Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1540 E. 2020/437 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1540 Esas
KARAR NO : 2020/437

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı ——- vekili dava dilekçesinde özetle; Kaza yapan ————-tarihinde servise hasarlı olarak götürüldüğü, araçta oluşan hasarın tamir edilmesi ile ilgili fiyatın ——–bedelle tamir edeceklerini ve işlem sürecinde de fiyatın daha da artabileceğini belirttiklerini, bunun neticesinde uygun fiyata aracı başka bir yerde aracı yaptırdıklarını, herhangi bir işlem yaptırılmadan ————— gün sonra aracı almaya gittiklerinde aracın 10 gündür ——– beklediğini, aracı almaları halinde ise —————ücreti talep ettiklerini, bu ücreti ödemeden aracı teslim etmeyeceklerini söylediklerini, bunun üzerine ücreti ödeyerek aracı teslim aldıklarını, hasarlı olarak götürdükleri araca herhangi bir işlem yapılmadan aracı teslim aldıklarını ve haksız olarak alınan otopark ücretinin kendilerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiş bilahare
Davacı vekili tarafından 20/07/2020 tarihinde ıslah dilekçesi ibraz edilerek Davacı müvekkil şirket yetkilisi ——– babasının sebebiyet verdiği kaza neticesinde hasar gören ———- plakalı aracın kaza neticesinde oluşan hasar onarım bedelini karşılayacağını aracın eski maliki olan ..———– plakalı aracı ——-olan davalı şirkete hasar tespitinin ve anlaşma sağlanması durumunda da onarımının yapılması üzerine teslim ettiğini, bilahare davalı şirket tarafından düzenlenen ———————— tahmini onarım ücreti ve —————-belgesindeki ücretin fahiş olması nedeniyle müvekkil şirket yetkilisi ———— aracın onarım bedelini ödemek yerine rayiç satış bedelini ödeyerek yetkilisi olduğu şirket adına aracı iktisap ettiğini ardından satın aldığı hasarlı aracı daha uygun fiyata yaptırmak üzere davalı şirket olan yetkili servisten çıkartmak için gittiğinde ‘otopark ücretinin’ ödenmeden aracın teslim edilemeyeceği beyan edildiğini ve bunun üzerine davacının satın aldığı aracı servisten çıkartmak için 3.543,20 TL ödemek zorunda kaldığını aracın eski malik … tarafından davalı şirkete teslim edildiğini bu husus —— açıkça anlaşıldığını İşbu durum göz önüne alındığında davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir yazılı veya şifahi eser sözleşmesi bulunmadığnını; bu nedenle aralarında eser sözleşmesinin bulunmayışından dolayı davalı şirket faturadaki bedel kadar sebepsiz olarak zenginleştiğini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirketin ——servisi olduğunu, hala mahkememize bildirilen adreste bulunduğunu, ——– plakalı aracın sol ön kısmında hasarlı olarak müvekkil şirkete hasar tespitinin yapılması ve anlaşma sağlanması durumunda müvekkil şirketi tarafından onarımı yapılmak üzere 05/10/2018 tarihinde teslim edildiğini ve yapılacak işlemlere ilişkin bilgi alındığını, müşteriye gerekli bilgilerinde verildiğini, kazalı araç üzerinde gerekli incelemelerin yapıldığını, ancak müşterinin onarımdan vazgeçtiğini ve aracını 16/10/2018 tarihinde şirket yetkilisi —– tarafından teslim alındığını, kazalı araca yapılan hasar tespiti nedeni ile müvekkili olan şirketin hak etmiş olduğu ücret şirket yetkilisi—- —— bildirildiği ve karşılıklı görüşmeler neticesinde indirimli olarak 16/10/2018 tarihinde tebliğ aldığını ve ödemesini gerçekleştirdiğini, davacı tarafın davaya konu faturaya yasal 7 günlük süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, kazalı aracın müvekkil şirkete teslim edildiğinde teslime ve yapılacak işlemlere ilişkin iş emri düzenlendiğini, araç malikinin bilgilendirildiğini, buna ilişkin kendisinden imza alındığını, aracın onarım yapılmadan geri alındığında hasar tespit bedelinin ve park ücretinin alınacağının açıkça belirtildiğini davacı tarafında bunu kabul ettiğini, davanın hukuki dayanaktan yoksun olup reddini talep ettiklerini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karış tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1-Davalı şirket Kayıtları ,
2-Tanık … Beyanları,
3-Bilirkişi raporu ,
4- Fatura ve ödeme belgeleri,
5——————— Plakalı araç trafik tescil kayıtları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava(——— tarihli ıslah sonrası) faturaya dayalı ödenen tutarın akdi ilişkisi bulunmaması nedeni ile sebepsiz zenginleşme hükümleri dahilinde davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
TTK.’nın 21/2. Maddesinde ; tebliğe rağmen süresinde itiraz edilemeyerek faturayı ticari defterlerine borç kaydeden tacir faturanın münderecatını kabul etmiş, faturayı gönderen taraf faturaya dayalı alacağını TTK.’nın 84. ve 85. (HMK.’nın 222.) maddeleri uyarınca ispat etmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Fatura; satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir.
