Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1466 E. 2020/47 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1466 Esas
KARAR NO : 2020/47

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; BK madde 89/1 maddesine göre icra takibinin yayılışo lduğu davalının yetki itirazının haksız ve yersiz olduğu, davalının davacı firmaya tedirakçi olarak nakliye ve dağıtı hizmeti verdiği, aralarınad bir ticari ililşkinin ve cari hesabın varlığı konusunda ihtilaf olmadığı, davalı hesabına —– tarihinde 1.062,00 TL ödeme yapıldığı, davalının bu ödeme karşılığında herhangi bir nakliye hizmeti vermediği, davalı şirkete ulaşmış bir faturanın olmadığı, cari hesap bakiyesine göre davalının, 1.062,00 TL borcu olduğu, davalıya İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalının somut bir gerekçe göstermeden borcu olmadığını beyan ederek itirazı ile takibin durdurduğu, davacı şirketin defter ve nakliyeye ilişkin evraklar incelendiğinde davalı tarafından yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılacağı, alacağın likit olduğu, bu sebeple davalı borçlunun icra takibine itirazın iptali ile borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi görektiği yönünde talepte bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili olmayan mahkemede açılmış olduğu, davanın——— Ticaret Mahkemesinde devam etmesi gerektiği, davalı şirket olarak davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacının yapmış olduğu ödemeler karşılığı iş yapıldığı ve fatura kesildiği, davacının yapmış olduğu 1.062,00 TL ödemeler dışında başka ödemelerde olduğu, kurumsal bir firma olan davacının alacağı olduğu halde davalıya ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı şirket olarak davacı şirket ile yapmış olduğu bütün işlerin karşılığında faturasını kestiği ve sonrasında ödeme aldığı, davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak açılan bu davada kötü niyetli olduğu bu nedenle davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğünün — Esasında kayıtlı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın niteliği gereği öncelikli olarak dava şartlarının incelenmesine geçilmiş, HMK 114/1 de sayılı bulunan dava şartlarının bulunduğu anlaşılmış, dava da bunun yanı sıra İİK 67 ve HMK 114/2 gereğince özel dava şartlarının bulunması gerektiği anlaşılarak icra dosyası celp edilerek incelenmiş, İcra dosyasının tetkik ve incelenmesi ile davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalıya çıkartılan örnek no 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun itiraz süresi içersinde takibe karşı itirazlarını sunmuş bulunduğu görülmüş, bu nedenle dava da İİK 67 gereğince özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu noktada özellikle davalı tarafından icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de taraflar arasında akdi ilişkinin varlığına davalı tarafından itiraz edilmediği anlaşıldığından ve davacı iddiasının para borcuna yönelmesi nedeni ile davalının yetkiye yönelen itirazlarına TBK 89 ve HMK 10 düzenlemeleri karşısında itibar edilmemiştir.
Davacı taraflar arasında TTK anlamında cari hesap mutabakati bulunduğunu ileri sürmüş ise de taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunduğu hususu davacı tarafından ispat edemediğinin dilekçeler aşamasının bitimi sonrasında anlaşılmış ve taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olup olmadığı, açık hesap ilişkisi bulunmakta ise açık hesap ilişkisinin kapsamında davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. ———-Karar sayılı ilamı)
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda tarafların tacir bulunuşu nedeni ile davacı tarafından akdi ilişkinin varlığı noktasında yazılı delil ibraz edilmemesi nedeni ile ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi cihetine gidilmiştir.
Mahkememizce bu doğrultuda davalının ticari defter ve kayıtlarının irdelenmesi için– Ticaret Mahkemesine yazılan talimatta rapor ibraz eden Mali Müşavir bilirkişi tarafından ibraz edilen raporda davalı tarafından davacıya 2014 yılında 3 adet faturanın kesildiği ve tutarlarının peşin olarak tahsil edildiği, davacının dava konusu ettiği —havalenin davalı kayıtlarına göre — numaralı fatura karşılığı verilen hizmete yöneldiği rapor edilmiştir.
Diğer taraftan davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapan mali müşavir bilirkişinin ibraz eylediği raporda davalının keşide eylediği —numaralı faturanın davacı şirket kayıtlarında bulunmadığı diğer tüm faturaların bulunduğu rapor edilmiş ve davalının tanzim ettiği fatura konusu hizmeti davacıya verdiğini tevsik edemediği belirtilerek davacının davalıdan alacaklı olduğu yönüne hukuki değerlendirmeye girilerek rapor ibraz cihetine gidilmiştir.
Dava da yukarıda da değinildiği üzere davalıya yapılan ödemenin hukuki nitelendirilmesi itibari ile avans ödemesi olduğu (cari hesap sözleşmesinin bulunmaması, havalenin fatura karşılığı hizmet için yapıldığı yönündeki davalı savunmasına göre) iddia edildiğinden ispat yükü davacı üzerindedir.
Davacı da bu kapsamda davalıdan alacaklı olduğunu kesin deliller ile ispat etmek zorunda bulunmasına rağmen davacı davalıdan alacaklı bulunduğunu gösterir davalıdan sadır her hangi bir belge ibraz edememiş bu kapsamda davalı defter ve kayıtları ile doğrulanmyan muavin defterine ve açıklama bulunmayan dekontu mahkememize ibraz etmiştir.
Davacının iddiasına göre 1062 TL’lik havalenin avans ödemesi olduğu ve bu avans ödemesi karşılığının davalı tarafından yerine getirilmediği noktasında toparlandığından ve davacının davalıya yapmış olduğu havale dekontunun incelenmesinde de ödememenin 16/09/2014 tarihinde her hangi bir açıklamaya yer verilmeksizin yapılmasına,bu nedenle mevcut bir borcun tasfiyesi amacı ile yapıldığı yönünde TBK 555’den ayrılınmasını gerektirecek delil ibraz edilememesine, davalı tarafın avans ödemesi olarak havaleyi kabul etmemesine bilakis defter ve kayıtları ile 05/09/2014 tarihinde tertip ettiği fatura karşısında da hizmetin verildiğini savunmasına göre HMK 222/4 ün de şartları oluşmadığından davacı tarafından ikame edilen davanın ispat edilemediği anlaşılmış ve davacı davasının reddine karar verilmiştir.
Nihai olarak davalı tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davanın davacının alacaklı olduğunu ispat edememesi nedeni ile mahkememizce davanın reddine karar verilmesi, davacının takibe girişmekte kötüniyetli hareket ettiğine dair her hangi bir delilin de davalı tarafından ortaya konamamasına göre davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M :Ayrıntıları ve gerekçesi gerekçeli kararda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 55,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL’nin tahsili ile bakiye 18.50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden—- uyarınca —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı