Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/206 E. 2018/1196 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/206 Esas
KARAR NO : 2018/1196
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 16/02/2018
KARAR TARİHİ : 05/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı şirket yetkilisinin dava dilekçesinde özetle, yetkilisi olduğu tasfiyesi istenmiş Tasfiye Halinde ————- Şirketinin üzerine kayıtlı olan üç adet aracın hacze sebep olan borçları ödendiğinden, araçların satışı için tarafına yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı şirket yetkilisi davayı hasımsız olarak açmış olup, 9.5.2018 tarihli duruşmadaki “Her ne kadar davacı tasfiye edilmiş şirkete ait araçların satışı için yetki verilmesini talep etmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olup, davacının istemine göre dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerini yapmak için ihyası istemine ilişkin olup, bu davanın Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı açılması gerekmekte olduğundan davacıya davayı ——- Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde gereğini yapmadığı takdirde HMK’nın 119/1b-2. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılacağının ihtarına” karar verilmiş, davacı süresi içerisinde davayı ——–Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yöneltmiştir.
Ticaret Micil Küdürlüğünden gelen cevaptan anlaşıldığı üzere şirketin TTK’nin geçici 7.maddesi uyarınca değil, TTK’nın 547.maddesi uyarınca şirketin tasfiye memurlarınca tasfiye edildiği, şirketin davacı dışında diğer tasfiye memurunun ——– olduğu anlaşıldığından ve zorunlu olduğundan bu kez 03/10/2018 tarihli duruşmada “Davanın tüm tasfiye memurlarına yöneltilmesi gerektiğinden davacıya davayı diğer tasfiye memuru – — yöneltmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde gereğini yapmadığı takdirde HMK’nın 119/1b-2. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılacağının ihtarına” karar verilmiş, davacı yine süresi içerisinde davayı kendisi dışındaki diğer tasfiye——–yöneltmiş, böylece taraf teşkili sağlanmıştır.
SAVUNMA:
Dahili davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle, Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK 32.maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34.maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye süresince yetki ve sorumluluk şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı ————— vekili cevap dilekçesinde aleyhlerine açılan davaya karşı herhangi bir itirazları olmadığını, aleyhlerine açılan davayı kabul ettiklerini, gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan davalı şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A)Davalı şirketin davalı ——– Ticaret Sicil Müdürlüğünce Ticaret Sicilinden terkin edilmemesi gerektiği halde usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
B)Davacının açtığı dava nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İlgili Mevzuat: TTK’nin”Ek tasfiye” başlıklı 547. Maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
3- Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve gerekçe:
Yukarıda belirtildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Davanın gerektirdiği şekilde, ———-Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları, tasfiye memuru kayıtları ve İstanbul 27. İcra Dairesi’nin ———– esas sayılı dosyası getirtilip incelenmiştir. Buna göre, davacının tasfiye memuru olduğu Tasfiye Halinde ——– Şirketinin üzerine kayıtlı bir kısım araçlar olduğu anlaşılmıştır.
Yüksek Yargıtay 10.HD.2010/8052 E-2011/16319 K.sayılı 28/11/2011 tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacının tasfiye memuru olduğu şirket tarafından, halen tasfiye edilen şirket adına kayıtlı araçlar vardır. Bu araçlar şirketin envanterinden çıkarılmadan tasfiye işlemlerinin tamamlanmış kabul edilmesi mümkün değildir ve bu araçların şirketin envanterinden çıkarılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle davalı şirketin yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenlerle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından Tasfiye Halinde————– ticaret sicil kaydının, davacı şirket üzerine kayıtlı araçların satılması işlemleriyle sınırlı olarak ihyasına ve ———- Ticaret Siciline yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davacı, davalılardan yargılama gideri istememiş olup, bu nedenle davalı olan diğer tasfiye memuru da harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış olup, esasen davalı ———– Ticaret Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenler zaten harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması mümkün değildir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TTK 547. Maddesi uyarınca kabulü ile————-Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 360032-0 numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan davalı TASFİYE HALİNDE ———— ticaret sicil kaydının, davacı şirket üzerine kayıtlı araçların satılması işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere ——–Ticaret Siciline yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan——- tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret siciline TESCİL VE İLANINA,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gereken harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacının yüzüne karşı, dahili davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili ve dahili davalı ——-vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.05/12/2018