Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1397 E. 2019/350 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/318 Esas
KARAR NO : 2019/335

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 21/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 07.11.2012 tarihinde yapılan anlaşma uyarınca her biri ——— model iki adet özel motor için 120.000 $ + KDV fiyata anlaşıldığı, müvekkil şirketin siparişi verdiği ve anlaşmaya göre motorların 20.05.2013 tarihinde müvekkile teslim edilmesi gerektiği, ancak bu tarihin geçmesi üzerine davalı tarafla yeni protokol yapılarak sözleşme bedelinden 10.000 $ indirim sağlandığını, müvekkil şirketin ticari anlaşmada tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafça mağdur edildiği, davalı şirketten satın alınan motorun ilk kullanım tarihinden 6 gün sonra bir daha kullanılamayacak şekilde dağılarak arızalandığı, davaya konu ——- seri numaralı motorun teslim tarihinden itibaren iki yıl geçmesine rağmen henüz kullanılamadığını, müvekkil şirketin 07.11.2012 tarihinde davalı şirketten her biri —– olan teknik çizimleri taraflarca kabul edilmiş, —– model özel motorun alımı için karşılıklı anlaşıldığı, motorların 26.11.2013 tarihinde müvekkil şirketin fabrikasına teslim edildiği, motorların 28.07.2014 tarihinde kullanılmaya başlandığı, motorların müvekkil şirket yetkilileri tarafından klemens kutusu açılarak elektrik bağlantılarının yapıldığı, ancak, ————– seri numaralı motorun ilk kez kullanılmaya başlandığı tarihten 6 gün sonra kollektörü dağılarak kullanılmayacak hale geldiği, motorun yetkili servis olan ——————-. şirketine gönderildiği, 1 ay beklendildikten sonra motor üzerinde hiçbir işlem yapılmadan motorun ————- şubesinde yapılacağının davalı tarafından müvekkil şirkete bildirildiği, bunun üzerine motorun 03.09.2014 tarihinde müvekkil şirkete getirilmeden doğrudan ——- şubesine yollandığı, anılan motorun halen Hindistan’da olduğunu, davalı tarafla yapılan anlaşmaya göre, 20.02.2013 tarihinde teslimi yapılması gereken motorları imalattaki gecikmeler sebebiyle 9 ay kadar sonra teslimatının yapıldığı, motorlardan birinin elektriksel bağlantısı müvekkil tarafından yapıldıktan 6 gün sonra bir daha kullanılamayacak şekilde arızalanan motordan müvekkil şirketin 3 yıldır faydalanamadığı, bu durumun —————- seri numaralı ayıplı sayılması gereken motorda üretim hatası olduğunu gösterdiğini, davalı tarafa ayıplı motorun yerine yenisinin getirilmesi için ihtar çekildiğini, davalı tarafın yeni bir motor satma düşüncesinde olduğunu, motorun —– gönderilmesnden 9 ay sonra müvekkile gönderilen 06.05.2015 tarihli raporda özetle; motor içinden motora ait olmayan bir parçanın motorda hasar meydana getirdiği, motorun tamirinin yapılamayacağı gibi motorun garanti kapsamı dışında kaldığı, motorun değişiminin yapılamayacağı ve yeni motor için sipariş teklifinin yazı ekinde mevcut olduğunun belirtildiğini, bu rapor üzerine davalı şirkete 28.05.2015 tarihli ihtarname ile raporun gerçek dışı tespitler içerdiği ve etik olmayan yeni motor sipariş teklifini reddettiklerinin belirtildiği, davalı şirkete 11.11.2015 tarihinde son durum sorulduğunda motorun yenisi ile değiştirilmeyeceği cevabının gelmesi üzerine sözleşmeden doğan haklar, TTK ve Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerine dayanarak dava açılma zorunluluğunun doğduğu, TTK 23. maddesi C bendinde özetle; malın ayıplı olduğu teslim sırasıdna açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, ayıp açıkça belli değil ise malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa hakları korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür denildiği, motorun müvekkil şirket çalışanları tarafından devreye alınmasından 6 gün sonra arızalandığından dolayı Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinin