Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/264 E. 2020/346 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
(KABUL)
ESAS NO : 2018/264 Esas
KARAR NO : 2020/346

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 17/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 26.08.2017 tarihinde sigortalı sürücü—– sevk ve idaresindeki —— plakalı sayılı aracın kırmızı ışık ihlali yapmak sureti ile karşıdan karşıya geçmekte olan —- davacıya çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, —- tarihli kaza tespit tutanağı ile sürücü ———————- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/1-b ve 52/1-a maddesince tam kusurlu olduğunu, davacının kusursuz olduğunu, kaza nedeniyle, ——- düzenlenen maluliyet raporunda E cetveline göre %23.2 sürekli malul kaldığını, davacının, daha önce —– maluliyetine ilişkin tazminat talep ettiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı müvekkilinin içinde bulunduğu durumuna rağmen sürekli bakıcı gideri tazminatı ödenmediğini, müvekkili —- kaza sonucunda sakat kaldığını, iş göremezlik nedeni  ile oluşan zararı davalının sigorta teminatlarından sakatlık teminatı kapsamında tazmin edilmişse da  maluliyete bağlı olarak  ortaya çıkan ve tedavi giderleri kapsamında karşılanması gereken bakıcı gideri ve diğer tedavi giderleri  bakımından  oluşan zararın tazmin edilmediğini, bu nedenlerle davacıda oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici maluliyete ilişkin tazminat tutarının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 76.maddesi uyarınca temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacının usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığını, davanın usulen reddi gerektiğini, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın ——Kurumuna sevk edilmesini, maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp —. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesini ve maluliyet raporunun özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe uygun hazırlanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı 6111 sayılı yasa ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, davaya konu kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesini, —-tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesini, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin ancak gerçek ve doğrudan olan zarar kalemleri için teminat verdiğini, davacı tarafın taleplerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkil şirketinin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi itibariyle yasal faiz olması gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacılar vekili 17/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 330.000 TL sürekli maluliyet tazminatının 17.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkili lehine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan geçici ve sürekli iş gücü kaybına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı, TBK’nin 49/1, 51, 54/1-3. Bent, 55/1. maddeleridir.
Davacı vekili, davalı … şirketinin sigortalısının yaya —- davacıya çarpması nedeniyle davacıda oluşan geçici ve sürekli maluliyetin tespiti ve bu talebe ilişkin maddi tazminat talep etmektedir.
Her ne kadar, dava dilekçesinin içerik bölümünde davacının beden gücü kaybı ile birlikte bakıcı gideri talep edildiği yazılmış, ön inceleme duruşmasında da bu yönde tespit yapılmış ise de, dava dilekçesinin sonuç bölümünde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak sadece sürekli ve geçici maluliyet tazminatı istenmiş olup, davacı vekili, ıslah dilekçesinde, davayı sadece geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemi ile açtığını, bakıcı giderlerine ilişkin tazminat hakkını saklı tuttuğunu bildirerek ıslahı sadece sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden yapmıştır.
Buna göre, ön inceleme duruşmasına kadar taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
A-Davacının, KTK’nin 97. Maddesi uyarınca davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunup bulunmadığı,
B-Kazanın, davacının geçici veya sürekli maluliyetine neden olup olmadığı,
C- Davalının sigortalısı olan araç sürücüsünün kusur oranının ne kadar olduğu,
Ç-Davacı, geçici veya sürekli maluliyete uğramış ise meslekte kazanma gücü kaybına göre maddi zararının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davacının, KTK’nin 97. Maddesi uyarınca davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunup bulunmadığı hususu ile ilgili inceleme: Her ne kadar, davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafın KTK’nin 97. Maddesi uyarınca davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunmadığını iddia etmiş ise de, —- Mahkememize gönderdiği 16.3.2018 tarihli cevabi yazıya göre, davacının 9.10.2017 tarihinde gerekli başvuruda bulunduğu, davacıya ödeme yapılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
3-Kazanın oluşumu ve davalı sürücünün kusur oranı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Kaza anına ilişkin video görüntüleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce, davalının sigortalısının kusur oranının tespiti için dosya adli bilimler ve trafik kazaları kusur hasar değer tespit uzmanı makine yüksek mühendisi —-tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından tespit edildiği ve ayrıca kazadan sonra görevli polislerce düzenlenen 26/08/2017 tarihli trafik kazası tespit tutanağında anlatıldığı üzere, kazanın —- sıralarında davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı—- istikametinden ————————stikametine doğru yerleşim yerinde gündüz vakti açık havada bölünmüş tek yönlü yolda seyir halinde iken olay yeri ışık kontrollü kavşak mahalline geldiğinde kırmızı trafik lambasına istinaden fren tedbirine başvurarak duraklayan araca çarpmamak için direksiyon tedbirine başvurarak sağa yöneldiği sırada yaya geçidi üzerinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayalar davacı … ve dava dışı …’e yer işaretleri ile de belirlenmiş yaya geçidi üzerinde çarpmasını takiben, aracının ön kaput kısmına düşen davacı yaya … ile birlikte savrulan aracın kırmızı trafik lambasında beklemekte olan başka bir araca sürterek devamında trafik lambası ——direğine çarparak yayayı araç ile direk arasına sıkıştırarak durması şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
——— özetle; olay mahalli yerleşim yeri, hava açık, vakit gündüz, yüzey kuru, zemin asfalt, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, olay yeri kavşak, trafik lambası var, trafikyol şerit çizgisi var, yaya geçidi var, görüşe engel cisim yok, hız limiti 70 km/s, yayalara çarpma noktası yer işaretleri ile belirlenmiş yaya geçidi üzerinde işaretlenmiştir.——bölümünde; ——- plaka sayılı araç sürücüsü —– 2918 Sayılı KTK’nın 47/1-b maddesi ile 52/1-a maddesini ihlal ettiği, kanaati belirtilmiştir.
Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı ———–tarafından başlatılan soruşturmada verdiği ifadesinde, özetle; “aracı ile———- ışıklara geldiğinde; sarı ışık yandığını, kendisinin önündeki aracın geçeceğini düşündüğünü, ancak araç kırmızı yanacak diye durunca önündeki araca vurmamak için direksiyonu sağa kırdığını ve görüşünü engelleyen başka ——- araçtan dolayı tam da o sırada karşıya geçmekte olan bir kız çocuğunu ve muhtemelen babası olan bir erkek şahsı göremeyerek çarptığını, sağ taraftaki direğin bulunduğu beton kısma çarparak durduğunu” beyan etmiştir.
Söz konusu kaza ile ilgili kovuşturma aşamasında Adıyaman ———. Asliye Ceza Mahkemesine hitaben düzenlenen —————– tarihli bilirkişi raporunda; sürücü————-asli kusurlu olduğu, yayanın kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan kamera görüntülerinin incelenmesinde, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı ——————–kamera görüş açısına göre, tek yönlü yolda sol şeridi takiben kavşağa yaklaştığı, önündeki aracın trafik lambalarında sol şerit üzerinde durakladığı, duraklayan araca çarpmamak için sola yönelerek kaviakta yaya geçidi üzerinden geçiş yapmakta olan yayalara çarparak devamında trafik lambasında duraklayan başka bir araca ve sinyalizasyon direğine çarpıp durduğu, bu sırada aracının ön kaputu üzerine fırlayan yaya—————– direk ile araç arasına sıkıştırdığı görülmüştür.
Dava dosyası kapsamındaki trafik kazası tespit tutanağındaki ilk tespitler, kamera görüntülerindeki “olay mahallinin ışık kontrollü kavşak olduğu, davalı tarafa sigortalı aracın trafik lambasında duraklayan araca çarpmamak için sola yöneldiği, bu esnada kavşakta yaya geçidi üzerinden geçiş yapmakta olan yayalara çarptığının” görüldüğü hususu, davacılar vekilinin tüm beyanları, davalı vekilinin itirazları, tutanaklar, raporlar ve diğer tüm veriler kusur yönünden bilirkişi tarafından teknik olarak birlikte değerlendirildiğinde; kazada, gereken dikkatini yola vermeyen, mahal şartlarını, kavşak özelliklerini ve mevcut trafiğin seyir durumunu dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürmeyen, sevk ve idare hatası sonucu duraklayan araca çarpmamak için sola yönelen ve geçiş yapmakta olan yayalara çarpan davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 47/d (Karayollarından faydalananlar, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar.), 52/a{Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak (Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak).) Ve 56/1-a (Şerit izleme, gelen trafikle karşılaşma, araçlar arasındaki mesafe, yavaş sürme ve geçiş kolaylığı sağlamak) maddelerini ihlal ettiği anlaşılmakla, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’in kavşak mahallinde yaya geçidini kullanarak geçiş yaptığı sırada, duraklayan araca çarpmamak için sola yönelen davalı tarafa sigortalı ———————plaka sayılı otomobilin çarpmasına maruz kaldığı olayda kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının sigortalısı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Bu nedenle, kazanın oluşumu, gerek ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporu, gerek Mahkememizce alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan davalının dava dışı sürücünün kazada asli derecede ve tam(%100 oranında) kusurlu olduğu, davacının kazada kusursuz olduğu sonucuna varılmıştır.
