Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1390 E. 2020/469 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2018/1390 Esas
KARAR NO: 2020/469
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 16/11/2018
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin müvekkili dışında iki ortağının bulunduğunu, şirketin kurulduğu ———– yılından itibaren şirket ortakları arasında sorunsuz olarak devam eden ortaklık ilişkisinde zamanla müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerle bir takım sorunlar baş gösterdiğini, şirket müdürlerinin münferit imza ile temsil ve ilzam yetkisinin ————- tarihinde alınan kararla değiştirildiğini ve şirket müdürlerinin herhangi ikisinin atacağı müşterek imza ile şirket temsil ve ilzam etmelerine karar verildiğini, bu değişiklikten sonra şirketin idaresindeki kararların şirket müdürü sıfatı ile diğer iki ortağın imzası ile ve müvekkiline bilgi verilmeden, istişarede bulunulmadan alınmaya başladığını, özellikle ——-yılından itibaren diğer ortakların tüm mali işlemleri internet üzerinden kendilerinin idare etmeye başladıklarını, müvekkilinin şirket yönetiminden dışlanmaya başlandığını, ortaklar arasında anlaşmazlık çıkınca —— başında müvekkilinin ayrılma talebinde bulunduğunu, şirket ortaklarının önceleri kabul etmelerine rağmen daha sonra bu fikilerinden vazgeçerek afaki taleplerde bulunduklarını, bu görüşmeler akabinde müvekkilinin e-postalarına erişiminin engellendiğini, müvekkiline karşı adeta ekonomik bir savaş açıldığını, müvekkiline ödenen huzur hakkı ve avans ödemelerinin fiilen durdurulduğunu, —– ayından itibaren ödeme yapılmadığını, diğer iki ortağın şirket müdürü sıfatı ile yaptıkları çağrı ile —— tarihinde ortaklar kurulunu toplayarak müvekkilinin müdürlük görevinin sonlandırıldığını, sadece kendilerini müdür olarak seçtiklerini ve böylece müvekkiline ekonomik katkı sağlayan ancak —- ayından sonra fiilen ödenmeyen huzur hakkı ödemesini kaldırdıklarını, ortakların şirkete olan —- sermaye borcunun———- tarihine kadar ödenmesi yönünde müvekkilinin muhalefetine karşın oy çokluğu ile —— sayılı kararı aldıklarını, müvekkilinin sadece müdür seçimi ve ve sermaye koyma borcuna ilişkin hususların görüşülmesi gündemli olarak toplantıya çağrılan——— tarihli ortaklar kurulu çağrısı yapıldığını, bunun dışında bir toplantı çağrısının yapılmadığını, böyle bir toplantıdan haberi olmayan müvekkilinin doğal olarak toplantıda hazır bulunamadığını, diğer iki ortağın kendi kendilerine toplandığını ve oy çokluğu ile kararlar aldıklarını, bu nedenle ——— tarihli ortaklar kurulu toplantısı, yasada öngörülen çağrı usulü yerine getirilmeksizin ve çağrısız toplanma koşulları da gerçekleşmeden yapılmış olduğundan usulsüz olduğunu, alınan kararların yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin “sermaye borcunun kâr payından mahsubuna” yönelik talebini de aynı toplantıda reddettiklerini, alınan kararların hakkın kötüne kullanılması mahiyetinde olduğunu, tüm bu uygulamalar ve kararların müvekkiline yönelik husumetin kanıtı olduğunu, müvekkilinin ekonomik gücünün yeterli olmaması nedeniyle sermaye borcunu halen ödeyemediğini, kararın alınış amacının, gerçek anlamda sermaye ihtiyacına ve bunun tamamlanmasına ilişkin olmadığını, tümüyle müvekkilini ekonomik açıdan daha zora sokmak, ekonomik güçsüzlüğünden yararlanarak ortaklık haklarına el koymak amacıyla alınmış bir karar olduğunu ve objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, dava konusu kararların uygulanması halinde müvekkilinin telafisi imkansız zararının doğması kuvvetle muhtemel olduğundan ——- nolu ortaklar kurulu kararlarından, sermaya borcunun —- tarihine kadar ödenmesine ilişkin – nolu kararın, ————- nolu ortaklar kurulu kararının tamamının yürütülmesinin geri bırakılmasına, —– nolu sermaye borcunun ödenmesine ilişkin — nolu kararın iptaline, ———– karar nolu ortaklar kurulu kararının tamamının yok hükmünde olduğunun/hükümlüsüzlüğünün tespiti ile iptaline, dava açıldığının davalı şirket tarafından ilânına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının sermaye borcunu tamamlaması gerektiğini, davacının davalı şirketle haksız rekabet yaptığını, bu yönde kendisine gönderilen ihtar üzerine haksız rekabet yaptığı şirketi bir yakınına devrettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, haksız rekabet nedeniyle davacının yöneticilikten çıkarıldığını, tüm müdürlerin huzur hakkının kaldırıldığını, tüm ortakların avansları şirkete ödemeleri yönünde karar alındığını, sonuç olarak alınan tüm kararların davalı şirketin ekonomik olarak güçlenmesi için alınan kararlar olduğunu, davacıya yönelik kasıt olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, limited şirket ortaklar genel kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında “davacının, davalı şirketin ortağı olduğu, ———— tarihlerinde yapılan toplantılarda dava dilekçesinde belirtilen kararların alındığı” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a———tarihli ortaklar genel kurulu toplantısına davacının usulüne uygun çağrılıp çağrılmadığı,
b-Şirketin sermaye artışının kötü niyetli olarak davacının payını azaltmak için yapılıp yapılmadığı,
c——– tarihli toplantıda alınan davacının şirketten aldığı avansın bir ay içinde geri ödenmesine ilişkin kararın davacıyı kötü durumda bırakmak için alınıp alınmadığı,
ç—– tarihli toplantıda alınan ———– ilişkin —- nolu kararın iptali gerekip gerekmediği,
d——– tarihli toplantıda alınan tüm kararların veya bir kısmının iptali gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Ortaklar genel kurulunda alınan kararların geri bırakılması talebiyle ilgili inceleme ve değerlendirme: Davacı vekilinin dava dilekçesi ile talep ettiği alınan kararların geri bırakılması talebiyle ilgili olarak; —— tarihli duruşmanın —-numaralı ara kararı ile açıklandığı şekilde; “Limited şirketlerde ortaklar genel kurulu toplantısı çağrısız olarak yapılabilir. Ancak çağrısız yapılan toplantıda alınan kararların hukuken geçerli bulunması için bütün ortakların hazır bulunması gerekir.
Davaya konu ——– tarihli toplantının çağrı usulüne uyulmadan ve davacı hazır bulunmadan yapıldığı iddia olunmaktadır. İddiaların doğru olması durumunda çağrısız yapılan toplantıda alınan kararların yoklukla malül olma durumu vardır.
Ancak, ——- tarihli toplantıda tüm ortaklar hazır olduğundan bu günlü toplantıda alınan kararların iptalinin gerekip gerekmediğinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle, davacı vekilinin ortaklar genel kurulunda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılması talebinin kısmen kabulü ile,
A—— tarihli toplantıda alınan ortaklar genel kurulu kararı ile alınan kararların geri bırakılması talebinin reddine,
B—— tarihli toplantıda alınan ortaklar genel kurulu kararı ile alınan kararların geri bırakılması talebinin kabulüne” karar verilmiştir.
3-Davalı şirketle ilgili bilgiler: Davalı —– tarihinde ——–adresinde kurulduğu ve kuruluşun —— tarihinde tescil edildiği, —–sayılı ilânının —–sayfalarıyla anlaşılmıştır.
——- şirket sermayesinin — adet paya ayrılmış —- sermaye ile kurulduğu, şirketin işlerinin idaresi için ilk on yıllığına ortaklar ——şirket müdürü olarak seçildikleri ve münferit ve tek imzalarıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları anlaşılmıştır.
Davacı ————– tarihinde yapılan ortaklar genel kurulu ile hisselerini diğer ortak ——- devrederek ortaklıktan ayrıldığı, bununla birlikte şirket müdürünün ——- herhangi ikisinin müşterek imzalarıyla şirketi temsile yetkili oldukları, ancak —— tarihinde yapılan ortaklar genel kurulu ile şirket hissedarlarından———- yeniden davacı ——– devrettiği anlaşılmıştır.
Şirket ortaklarından —–aynı zamanda ————–adresinde faaliyet gösteren ve ——-sicil no ile faaliyet gösteren ———- ve şirket yetkilisi olduğu,———— dava dosyasına göndermiş olduğu evrakla anlaşılmıştır.
Şirket ortaklarından ———- adresinde faaliyet gösteren ve ———– faaliyet gösteren ———— hem sahibi hem de şirket yetkilisi oldukları ————- dava dosyasına göndermiş olduğu evraktan tespit edilmiştir.
Davalı ——–ortaklarından ———– tarihinde;
1.Açılış ve başkanın seçilmesi,
2.Toplantı başkanına imza yetkisinin verilmesi,
3.Şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürlerin seçilmesi,
4.Ödenmeyen sermaye hususunun görüşülmesi,
5.Dilek ve temenniler hususlarında genel kurul toplantısı yapmak —- davet gönderdikleri ve bu davetiyede ——- tarih, ———sayfasıyla ilân edildiği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte ——- tarihinde yapılan genel kurul toplantısında; tüm ortakların şirket müdürlüğü görevinin sona erdiği, ——–aksi karar alınıncaya kadar birlikte müşterek imzaları ile şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları şeklinde karar aldıkları, şirket ortağı ———ödenmeyen sermaye borcunun yıl sonu kâr payından mahsubu suretiyle ortaklardan tahsil edilmesi talebinin oy çokluğuyla reddedildiği ve ortakların her biri için ödenmemiş sermaye tutarları olan ———–tarihine kadar ödemelerine oy çokluğu ile karar verdikleri ———- sayılı karar içeriğinden tespit edilmiştir.
4-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Mahkememizce, bilirkişiler ———— oluşan bilirkişi kurulundan yukarıda tespit edilen uyuşmazlık noktalarında rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
a———- Alınan ve İptali Talep Edilen ———- ilgili inceleme ve gerekçe: Mali müşavir bilirkişi tarafından —————yıllarına ait yapılan defter incelemesinde, yeni TTK’nın 64-65 ve 66.maddeleri uyarınca ——— yıllarına ait —————- açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun şekilde ve zamanında yaptırıldığı tespit edilmiştir.
Şirket ortaklarından ——– tarihinde şirketin —————- numaralı hesabına ———– açıklamasıyla —- ödeme yaptığı ve şirketin bu ödemeyi —– yevmiye numarası ile muhasebeleştırdiği, ——– tarihinde şirketin —————- no.lu hesabına ——- açıklamasıyla —– ödeme yaptığı ve şirketin bu ödemeyi —–yevmiye numarası ile muhasebeleştirdiği ve ———– tarihinde şirketin ———– no.lu hesabına —– açıklamasıyla ——- ödeme yaptığı ve şirketin yapılan bu ödemeyi ——- yevmiye numarası ile muhasebeleştirdiği tespit olunmuştur. Buna göre, davalı firmanın sermaye tutarı —— olup hisse dağılımının; ———– olup, davadan sonra ——– tarihi itibariyle davalı şirketin ödenmemiş sermaye hesabının bakiyesinin sıfır olduğu ve ortakların sermaye taahhüt borçlarını ödedikleri tespit edilmiştir.
Şirket ortaklarından ——- hesabına mahsuben şirketin ————- no.lu hesabına ———– ödeme yaptığı, diğer ortak ——— hesabına mahsuben şirketin ——— no.lu hesabına ———- ödeme yaptığı tespit edilmiştir.
