Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1496 E. 2020/318 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1496 Esas
KARAR NO : 2020/318

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle——-arasında, ———-cihazları satışı hakkında imzalanmış sözleşme bulunduğunu, bu sözleşme nedeni ile bazı çekler, önceden düzenlenmek suretiyle teminat ve—— tarafına teslim edildiğini, bu teminat ve avans maksatı ile düzenlenmiş çeklerden bir kısmının üzerinde , şahıs olarak kendisinin de avalist sıfatı ile imzasının bulunduğunu, —–içerisinde farklı tarihlerde şahsına karşı 4 adet çek üzerinde —– olduğu gerekçesi ile icra takibi yaptığını ve tüm mal varlığı üzerinde haciz uyguladığını, daha sonra İstanbul —- İcra dairesindeki ——- esas sayılı dosyada, takip şeklini değiştirdiğini ve İflas yolu ile takip isteyerek Ticaret mahkemesinde aleyhine şahsi iflas davası açtığını, bu davayı 2 seneden beri sürdürdüğünü, iki seneden beri her an hakkında iflas kararı verilebileceği endişesi ile yaşadığını, davalıya herhangi bir şekilde şahsen borçlu olmadığını, şahsına karşı icra ve iflas yolu ile takip yapmasını meşru gösterecek hukuki bir sebebin mevcut olmadığını, yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle dosyasında adli yardım talebinin olduğunu, bu nedenlerle —–maddi tazminatın davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı işbu davanın ismini değiştirerek (menfi tespit davası olarak) İstanbul —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——–Esas sayılı dosya ile açmış olduğunu, davasının red olduğunu, derdestlik itirazı sebebi ile reddi gerektiğini, davacının dava harcını tamamlaması gerektiğini, davacı ….—– İstanbul Anadolu —— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– Esas sayılı kayıt kabul davasında davayı uzatma amaçlı olarak, kasıtlı ve yanlış davalı ismi yazarak haberleri olmadan işbu davayı açarak yanlış adres göstererek davaları birleştirdiğini, şimdi ise davaların ayrıldığını, davacının tamamen kötü niyetli olduğunu, kayıt kabul davalarını uzatmaya yönelik olarak bunu yaptığını bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafın açmış olduğu iflas davası nedeniyle talep edilen manevi tezminata ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde ticari ilişkinin——— arasında olduğu, şahsi ile ilgili olmadığının tespitine, ————, kendisi hakkında icra iflas takibi yaptığı çeklerin, kambiyo vasfında olmadığınıa ve kambiyo senetlerine mahsus usu ile takip edilmeyeceğinin, —————– icra ve iflas takibi yapmakta olduğu çeklerden dolayı, borçlu olmadığına, davalı … ——- haksız eylemi ve verdiği zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat ödemesine, şahsına yönelik sürdürdüğü icra iflas takiplerinde haksız, kötü niyetli ve ağır kusurlu olması nedeniyle———- firmasının %20 kötü niyet ve %10 para cezası ödemesine,———- kayıt kabul talebinin reddine karar verilmesini talep etmiş ancak mahkememiszce eksik harcın tamamlanması ve taleplerini açıklaması ihtarında bulunulması üzerine davacı taraf taleplerinin haksız ve kötü niyetli olarak açılan iflas davası nedeniyle uğramış oldukları manevi tazminatın tahsilini istediklerini beyan etmişlerdir.
Anayasa’nın 36. maddesinde; “Hak arama hürriyeti” olarak tanımlanan “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” şeklinde hak arama hürriyeti güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı hak ve alacaklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir. Yargı mercileri önünde hak arama, alacağının ifası için dava açma özgürlüğünü de kapsar.
Yapılan bir eylemin haksız fiil olarak kabul görmesi için öncelikle o eylemin hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka uygun olan bir eylem nedeniyle bir kişi zarar görmüş olsa dahi, bu hukuka uygunluk nedeniyle karşı taraftan zararının tazminini talep edemez. Kısacası BK’nun 49. maddesinde açıkça ifade edilmemiş olmakla haksız fiil için hukuka aykırılık sorumluluğun vazgeçilmez bir ögesidir.
Haksız şikayet veya dava nedeniyle manevi tazminata karar verilebilmesi için; 4721 sayılı TMK. nun 24. maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, kişilik hakkı zedelenen kişinin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması gibi eylemi haklı kılan ve manevi tazminat sorumluluğunu ortadan kaldıran birer hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması zorunludur. Anayasanın 36. maddesi hükmüne göre herkes, yasal vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu madde ile tanınmış olan hak arama, bir başka deyişle ihbar ve şikayet hakkının kullanılması nedeniyle kişilik hakları zarara uğrasa bile, hak arama özgürlüğü üstün bir hak olarak hukuka uygunluk nedeni sayıldığından bundan zarar gören kişilerin tazminat hakkının doğmayacağı kuşkusuzdur.
Dolayısıyla davalı tarafın sırf alacağının temini için yargı mercileri önünde hak arama hürriyetine istinaden davacı hakkında iflas davası açmış olması ve davacı tarafın hakkında açılan iflas davası nedeniyle zarara uğramış olması, yapılan eylemin bir haksız eylem olarak nitelemesini mümkün kılmadığı gibi söz konusu eylem nedeniyle davacının davalı hakkında bir tazminat talebinde bulunmasını da mümkün kılmamakta ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 54,40 TL harçtan 171,00 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 116,60 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ——- uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.