak kayıtlara girdiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu 3 adet senedin de, davalı şirket taralından, davacıya verildiği, dolayısıyla, davalının bakiyesinin oluşumunda etkili oldukları ve bunun içinde değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Bu durumda, tutanakta belirtilen davalının bu ödemeleri, davacının kayıtlarında zaten var oldukları, oluşan bakiyeyi etkiledikleri ve de ayrı yeten bir ödeme olarak değerlendirilmeyecekleri kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi —— tarihli raporunda; Taraflar arasında ki cari hesap dökümlerinde, davalının Cari hesap dökümüne göre davacının davalıdan ——TL alacaklı olduğu, davacının Cari hesap dökümüne göre davacının davalıdan: Şüpheli Ticari Alacaklar :—- TL Ticari Alacaklar—– TL olmak üzere Toplam: —— TL alacaklı gözüktüğü, aradaki farkı oluşturan protestolu senelerin protesto evraklarının dosyada görüldüğü, senetler ile ilgili ödeme evrakları dosyada bulunmadığı için Davacının davalıdan bunları talep edebileceğini” belirtmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili ile olan ticari ilişkisinden kaynaklı borçlarını ödemediğini ileri sürerek, davalıdan müvekkil alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket ile müvekkili arasındaki dağıtıcılık anlaşmasının ——- tarihinde bir tutanak düzenlenerek feshedildiğini, bu tutanak ile taraflar arasındaki sözleşmenin dava dışı ——–şirketlerine devredildiğini ve yeni bayi olarak da ——– belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından verilen cirolu senetlere karşılık —- tarafından davacı şirkete —- tutarında senet verildiğini, bu anlaşma ile davacı şirketin müvekkilini ibra ettiğini, davalıya müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkememizce, —— Sayılı karar ile, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan —–TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin — tarihli — E. – Sayılı kararı ile “…Davalı savunmasında taraflar arasında karşılıklı edimler içeren sözleşmenin tutanakla sonlandığını, kendilerine düşen sorumluluğun dava dışı —- tarafından üstlenildiğini beyan ederek, dosyaya —- tarihli – adet tutanak fotokopisi sunmuştur. Bu durumda mahkemece belge asılları getirtilerek davacıya gösterilmek suretiyle imzanın davacı yetkilisine ait olup olmadığının tespiti ve tutanak başlıklı bu sözleşmenin borcun üstlenilmesi anlamına gelip gelmediği hususunda değerlendirme yapılarak, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde bu davadaki alacak talebini, kambiyo senedine (bonoya) dayanan sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirmiş fakat dava dilekçesinin içeriğinde alacağın davalıya teslim edilen mal ve hizmetin karşılığında düzenlenen faturaya dayandırıldığı açıklanmıştır. Her ne kadar davacı alacak talebini sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirmiş ise de, sebepsiz zenginleşme davası ancak, kambiyo senetlerinin (bonoların) keşidecisine karşı açılabilir. Davacının takibe koymuş olduğu bonoların keşidecisi ise dava dışı ——–. Dava dilekçesinin içeriğinde ise cari hesaptan kaynaklanan alacak talep edilmektedir. Hukuki nitelendirme görevi kendisinde bulunan mahkememizce dava akdi ilişkiden kaynaklanan cari hesaba dayalı alacak davası olarak nitelendirilmiştir.
Davacının bu davadaki alacağı, cari hesap alacağı niteliğinde olduğundan, eski BK.md.125’deki 10 yıllık genel alacak zamanaşımına tabi olduğu, bu nedenle de dava tarihi itibariyle davacının bu davadaki alacak hakkının zamanaşımını uğramamış olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf beyanlarından ve dava dosyası içeriğinden anlaşıldığı üzere; davacı ile davalı arasında ——- tarihinde akdedilen dağıtıcılık (bayilik) sözleşmesine dayalı olarak, bir cari hesap ilişkisi kurulmuştur.
