Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/323 E. 2019/1218 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/323
KARAR NO: 2019/1218
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ: 15/03/2018
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; ————davacı şirket ile davalı şirket arasında——- tarihinde kurulmuş ve davalı şirket ile kurulan taşeronluk sözleşmesi kapsamında Müvekkil Şirket —— tarihinde davalı şirket iş yerinde çalışmaya başladığını, davalı şirket eliyle kurdurulan taşeronluk sözleşmesi davalı şirket tarafından haksız ve mesnetsiz şekilde hiçbir gerekçe bildirilmeden —-. Noterliği ——— Tarih ve ——– Yevmiye No.lu ihtarnamesi ile fesih edildiğini, davalı şirketin, sözleşmenin davacı şirket tarafından fesih edilmesi tehlikesine karşılık teminat senetleri aldığını ve her ay düzenli olarak fatura alacağı üzerinden %1.5 oranında teminat kesintisi yaparak kendini güvence altına aldığını, davalı şirketin, davacının hak edişlerini zamanında ödemeyerek kamu borçları ve işçilik alacakları karşısında zor duruma düşürdüğünü ve tasfiye haline girmesine neden olduğunu, davacı şirketin hak ettiği tutarların eksik ödendiğini, hak edişlerinden % 1,5 oranında teminat kesintisi yaptığını ancak sözleşmenin fesih olmasından sonra davacı Şirkete teminat kesintilerini iade etmediğini, davalı şirket tarafından ——— tarafından —–Tarih ve —– Poliçe numaralı ———— ile taşeronlarda çalıştırılan işçilere karşı taşeronların maruz kalacağı işçilik alacaklarına karşı davalı şirketin sorumluluğunu kabul ettiğini fakat davacı şirketin——- tarihinde yaptığı kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin ise kendi sorumluluğunu kabul etmediğini ve davacı şirkete ödeme yapmadığını, açıklanan nedenlerle; taşeron sözleşmesi kapsamında şimdilik ——–TL hak ediş tutarı, taşeron sözleşmesinin feshi sonrasında fatura kalemlerinden kesilen ve iade edilmeyen şimdilik ——— TL teminat kesintileri ve taşeron sözleşmesi kapsamında çalıştırılan ve müvekkil şirket tarafından işçilere ödenen işçilik alacakları kalemleri ve ——- prim borçlarına ilişkin davalı şirketin tarafımıza ödemesi gereken şimdilik —— TL tutar olmak üzere toplam ——- TL’nin dava tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini…” dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili——- tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talebini ——–TL.sına yükseltmiştir.
Davalı vekilinin ———- tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…davacı şirketin taleplerine karşı zamanaşımı itirazları olduğunu, davacı şirketten hem teminat senedi hem de her fatura üzerinden %1.5 oranında teminat kesintisi yapıldığı iddiasının gerçek olmadığını, Davacı firma işçilerinin, kimi zaman müvekkili asıl işveren davacıyı ise alt işveren gibi göstererek iş hukukundan doğan haklarını lep ettikleri davalar açtıklarını, davacının işçileri tarafından açılan bu tip davalarda müvekkil şirket (müteselsilen sorumlu olduğu iddiasıyla) bugüne kadar oldukça yüklü bir meblağ ödemek zorunda kaldığını, davacı şirketin gerçek sahipleri ———– olduğunu, bu kişilerin şirketlerini eşlerinin üzerine kurmuşlar, kendilerini de şirket müdürü olarak atamışlardır. Şirket ortaklarının soyadı benzerliklerinin görülebileceği —— kaydının celbini talep ettiklerini, davacı ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişki sona ermiş olmasına rağmen, davacı tarafın davalı şirkete hiçbir ilişiksizlik belgesi sunmadığını, davacıdan, ticari ilişkinin sona ermesinin ardından müvekkil şirketi de risklerden arındırabilmek adına; çalıştırdığı kişilerle ilgili sigorta prim ödendi belgeleri ve ——— alınacak ilişiksizlik belgesinin ibrazı, vergi dairesinden (muhtasar vb.) vergilerle ilgili “Borcu Yoktur” belgesinin ibrazı, çalıştırdığı tüm personelin özlük hakları (maaşları, mesai ücretleri, kıdem tazminatları, ihbar tazminatları vb.) ve ücretlerinin ödendiğine dair belgelerin ibrazı, teslim edilen tüm makineler, demirbaş ve ekipmanların eksiksiz, sağlam ve çalışır vaziyette müvekkil şirkete teslim edildiğine dair belgenin ibrazı, davalı şirkete yaptığı tüm işlerden dolayı herhangi bir reklamasyon borcunun bulunmaması, gibi belgeleri temin etmesi talep edildiğini, davacının ise bu şartların hiçbirini yerine getirmediğini, davalı şirketi ibra ettiğini beyan ederek ticari ilişkiyi sona erdirdiğini, dolayısıyla davacının iddialarını hiçbir şekilde kabul anlamına gelmeksizin davacının herhangi bir teminat iadesi hakkı olsaydı bile davacının bu şartları yerine getirmeden teminat iadesini talep edemeyeceğini, davacının davalı şirketi ibra etmiş olduğu ——-tarihli ibraname bulunduğunu, bu ibranamede davacı tarafın açıkça müvekkilden hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını açıkça beyan ettiğini ve davalı şirketi ibra ettiğini, dolayısıyla işbu davada talep edilen hususlar da hukuken dayanaksız kaldığını, açıklanan nedenlerle haksız davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerektiğini…” savunmuştur.
İbraname: Dosyada mübrez olan —– tarihli ibranamede özetle; ——- aralarında akdedilmiş olan işyeri kira sözleşmesi, taşeronluk sözleşmesinden doğan sözleşme süresince hak edilmiş bütün istihkaklar ile tüm hak ve alacakların tamamını aldıklarını, —— bugün itibarı ile yukarıda bahsi geçen sözleşmelerden ve bunun dışında başkaca hiçbir şeyden hiçbir hak ve alacakları kalmadığını,——- gayri kabulü rücu ibra ettikleri belirtilmiştir. İbraname altında davacı şirket kaşesi ve ——- isim ve imzaları bulunduğu görülmüştür.
Dosyada mübrez olan—– tarih———– Sayı nolu —–Sayfada ilan edilmiş olan ——- tarihli ——-nolu kararda özetle; şirketin faaliyetine devam etmesinde fayda görülemediğinden tasfiye haline girmesine, tasfiye işlemlerini yürütmek için ——— tasfiye memuru olarak atanmasına ve tasfiye ile ilgili münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzam etmesine karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişi ——— tarihli raporunda özetle; Davacı şirketin ——- yılı ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, (davacı şirketin —–yılında yeni açılış yaptığı için tasdik tarihinin ——– olduğun anlaşıldığı) ——– yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı,—— yılı defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, ——- yılı yevmiye defterinin ——— tarihinde kapanış kayıtlarının yapıldığı, kapanış tasdikinin bulunmadığı, her —— yıl için tutulması zorunlu olan envanter defterinin ise ibraz edilmediği açıklanan nedenlerle sahibi lehine delili vasfına sahip olmadığı, Davalı şirketin ——– yılı ticari defterlerinden yevmiye ve kebir defterinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, tutulması zorunlu envanter defterlerinin ibraz edilmediği, ——- yılı yevmiye defterlerinde hesap açılış ve kapanış kayıtlarının yazdırılmadığı, ——-yılında kullanılacak defterlerin farklı hesap dönemi seçilmesi nedeni ile —— dönemi için tasdik ettirilmiş olduğu, davalı şirketin——- tarihinden sonraki ticari defterlerin ibraz edilmediği, tutulması zorunlu defterlerin tamamının ibraz edilmemesi nedenleri ile ———yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olmadığı,
Davacı şirket hesap kayıtları için muavin defter kayıtlarını ibraz etmediğinden dolayı hesap detaylarının incelenemediği, dayanak belgeler bulunmadığı için başkaca bir değerlendirme yapılamadığı, davalı şirket ile hesap karşılaştırması yapılamadığı, salt davacı defterlerine göre ——- tarihi itibarı ile davacının davalı şirketten ——– TL = ———- TL davalı şirketten alacaklı olduğu hesaplanmakta ise de alacak tutarının neye dayandığı tarafımızdan tespit edilemediği, davacı şirket tarafından talep edilen; teminat kesintileri ve taşeron sözleşmesi kapsamında çalıştırılan ve müvekkil şirket tarafından işçilere ödenen işçilik alacakları kalemleri ve ——– Prim borçlarına ilişkin hiçbir belge ibraz edilmediği için herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, davalı şirket, davacı şirkete ilişkin cari hesap muavin kaydını ibraz etmiş ise de bu kaydın ticari defterler ile doğrulanamadığı, davalı şirketin ibraz etmiş olduğu ——- tarihli yevmiye kapanış fişine göre —— kodlu cari hesap kaydına göre davacı şirketten ——— alacaklı görünse de,———– tarihli yevmiye defteri kapanış kaydında bu bakiyenin bulunmadığı, diğer bir ifade ile böyle bir kaydın ticari defterde bulunmadığı, bu nedenle Sayın Mahkemece davalı şirketin resmi ticari defter kaydının esas alınması halinde davalı şirketten ——-tarihi itibarı ile alacak bakiyesinin bulunmadığı sonucuna varılacağı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava, hakedişler, teminat kesintileri, taşeron sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilere ödenen işçilik alacakları ve ——– prim borçlarının tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacının ticari defter ve belgelerine göre davacının davalıdan ———— TL alacaklı olduğu kayıtlı ise de davacının envanter defterlerini ibraz etmediği, alacak tutarının neye dayandığının bilirkişi tarafından tespit edilemediği, davacı şirket tarafından talep edilen; teminat kesintileri ve taşeron sözleşmesi kapsamında çalıştırılan ve davacı şirket tarafından işçilere ödenen işçilik alacakları kalemleri ve ——- Prim borçlarına ilişkin hiçbir belge ibraz edilmediği, davalının ticari defterlerinde de davalı lehine alacak kaydı bulunmadığı, kaldı ki, davalı tarafından ibraz edilen imzası inkar edilmeyen ——— tarihli ibranamede davacı şirketin, davalı ile yapılan sözleşmelerden hak edilmiş bütün istihkaklar ile tüm hak ve alacakların tamamının alındığına dair davalıyı gayri kabil rücu şekilde ibra ettiği, her ne kadar davacı tarafından ibranamenin müzayaka halinde imzalandığı ileri sürülmüş ise de, bu iddianın ispatlanmadığı gibi buna ilişkin bir delil ibraz edilmediği, bu durumda davacının davalıdan alacaklı olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı taraf yemin deliline de dayanmış ise de, ibranamenin imzalandığı sırada müzayaka halinde olup olmadığı davalıdan kaynaklanan bir durum olmadığından HMK’nın 225’inci maddesi uyarınca bu konuda davalıya yemin teklif edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davacıya yemin delili hatırlatılmamıştır. Bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan 51,24 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 6,84 TL’nin harcın ve ıslah ile yatırılan 1787,00 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 11.197,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Yatırılan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.24/12/2019