Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/146 E. 2018/533 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/146
KARAR NO : 2018/533

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 29/05/2018

İAA. —- Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/11/2017 tarih —- Esas— Karar sayılı Görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilen dava dosyasında yapılan duruşma sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müvekkilinin —- İlçesi —- kain , tapunun 27 pafta 333 ada 23 parsel sayısında kayıtlı gayrimenkulün maliki olduğunu, müvekkilinin davalı … ile Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yaptığını ancak davalı müteahhitin sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini bu sebeple davalı hakkında İstanbul Anadolu — Asliye Hukuk mahkemesininde dava açtıklarını, bunu müteakip davalı ile eksik işlemler sebebi ile protokol yapıldığını ve akabinde 50.000 TL teminat senedi alındığını, senedin ödenmemesi sebebi ile davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak takibe itiraz sebebi ile takibin durduğunu beyan ile davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı borçluların alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiş, dosya mahkememize İAA.— Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/11/2017 tarih — Esas — Karar sayılı Görevsizlik kararı ile gönderilmiştir.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü madde-sinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Hemen belirtmek gerekir ki itirazın iptali davaları takip hukuku kaynaklı, icra takibine sıkı sıkıya bağlı ve alacağın varlığını maddi hukuk kuralları çerçevesinde belirlemeye yarayan kendine özgü davalardır. Dava ile takip arasındaki bu sıkı ilişki nedeniyle dava konusu, ancak takip talepnamesinde yazılı alacak dayanağı, tutar ve benzeri talepler olabilir ve kural olarak ispat vasıtaları da bu çerçevede değerlendirilir.
Somut olaya dönüldüğünde davacı yanca davalı aleyhine İstanbul—-İcra Dairesinin — sayılı takip dosyası üzerinden 29/01/2016 günü girişilen (örnek 7) genel haciz yolu ile icra takibinde alacağın kaynağı olarak “21/03/2009 vade tarihli bono” gösterilmiştir.
Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından icra dosyasına sunulan dilekçe ile özetle davacıya borçlarının bulunmadığını ileri sürülerek borca itiraz edilmiştir.
Takibe yönelik bu itiraz üzerine açılan eldeki davada davacı vekili müvekkilinin davalı ile “Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin teminatı olarak senedi aldığını davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını beyan etmiştir.
İddia ve savunma içerikleri ile özellikle bononun zamanaşımına uğradığının sabit olmasına ve tarafların benimsemesine göre takip konusu alacağın bonoya dayanmayıp, “Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi”ne dayandığı tartışmasızdır.
Zamanaşımına uğramış bononun medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı olduğunda tartışma bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre davacı bonoya bir kambiyo senedi olarak değil bir ispat vasıtası olarak dayanmaktadır. Bu durumda somut olay bakımından zamanaşımına uğramış bono ile ilgili Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmemektedir. Kaldı ki dava, Türk Ticaret Kanununun 778 inci maddesi atfıyla bonolar için de uygulanan ve poliçelerde sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732 nci maddesine dayalı bir istemi de içermemektedir.
Bu haliyle somut uyuşmazlık edimlerin ifa edilip edilmemesi noktasında toplandığından, uyuşmazlığın çözümünde hakim kambiyo senetlerine ilişkin kuralları tartışmayacak, zamanaşımına uğradığı için bono vasfını kaybetmiş belgeyi taraflar arasındaki satım sözleşmesinin delili olarak değerlendirerek bir sonuca varacaktır.
Bu belirlemeye göre uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Davalının tacir olduğu sabit ise de dosyaya yansıyan bilgiler ve özellikle tarafların açıklamaları kapsamında davacının, Türk Ticaret Kanununun 12 nci maddesinde ifadesini bulan tanıma göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Varılan sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde işin ticari nitelikte olmadığı, davanın da mutlak ya da nispi ticari dava sayılamayacağı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Konuyla ilgili H.G.K.’nun 09/11/2016 tarihli 2014/19-1241 Esas 2016/1033 Sayılı içtihadı da aynı yöndedir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Mahkememizin işbu kararı ile İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/05/2018