4-Kazanın, davacının geçici veya sürekli maluliyetine neden olup olmadığı hususu ile ilgili inceleme ve gerekçe:—————————- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu oluşan arızalarının, tıbbi iyileşme ve rehabilitasyon süresi dikkate alındığında 180 (yüzseksen) gün süre ile geçici iş göremezliğe neden olduğu, ——————hükümleri kullanılarak kişinin özürlülük oranı hesaplandığında bu oranın %43 (yüzde kırk üç) olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce geçici ve sürekli maluliyete ilişkin olarak alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
5-Maddi zararın hesaplanması ile ilgili hukuki açıklama: Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere maddi tazminatlar, kazalı davacının gerek kaza tarihindeki gerekse kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir.
Davacının kaza sebebiyle uğradığı maluliyete rağmen yaşının da müsait olması sebebiyle kendisi ile birlikte tüm aile fertlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ya bir işverene ait işyerinde hizmet akdi ile ya da diğer değişik işlerde çalışmasını devam ettireceği ve elde etmesi gerek kazançlarının da yasal asgari ücretlerinin net tutarının altında olamayacağından kaza tarihinden itibaren günümüze kadar geçen dönem içinde ülkemizde uygulanan yasal asgari ücretlere göre değerlendirme yapılmalıdır.
Ülkemizde kaza tarihi itibariyle uygulanmakta olan aylık brüt asgari ücret kamu düzenine ilişkin olan yasal asgari ücretin netleştirilerek hesaba esas alınması yerleşmiş Yargıtay İçtihatları gereğidir. Öte yandan 01.01.2008 tarihinde uygulamaya başlayan Aile ve Nüfus tablosunda evli ve çocuksuz durumuna göre asgari geçim indirimi ve yukarıda belirtilen brüt yasal asgari %15 sigorta primi, vergi muafiyeti dışında kalan vergi matrahlarından —— tarihleri arasında——— itibaren—- damga resmi tenzil edilerek kalan net aylık yasal asgari ücretler hesaba esas alınması gerekir.
Davacı vekili, davacının geliri hususunda beyanda bulunmamıştır. Zaten, davacı, 27.03.2002 doğumlu olup, 26.08.2017 kaza tarihinde 15 yaşındadır.
Geçici veya sürekli iş gücü kaybına uğrayan kişiler, hangi yaşta olurlarsa olsunlar, maddi tazminat isteyebilirler. Bugün kalıcı sakatlıklarda, kişinin bir işi ve kazancı olup olmadığına bakılmadığı gibi, kazançlarında bir azalma olmasa bile, aynı işi yaparken sakatlığı oranında zorlanacağından, daha fazla güç (efor) sarfedeceğinden tazminat isteme hakkı bulunduğu; giderek, ev kadınlarının ev hizmetlerini yaparken, küçük çocukların okullarına gidip gelirken, yaşlı ve emekli kişilerin günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorluk çekecek olmaları tazminat isteğinin haklı nedenleri kabul edilmekte; buna “güç kaybı tazminatı” denilmektedir.
Kaza geçiren kişinin, tedavi gördüğü süre içinde iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunması “geçici iş göremezlik’tir.
Geçici iş göremezlik süresi, yalnızca tıbbi tedavi süresi ile sınırlı değildir. Ayrıca iyileşme süresi içinde de söz konusudur ve bu süre tedavi süresinden daha uzun olabilir. Örneğin, hastaneden taburcu olduktan sonra, bir süre evde dinlenme gerekli görülebilir. İyileşme süresi, yapılan işe, mesleğe ve bedensel zararın türüne göre farklı olabilir. Bacağı kırılan bir kimse masa başı işler yapıyorsa onun iyileşme süresi kısa olacaktır. Ancak bedenini kullanarak çalışma durumunda olan kişinin iyileşme süresi uzayacaktır. Hele ağır işlerde çalışma durumu varsa iyileşme süresi daha da uzun olacağından geçici iş göremezlik süresinin buna göre belirlenmesi gerekecektir.
Geçici iş göremezlik tazminatını belirlerken kişinin gelir elde eder ya da edebilecek olması gerekir. Yani fiilen çalışan ya da çalışarak gelir elde edebilecek olması gerekir. Örneğin bir işte ya da ev hanımı olarak evde çalışan veya bir işi olmasa dahi çalışarak en azından asgari ücret düzeyinde gelir elde edebilecek olması gerekir. Bu kapsamda yerleşik Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere kişilerin 18 yasını doldurması yani reşit olması ile gelir elde edebileceği kabul edilmiştir. 18 yasından küçükler için bir gelir elde etmediği için geçici iş görmezlik tazminatı alamazlar. Ancak 16 yaş ve sonrası için fiilen herhangi bir yerde çırak olarak çalıştığı ispatlanması durumunda geçici iş göremediği süre içinde çıraklık ücretinden yoksun kalmış ise geçici iş göremezlik tazminatı alabilecektir.
Hesaplama yöntemi ile ilgili olarak, kaza tarihinin 01.06.2015 tarihinden sonra olması nedeni ile—– yaşam tablosuna göre ve “——-kullanılarak Genel Şartlar gereği 1,8 Teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gereklidir.
Ayrıca; 6704 Sayılı Kanun ile KTK’nin 90. Maddesinde yapılan değişiklik sonrasında “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatların bu Kanun ve Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu” kuralı 26.04.2016 tarihine getirilmiştir. 01.06.2015’ten sonra Kanun hükmü ile konu düzenlenmiş olduğundan 01.06.2015 tarihli genel şartların uygulanmasının önü de 26.04.2016 tarihi itibarıyla açılmıştır.
——- sayı ile Resmi Gazetede yayımlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları Ek”inde belirtildiği üzere, kaza tarihi 01.06.2015 tarihi ve sonrası gerçekleşen kazalar için yürürlüğe giren Destekten Yoksun Kalma tazminatı hesaplamasına göre; “Hesaplamada ölüm tablosu olarak —————— tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyotlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır. Hesaplamada ıskonto oranı (teknik faiz), % 1,8 olarak dikkate alınır. Iskonto oranı (teknik faiz) gerekli görüldüğü hallerde Hazine Müsteşarlığı tarafından güncellenir”.
Esas ve gerçek anlamda hukuki yönden sakat kalan kişinin sağlığı zamanındaki kazancıyla sakat kalması neticesi uğradığı maddi zararın tazminini temin etmek TBK 53 ve 54. Maddeleri ile sağlanmaktadır.
TBK’nin 53. maddesi “ölüm halindeki” zararlardan, 54.maddesi “sakatlanma halindeki” zararlardan söz eder.
TBK’nin ilgili maddelerine istinaden, çalışma gücünün azalması ya da yitirilmesi nispetinde ödenecek tazminat tutarının aktüeryal olarak hesaplanması gerekir.
Çalışma gücündeki kayba karşılık hesaplanacak tazminat hesabında malûl kalan kişinin muhtemel yaş süresi boyunca beher yaşında hayatta kalma ihtimali dikkate alınarak, peşin irat formülleri kullanılmaktadır. Örneğin;——— kadar alacağı iratların peşin —– formülü kullanılmaktadır. Bunun—- — olarak ifade edilmektedir. Gerçek anlamda aktüerya bilim dalı tarafından kullanılmaktadır. İşbu komütasyon değerleri faiz ve ıskontoyu birlikte ihtiva etmektedirler. Burada asıl olan 30 yaşından 60 yaşına kadar geçecek her yaş için olası yaşam ihtimali otomatik olarak devreye girmektedir.
Motorlu aracın işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluk için tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi, bu zararı sigorta limitlerine kadar temin eder. Limit üzeri zarar mevcut ise işletenden tahsil edilir.
6-Maddi zararın hesaplanması ve gerekçe: Dosya, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında maddi tazminat miktarının hesaplanması için aktüerya hesap bilirkişisi —————-tevdi edilmiştir.
Aktüerya hesaplama bilirkişisi tarafından yapılan hesaplama ——. Sayfalarında denetime elverişli olarak gösterilmiştir.
Davacı, ——–gün üzerinden 15 yaşındadır. Davacının 15 yaşında ve gelirinin olmaması nedeni ile 180 günlük geçici iş göremezlik dönemi için %43 malul olarak kabul edilerek—- hariç asgari ücret ile hesaplanarak Mahkememizin takdirlerine sunulmuştur.
Bu itibarla, davacının gelirinin asgari ücret kadar olduğu esas alınarak kaza tarihinden günümüze kadar geçen döneme ilişkin Aylık Yasal Brüt/ Net asgari ücretler; ————-
GEÇERLİ TARİH ARALIĞI ASGARİ ÜCRET DÖNEMİ BRÜT TUTAR NET TUTAR
26.08.2017 – ———— İndirimsiz 1.777,50 1.270,75
01.01.2018 – ————-İndirimsiz 2.029,00 1.459,15
01.01.2019 – ———– indirimsiz 2.558,00 1.829,06
01.01.2020 ————-18 yaş Bilinen Dönem İndirimsiz 2.943,00 2.103,98
28.03.2020 ————- Aktif dönem sonu ————2.943,00 2.324,71
28.03.2062 —————-Bakiye Ömür sınırı İndirimsiz 2.943,00 2.103,98
Olarak gösterilmiştir.