——— mahalinde yapılan defter incelemesinde; davalı şirket tarafından —– yılında, ortaklardan — her ay düzenli olarak —— açıklamasıyla ———– ödediği ve bunu —— açıklamasıyla kaydettiği, —————– ödediği, bu ödemeyi ——— açıklamasıyla kaydettiği ve toplamda her ay düzenli şekilde —- ödeme yaptığı, diğer ortak —— açıklamasıyla ————– ödediği ve bunu ——-açıklamasıyla kaydettiği,—– açıklamasıyla ———— ödediği, bu ödemeyi ——– açıklamasıyla kaydettiği ve toplamda her ay düzenli şekilde ———– ödeme yaptığı, —–her ay düzenli olarak —————- açıklamasıyla ——- ödediği ve bunu ——————- açıklamasıyla kaydettiği, ——-açıklamasıyla —- ödediği, bu ödemeyi —————— hesabına ——— açıklamasıyla kaydettiği ve toplamda her ay düzenli şekilde ——– ödeme yaptığı tespit edilmiştir.
Davalı şirket tarafından — yılında, ortaklardan ——- her ay düzenli olarak ——-açıklamasıyla —— hesabına kaydettiği, ——————— açıklamasıyla ——- ödediği, bu ödemeyi —- hesabına kaydettiği ve toplamda her ay düzenli şekilde —— ödeme yaptığı, diğer ortak ———- açıklamasıyla ——- ödediği ve bunu ——— kaydettiği,—- açıklamasıyla ———— ödediği, bu ödemeyi —– hesabına kaydettiği ve toplamda her ay düzenli şekilde —— ödeme yaptığı, son ortak —- her ay düzenli olarak —————- açıklamasıyla——– hesabına kaydettiği, — açıklamasıyla ———- ödediği, bu ödemeyi ———– hesabına kaydettiği ve toplamda her ay düzenli şekilde ——–ödeme yaptığı tespit edilmiştir.
Davalı şirketin gerek —–yılı ortaklara yaptığı ödemeler ve gerekse ——— yılında ortaklara yapılan ödemeler incelendiğinde, her ne kadar yapılan bir kısım ödemelerin —————- muhasebe koduyla muhasebeleştirildiği görülmüş ise de, yapılan bu ödemelerin her ay düzenli olarak ve her ay aynı miktarlarda yapılmış olduğu tespit edilmiş, bu haliyle yapılan bu ödemelerin avans ödemesinden ziyade maaş olarak ödendiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte davalı şirketin yapılan defter-belge incelemesinde davacı —- açıklamasıyla yaptığı ödemeler toplamının, — yılında ———— olarak ödendiği, — yılında ise son ödeme ———— tarihinde yapılmakla birlikte ——— olarak ödendiği ve toplamda ——– yıllarında ödenen avans toplamının ———–olduğu tespit edilmiştir.
TTK m. 622 uyarınca ————— Usulüne uygun çağrı yapılmadan genel kurul yapılması durumunda bu genel kurulda alınan kararlar butlanla sakattır, zira ortada usulüne uygun gerçekleştirilen bir genel kurul olmadığından, alınan kararlar bakımından genel kurul kararından da söz edilemez. Bunun istisnası, çağrısız genel kuruldur. Davalı şirketin üç ortağı bulunduğundan, üçü de ortaklar genel kurulunun çağrısız yapılmasına itiraz etmediğinden ———— tarihinde geçerli bir ortaklar genel kurulu toplantısı gerçekleştirilmiştir.
Bu esaslar ve alınan karar sonrasında ortakların üzerine düşen sermaye ödeme borcunu yerine getirmesi nedeni ile taahhüt edilen ve ödenmeyen sermayenin ödenmesi yönünde karar alınmasının iptale tabi olup olmadığının tespitinde; davacı ortağın da diğer ortaklar gibi alınan karar doğrultusunda sermaye borcunu ödeyerek iptalini istediği , davacının sermaye borcu ödemesine dair banka dekontu incelendiğinde; açıklama kısmına ‘haklarımız saklıdır’ ibaresini yazmak suretiyle ihtirazi kayıt koymasına göre davayı açmasına bir engelin bulunmadığı, yapılan ödemeye bu yönde bir kayıt konduğundan davanın konusuz kaldığı veya davacının dava yönündeki hakkından vazgeçtiğinin davalı savunuşu aksine benimsenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış ise de davacı vekilinin ———–sayılı kararın müvekkilini zor durumda bırakmak için alındığını, bu nedenle çoğunluk paya sahip ortakların, bu sermaye borcunu ödeme gücü olmayan müvekkiline ekonomik şiddet uygulamaya çalıştıkları, kararın bu bakımından dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürdüğü hususunda yapılan değerlendirmede ; iptali istenen kararda, tüm şirket ortaklarının taahhüt ettikleri ve henüz ödemedikleri sermaye borcunu anılan tarihe kadar tamamlamaları gayesinin güdüldüğü, sermaye borcunun tüm ortaklarca objektif şekilde geçerli olduğu, yine sermaye şirketlerindeki sorumluluk rejimi, alacaklıların ve diğer menfaat sahiplerinin başvurabilecekleri yegane malvarlığının temelinde şirketin taahhüt edilen esas sermayesinin bulunduğu bu nedenlerle sermaye borcunun şirkete ödenmesinin talep edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı bir yönü olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, zira hem şirketin kuruluşu, hem de sonraki safhada sermayenin korunmasına dair kanunun öngördüğü detaylı sistem, sermaye şirketlerinde esas sermayenin ne kadar önemli bir unsur olduğunu ortaya koyuşu, Ödenmemiş sermaye borcunun tüm ortaklardan talep edildiği ve sadece davacı için karar alınmasının söz konusu bulunmamasına göre ortaklar arasında bir eşitsizliğe de sebep olunmayışı, artık ödenmemiş sermayenin tamamlatılması konusunda diğer ortakların hangi saikle hareket ettikleri şüpheli olsa da, esas sermayenin sermaye şirketleri bakımından önemi ve esas sermayenin getirilmesi ve korunması hakkındaki kanun hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, ödenmemiş sermaye miktarının tamamlatılması yönünde alınan bir kararın TMK m. 2’ye aykırı olduğunun benimsenemeyeceği anlaşılarak davacı vekilinin bu maddenin iptali isteminin dinlenilebilir bulunmadığı anlaşılmış ve söz konusu kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
b————- ilgili inceleme ve gerekçe:Davacı, kendisine çağrı yapılmadan yapılan ———- tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmiştir.
Yokluk, bir hukuki işlemin kurucu nitelikteki unsurlarının bulunmaması sebebiyle işlemin hiç kurulmamış olması olarak tanımlanabilir. —— kararının varlığından söz edebilmek için de iki kurucu unsura ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar, genel kurul toplantısının yapılması ve pay sahiplerinin bu toplantıda karar almasıdır. Bu ikisinden birinde bir eksiklik meydana gelmesi halinde, karar hiç doğmamış sayılır ve en baştan itibaren yok sayılır. —— uygulamasına göre, genel kurul kararının oluşabilmesi için toplantının yapılması ve karar alınması gerektir bu iki kurucu unsurdan biri yoksa genel kurul kararı yok hükmündedir.————–
Bu iki kurucu unsur kapsamında yoklukla malul sayılacak kararlara örnek olarak,
• Öncelikle yetkili olmayan kişi tarafından çağrı yapılması ve karar alınması,
• Çağrıda toplantı yer ve/veya saatinin yazılmamış olması hali,
• Pay sahibi olmayan kişiler tarafından karar alınması,
• Kanunda öngörülen asgari toplantı ve karar yeter sayılarına aykırı karar alınması,
verilebilir.
Aynı şekilde,—– toplantısında ——- temsilcisinin bulunmamış (TTK m. 407/III) veya toplantı tutanaklarını imzalamamış olması halinde (TTK m. 422/I), genel kurul kararı yok hükmündedir.
———— ilişkin davacı tarafın genel kurul tutanağını dosyaya sunduğu görülmektedir. Davalı şirketin söz konusu genel kurul toplanmasına ilişkin karar ve davet sürecine ilişkin bir evrak sunmadığı dikkate alındığında, çağrının yapılmaması sebebiyle ———- yok hükmünde olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile,
A)Davalı ——– tarihinde yapılan —— sayılı ——– numaralı maddesindeki kararın iptali isteminin reddine,
B)Davalı ——— tarihinde yapılan ——— Yok Hükmünde Olduğunun Tespitine,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 4.700 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 2.350 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 2.350 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 74,80 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 37,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalan 37,40 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———– Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2020