Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1468 E. 2020/39 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1468
KARAR NO : 2020/39

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince dosyaya sunulan 30/11/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı aleyhine İst. And. ——-.İcra Md. —-. Sayılı dosyası ile müvekkili tarafından sehven gönderilen —- tahsili için başlatılan icra takibinin, borçlu davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazı sonucunda durdurulduğunu, mahkeme dosyasına sunmuş bulundukları ———–tarihli dekont incelendiğinde, dekontun açıklama kısmında “——-açıklamasıyla birlikte —- sehven davalı borçlu şirkete gönderildiğini, Müvekkilinin davalı şirketle yapmış olduğu tüm iyi niyetli girişimlere ve taleplere rağmen bedel iadesinin bugüne kadar yapılmadığını, müvekkil ile davalı arasında herhangi bir mal/hizmet sözleşmesi bulunmadığını, davalı şirketin taraflarınca başlatılan takibe kötü niyetli olarak İtiraz ettiğini iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının en az %20 icra inkâr tazminatı mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekilince dosyaya sunulan ——— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Paranın sehven gönderildiği iddiasının gerçeğe aykırı olup, havaleye ilişkin dekont açıklamasından görüleceği üzere, dava konusu bedelin dava dışı——- satın alınan araçların bedeline karşılık olarak gönderildiğini, —– yerleşik uygulamasına göre havale borç ödeme aracı olup, havalenin başka amaçla veya sehven yapılmış olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacı yanca bu yönde herhangi bir delil sunulmadığından davanın reddinin gerektiğini, ispat yüküne ilişkin beyanları baki kalmak kaydıyla, dava dışı—- müvekkil şirketten sürekli olarak araç satın almış olup, dava konusu bedelin araç bedeli olarak müvekkil şirket hesabına gönderildiğini, müvekkili şirket ile dava dışı— arasında süregelen bir ticari ilişki mevcut olup, dava dışı —– çerçevesinde müvekkil şirketten sürekli olarak—- çerçevesinde ödediğini, ekte sundukları— ekstresinden görüleceği üzere davacı tarafından dava konusu bedelin “——açıklaması ile gönderildiğinden—-tarafından satın alınan araçların bedeline karşılık —– işlendiğini, TBK.83 Md. hükmüne göre borcun şahsen ifasının zorunlu olduğu haller dışında borcun ifasının üçümcü bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilmekte olup, üçüncü kişinin ifasının da cari olduğunu, —- tarafından araç satın alınırken bedeller — tarafından ödenebildiği gibi üçüncü kişilere ait hesaplardan da bedellerin gönderildiğinin olduğunu, nitekim davacı tarafından dava konusu bedelin ödendiği tarihte üçüncü kişi ——— adlı kişinin hesabından yine “—– açıklaması ile — araç bedeli gönderildiğini, — görüldüğü üzere daha sonra dava dışı —–tarafından —– daha gönderilmesi üzerine aynı gün —— satılarak teslim edildiğini, bu nedenle dava konusu havale nedeniyle müvekkil şirketin sebepsiz zenginleşmesi’ nin söz konusu olmadığını, davacının bir talebi varsa bunu dava dışı ——- yöneltmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu havalenin —- tarihinde yapılmış olup, itirazın iptaline konu İst. And. —.İcra Md. ————. Sayılı icra takibinin ise —— tarihinde yapıldığını, bununla birlikte davacının havaleyi yaptığı bankadan veya müvekkil şirketin hesabının bulunduğu bankadan müvekkil şirkete ulaşmış bir itiraz veya şikayetin de söz konusu olmadığını, paranın sehven gönderilmiş olması halinde davacının 1 yıldan fazla süre beklemesinin hayatın doğal akışına aykırı olup, bu durumun dahi davacının iddiasının en ufak bir gerçeklik payının bulunmadığını açıklıkla gösterdiğini, davacının takipte kötü niyetli olduğunu ve talebinin muhatabının dava dışı—— olacağını savunarak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davanın dayandığı takibin iptaline, kötü niyetli takip nedeniyle davacı aleyhine en az %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen 07/07/2019 tarihli raporda; davacı şirket tarafından davalının hesabına gönderilen — davacıya iadesinin gerekip gerekmediğinin hukuki mesele olup mahkememin görev alanına girdiği belirtilmiştir.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacının davalıya havale yolu ile 76.750,00 TL ödeme yaptığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya havalesi yapılan bedelin sebepsiz olarak yapılıp yapılmadığı, davacının yapmış olduğu havalenin, davalının dava dışı —- satmış olduğu araçların karşılığında yapılıp yapılmadığı, bu sözleşmeden kaynaklanın borcun ifasına yönelik olup olmadığı, Davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin iadesi koşulları oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Her ne kadar davacı tarafça davalıya havale yoluyla yapılan 76750,00 TL ödemenin sehven yapıldığı, davalı ile aralarında herhangi sözleşme bulunmadığını ileri sürmüş ise de, havalenin —- açıklaması ile yapıldığı, davalı şirket tarafından — satıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, TBK.83 Md. hükmüne göre borcun şahsen ifasının zorunlu olduğu haller dışında borcun ifasının üçümcü bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilmesinin mümkün olduğu, dekontta yer alan açıklama nedeniyle davacının yapılan ödemenin sebepsiz yere yapıldığı hususunda sipat yükünün kendi üzerinde olduğu ve bu hususu kesin delillerle ispat edebileceği, davacının bu yönde bir delil ibraz etmediği, her nekadar yemin deliline dayanmış ise de davalıdan sadır olan bir durum olmadığı için yemin delilinin kullanılmasının da söz konusu olamayacağı, davacının iddiasını usulünce ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğunu hususunda bir delil bulunmadığından tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA, Fazla yatan harcın istek halinde davacıya İADESİNE,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Ret olunan dava yönünden—————- tarifesine göre davalı lehine takdir olunan —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran TARAFA İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.