uygulanması gerektiği, bu maddeye göre; alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde ise bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satucuya bildirilmeli, bildirilmez ise satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş olunur denildiğini, TTK ve BK’nun ilgili maddelerine göre gizli ayıp ortaya çıkar çıkmaz davalıya bildirim yapıldığı ve arızanın meydana geldiği günden 2 gün sonra motorun sökülerek davalıya gönderildiği, üretim hatası olan ayıplı motoru değiştirmeyen davalı taraf sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeyip sözleşmeye aykırı bir şekilde davarandığı, anılan motordaki imalat hatasından kaynaklanan sorunun, müvekkil şirketçe yapılan kontrollerde ve hatta davalı şirket yetkililerince 2 kez bakım ve temizlik işleri yapılmasına rağmen ayıbın farkedilmemesinin, ayıbın motorun çalıştırıldıktan 6 gün sonra ortaya çıkmış olmasının motorda gizli bir ayıp olduğunun açık ispatı olduğunu, tamiri mümkün olmayan ayıplı motorun ayıpsız yenisi ile ücretsiz değiştirilmesi gerektiği halde, bu değişimi yapmayan davalı tarafa ihtarnameler ile bildirim yapılmasına rağmen olumlu bir cevap gelmediği, bu durumda müvekkil şirketin tek hakkının sözleşmeden dönme kaldığı, anılan motorun halen davalı şirketin elinde bulunduğu dikkate alınarak 14.12.2015 tarihli ihtarname ile karşı tarafa sözleşmeden dönüldüğü ve sözleşme bedeli olarak ödenen 64.900 $’nın ödeme tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte ödenmesinin bildirildiğini, müvekkile şirket ayıplı motorun yeni ayıpsız olanı ile değiştirilmesi için her türlü yasal girişimi yapmasına rağmen bir sonuç alınamadığından sözleşme bedeline göre karşı tarafa ödenen 64.900,00 $’nın ödeme tarihinden itibaren Devlet Bankalarının amerikan dolarına uygulanan yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacı tarafa satılan iki adet motor aynı üretim tesisinde aynı anda üretilerek davacı tarafa aynı tarihte teslimatlarının yapıldığı, söz konusu motorlardan biri teslim tarihinden itibaren işbu davanın açıldığı tarihe kadar herhangi bir sorun yaşanmadan sürekli olarak kullanıldığı ve halende kullanılmaya devam edildiği, diğer motorunda ise davacı tarafa sorunsuz ayıpsız şekilde teslim edildiği, Her iki motorun 26.11.2013 tarihinde teslim edilmesinden sonra 04.08.2014 tarihinde ilk çalıştırılmasından 6 gün sonra arızalandığının üretim hatası nedeniyle olduğunun iddia edildiği, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, arızanın müvekkile bildirilmesinden sonra müvekkil şirketin hemen harekete geçerek arızayı tespit etme ve motorun tamirini sağlama çalışmasına başladığı, motorun Türkiye tesislerinde tamir edilemeyeceği anlaşılınca motorun üretim tesisinin bulunduğu Hindistan’daki fabrikaya müvekkil tarafından tüm masraflar üstlendilerek gönderildiği, Hindistan’dan gelen raporun anında davacı ile paylaşıldığı, söz konusu raporda hasarın anlaşılması amacıyla söküm ve inceleme safhalarının ayrıntılı bir şekilde fotoğraflı yapıldığının anlaşıldığı, raporda hasarın motorun içine motorun parçası olmayan yabancı demir maddenin girmesi nedeniyle oluştuğunun bildirildiğini, davacı tarafa birbirlerinin aynı iki adet motor teslim edildiği, her iki motorunda aynı üretim tesisinde aynı şartlarda imal edildiği, motorlardan biri sorunsuz çalışmakta iken diğer motor 6 gün boyunca bir hata olmaksızın çalışırken birden arızalanmasını davacı tarafın üretim hatası olarak nitelendirdiği, motorun üretim hatası olacak şekilde kullanılmayacak şekilde arızalanmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın demir çelik tesisinde çalıştırılan motor içinde motora ait olmayan bir demir parçasının bulunduğu, bu demir parçasının davacı tarafın üretim tesisinde kullandığı