Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/172 E. 2021/141 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/172 Esas
KARAR NO: 2021/141
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2018
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davalı ——- davalıların müşterek ve müteselsil kefaletiyle ———ekinde yer alan ve geri ödeme planında gösterilen taksitlerden ——tarihli taksitlerin vadesinde ödenmediğini, bu nedenle borçlulara —– yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını——— sayıl ıdosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, kefalet sözleşmesinin yasalarda belirtilen tüm şartları barındırdığını, davalıların müvekkil bankanın kendilerinden hiçbir hak ve alacağının olmadığını belirterek icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu iddia ederek; davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile ——– dosyadaki takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —– davacı banka arasında ——– akdedildiğini, diğer davalı müvekkillerin sözleşmeyi müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davacı tarafından ———-sayılı dosyası ile takip başlattığını, haksız olarak başlatılan takibe itiraz ettiklerini, müvekkillerinin takip alacaklısına hiçbir borcunun bulunmadığını, icra takibine ilişkin ödeme emirlerinin tebliğ olduğunu ve süresinde müvekkilleri tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz edildiğini, davacı banka ile imzalanan ———- eksiksiz şekilde ödendiğini, müvekkilinin davacı banka ile imzalanan kredi sözleşmesinden kaynaklanan bedele ilişkin olarak borç yapılandırmasına giderek sözleşmeye konu borcu düzenli olarak ödemeye devam ettiğini, takip tarihinden önce vadesi gelmiş herhangi bir borcun bulunmadığını, diğer müvekkillerinin anılan sözleşme kapsamında borcun bulunmaması nedeniyle kendilerine haksız olarak tebliğ edilen ödeme emirlerine itiraz ettiklerini, bu durumun bilirkişi incelemesi ile tespit edileceğini, taraflar arasında imzalanan ———- müvekkil şirket tarafından çek karşılığı akdedilen bir sözleşme olup düzenli olarak sözleşmeye konu bedellerin ödenmesine rağmen banka tarafından ödenen tutar oranında söz konusu çeklerin serbest bırakılmadığını, icra takibine konu edilen alacağın likit olmadığını ve davacının talep ettiği icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu savunarak; haksız açılan davanın reddini, kötü niyetli davacının %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, genel kredi alacağının tahsili için girişilen—– icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili bankanın davalı ——-lehine diğer davalıların müşterek ve müteselsil kefaletiyle —— imzalandığını, —– ekinde yer alan ve geri ödeme planında gösterilen taksitlerden ——-tarihli taksitlerin vadesinde ödenmediğini iddia etmekte, davalılar vekili, müvekkili —- davacı banka arasında ——— akdedildiğini, diğer davalı müvekkillerin sözleşmeyi müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davacının icra takibine giriştiğini savunmaktadır.
——-sayılı Dosyası üzerinde yapılan incelemede, davacı —- tarafından, — tarihinde davalılar hakkında—- ana para, —işlemiş faiz——— üzerinden kredi sözleşmesi, İhtarname ve hesap özeti borç sebebi gösterilerek haciz yoluyla takip başlatıldığı , davalıların itirazı zerine takibin durduğu ve davacının——— hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı Banka tarafından keşide edilen hesap kat ihtarnamesine ilişkin incelemeler;
—— ihtarnamesi ile davacı bankanın —- muhataplardan davalı —– diğer davalıların müşterek ve müteselsil ——- sayılı —— taksitlerin vadesinde ödenmemesi sebebi ile tüm borcun muaccel hale geldiği ve —– alacağının bulunduğu, —- içinde ödenmesinin ihbar ve ihtar olunduğu görülmüştür. Davalılardan asıl borçlu —— tarihinde, Kefalet borçlusu——-tarihinde tebliğ edildiği, Kefalet borçlusu ——- tebliğ edilemediği merciine iade edildiği tebliğ mazbatalarından anlaşılmıştır.
Dava konusu krediye ilişkin sözleşmelere ilişkin incelemeler;
Dosya kapsamında; Dava konusu kredinin asıl borçlusu davalı —— davacı —- imzalanmış olan iki adet—— bulunduğu görülmüştür.
Bu sözleşmelerde;
İlkinin —- limitli olduğu ve davalılar —— müteselsil kefalet imzalarının bulunduğu, diğer davalı —– sözleşmede kefil olarak yer almadığı,
İkincisinin —–olduğu ve davalılar —— müteselsil kefalet imzalarının bulunduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık——- takibine itirazın iptali davası olması sebebi ile takip talebi ekinde yer alan ——- Sözleşmesi üzerinde inceleme yapılmış olup aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Kredi asıl borçlusu davalı —- no.lu sirkülerine istinaden davalı ——- üzerinde münferit imzası ile temsil edildiği anlaşılmış olup, sözleşmedeki imzasının temsile uygun olduğu,
Ayrıca ——- müteselsil kefaletlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Kefalet Sözleşmesinde———- müteselsil kefaletlerinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 583.maddesindeki şekil şartlarına uygun olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu krediye ilişkin taksitli krediler ödeme planına ilişkin incelemeler;
Dava konusu kredinin —- tarihinde kullandırıldığı ve ——- bulunduğu, bu ödeme planının üzerinde sadece davalılardan asıl borçlu şirket——— kaşe üzerinde imzalarının olduğu, davalı kefillerin imzalarının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Ödeme planının sonunda “Müşteri ve müteselsil kefiller; işbu ödeme planının Kredi Sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul ve taahhüt ederler” ibaresi bulunduğu görülmüştür. Bu ibareye göre ödeme planları imzalanan sözleşmelerin eki niteliğindedir.
Belirtmek gerekir ki kefillerin Sözleşmede müteselsil kefalet imzaları bulunduğu takdirde, kefalet limiti dahilinde kalmak kaydıyla ödeme planındaki borçtan sorumlu olacaklardır. Ancak, somut olayda söz konusu ——– Sözleşmesinin geri ödeme planı olup, anılan sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçasıdır. Geri ödeme planının bir nüshasını teslim aldığımı kabul ve beyan ederim.” İbaresinin bulunmakta olduğu tespit edilmiştir. Burada ——– tarihli somut bir sözleşmeye işaret edilmektedir.
Önceki bilirkişi raporunda “dava konusu işlemlerin gerçekleştirildiği ——- Bilirkişiler tarafından yapılan yerinde inceleme neticesinde temin edilen evraklar haricinde müteaddit defa yinelenmesine rağmen istenen ——–yeni ödeme planı ibraz edilmemiştir.” denilmektedir.
Buna karşılık Davacı bankanın beyan dilekçelerinde “davalı —— kullandırılan kredinin, yapılandırma ——- olduğu, bu nedenle bu kredi kullandırılırken kredi sözleşmenin alınmadığı, yeni bir sözleşmenin yapılmadığı, davalı banka müşterisi için kullandırılan kredinin aynı ——–kapsamında yapılandırılmasından ibaret olduğu, bu yapılan taksitli ticari krediden asıl kredi borçlusu ile birlikte kefillerin de sorumlu olduğunun” ifade edilmiş olduğu görülmektedir.
Davacı Banka’nın açıklamaları sonucunda —— tarihinde yapılandırma kredisi kullandırılırken yeni bir sözleşme alınmamış olduğu anlaşılmış olmakla birlikte, —— geri ödeme planı olup, anılan sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçasıdır.” ibaresinin hangi sebeple yer aldığı anlaşılamamıştır.
Hesap ekstreleri ve kredi kullandırım talimatı üzerinde yapılan incelemelerde —– kullandırılan kredinin yapılandırma kredisi olduğu tespit edilmiştir. Davacı ve Davalı taraf beyanlarında da bu konuda çelişki olmadığı görülmektedir. Ancak borcun yeniden yapılandırılmasına dair düzenlenmiş herhangi bir protokole rastlanmamıştır.
Bununla birlikte ——- mevcut borç tutarının üzerinde bir tutarda kredi kullandırımının olduğu, bununla mevcut kredilerinin ve kredi kartı borcunun kapatıldığı ve kalan tutarın davalı ———-tarafından hesaptan çekildiği görülmüş olup yapılandırma tutarından daha fazla tutarda kredi tahsisinin bulunduğu sonucuna ulaşılmış olmakla birlikte kullandırılan kredi tutarının kefalet limitleri dahilinde kaldığı görülmüştür.
Her ne kadar taraflar arasında akdedilen ———–sözleşmeden doğan borçların kısmen veya tamamen tasfiyesi amacıyla düzenlenebilecek yeni geri ödeme planlarının protokollerin, bu sözleşmenin eki niteliğinde olacağı” na ilişkin hüküm bulunmakla beraber aynı maddenin devamında “protokollerde aksine hüküm bulunmadıkça, söz konusu protokollerin bu sözleşmenin hiçbir maddesini iptal etmeyeceğini, sadece kapsamı içine giren konularda ve yönde işlem yapılacağını belirleyeceğini, protokol düzenlenmesinin hiçbir şekilde Müşteri ve Müteselsil kefillerin borç taahhütlerinin tecdidi, terkini, ibrası ve takası anlamını taşımayacağını ve bu anlamda yorumlanamayacağını, gerek mevcut gerekse protokol nedeniyle alınacak teminatların bu sözleşmeden doğan tüm borçların teminatını teşkil edeceği” yönünde hüküm bulunduğu görülmüş olup verilen kefaletin takibe konu edilen kredi sözleşmesini de kapsadığı anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda bilirkişiler tarafından yapılan hesaplama da dikkate alınarak Davalılardan dava konusu borca sebep krediyi kullanan şirket——- hesap ekstreleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde;
• Davalı —— tutarında yapılandırma kredisi için —— tarihinde kredi kullandırım talimatı imzaladığı, bu talimata göre—–talep edilmiş olduğu görülmüştür.
