Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/251 E. 2019/744 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/251 Esas
KARAR NO : 2019/744

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı 3.şahsa ait————– plakalı araca Davacı lehine rehin uygulandığı, Davalının —- nolu poliçe tanzim ettiğini, Davacının poliçede dain i mürtehin olarak yer aldığını, aracın çalınması üzerine tazminatın kendilerine ödenmesini istediklerini Davalının poliçe peşinatının yatırılmadığı gerekçesi ile talebi ret ettiğini, TTK 1456/4 ve 5.maddelerine göre durumun dain-i mürtehine bildirilmesi gerektiğini, Davalının bu edimini ifa etmemesi nedeni ile tazminat sorumluluğu olduğunu beyan ile 10.000.TL nın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınmasını talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçe peşinatının hasarın gerçekleşmesinden sonra ödendiğini, olaya sigortalının ihbar ettiği şekilde meydana gelmediğinden ve doğru ihbar mükellefiyeti yerine getirilmediğinden talebin teminat dışı olduğu aracın kaydında devrine engel teşkil edebilecek kısıtlamalar olduğundan tazminat ödeme yükümlülüğünün olmadığı, çalıntı kaydının ibrası gerektiğini beyan ile davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dosya içerisine alınan
– sigorta poliçesi üzende yapılan incelemede; davalı —–plakalı araç için 16.06.2017/2018 tarihleri arasında geçerli — nolu ” birleşik kasko sigortası poliçesi” tanzim etmiştir. Poliçede sigortalı ve sigorta ettiren, —- olarak yer almıştır. Poliçede prim ödemesinin ilk taksitinin 15.06.2017 günü 458,00 TL olduğu, kalan prim ödemesinin ise 15.08.2017 de başlamak üzere, 459,00 TL’lik taksitlerle iki ayda bir ve yedi taksitte yapılması kayık altına alınmış, tahsilat yöntemi , kredi karıt veya mail order olarak belirlenmiştir.
-Davalı—–24.07.2017 tarehende saat: 16:00 da düzenlemiş olduğu, zeyilname ile poliçeyi başlangıçtan itibaren iptal etmiştir.
-Üçüncü kişi ——- 08.08.2017 günü poliçe numarası belirtmek suretiyle ————————- IBAN numarasına alıcı unvanını —–olarak belirtmek suretiyle 917,00 TL’lik EFT yapmıştır. Bu ödemenin —hesabına geçip geçmediği belgelenmemiştir.
-Yine üçüncü kişi ——–02.10.2017 günü poliçe numarası belirtmek suretiyle acenteye kredi kartından 918,00 TL ödeme yapmıştır.
Sigortalı 07/09/2017 tarihli kolluk müracaatında aracını ——– park ettiğini 31.08.2017 günü baktığında ise yerinde olmadığını beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava rücuen tazminat talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK 1431/1 hükmüne göre, Sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksidin, sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir.
6102 sayılı TTK 1434/2’ye göre, İlk taksidi veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir. Bu süre, vadeden başlar. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması hâlinde, sözleşmeden cayılmış olunur.
Poliçede primi borcunun ilk taksitinin 15/06/2017 günü 458,00 TL olarak ödeneceği, kalan prim ödemesinin ise 15/08/2017 tarihinde başlamak üzere 459,00 TL’lik taksitler ile iki ayda bir ve yedi taksitle yapılması kayıt altına alınmış ve ödeme yöntemi ise kredi kartı veya mail order olarak belirlenmiştir.
Davalı————— sözleşme ve kanun ile peşin ödemesi gereken 458,00 TL’lik prim taksitinin ödenmemesi üzerine 24 Temmuz 2017 gün saat 16:00 düzenlediği zeyilname ile poliçeyi poliçeyi başlangıçtan itibaren iptal etmiştir. Bu durumda, davalı sigorta şirketi 6102 sayılı TTK 1434/2 hükmüne göre 24 Temmuz 207 tarihinde sözleşmeden caymıştır.
Üçüncü Kişi —- tarafından sigortalı adına yapılan ilk prim ödemesi ise davalı Sigortacının sözleşmeden caymasından 15 gün sonra 08/08/2017 tarihinde EFT ile yapılmıştır.