bir madde olduğu ve motora sonradan girdiğinin açık ve net olduğu, bu demir parçasının 6 gün çalışan motorun içine kapağının açıldığı zaman girmiş olabileceği, zira motorda üretim hatası olması durumunda motorun arızalanmadan 6 gün çalışmasının mümkün olmadığını, yapılan tespitlerin motorda üretim hatası olmadığını ve motorun arızalanmasının kullanıcı hatası nedeniyle demir parçasının motorun içine girmesiyle olduğunun anlaşıldığı, kullanıcı hatasının gizli ayıp şeklinde yorumlanmasının hukuka aykırı olduğu, müvekkil şirketin iki adet motoru sözleşmeye uygun bir şekilde teslim ettiği, motorlardan birinin sorunsuz bir şekilde çalışmaya devam ettiği, diğer ——— seri numaralı motorun 6 gün boyunca sorunsuz bir şekilde çalışırken dış etkenlerden kaynaklı motora ait olmayan davacı tarafın üretim tesisinde bulunan bir demir parçasının motora girmesiyle motorun arızalandığı, üretim kusuru bulunmayan motorun dış etkenler nedeniyle arızalanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, motorda meydana gelen arızanın müvekkil şirket ile doğrudan ya da dolaylı olarak bir ilgisinin olmadığını, müvekkil şirketin motorun satış fiyatı altında meblağ ile motoru yenilemeyi önerdiğini, davacının bu teklifi kabul etmediğini, dava açmayı tercih ettiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, motorun ayıplı çıkması sebebiyle motor bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacı ve davalı sermaye şirketi olduğundan tacirdirler, TTK’nın 19/1. maddesine göre tüzel kişi tacirler yönünden tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Davacı şirket, davalıdan motor satın almış olduğundan TTK’nın 23. maddesi anlamında taraflar arasında ticari satım akdinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında makinenin satım bedeli,davacı tarafından kullanım süresi, ayıp ihbarının yapıldığı süre,motorun davalıya teslim edildiği tarih yönünden bir ihtilaf bulunmakta olup taraflar arasında ihtilafın iddia ve savunmanın ileri sürülüşü itibari ile uyuşmazlık konusu motor da bulunan ayıbın kullanım hatası mı yoksa üretici hatası mı bulunduğu yönünde toparlanmaktadır.
Dava dosyası bu kapsamda mahkememizce ayıbın niteliğinin belirlenmesi için 02/03/2017 tarihli celse de bilir kişi heyetine tevdi edilmiş ve bilir kişi heyeti tarafından ibraz edilen kök ve ek rapor da uyuşmazlık konusu motorun testlerin yapılması sonrası davacıya satıldığı ve motor içersinde tespit edilen yabancı maddenin bulunması halinde motorun 6 gün çalışmasının mümkün olmayacağı rapor edilerek motorun ayıplı veya gizli ayıplı bulunmadığı rapor edilmiştir.
Ancak bilir kişi heyeti tarafından ibraz edilen mezkur raporların uyuşmazlık konusu motorun —-gönderilmesi nedeni ile motorun tetkik edilmeden ibraz edildiğinin anlaşılması nedeni ile dosya yeni oluşturulan bilir kişi heyetine tevdi edilmiş ve bilir kişi heyeti tarafından dava konusu motorun muhafaza edildiği —– yapılan tetkik ve incelemeye dayalı rapor tanzim edilmiş ve bilir kişi heyeti tarafından motor içersinde bulunan demir parçasının demirden mamul gövde ve bu gövde üzerine açılmış gözlem pencereleri ve havalandırma kanallarının olduğu kısımdaki malzeme ile uyuştuğu ve bu malzemenin motorun dış kabin imalatının yapıldığı sırada kollektör kısmında unutulduğu yada görev amacı ile parçaları sıkıştırarak sabitlemek üzere konulduğu ve motorun yüke binmeleri sırasındaki sarsıntılar nedeni ile yavaş yavaş yerinden çıkıp bir anda kollektor lamellerine mıknatıs etkisi ile yapıştığı bu nedenle bu parçanın lamellere yapışana kadar motorda yapılan tüm elektriksel testlerin normal sonuçlar verdiği ve ayıbın davalının imalat hatasından kaynaklandığı, ayıbında gizli ayıp niteliğinde bulunduğu ve ancak kullanım sırasında ortaya çıkan nitelikte olduğu rapor edilmiştir.
