Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/342 E. 2018/949 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/342 Esas
KARAR NO : 2018/949

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2015
KARAR TARİHİ : 11/10/2018

Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2016/19027 Esas -2017/10285 Karar sayılı ilamı ile verilen bozma kararı üzerine dosya mahkememize gelmekle, yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sahibi bulunduğu —- plakalı, 2011 model BMW 1.16i marka araç, 04.03.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda ağır hasara maruz kalmış olduğu —- plakalı araç, davacı adına sigorta şirketine—-no’lu ve 09.02.2015/2016.tarihlerini kapsayan “Genişletilmiş Kasko poliçesi” ile sigortalı olduğu, söz konusu poliçenin kaza tarihini kapsadığı, huzurda ki davanın sigortalının sigortacısına karşı sigorta sözleşmesinden dolayı açtığı tazminat davası olup,işletilecek faizin “avans faizi” olduğu, davalı … şirketinin vaki hasar tazmin taleplerini reddetmeleri üzerine mevcut sigorta poliçesinden doğan ödeme sorumluluğunu yerine getirmediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.000 TL ‘nin 04.05.2015 kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınara müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.

Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 04.03.2015 tarihinde hasarlanan —-plakalı aracın hasar bedelini kasko sigortasını yapan şirket olarak kendilerinden istediklerini, Hasar gören aracın kendileri tarafından örneği gösterilen poliçe ile sigortalan ve teminatları kapsamında olduğunu, Genel Şartları uyarınca sürücünün olay yerinden firar etmesinin teminat harici olduğunu; bu sebeple aleyhlerinde açılan bu davanın reddi gerektiğini, davacının davalı şirkete başvurması sonucunda davacı şirket bünyesinde — nolu hasar dosyası açıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kaza sonrası olay yerini terk ettiğinin kaza tespit tutanağından anlaşıldığını,”Kasko Genel Şartları A.5.10 uyarınca “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kurumuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb. hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması’ teminat harici olduğu, bu kişilerin olay yerini terk etmelerinin ve kendilerinin sürücü olmadıklarını beyan etmelerinin, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyen Kasko Genel Şartlarının B.1.4 ve A.5.10 maddelerine istinaden hiç bir haklı sebebi olamadığı( Sigorta genel şartlarına bu maddenin 01.04.2013 yılında eklendiğini), hatta araç içerisinde bulunan bira şişeleri araç mahallini terk etme sebebinin alkollü sürücüyü gizleme maksatlı olduğunu açıkça gösterdiği, asılı davacının talebi Kasko Sigortası Genel Şartlan gereği haksız ve kötü niyetli olup hasarın teminat dışı olduğu, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ederek Kasko Genel Sigortası şartlan uyarınca üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği bu sebeple aleyhlerine açılan davanın reddinin gerektiği, davayı hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte davacı tarafın talep ettiği tazminat tutarının fahiş olduğunu ve davacı zararı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı TKHK’nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir.
Somut olayda dava 02.06.2015 tarihinde açılmış olup, davacı sigortalı davalı kasko şirketinden aracında oluşan hasar bedelini talep etmektedir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup yasanın 3/1-1. maddesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözüm yeri Tüketici Mahkemesi olup mahkememiz görevsiz olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6502 sayılı yasa 3.maddesi uyarınca, görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi TÜKETİCİ Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2018