Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1368 E. 2022/939 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO : 2018/1368 Esas
KARAR NO : 2022/939

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12.11.2018
KARAR TARİHİ : 14.12.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 08.10.2017 tarihinde —— plakalı araç sürücüsü ——asli ve tam kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında aynı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili —–basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını müvekkilinin dava konusu kaza sebebi ile %49 oranında daimi malül kaldığını, dava konusu trafik kazası sebebiyle —— plakalı aracın trafik sigortası kapsamında davalı —– yaptıkları müracaat neticesinde açılan hasar dosyasından taraflarına 179.088,18 TL iş göremezlik tazminatı ödendiğini, müvekkilinin maluliyet oranı dikkate alındığında yapılan ödemenin müvekkilinin zararını karşılamadığını, yetersiz olduğunu, diğer davalılar tarafından bugüne kadar müvekkiline ödeme yapılmadığını, 2918 sayılı KTK.m.98/1 hükmü gereğince tazminat taleplerinin sonuçlandırılmasını, aksi takdirde dava açmak zorunluluğu doğacağını, bunun neticesinde de temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinden de sorumlu olunacağını, 2918 sayılı Kanunun 98.maddesinden kaynaklanan hakları ile diğer fazlaya ilişkin ve dava hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000,00 TL bakıcı gideri ile 200.000 TL manevi tazminatı davalılar——ve ——-müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Talep Artırım Dilekçesi: Davacı vekili 25.09.2020 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle, HMK madde 107 uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; müvekkili için toplam 10.000,00 TL üzerinden açmış oldukları maddi tazminat davasında talep ettikleri 5.000,00 TL daimi-geçici iş göremezlik tazminatını toplam 202.743,53 TL arttırarak toplam 207.743,53 TL daimi – geçici iş göremezlik tazminatının davalı—— şirketinin sorumluluğu bakiye poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000,00 TL bakım-bakıcı giderinin davalılar ——- müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
3-Islah: Davacı vekili 17.02.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, HMK madde 107 uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.09.2020 tarihinde vermiş oldukları talep arttırım dilekçesinde talep ettikleri toplam 207.743,53 TL daimi-geçici iş göremezlik tazminatının toplam 876.832,48-TL ıslahı ile 1.072.608,85 TL Daimi İş Göremezlik Tazminatı ile 11.967,16-TL Geçici İş Göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.084.576,01 TL maddi tazminatın davalı ——-şirketinin sorumluluğu bakiye poliçe limiti olan 150.911,82 TL ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000-TL bakım-bakıcı giderinin davalılar ——-müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
4-Savunma: Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, rücuya konu kazanın ——- yasal sınırın üzerinde alkol kullanması nedeniyle ortaya çıktığının belirtildiğini, kazaya karışan —— ruhsat sahibi——tarafından üçüncü şahıs——- satışı yapılmış olan bir araç olduğunu, her ne kadar ruhsat devir işlemleri yapılmamış olsa dahi kaza tarihinde araç fiilen—— zilyetliği devir edildiğini, araç ruhsat sahibi —— yurtdışında ikamet etmesi satış işlemlerinin gecikmesine neden olduğunu, kaza sonrası ifadesi alınan——-kazaya neden olan ——ait olduğunu bildiğini beyan ettiğini, kaza esnasında motosikleti kullanan —— tanımadıklarını, aracın rızaları dışında—–verildiğini, kazanın oluşumunda hiçbir kusurları ve sorumlulukları bulunmadığını, davacının iş görememezlik ve bakım gideri adı altında talep ettiği maddi tazminat taleplerinin sigorta poliçesi kapsamında sigorta tarafından davacıya ödendiğini, davacının yolcu olarak bulunduğu motosikleti kullanan—— alkollü olduğunu, davacının da alkolü olup olmadığı araştırılması gerektiğini, davalının maddi tazminat talepleri sigorta tarafından karşılanmış olması, davalının hem hatır taşıması kapsamında motosiklete binmesi hem de müterafik kusuru gözönüne alındığında davalı —— kazanın oluşumunda hiç bir kusurunun olmaması karşısında davalı ——-yönünden davanın reddini, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.Davalı——- vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı yanın müvekkil sigorta şirketine başvurusu üzerinde şirketleri nezdinde —— nolu hasar dosyasının açıldığını, dosya kapsamında alanında ——alınan rapor sonucunda davacı yana 31/10/2018 tarihinde 179.088,16 TL tazminat ödemesi yapıldığını, aleyhlerine açılan davanın reddini, yargılama harç ve giderlerin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı——- davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