Daha sonara, davacı, davalı ve davadışı şirketler arasında —– tarihinde akdedilen iptal ve devir tutanağı ile, işbu dağıtıcılık sözleşmesinin iptal edildiği ve davalı tarafından oluşturulmuş davadışı başka şirketlere devredildiği hususları hükme bağlanmıştır. Aynı taraflar arasında akdedilen —- tarihli bir başka tasfiye ve ödeme tutanağı ile de, ———-cirolu olarak —– verilen —— TL tutarındaki senetlerine karşılık, yeni bayi —– tarafından——— senet verilmiş olup, önceki senetlerin ———– iade edileceği hususu hükme bağlanmıştır.
Davacının takibe koymuş olduğu bonolar, bono lehtarı davadışı——-tarafından, davalı——– ciro edilen ve davalı—–tarafından da davacı——ciro edilen toplam —- TL tutarlı bonoların (önceki bonoların) ———– TL tutarlı kısmıdır.
Davalı savunmasında taraflar arasında karşılıklı edimler içeren sözleşmenin bahsi geçen tutanakla sonlandığını, kendilerine düşen sorumluluğun dava dışı —- tarafından üstlenildiğini ileri sürmüş, Yargıtay bozma ilamında bu yönde araştırma yapılması gerektiğine işaret olunmuştur. Bu kapsamda belge asılları dosyaya ibraz ettirilmiştir.
Davacı, tutanaklarda ismi geçen———isimli kişinin kendilerini temsil etmeye yetkili bulunmadığını ileri sürmüştür. Bu kapsamda ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere cevaplarına göre tutanakları davacı şirket adına imzalayan —— isimli kişinin davacı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı tespit edilmiş, ayrıca ——— isimli kişinin tutanağı imzalarken davacı şirkete vekaleten hareket ettiğine dair bir vekaletnameye de ulaşılamamıştır.
—— isimli kişinin resmi olarak temsil yetkisi bulunmasa da fiilen temsilci olarak hareket edip etmediğinin araştırılmasında, taraflar arasındaki —— tarihli sözleşmenin de ——- isimli kişi tarafından davacı şirket adına imzalandığı tespit edilmiştir. Fakat bu sözleşmeyi ibraz eden tarafın davacı taraf olmadığı gibi son oturumda alınan beyanda davacı tarafın bu sözleşmeyi kabul etmedikleri belirtilmiştir. Bu sözleşme davacı tarafından benimsenmediğine göre ——- isimli kişinin fiilen temsilci olarak hareket ettiği de ispatlanamamıştır.
Dolayısıyla, davalı/——, yukarıda belirtilen ödeme ve tasfiye protokolünün ilgili hükümleriyle davacı ile arasında devam etmiş olan bayilik akdi ilişkisinden dolayı davacı şirkete olan cari hesap borcunu ödemek amacıyla, takip konusu ——- TL tutarlı bonoların da dahil olduğu bonoları (toplam ——TL tutarlı bonoları), davacı şirkete ciro etmek suretiyle verdiğini dolayısıyla da, davacıya söz konusu akdi ilişkiden ve buna davalı cari hesap ilişkisinden dolayı ———TL tutarında borcu olduğunu da kabul ve beyan etmiştir.
Davalı/—–, davacı şirket tarafından takibe konulmuş olan toplam ——— TL tutarlı bonoların bedellerini davacı şirkete ödediğini ispat edemediği gibi, bu bonoların yerine yenilerinin davadışı/——– tarafından verildiğini ve ödendiğini de ispat edememiştir. Bu durumlar nedeniyle, davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle, aralarındaki akdi ilişkiye davalı cari hesap ilişkisinden dolayı, davacı tarafından takibe konulmuş olan toplam——— TL tutarlı senetlerin toplam miktan kadar cari hesap alacağı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, —- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli —– TL harçtan peşin alınan —- TL sinin mahsubu ile bakiye 2.568,40 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 25,20 TL başvurma harcı, 857,35 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet pulu, 2.046,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri 218,75 TL, bozmadan sonra 88,00 TL olmak üzere toplam 3239,10 TL den kabul edilen kısma isabet eden 3235,76 TL sinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 5.866,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 50,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/09/2019