Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/296 E. 2018/884 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/296 Esas
KARAR NO : 2018/884

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2012
KARAR TARİHİ : 04/10/2018

Yargıtay ………..Hukuk Dairesi’nin 2015/6565 Esas ve 2017/12267 Karar sayılı ilamı ile verilen bozma kararı üzerine dosya mahkememize gelmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi ….. 23/07/2011 günü evinin yakınlarında karşıdan karşıya geçmek isterken davalı…’ın sevk ve idaresindeki .. plaka sayılı aracın çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, davalının olay sonrası olay yerinden kaçtığını, davalının alkol muayenesinin ertesi gün yapılması sebebiyle sonuç alınamadığını, Kartal ……..ACM nin 2011/670 Esas sayılı dosyası ile para cezasına çarptırıldığını, dosyanın henüz Yargıtay aşamasında olduğunu, müvekkilinin eşinin 1,5 yıl geçmiş olmasına rağmen uyku sorunu yaşadığını, müvekkilinin kaybının ailesi için büyük sorunlar meydana getirdiğini, müteveffanın ailesine madde bakımdan destek olduğunu, müvekkillerin vefat sebebiyle büyük bir destekten yoksun kaldıklarını, bu nedenle ibraz edilecek deliller neticesinde hesaplanacak maddi kaybın da hesaplanarak davalılardan sigorta şirketinin limitle sorumlu olduğunu ve tazminata karar verilmesini, davalı…… için maddi ve manevi tazminat taleplerinin olduğunu, sigorta şirketi olan .. den maddi tazminat yönünden talepleri olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her davacı için 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini, her davacı için 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, davalı sigorta şirketinin yalnızca maddi tazminat ve poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, hükmedilecek tazminata temerrüt tarihi itibari ile faiz işletilmesini, mahkeme giderleri ve avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davalı……. adına kayıtlı bulunan … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı …….. Sigorta Aş vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın oluşumunda, sigortalı….. plaka sayılı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, trafik sigortacısı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ilgili ceza dosyasında ki adli tıp raporunda müteveffanın yolu yeterinde kontrol etmeden, gelen araçların hız ve mesafelerini dikkate almayarak özün yükümlülüklerine aykırı hareketi sebebi ile asli ve ağırlıklı derecede kusurlu olduğunu, kazanın müteveffanın kusuru sebebiyle meydana geldiğini, yaya geçiti bulunmasına rağmen tehlikeli şekilde karşıya geçtiğini, davacının destekten yoksun kalma talebinin hesaplanmasından sonra takdir edilebileceğini, dosyanın aktüer bilirkişisine tevdiinin gerektiğini, dosyanın kusur oranını tespiti için trafik ihtisas dairesine gönderilmesini, kazada davacılar murisinin ağır kusurlu olması, sigortalı araç sürücüsünün ise kusursuz olması nedeniyle müvekkil sigorta şirketinin sorumlu tutulması mümkün olmayacağından davanın reddine, aksi halde Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda yine aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına, müvekkil şirketinin sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluğunun azami şekilde sınırlı olacağını, yapılacak yargılamada sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi, gözetilerek kusur ve tazminat miktarının hesaplanmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 23/07/2011 tarihinde seyir halinde iken yola dikkatsiz bir şekilde çıkan maktulun kazada hayatını kaybettiğini, meydana gelen kazada maktul ……….. asli kusurlu olduğunu ve Adli Tıptan alınan raporda bunun açıkça belirtildiğini, açılan ceza davasında maktülün asli kusurlu olduğunun müvekkilinin tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazada müvekkilinin kardeşinin olaydan etkilenmesi sebebiyle hastaneye götürmek üzere ayrıldıklarını sonrasında karakola gidip ifade verdiklerini, müvekkilinin alkol tespitinin yapılamadığının doğru olmadığını, müvekkilinin olay sonrası tutuklu yargılandığını, maktulün yakınlarının kendisi ile iletişime geçmekten kaçındığını, olayın taksirle işlendiğini, davacının manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, müvekkilinin olayı kasti gerçekleştirmediğini, olayda maktulün asli kusurlu olması ve müvekkilinin üzgün olması ailesi ile iletişime geçmek istemesi sebebiyle psikolojik destek aldıklarını, manevi tazminatın yerinde olmadığını, müvekkili aleyhine açılan yasal dayanaklardan yoksun davanın belirtilen sebeplerden reddine, yargılama giderleri ile vekaletin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Davacı vekilinin maddi tazminat davasından davalıların tamamı yönünden davadan feragat ettiği anlaşılmış ve feragatin davaya son veren usul işlemi bulunması,davacı vekliinin davadan feragate dair vekalette yetkili oluşu gözetilerek maddi tazminat isteminin feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat talepleri değerlendirildiğinde ise mahkememizce kabulüne karar verilen manevi tazminatın az bulunması nedeni ile yüksek yargıtay …..Hukuk Dairesinin 2015/6565 Esas,2017/12267 Karar sayılı Kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Manevi tazminatın tayininde özel durumların göz önünde tutulması ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar verilecek para tutarının adalete uygun olması gerektiği öteden beri yargıtay kararları ve TBK gereğince istikrar kazanmıştır.
Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2011/10941 E, 2012/13508 K. sayılı kararından). Dava dosyasında toparlanan deliller ile davacılar açısından ayrı ayrı manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle, talep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak yukarıda belirtildiği üzere zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda hüküm fıkrasında belirtilen manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacılar …………… ve ……………..’in maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-)Davacı ………………….’in davalılara karşı ikame eylediği maddi tazminat davasının feragat nedeni ile REDDİNE,
Tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile;
2a-)Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafından yatırılan 327,00 TL ıslah harcından mahsubu ile kalan 291,10 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2b-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2c-)Maddi tazminat yönünden davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ………. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine,
3-)Davacılar ……………….. ve ……………. için ayrı ayrı 7.000,00 er TL davacı ………. için 14.000,00 TL manevi tazminatın 23/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı…………….’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
Tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile;
3a-)Karar tarihinde alınması gerekli 1.912,68 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.272,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 359,37 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3b-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.050,80 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 549,14 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.912,68 TL harç gideri toplamı 2.461,82 TL nin davalı……….. tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3c-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli……….. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 3.360,00 TL vekalet ücretinin davalı …….. alınarak davacıya verilmesine,
3d-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3e-)Davalı ……… kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ……… deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3f-)Davalı ………….’ya yönelik manevi tazminat talebinde bulunmadığından vekalet ücreti hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.