5-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş gücü kaybı ile bakıcı giderlerine dayalı maddi tazminat ve 6098 sayılı TBK’nin 56. Maddesine göre manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı, davalı sürücünün sevk ve idaresinde bulunan ve davalı ——– sigorta poliçesi ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını beyanla sürekli sakatlık tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve manevi tazminat talep etmektedir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı ——işleten sıfatı bulunup bulunmadığı, davacının geçici ve kalıcı işgöremezlik süre ve oranı ile yaralanmasından dolayı bakıcının yardımından faydalanmasını gerektirir sürenin (kısmi veya sürekli), davacının maddi zarar miktarının, davacının kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının, hatır taşıması koşullarınn oluşup oluşmadığının, manevi zarar miktarının tespiti noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
6-Kazanın oluşumu ve davalı sürücünün kusur oranı: Dosya kapsamına göre, 08.10.2012 günü, saat 01:04 sıralarında, davalı sürücü——- sevk ve idaresindeki ——plakalı motosiklet ile ——- istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan kasisli mevkiye geldiği sırada aracının kontrolünü kaybedip soldan yol dışı kalarak yaya kaldırımına çarpması neticesinde motosiklette yolcu olarak bulunan davacı ——-yaralanması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Kolluk görevlileri tarafından hazırlanan Ölümlü-Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında; olay mahallindeki yolun 2 şeritli 7 m genişliğinde çift yönlü yol olduğunun, bu yolda zeminin asfalt-kuru, vakitin gece, aydınlatmanın olduğunun, havanın açık, yatay ve düşey güzergahın düz, mahallin meskun ve hız limitinin 50 km/saat olduğunun, davalı sürücünün olay anında 2.18 promil alkollü olduğunun, davacı yolcunun kask takıp takmadığının belirsiz olarak kodlandığının belirtildiği görülmüştür.Davalı sürücünün ceza aşamasındaki ifadesinde; “Olay günü arkadaşımızın düğünündeydik. —- vardı. —–benim eşimin çocukluk arkadaşı olur. Hep beraber alkol aldık. Daha sonra ——beni kendisini motorla gezdirmem için ikna etti. Bu konuda bana çok ısrar etti. Şahitlerim vardır. —– motorla gezerken belediyenin boyamadığı bir kasise takıldım. Bu nedenle motor devrildi. ——ben de yaralandık” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle tarafların kusur oranın belirlenmesi için dosyamız—— Sayılı raporda; “Davalı sürücü —–idaresindeki motosiklet ile gece vakti, aydınlatması bulunan yerleşim yeri sınırları içerisindeki olay mahalli yolda seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, seyrini taşıt yolu içerisinde emniyetli olacak şekilde sürdürmesi gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin seyrettiği sırada kaza mahalli olan kasisli mevkiye hatalı bir şekilde yaklaşıp bu mevkiyi geçmek istediği sırada meydana gelen olayda; asli kusurlu bulunmuştur.” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, tarafların kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir.
Dosya kapsamına göre davalı sürücünün kusur durumuna ilişkin—–tarafından düzenlenen rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla oybirliğiyle hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla, dava konusu kazanın oluşumunda, davalı sürücü—— % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının davaya konu trafik kazasının oluşumunda kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
6098 Sayılı Borçlar Kanunun 52. Maddesinde “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında yada artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükmü yer almaktadır.
