Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/234 E. 2019/408 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/234
KARAR NO: 2019/408
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı 22.02.2018 tarihli dilekçesinde; müvekkil şirketin, davalı şirketin sipariş ettiği malları, satış faturasıyla birlikte davalıya teslim ettiğini, ancak fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için Anadolu l.icra müdürlüğünün ——– E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, İtirazın iptaline ve % 40 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Bilirkişi ——— tarihli raporunda; davacı şirketin, takip tarihi itibariyle davalı şirketten, 21.862.68 TL alacağın olduğu, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Davalı borçlunun Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün ——E sayılı dosyasına ilişkin sunduğu —— tarihli itiraz dilekçesinde; davacının ödeme emrinde ——TL alacak talep edildiğini, ancak bu kadar borç unun bulunmadığını;———-TL lik borcun bulunduğunu, takibin —–TL lik kısmına itirazlarının olduğunu ileri sürmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacının delil olarak sunduğu ———– tarihli faturalara göre davalıdan——TL talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, fatura ve içeriği mallan, davalı şirkete Sevk İrsaliyeleri ile teslim ettiğini ispatlamak yükümlülüğündedir. Faturalar, “İrsaliyeli Fatura” olup, irsaliyeli fatura düzenlenmesi durumunda, ayrıca sevk irsaliyesi aranılmasına gerek olmayacaktır. Ne var ki irsaliyeli faturalar üzerinde davalı şirketin tesellüm imzaları bulunmamaktadır.
Sargıazi vergi dairesi müdürlüğünden, davalı şirkete ait BA formları dosyaya gelmiş olup, bilindiği gibi BA formları, KDV hariç, aylık tutarı 5.000 TL ve üzerindeki alış faturalarının, faturayı alan firma tarafından vergi dairesine bildirmeye mahsus resmi formlardır. Davalının vergi dairesine düzenlediği 2016 yılı BA formunun 1.sırasında, davacı şirketten KDV hariç 13.892.00 TL tutarında fatura aldığını beyan etmiştir. Faturadaki KDV tutarı %18 olup, davacının beyan ettiği fatura tutarı, (13.892.00 x 1.18 KDV) = 16.392.56 TL olmaktadır.
Davalının beyan ettiği fatura, davacının düzenlediği ——- tarihli 16.392.64 TL bedelli faturaya ilişkin olup, diğer Temmuz, Eylül ve Ekim 2016 aylarında kesilen diğer 4 adet fatura,—- TL nin altında kaldığından, BA formlarında yer alamayacağı anlaşılmaktadır.
Davacı ——— tarihli faturlarında davalıya ulaştığına dair —— teslim edildiğine dair fişleri ibraz etmiştir. Bu durumda davacının, (1.288.80 + 2.085.21 + 2.096.03) = 5.470.04 TL tutarlı üç adet fatura ve içeriği mallan da davalı şirkete teslim ettiğinin kabulü gerekmiştir.
29/07/2016 tarihli 791,25 TL bedelli fatura konusu malın teslim edildiği ise ispatlanamamıştır. Bu durumda davacının, takip tarihi itibariyle alacağının, (16.392.64 + 5.470.04) = 21.862.68 TL olduğu, davalının 9455,55 TL alacağa itiraz etmediği, bu durumda itiraz edilmeyen kısım haricinde takibin 12407,13 TL asıl alacak bakımından da devam etmesi gerektiği, takipten önce temerrütün gerçekleşmemesi nedeniyle davacının takip öncesi işlemiş faize hak kazanamadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin itiraz edilmeyen kısma ilaveten ayrıca 12.407,13 TL bakımından DEVAMINA,
Asıl alacak 12.407,13 TLnin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
Asıl alacak 12.407,13 TLye takip tarihinden itibaren avans faiz UYGULANMASINA,
2-Alınması gerekli 847,53 TL harçtan peşin alınan 119,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 727,89 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 119,64 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL, 5,20 TL vekalet pulu, 112,70 TL posta gideri, 500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 653,80 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 586,98 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.09/04/2019