Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/245 E. 2022/950 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/245 Esas
KARAR NO : 2022/950
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- tarihinde —- sevk ve idaresindeki—— yakınlarında tek taraflı, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasına karıştığını, meydana gelen kazada araçta yolcu olarak bulunan müvekkili —– yaralandığını, kaza sonrası bilinci kapalı şekilde —– kaldırılan müvekkilinin cerrahi yoğun bakım servisinde uzun süre tedavi gördüğünü ve ameliyat edildiğini, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle uzun süre mağduriyet yaşadığını, hastanede tedavi gördüğünü ve gelir kaybına uğradığını, tedavi evraklarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin gördüğü zararının hayatının geri kalan bölümünde de gelir kaybına uğrayacağının ve mağduriyet yaşayacağının göstergesi olduğunu, kazaya karışan ve müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren— plaka sayılı aracın ——- sigortalandığını, aracın —–davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına, müvekkilinin de zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olacağını, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için — tarihli dilekçe ile—–başvuru yapıldığı, ancak davalı sigorta şirketinden herhangi bir yanıt alınamadığını belirterek, davalarının kabulü ile tahkikat sonucunda müvekkilinin uğradığı zararın tam ve kesin olarak tespitine, tespit sonucunda çıkacak miktar üzerinden harcın tamamlanması koşulu ve fazlaya dair dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik —– maddi tazminatın kaza tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın, davalı sigorta şirketine —– sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının, aracın geçirmiş olduğu tek taraflı kazada yaralanmasndan dolayı geçici ve kalıcı işgörememezlikten kaynaklı ve tedavi giderlerinden dolayı oluşan maddi zararının giderilmesi istemine ilişkin olduğu, kaza nedeniyle davacıda oluşan geçici ve sürekli işgörememezlik süre ve oranı ile davacının ——dışında kalan yaptığı tedavi giderlerinin ve maddi zarar miktarının tespitinin gerektiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında Davacı vekili — tarihli dilekçesi ile Davalı ——yapılan ödeme dışında herhangi bir hak-alacağımız-vekalet ücreti-yargılama gideri-ferileri alacağımız kalmamıştır, bu yönlü talebimiz yoktur, Davalı —– dosyaya şamil olmak üzere ibra ettiklerine dair beyanda bulunmuştur.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde sulh özel yetkisinin olduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca “(1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (…)”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 315. maddesi uyarınca “(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacı vekilinin taraflar arasındaki sulh sözleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği sulh sözleşmesinin tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlığa ilişkin olduğu, sulhun davanın devam ettiği süreç içerisinde yapıldığı, bu sebeple eldeki davada sulhun davayı sona erdirdiği ve kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, davacının talebi ve atıf yapılan yasa hükmü uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile arta kalan 44,80 TL harcın davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022