MADDİ TAZMİNATIN HESAPLANMASINDA ESAS ALINACAK DAVACI VERİLERİ:
Doğum Tarihi ——-
Kaza Tarihi : ——-
Kaza Tarihindeki Yaşı: ——
Bakiye Ömrü——————–
Aktif Dönem Sonu : ——
Bakiye Ömür Süresi: ——
Maluliyet Oranı : 43 maluliyet
Kusur Oranı : Kusursuz
Yargıtay ——. Hukuk Dairesinin içtihatlarında——–Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari seçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.” pasif devre hesabının net asgari ücret üzerinden yapılacağı açıklanmaktadır.
Hesaplanacak olan tazminat tutarı, bulunduğumuz dönemde peşin olarak ödeneceğinden, aktüeryal formüllerle peşin değerinin bulunması gerekmektedir. Kullanılan peşin değer formülü; “——–
Bilirkişi raporunun—-. Sayfasının son paragrafında— kaza tarihi ile davacının 18 yaşını doldurduğu ———————————- tarihi arasındaki gelirleri——— olarak hesaplanmıştır.
27.03.2020 ile davacının—— doldurduğu —- tarihine kadarki aktif dönem gelirleri raporun 8. Sayfasında gösterilmiş olup ———- olarak hesaplanmıştır.
27.03.2062 ile davacının ömür sınırı olan —- tarihine kadar ki pasif dönem gelirleri ise raporun —. Sayfasının son paragrafı ile—-. Sayfasının ilk paragrafında gösterilmiş olup, 159.465,56 TL olarak hesaplanmıştır.
Buna göre, davacı ….—- tarihli kaza nedeniyle oluşan % 43 maluliyetine ilişkin toplam maddi zararı 444.345,87 TL olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi raporundaki aktüerya hesaplama uzmanı tarafından yapılan bu hesaplama dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacı vekili, dava dilekçesi ile geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının hesaplanması ve tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de sadece sürekli iş göremezlik tazminatını talep ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle bilirkişi raporunun sadece sürekli iş göremezlik tazminatı hesabına ilişkin kısmı inceleme konusu yapılmış, diğer hususlarda Mahkememizce inceleme yapılmamıştır.
7-Davalı … şirketinin sorumluluk miktarı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davalının sigortalısı dava dışı———— tescilli ve sigorta ettiren sıfatı—-plakalı, otomobil—— poliçe numarası davalı …—. tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı … şirketi tarafından verilen üst limiti kişi başına bedeni zararlar için —-
Buna göre, davacı için hesaplanan —-maddi tazminat miktarından davalı … şirketinin sorumlu olduğu miktar 330.000,00 TL’dir.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesi; “Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” hükmünü haizdir. Trafik Poliçesi Genel Şartları B.2 md. de aynı çerçevede düzenlenmiştir.
Yüksek Yargıtay içtihatları gereği açılan herhangi bir hasar dosyası ve/veya ödemesi bulunmaması durumunda dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi yönündedir.
Davacı vekili tarafından davalı ….—-. şirketine 02.01.2017 tarihinde, davacının maluliyetine ilişkin maddi tazminat talebine ilişkin başvuruda bulunulduğu ve başvuru dilekçesi davalı … şirketi tarafından 05.10.2017 tarihinde ——- ile kaydedildiği/işleme alındığı görülmüştür. Bu itibarla, davacı vekilinin başvuru dilekçesi davalı … şirketi tarafından kabul edildiği tarihten sonraki 8 iş günü olan 17.10.2017 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gereklidir.
Davacı vekili, avans faizi talebinde bulunmuş ise de, davacının kaza geçirdiği sırada ticari bir faaliyeti bulunmadığından davacının faizin türü olarak avans faizi uygulanması isteminin reddi ile davalı … şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 330.000 TL maddi tazminatın, taleple bağlı kalınarak 17.10.2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının maddi tazminata avans faizi uygulanması talebinin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 22.542,30 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 1.124,05 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 21.382,35 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 1.124,05 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.159,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.642,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– Tarifesi’nin 13/1.maddesi uyarınca hesaplanan 31.550 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı … vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.