Davalı vekili tarafından bilir kişi heyetleri arasında çelişki bulunduğu ve bu çelişkinin giderilmesi için dava dosyasının yeni bilirkişi heyetine tevdi talep edilmiş ise de ilk bilir kişi heyeti tarafından ibraz olunan raporda uyuşmazlık konusu motorun ve motor içersinde bulunan parçanın incelenmeksizin varsayıma ve kabullenişe dayalı ibraz edildiği, ikinci bilir kişi heyeti tarafından ise ibraz edilen rapor tetkiki ile ilk bilirkişi heyeti raporunun tartışıldğı motor üzerinde tetkikler yapılarak raporun ibraz ediliği ve raporda taraflarca ileri sürülen teknik hususların bütünü ile değerlendirildiği ve bu şekilde mahkememize ibraz edildiğinin anlaşılması nedeni ile davalı vekilinin aynı konularda yeniden rapor alınması talebinin raporlar arasındaki farklılığın ilk bilir kişi heyetince motorun incelenmemesi nedenine dayandığı, ikinci bilir kişi heyeti tarafından ibraz edilen rapora karşı ileri sürülen itirazların bu kapsamda yeniden değerlendirme yapılmasını gerektiren teknik vakıa içermemesi nedenleri ile 6754 sayılı yasa 3/6, 6100 sayılı yasa 30, 281 maddeleri bir bütün olarak değerlendirilerek davalı vekilinin yeniden rapor talebinin reddine karar verilmiş ve ikinci bilir kişi heyetinin raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır
Motorun kullanımı sonrası ortaya çıkan ayıbı davacının davalıya bildirdiği ve 06/08/2014 tarihinde davacıya teslim için gönderdiği ve bildirim külfetine uygun davrandığı anlaşılmıştır. (Esasen davalı tarafından ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı defi de ileri sürülmüş değildir).
TBK 227 maddesi gereğince satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları sayılmış olup bunlardan birisi de satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönmedir. Somut olayda da davacı bu seçimlik hakkını kullanmıştır. Davacının da bu hakkını kullanmakta haklı olduğu anlaşılarak mahkememizce bu bağlamda ayıplı mal bedelinin davacı-alıcıya iadesine karar verilmiştir.
Davaya konu motorun meydana gelen arıza nedeniyle 06/08/2014 tarihinde davalının yetkili servisine bırakıldığı tarafların kabulündedir. Davacı tarafından dava dilekçesinde her ne kadar satış faturası tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de satım sözleşmesinden dönme de TBK 97 gereği birlikte ifa kuralı gereğince motorun servise teslim tarihinden itibaren davacının faiz talep edebileceği anlaşılmış, motorun da hali hazırda davalı tarafta bulunduğu, fiili teslimin de 06/08/2014 gerçekleştiği anlaşılmakla dava konusu aracın davalıya iadesi ile birlikte 64.900,00 USD.nin 06/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiliyle davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir. Benzer nitelikte Yargıtay —–.Hukuk Dairesi Esas no : 2017/3609 Karar No: 2018/6737 ,Yargıtay —-. Hukuk Dairesi 20/06/2011 tarih 2011/5292 Esas 2011/8219 Karar )
Uyuşmazlık konusu makine bedelinin davalıya USD olarak ödenmesi ve davacının sözleşme gereği ödediği 64.900,0 USD’nin aynen tahsili talep edilmekle 3095 sayılı yasa 4 a maddesi gereğince yabancı paraya yürütülecek faiz ile ödenen bedelin davacıya iadesine karar verilmiştir.
Nihai olarak hükümde tahsile karar verilen yabancı para alacağı karar tarihi itibari ile TCMB efektif satış kuru üzerinden TL’ ye çevrilmiş yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı türk lirası üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre nispi karar ve ilam harcı ile vekalet ücreti hesaplanarak aşağıdaki şekilde hüküm ittıhaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının bedel iadesi talebinin KABULÜNE, uyuşmazlığa konu ——— seri numaralı Motorun davalıya —–fiilen teslim edildiği anlaşılmakla,Birlikte ifa kuralı(TBK 97) gereğince, Dava konusu motorun davalıya İADESİ’ne, 64.900,00 USD’nin 06/08/2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4 a maddesi gereğince yürütülecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-)Karar tarihinde alınması gerekli 12.856,62 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.108,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.748,29 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.211,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.108,33 TL harç toplamı 5.319,33 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- deki esaslara göre belirlenen 27.550,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı