Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/159 E. 2018/592 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/159 Esas
KARAR NO : 2018/592

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA DEĞERİ : 2.196,00 TL
DAVA TARİHİ : 06/02/2018
KARAR TARİHİ : 12/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan haksız eylemden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Müvekkilinin 16/11/2016 tarihinde apartmana ait kapalı otoparktan —- plakalı aracıyla çıkmak için hareket ettiği sırada otoparkın kapısının açılıp kapanmasını sağlayan çıtaya çarptığını, çarpma etkisiyle çıtanın yamulduğunu, kapının raydan çıktığını, müvekkilinin arkasından otomatik kapı panjurunun kapanmaya çalışıp kapanmayarak motorun zincir sardığını ve otomatik kapının pert olduğunu, oluşan güvenlik zaafiyeti sonucunda bu hasarı site yönetiminin baskısı sonucu müvekkilinin ödediğini, davalı … şirketinin hasar tespiti ve ödeme işlemlerinde çok yavaş davrandığını, sigorta şirketi tarafından müvekkiline 400,00 TL ödendiğini, geri kalan kısmının ödenmediğini, — nolu hasar dosyası alacağı için İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiğini, fakat borçlunun itiraz ettiğini, davalı tarafın bu itirazının haksız olduğunu, borca vaki itirazın iptali ile alacağın en az %20 tutarında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalı şirkete 19/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, haksız eylemden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan itirazın iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi (TMK m. 4/I) gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Dava tarihinden önce 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (1) nolu bendinde “Tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda; davacı, davalı ile aralarındaki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi gereği, davacı sigortalı tarafından zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın zorunlu trafik sigortacısından rücuen tahsilini talep etmekte; talebinin dayanağını da davalı ile aralarındaki ZMSS poliçesi ve ZMSS genel şartları oluşturmaktadır. Araç hususi oto olup yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davalı sigortacı hizmet sunucusu; davacı sigortalı ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir.
Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/03/2018 tarih, 2017/2748 esas, 2018/3586 karar sayılı emsal ilamı da bu yöndedir.

HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından davanın usulden reddiyle Mahkemizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMKnın 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- HMK’nin 20/1. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3- HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4- HMK’nin 20/1. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı. 12.6.2018