Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/338 E. 2019/205 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/338 Esas
KARAR NO : 2019/205

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2016
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —–.’nin mobil elektronik haberleşme hizmeti sunan, hisseleri——— borsasına kote olan—- olduğunu, bu şirketin isim ve logosu ile birçok ürünü —–nezdinde marka olarak tescilli olduğunu ve koruma altına alınmış olduğunu, kurulduğu günden bu yana toplumsal sorumluluk bilinci ile kültür, sanat, spor farklı alanlarda birçok projeye destek veren müvekkili şirketin, çocukların eğitimi desteklemek amacıyla bugüne değin pek çok projenin önemli destekçilerinden biri olduğunu, davalının ——– hesabından ———– hakkınd———– sponsor olan ————– internet sağlayıcısından bugün itibariyle ilişiğimiz kesilmiştir.———– içerikli mesaj atarak haksız, mesnetsiz ve hukuksuz olarak şirketin kişilik haklarına saldırdığını ve ticari itibarının ağır şekilde ihlal edildiğini ileri sürerek davalıdan 10.000,00 TL. manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin —————– İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. ———— firmasında çalışan davalı, aynı zamanda işyeri sendika baş temsilcisidir. ————— isimli ———– hesabının da sahibi olan müvekkil sadece109 kişi tarafından takip edilen bu hesaptan, işçi hakları, ülke ve dünya gündemine ilişkin siyasi ve mizahi içerikli paylaşımlarda bulunmakta, bu yolla görüş ve düşüncelerini açıkladığını, davacı …—-., 2012 tarihli yönetim kurulu değişikliğinden sonraki tarihlerde ———– sponsor olduğunu,——– hesabında daha önce de gündeme ilişkin çeşitli konularda tepkisini dile getiren ——— paylaşmış olan müvekkilinin 11.04.2016 tarihinde ————hakkında, “———————— internet sağlayıcısından bu gün itibarı ile ilişiğim kesilmiştir” şeklinde bir————-paylaştığını, bu ———— hiç kimse tarafından beğenilmemiş veya paylaşılmadığını, müvekkilin, davacı yanın “—————-” sponsoru olmasını kendince gerekçe yaparak aynı kurumun internet sağlayıcısıyla olan sözleşmesini feshettiğini duyurduğunu, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat davası koşullarının oluşması söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, haksız rekabet teşkil eden eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı, TMK’nin 24-25, TTK’nin 54/2, 55(1), 56/1-e ve TBK’nin 58. Maddeleridir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 26. maddesi ifade özgürlüğü ve sınırlarına ilişkin düzenlemeler içermektedir.
İfade özgürlüğü hakkı mutlak hak olmayıp sınırlandırılabilen haklar grubundandır.
Başkalarının şöhret ve haklarının korunması, İfade özgürlüğünün sınırlanması hallerinden biri olmakla birlikte böylesine bir durum söz konusu olduğunda ifade özgürlüğünün kullanılmasının sağlanması ile başkalarının şöhret ve haklarının korunması arasında adil bir dengenin kurulması gerekmektedir.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, çok sayıdaki kararında İHAS’ın 10. maddesindeki ifade özgürlüğü ile 8. maddede düzenlenen özel hayata saygı haklarının eşit olarak korunması, kullanılan ifadelerin 8. maddede korunan özel ve aile yaşamı, haberleşme ve konut dokunulmazlığı haklarını ihlal eder nitelikte olması halinde bu iki hak arasında her iki hakkın özüne zarar gelmeyecek adil bir denge kurulup kurulmadığının gözetilmesi ve her iki hakkın ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvurularda aynı kararın verilmesi ve takdir hakkının aynı olması gerektiğini belirtmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 24. maddesinin gerekçesi nedeniyle, tüzel kişilerinde kişilik haklarına haksız saldırılması halinde manevi tazminat talep edebilecekleri tartışmasızdır. Tüzel kişilerin saygınlık, onur, sır çevresi gibi manevi nitelikte kişisel değerler taşıdıkları, mesleki ve ekonomik kişisel değerlere gerçek kişiler gibi sahip oldukları yargısal kararlarda sıkça dile getirilmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01/01/2012 tarih, 2011/4-687 Esas, 2012/26 Karar sayılı ilamında; ekonomik faaliyetini yürütürken kazanılan saygınlığın tüzel kişinin kişisel değerleri içinde yer aldığı, tüzel kişinin ticari şeref ve haysiyetinin çiğnenmesinin, onun ekonomik yaşam içindeki yerini ve durumunu sarsabileceği, ekonomik itibarın tüzel kişinin şeref ve haysiyetinin bir görüntüsü olduğu, tüzel kişinin ekonomik faaliyetlerinin de toplum tarafından değerlendirildiği, tüzel kişinin kişilik haklarından olan onur ve saygınlığının, onun korunan değerlerin başında geldiği vurgulanmıştır.
Haksız rekabete ilişkin TTK’nin 54/2. Maddesi “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerindeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” hükmünü içermektedir.
TTK’nin 55/1. Maddesinde başlıca haksız rekabet halleri sayılmış olup, maddenin a-1 bendinde “başkalarını veya onların mallarını, iş verenlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” dürüstlük kurallarına aykırı davranışlar ve uygulamalardan sayılmıştır.
TTK’nin 56/1-e maddesine göre haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan kimse TBK’nin 58. Maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir.
Gerek yukarıda açıklanan haksız rekabet hükümleri, gerekse TMK’nin 24, 25 ve TBK’nin 58. Maddeleri gözönüne alındığında tüzel kişilerin ticari saygınlıklarının saldırıya uğraması halinde manevi zarara uğradıkları kabul edilerek, manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Tazminat isteminin temel koşulu; saldırının, haksız olması yanında tüzel kişinin yararlandığı kişilik haklarına tecavüz niteliğinde olmasıdır.
Bu bakımdan somut olayda davalının davaya konu yazıdaki görüşlerinin eleştiri veya yorum ya da haksız saldırı olmaksızın düşünceyi açıklama yahut davacının ticari saygınlığına saldırı niteliğinde olup olmadığı, davacıya yöneltilen ithamın görünen gerçekliğe uygun şekilde haklı olarak yöneltilip yöneltilmediği hususunun çözümlenmesi gerekmektedir.Somut olayda, davalı, twitter kullanan herkesin görebileceği şekilde, ————————– internet sağlayıcısından bugün itibari ile ilişiğimiz kesilmiştir.—————— sözlerini yazmıştır. Davalının, davacı hakkında kullandığı sözler, kamuoyunda kuşku yaratıcı, davacının saygınlığını zedeleyici, haksız rekabete yol açıcı ve itham edici nitelikte olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, zarar derecesi, hakkaniyet dikkate alınarak manevi tazminatı 1.000,00 TL takdir etmek gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-)1.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 08/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Karar tarihinde alınması gerekli 68,31 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 102,47 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 195,40 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 19,54 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harç gideri toplamı 190,32 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ———–. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.