——-Sayılı kararında, “Dava konusu olayda destek alkollü olduğunu bildiği davalınım kullandığı araca binmekle zarar doğuran eyleme katkıda bulunmuştur.—— desteğin alkollü sürücünün kullandığı araca binmesi nedeniyle (Borçlar Kanunun eski 44. Maddesi, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 52. Maddesi gereği) uygun tutarda bir indirim yapılması——-gerektiği gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.——- ilamında, “Somut olayda, davacıların desteğinin alkollü olduğunu bildiği halde davalı sürücüsün aracına bindiği bu nedenle müterafik kusurlu olduğu, ayrıca 4 arkadaşının gezme amacı ile araca bindikleri bu açıdan hatır taşıması olduğu sabittir. Ancak Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda desteğin müterafik kusuru için 2/8 indirim oranında ve ayrıca hatır indirimi için 2/8 oranında indirim yapılmış olup, bu indirim oranları Dairemizin uygulamalarına göre yüksektir. Mahkemece hesap bilirkişisinden bu yönde ek rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir” şeklinde karar verilmiştir.
——-Sayılı kararında: “Mahkemece alınan kusur raporunda desteğin alkollü sürücünün aracına bilerek binmesi sebebi ile %15 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş ve —— bilirkişince hesaplanan tazminattan desteğin %15 kusuru oranında indirim yapılmış, mahkemece desteğin alkollü kişinin aracına bindiği gerekçesi ile hesaplanan tazminattan BK. 43,44. maddeleri uyarınca % 20 oranında, desteğin araçta hatır için taşındığı gerekçesi ile de %20 oranında hatır taşıması indirim yapılarak karar verilmiştir. Sonuç olarak hesaplanan tazminattan desteğin müterafik kusuru sebebi ile %35, hatır taşıması sebebi ile %20 oranından indirim uygulanması hatalıdır.
Dairemizin yerleşik uygulamasına göre hatır taşıması indirim oranı %20’yi, müterafik kusuru indirimi oranı %20’yi geçemeyecektir” şeklindedir karar verilmiştir.Gerek Yargıtay içtihatları gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 52. Maddesi göz önüne alınarak, davacının maluliyeti ile sonuçlanan olayda davalı—–plakalı araç sürücüsü davalı—— alkollü olduğu ve davaya konu kazasının alkolün etkisiyle meydana geldiğinin; motosiklet üzerinde yolcu konumunda bulunan davacının, motosiklet sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği halde, alkollü araç sürücüsünün aracına binerek kendi durumunu ağırlaştırılması sebebiyle % 20 müterafik kusurunun bulunduğu ve ayrıca %20 düzeyinde hatır taşıması da söz konusu olduğu değerlendirilmiştir.
7-Davacının maluliyet oranına ilişkin inceleme ve gerekçe: Davacının başka birisinin bakımına muhtaç olduğu sürenin tespiti açısından ——- tarafından düzenlenen 29.06.2020 tarihli raporda, davacı —— 08.10.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 4 (dört) ay boyunca başka birisinin bakımına muhtaç durumda olduğu yönünde kanaat bildirildiği,Davacının maluliyet oranının tespiti açısından—– tarafından düzenlenen 17.03.2022 tarihli raporda, davacı ——- 08.10.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle tüm vücut engellilik oranının %77.0 (yüzdeyetmişyedi) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.——- tarafından düzenlenen bu raporlar dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.Bu itibarla, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının tüm vücut engellilik oranının % 77, geçici iş göremezlik süresinin 12 ay, iyileşme süresine bağlı bakıma muhtaç olduğu sürenin 4 ay olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
8-Davacının sürekli sakatlık tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat talepleriyle ilgili inceleme ve gerekçe:
8.1. Hesaplama Yönetimi Yönünden Değerlendirme:
