Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/325 E. 2019/112 K. 01.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/322
KARAR NO : 2019/80

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 15/03/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “ Takip tarihi olan 22.02.2018 tarihi itibari ile davalının borç bakiyesi 44.161,55-TL olup tarafımızca bu miktar üzerinden icra takibi başlatılmıştır. Takip tarihinden sonra ancak huzurdaki dava açılmadan evvel 23.02.2018 tarihinde davalı yanca 15.000,00-TL müvekkil şirket hesabına ödenmiş olduğundan işbu davayı ödeme yapılan tutar düşülmek suretiyle bakiye 29.161,55-TL üzerinden açma zorunluluğu hasıl olmuştur. Müvekkil şirket, bilumum inşaatların her ıtirlü elektrik, su. ısı. yangın, yalıtım, yapı koruma, ısıtma, soğutma, izolasyon, telefon bakım vs. malzemelerinin loptan ve perakende ahin satımını yapmak işi ile iştigal etmekledir. Tarafalar arasındaki ticari ilişki kapsamında mihekkil şirket tarafından bir kısım faturalar Ödenmiş ise de bakiye borç halen devam etmektedir. Davalıya sürekli ödeme konusunda mühlet verilmiş ise de herhangi bir ödeme yapmamıştır. Haksız ve yasal mesnetten yoksun itirazın 2′). 161.55-TL ü/erinden iptali ile takibin devamına, itirazın kötü niyetli ve alacağı sürüncemede bırakma amaçlı yapılmış olması karşısında %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı lıükmedilnıesine” Karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “ Müvekkil şirketin davacının iddiasının aksine davaya konu tutar bakımından herhangi bir borcu bulunmamaktadır. İcra inkar tazminatı ancak takip konusu meblağın likit ve bilinebilir olduğu durumlarda ve takibin yasal koşullarda yapılması durumunda talep edilebilmektedir. Müvekkil şirketin bir alacağı bulunmadığından, takip haksızdır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesini” talep etmiştir.
Bilirkişi —– 07/11/2018 tarihli raporunda; “ Davalı, … inceleme gününde defter ve belge ibraz etmemiştir. Davacı …min ibraz edilen 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin; T.T.K.. 64 ve 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K 215-219. Mad. Hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, Buna göre davacının 2017 ve 2018 yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin T.T.K hükümlerine uygun tuttukları anlaşılmakla, sahibi lehine delil vasfına haiz olup olmayacağı hususunda takdir sayın mahkemenin olduğu, Takip konusu cari hesap kayıtlarındaki işlemlerin davacı yasal defter kayıtlarına genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine ve VUK. usulüne uygun olarak kaydedildiği, ——-.’nin 2017 ve 2018 yılları BA formlarının incelenmesinde; 5.000,00-TL üzeri fatura düzenlenen aylarda …nden aldığı belgeleri bildirdiği ve söz konusu fatura tutarlarının …nin kayıtlan ile uyumlu olduğu, Davacı …’nin Davalı … nden cari hesaptan kaynaklı 16.05.2018 tarihi itibari ile 27.328,40-TL alacağının olduğu, Davacı şirket 22.02.2012 tarihinde 44.161,55-TL asıl alacak üzerinden İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün 2018/4614 E. sayı ile ödeme emri gönderildiği ve davalı firma tarafından 23.02.2108 tarihinde 15.000,00-TL ve 16.05.2018 tarihinde 1.833,15-TL olmak üzere toplam 16.833,15-TL ödeme yapıldığı ve 27.328,40-TL bakiye borcun olduğu, cari hesaptan kaynaklı asıl alacak tutarı için takip tarihinden ödeme gününe kadar faiz talep edildiği ve uygun olduğu, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4614 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını mal teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacının incelenen ticari defterleri ve davalı tarafından vergi dairesine sunulan BA kayıtlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 44161,55 TL alacaklı olduğu, takipten sonra davadan önce davalı tarafından davacıya 15000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı kendi aleyhine olarak bu ödemeyi ferilere saymadan asıl alacaktan düşülmek suretiyle 29161,55 TL asıl alacak bakımından itirazın iptalini talep ettiği, bu durumda davacının davasında haklı olduğu, yargılama sırasında yapılan ödemenin ise ancak infaz aşamasında dikkate alınabileceği anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün 2018/4614 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin 29.161,55 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
– Asıl alacak 29.161,55 %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Asıl alacak 29.161,55’ye takip tarihinden itibaren avans faiz UYGULANMASINA,
-Davalı tarafından 16/05/2018 tarihinde davacıya yapılan 1833,15 TL ödemenin İNFAZDA DİKKATE ALINMASINA,
2-Alınması gerekli 1.992,03 TL hartan peşin yatırılan 277,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.714,83 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafça sarf edilmiş 277,20 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet ücreti, 800,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri 90,85 TL olmak üzere toplam: 931,95 TL.nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden—– uyarınca 3499,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.