İşbu kredinin davalılardan —- vadesiz mevduat hesabına —— tarihinde aktarılarak kullandırılmış olduğu,
—- tutarında olmak üzere toplam ——bu vadesiz hesaba aktarılan bu paradan tahsil edildiği,
—- tutarında olmak üzere toplam —– tutarında iki kredi kartı borcunun bu paradan tahsil edildiği,
—-mevduat hesabında kalan ——- tarafından hesaptan çekildiği görülmüştür.
Dava konusu kredi tutarı ile mevcut farklı iki kredinin kapatıldığı, hesap ekstrelerinde bu krediler kapatılırken “gecikme” şeklinde açıklamaların bulunduğu, yapılandırma kredisi için kredi kullandırım talimatı imzalandığı ve davacı ile davalı her iki tarafın da dilekçelerinde yapılandırma yapıldığı beyanlarının bulunduğu göz önüne alındığında, işbu kredinin davalılardan —- davacı bankadan —– sözleşmeye istinaden kullanmış olduğu dava öncesi kredilerin yapılandırılarak yeni bir ödeme planı çıkarıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu —- tutarında kullandırılan —- oranlı ve aylık taksit ödemeleri —olan işbu kredinin ilk taksitinin —-tarihinde başladığı ve dosya kapsamında bulunan ödeme planına göre —- tutarında geri ödemeli olduğu tespit edilmiş ve — tarihinde —- tutarında ara ödeme yapıldığı görülmüş olup bu ara ödeme neticesinde l.taksit tarihinden itibaren yeni anapara borç bakiyesinin ———– hesaplanmıştır.
Ancak dosya kapsamında ve davacı Bankanın önceki bilirkişiye sunduğu belgeler arasmda yeni bir ödeme planı olmamasından dolayı, ara ödeme sonucunda faiz indirimine gidilip gidilmediği, gidildiyse, yeni ödeme planın taksitlerinin kaç aylık olduğu ve erken ödeme sonucu kalan anapara tutarının faizi ile birlikte toplam kaç TL tutarında geri ödemeli olacağı tespit edilememiştir.
Davalılardan dava konusu kredinin asıl borçlusu olan ——hesap ekstrelerinin İncelenmesi sonucunda ilk ara ödeme ile birlikte müteakip ödemeler sonucunda kredi borcu tahsilat toplamının— tutarında olduğu tespit edilmiş olup, ödeme tutarları —- tarihli bilirkişi raporunun —– Sayfalarında yer almaktadır. Dolayısıyla söz konusu tabloda da görüldüğü üzere, dava konusu kredi taksitlerinin genellikle ——- göre ödenmesi gereken tarihlerde ödenmeyerek, gecikmeli ödendiği, —- taksitten sonra ise herhangi bir ödeme olmadığı, —— taksitlerinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği anlaşılmaktadır. Tabloda açıklandığı üzere, dava konusu krediye davalı asıl borçlu şirket tarafından toplam —— ödeme yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar ara ödeme sonucunda yeni tutarın faizi ile birlikte toplam kaç —– tutarında geri ödemeli olacağı tespit edilememiş olsa da davacı banka tarafından borçlular aleyhine keşide edilen —— ihtarnamesi ekinde mevcut müşteri hesap özetlerindeki taksit tutarlarına bakıldığında, vadesi geçen—— olarak hesaplanan borç toplamının——- olduğu, vadesi gelmemiş kalan anapara borç bakiyesinin ise —- olduğu bunun sonucunda da —- kat tarihi itibariyle anapara borç bakiyesinin —– olduğu görülmüştür.
Bu kapsamda yapılan hesaplamadan ve ——-tarihli bilirkişi raporunun raporun——- gösterilen tablo ile anlaşılacağı üzere davacının takibe konu ettiği tutarı talep etmekte haklı olduğu, taraflar arasında yapılan delil sözleşmesi de dikkate alınarak yalnızca banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle sonuca varılmış olup davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalı borçluların ——— sayılı icra dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Asıl alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine 34.841,16 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 2.602,14 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 650,54 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.951,60 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4- Davacı tarafından yatırılan 650.54 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı toplamı olan 686,44 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.462,00 TL yargılma giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 5.713,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021