————————. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.
TTK 21.maddesindeki hüküm ile fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirdiği, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koyduğu diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabileceğinni benimsendiği, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan karineden kaynaklandığı buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiği ,TTK’nın 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karine olduğu, İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir.
Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belgenin fatura olmayacağı, bu belgenin, belki icap olarak kabul edileceği buna itiraz edilmemesinin, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmayacağı, öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamayacağı, karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacirin, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlaması gerektiği, akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânının bulunmadığı, faturanın ispat aracı olmasının, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerli olacağı, faturaya itirazın, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılması gerektiği, İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart olmadığı, sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi bulunmadığı sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşıdığı, sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olduğu ve Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebileceği. (Geniş bilgi için ——————.)belirtilip benimsenmiştir.
Somut olayda da; Davacının uyuşmazlık konusu ——- bedelli faturanın davalı tarafından tertip edilerek davacı dikkatine sunulduğu fatura bedelini herhangi bir çekince göstermeksizin aynı tarihte davacının ödediği ve fatura içeriğine muttali olan davacının davayı ise ———– tarihinde(8 günlük yasal süreden sonra) ikame ettiği, mahkememizce de davacının dava dilekçesindeki iddiasının dava tarihinde dava konusu ——- plaka sayılı aracının hasarı ile ilgili davalı —- bırakılan,aracın onarılmadan alınması nedeni ile alınan ücrete yöneldiği bilahare iddiaların ibraz edilen 20/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile taraflar arasında hiç bir zaman akdi ilişki bulunmayışı nedeni ile fatura bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince istirdatı olarak talil edildiği buna karşın mahkememizce beyanına başvurulan tanık ———-anlatımları, uyuşmazlık konusu ——————- plakalı aracın——- gösterir trafik kayıtları, bilirkişi raporu ve davalıdan —– kayıtlar ile davacının davalı şirket sevisinden aracı iade aldığı tarihte——– ile arabanın satımı konusunda anlaştığı, davalının savunduğu hizmeti davacıya verdiği hususu tekmil dosya kapsamı ile sabit hal aldığından ve davacının ıslah dilekçesi ile faturaya konu hizmet için yapılan ödemenin denetimi noktasındaki iddialarını ıslah edişine göre uyuşmazlığın taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığına yöneldiğinden ve taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu hususunun yargılama hitamında anlaşılmakla, davacının davalı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığı yönündeki iddialarının aksinin dosya kapsamı ile sabit hal almasına göre davacı tarafından ikame edilen davanın TTK.’nın 21/2. ——————— Sayılı kararı gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittıhaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar tarihinde Harçlar Yasasına göre alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından ödenen 60,51 TL peşin harçtan tahsili ile bakiye 6,11 TL harcın istek halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafından yargılama sırasında sarf edilen yargılama giderlerinin davacı uhdesinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ——- 13.Maddesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekil ile temsil olunan davalıya VERİLMESİNE,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda HMK 345.maddesi gereğince miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.