Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/320 E. 2019/211 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/320 Esas
KARAR NO: 2019/211
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/03/2018
KARAR TARİHİ: 26/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında —— tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin davalıdan aldığı atıkların ——— sistemine dahil edilmesi hususunda hizmet ifasını yerine getirdiğini, düzenlenen satış faturalarının da davalıya gönderildiğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, davalıya durumun bildirildiğini, ödeme yapılmaması üzerine aleyhine Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün———- sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu öne sürerek itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Davacı taraf uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava,taraflar arasında akdedilen geri dönüşüm sözleşmesi kapsamında tertip edilen faturalara dayalı alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce öncelikli olarak davacı tarafından davalı aleyhine girişilen icra takip dosyasının celp ve incelenmesine karar verilmiş ve icra takip dosyasının tetkiki ile davacının davalı aleyhine——– icra takibine giriştiği ve girişilen icra takibinde davalı borçluya ——— tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği ve davalı borçlunun takibe karşı itirazlarını sunmuş olduğu ve itirazın davacı alacaklıya bildirilmediği görülerek dava itirazın iptali davasının dinlenilme şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında çekişmeli bulunan hususun davalı tarafından itiraz dilekçesi kapsamı ile taraflar arasında akdi ilişkinin bulunup bulunmadığı ve faturaya konu hizmetin davacı tarafından yerine getirilip getirilmediği hususlarında toparlandığı anlaşılmış ve tarafların tacir bulunuşu hasebi ile ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmasını teminen dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilir kişi tarafından ibraz edilen raporda da dosyaya ibraz edilen hizmet faturalarının davalıya tebliğ edildiği faturaların hizmet sözleşmesi kapsamında belirlenen birim fiyatlarına uygun olarak tertip edildiği ve davacının davalıdan———TL alacağının bulunduğu rapor edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği anlaşılmıştır. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı ve bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmıştır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediğinden, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edilmiştir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı anlaşılmıştır
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulüne karar verilmiştir.
Bu kapsamda: Davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınması, taraflar arasında dosya kapsamında bulunan hizmet sözleşmesi ile ticari ilişkininin bulunduğunun sabit oluşu,davacının ticari defter ve kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının davasının sübut bulduğu yönünde vicdani kanı ile davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce,davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edilmiş olmakla;icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması alacağın likit ve belli olması şartlarının katılım halinde bulunması gerekmektedir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar dosya kapsamında bulunan faturalara ve davacı ticari defter ve kayıtlarına göre likid olduğundan, daha fazla takdir edilmesine ilişkin talep ve neden bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-)İAA 10. İcra Müdürlüğünün ———— Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından vaki itirazın iptali ile takibin ——TL üzerinden aynen DEVAMINA,
Takipte, takip tarihinden tahsil tarihine değin tarafların tacir, işin ticari iş niteliğinde bulunuşu nedenleriyle avans faizi UYGULANMASINA,
Takibe konu alacağın İİK 67/2 anlamında likit bulunması nedeni ile asıl alacağın %20 si nisbetinde (6.379,40 TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-)Karar tarihinde alınması gerekli 2.178,88 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 544,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.634,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 734,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 544,73 TL harç toplamı 1.278,73 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.827,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/02/2019