Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1486 E. 2021/376 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1486 Esas
KARAR NO: 2021/376
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait —- plakalı araç için davalı — poliçesi tanzim ettiğini, —- başlayan taşımada, aracın sürücü —teslim edildiğini, aracın parçalanıp satıldığını beyan ile birlikte belirsiz alacak olarak —– tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Aracın sürücü ———-tarafından borcunu ödeyebilmek için gasp edildiği, aracın anahtarlarının sürücü ———bulunduğu aracın bu anahtarlar ile çalındığı,—– göre zararın teminat dışı olduğunu beyan etmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER ;
1—–
2—–,
3—–
4—–
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,—– dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Taraf iddia ve savunmalarına göre taraflar arasında çekişmeli bulunan hususun davacıya ait — plaka sayılı —- —- ziya olması nedeni ile davacının uğradığı zararı davalının poliçe hükümleri kapsamında giderme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı noktasında toparlandığı anlaşılmaktadır.
— tarihinde davacı —-marka çekici ile römorkün dava dışı ——firmanın mallarını getirmek üzere —- istikametine yola çıktığı, dava dışı —- şoför olarak davacı tarafından istihdam edildiği,
— plaka sayılı aracın şoför —— tarafından çalındğı, parçalandığı ve farklı şahıslara satıldığından bahisle davalı tarafından genişletilmiş —- sigortalı bulunduğu için zararın giderimi amacı ile eldeki davanın Mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
——-Aracın veya araç parçalarının çalınması halini teminat kapsamına aldığı ancak A.5.6.Maddesinin ise “Araca sigortalı veya fiilerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiilerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeni ile meydana gelen zararlar”ın teminat dışında tutulduğu düzenlenmektedir.
Davacı tarafından da dava dışı—- davacı çalışanı olduğu hiç bir safada inkar edilmemiş ve bu husus— ayrıca anlaşılmış Meriç tarafından da yürütülen —- dosyasında ” aracı almadan önce —- haberleştiklerini araç karşılığında — para alacağını,aracı davacıdan aldıktan sonra — buluştuklarını ve —birlikte geldiklerini aracı burada — verdiğini ve karşılığında para aldığını beyan etmiştir.
—tarafından da — tarihli ifade de — kendisini aradığını ve aracı satmak istediğini beyan ettiğini aracın satımı konusunda —- anlaştığını ve satış bedelinin —- ödendiği,
—– sayılı dava dosyasında— Karar sayılı kararda —- —-anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK 74.Madesi gereğince———- “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse ———-, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Yine bu noktada vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hakimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hakimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O halde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden hükmünün hukuk hakimini bağlamasına, 6098 sayılı yasa 74.Maddesi engel oluşturmaz.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacağı bu esaslar dahilinde benimsenmektedir. Bu nedenle de Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
Somut olayda da Mahkememiz dava dosyası kapsamına alınan ceza soruşturma ve dava dosyaları ile davacının iddiayı ileri sürüş biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigortacının hasarın teminat kapsamında kalmadığını somut deliller ile ispatladığı anlaşılmış ve davacı tarafından ikame edilen davada hasarın ödenmemesinin yasal dayanak olarak davacıya karşı ileri sürüldüğü genel şartların A.5.5.6 maddesinin isabetli bulunduğundan, davacı tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 59,30 TL harçtan 68,31 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 9,01 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca ——— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/06/2021