Bu halde davalı sigorta şirketi ilk primin poliçede kararlaştırılan tarih ve miktarda ödenmemesi üzerine TTK 1434.2 uyarınca tanınan sürede ve prim ödenmeden önce poliçeyi 24/07/2017 tarihinde iptal etmiştir.
Ancak sigorta şirketinin sözleşmeden caymış olmasının ayni hak sahibi (ain-i mürtehin) — yönünden ayrıca tartışmak gerekir.
TTK- 1456/4 ve 5 hükmüne göre, Sigortacı, sigorta ettirenin prim ödeme borcunda temerrüde düştüğünü ve prim farkı istemi dolayısıyla sigorta ettirene ihtarda bulunduğunu, ayni hakkını kendisine bildirmiş olan ve kendisi tarafından bilinen ayni hak sahiplerine de bildirir.
Sigorta ettiren veya sigortacı tarafından sözleşme feshedildiğinde veya sözleşmeden cayıldığında; sigortacı, fesih veya cayma bildirimi kendisi tarafından yapılmışsa, söz konusu bildirim tarihinden, diğer hâllerde sözleşmenin sona ermesinden itibaren, onbeş gün içinde, durumu sınırlı ayni hak sahiplerine bildirir. Sigorta sözleşmesi, ayni hak sahipleri yönünden sözleşmenin sona ermesinden itibaren onbeş gün süre ile geçerli olur. Durumu öğrenen ayni hak sahibi, bu onbeş gün içinde sözleşmeye devam edeceğini sigortacıya bildirmediği takdirde, sigorta sözleşmesi, ayni hak sahibi için de geçersiz hâle gelir. Ayni hak sahibi sözleşmeye devam etmek isterse, sigortacı haklı bir neden olmadığı sürece bu istemi reddedemez.
Davalı—- sigortası sigorta sözleşmeden caydığını veya poliçeyi iptal ettiğine dair dain-i mürtehin —— bir bildirimde bulunduğuna ilişkin bir belge ibraz etmemiştir.
Dolayısıyla davalı—– tarafından hasar tarihinde geçerli bir sigorta sözleşmesinin olmadığı yönündeki savunması ayni hak sahibi — karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigorta poliçesi —- yönünden devam etmektedir.
Sigorta poliçesinin Rehin hakkı alacaklısı davacı —- yönünden devam ettiği sonucuna vardığımıza göre, davalı sigorta şirketinin rizikonun davacının iddia ettiği gibi olmadığı yönündeki iddiasının tartışılması gerekir.
TTK 1409. maddeye göre, Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.
Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.
Dolayısıyla rizikonun sigortalının bildirdiği şekilde meydana gelmediği davacı sigorta şirketi tarafından ispatlanmalıdır.
Ancak sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar külfetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı bir şekilde teminat dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko, teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği, somut delillerle kanıtlarsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer. Aksi taktirde kötü niyeti hukuken korumuş oluruz.
Bu kapsamda değerlendirme yaptığımızda; sigortalı———–kolluğa verdiği, 07/09/2017 günlü şikayet beyanında aracının——- üzerine park ettiğini, 31/02/2017 günü baktığında yerinde olmadığını ifade etmiştir. Davalı sigortacıya verdiği 14.11.2017 tarihli beyanında ise mayıs ayında —————- bıraktığını, aracın en son 31.08.2017 gününde on-onbeş gün önce gördüğünü beyan etmiştir.
Sigortalı araç —— marka çekicidir. Bu aracın sigortalanın bir beyanına göre 4 ay boyunca, başka bir beyanına göre ise 1,5 ay boyunca — yan yol üzerinde bırakılması, ara dönemde, aracın hiç bir şekilde güvenli olmayan bir noktaya bırakılarak, hiç bir şekilde kontrol edilmemiş olması , hayatın olağan akışına uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Ayrıca — yani kendi beyanlarına göre aracının henüz çalınmamış olduğu bir tarihte, başka bir çekici kullanırken kaza yapmış ve bu kazaya dair fotoğrafları sosyal medya hesaplarında paylaşmıştır.
Bu değerlendirmeler doğrultusunda, ispat külfetini davalı sigorta şirketine yüklemek, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına uygun olmayacak bir sonuca ulaşmamıza sebep olacaktır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının riziko bedelini davalı sigortadan tazmin etme koşullarının oluşmamış olması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Kanıtlanmayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harvın peşin yatırılan 170,78 TL’den tahsili ile kalan 126,38 TL nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verildi.