Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1549 E. 2018/1262 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/1549 Esas
KARAR NO : 2018/1262
DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/11/2017 başlangıç tarihli toplam 36 ay süreli kira sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 7. maddesinde; “Kiracı mecuru kira sözleşmesi dolmadan tahliye etmek isterse sözleşme süresinin sonuna kadar ki aylık kira bedellerinin toplamını kiraya verene peşin ödemeyi kabul eder” şeklinde düzenlendiğini, davalı kiracı tarafından 26/10/2018 tarihli ihtarname keşide edilerek taraflar arasındaki kira sözleşmesinin tek taraflı olarak fesh edildiğini, müvekkilinin cevabi ihtarname göndererek düzenlenen sözleşme gereği cezai şartın müvekkilinin hesabına ödenmesini bildirdiğini, akabinde İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün ——– Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, tarafların itirazı üzerine söz konusu takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ederek; haklı olaran taleplerinin kabulü ile fark kira bedelleri alacaklarının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK.’nın 4/I-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı, davalı ile aralarında düzenlenen kira sözleşme uyarınca, sözleşmeyi fesheden davalılardan sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca hesaplanan cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmektedir.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık kiracılık ilişkisinden kaynaklanmakta olduğundan davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Yüksek Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/11/2016 tarih, 2016/10555 esas, 2016/10635 karar sayılı ilamı, yine aynı yüksek Dairenin 7/11/2016 tarih, 2016/7323 esas, 2016/10247 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden henüz taraflara tebliğ yapılmadan tensip aşamasında dahi mahkemenin görevsiz olması halinde usulden red kararı verilebilir. HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
HMK.nun 30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
HMK.nun 138. madde ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Davanın gerekli tüm aşamalarının görevli mahkemece yerine getirilmesi davanın tarafları için daha teminatlıdır. Görevli mahkeme nedeniyle basit ya da yazılı yargılama usulünün uygulanması gereken hallerde uzatılmış cevap süresi (HMK 127 ve 317. md.), iddia ve savunmayı genişletme yasağının sınırları (HMK 141 ve 319. md.) gibi bazı konularda farklı kurallara yer verilmiş olduğundan dilekçeler safhası ve ön inceleme aşamasının görevsiz mahkemede yapılması açılan davanın niteliğine göre uyulması gereken usul kurallarının tam olarak uygulanmamasına da yol açacağından bu sakıncalar nedeniyle dahi belirlenebildiği en erken aşamada görev hususunun incelenmesi gerekir.
Tüm bu nedenlerle, davacının varsa kısa sürede hakkına ulaşması için duruşma açılmaksızın mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114 (1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.nun 115(2). md. uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK nun 20(1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.19/12/2018