Dava dosyasında mevcut Karayolları Motorlu Araçlar —–bilgilerine göre mülkiyeti—–adına kayıtlı ve ——sevk ve idaresindeki ——plakalı aracın davaya konu 08.10.2017 trafik kazası tarihini kapsayan 14.03.2017 / 2018 tarihleri arası davalı —–nezdinde —– Poliçesi ile sigortalı olduğu, zeyilnameye bakılmaksızın davaya konu 08.10.2017 olay tarihi itibariyle 01.01.2017 – 31.12.2017 tarihleri arası sakatlık teminat limit miktarının 330.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.Davalı —–tarafından, davaya konu 08.10.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu —— maluliyeti sebebiyle, 31.10.2018 tarihinde toplam 179.088,18 TL tazminat ödemesi yapıldığı, buna göre davalı —– şirketinin ——- poliçesi kapsamında kalan bakiye teminat limitinin 150.911,82 TL olduğu anlaşılmıştır.—— Sayılı kararında: “01.06.2015 Tarihli Poliçe Genel Şartlarındaki değişikliğin 01.06.2015 tarihinden önceki tanzim olunan poliçelerde uygulanmasının mümkün olmadığı; 01.06.2015 tarihinden sonraki tanzim olunan poliçelerde uygulanması gerektiği;” belirtilmektedir.——Sayılı kararında: “——yeni genel şartlar c.11 maddesine göre, genel Şartlar Yürürlük tarihi olan 01,06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” şeklindedir.
6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun Bedensel Zarar Başlıklı 54. Maddesi: “Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” hükmüne amirdir.
Aşağıda açıklandığı üzere, 09.10.2020 Tarih ve 31269 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan TC. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve—— Sayılı kararından önce; 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim olunan poliçelere ilişkin olarak, ilgili sigorta kuruluşunun sorumluluğu bakımından ——-yaşam tablosu baz alınarak işleyecek dönem bakımından 1.8 teknik faiz indirimli hesaplama yöntemine göre değerlendirme yapılmakta idi.
09.10.2020 Tarih ve 31269 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan TC. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve—— Sayılı Kararı ile 13.10.1983 tarih ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 14.04.2016 tarih ve 6704 Sayılı Yasanın 3. Maddesi ile değiştirilen 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan: a) “——ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlard——” ibaresi; 2. Cümlesinde yer alan: —–ve genel şartlard—–” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi iptal kararının 27 – 42 paragraflarındaki gerekçesinde özetle haksız fiil sorumlusu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun belirlemiş olduğu genel hükümler çerçevesinde sorumlu olması sebebiyle, işleten veya araç sürücüsünün maddi tazminat bakımından hukuki sorumluluğunu üstlenen ilgili trafik sigortacısı şirketinden de aynı sorumluluk ilkelerine göre sorumlu olduğu; aynı hesaplama yönteminin uygulanması gerektiği belirtilmektedir.
09.11.1982 Tarih ve 17863 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2709 Sayılı Anayasa’nın 153. maddesi: “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesi bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya —– İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda,——, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun (——-) teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar. İptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” şeklindedir.Anayasa’nın 153/6. fıkrasında, Anayasa Mahkemesi İptal kararlarının geriye yürümeyeceği hükmüne amirdir. Bu durumda, kamu hukukunu ilgilendirmeyen, taraflar bakımından kesinleşmemiş ve usulü kazanılmış hak oluşturmamış durumlarda, Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda arz edilen iptal kararı, gerekçesi ile birlikte, re’sen nazara alınarak, sonuca gidilmesi gerekmektedir.
——sayılı kararında:”.——- Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtayda uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde ——- tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi ——” belirtilmektedir.Kaza tarihi göz önünde bulundurularak davaya konu olayda, sigortalı araç sürücüsü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde—— yaşam tablosu ve progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle yapılması sebebiyle; iş bu davaya konu olayda, sigortalı araç sürücüsünün, haksız fiil failinin eyleminden müştereken ve müteselsil sorumlu bulunan davalı ——– kuruluşu, aynı hesaplama yönteminden sorumlu olacağı değerlendirilerek buna göre değerlendirme yapmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
8.2. Davacının yaşı ve muhtemel bakiye ömür süresi yönünden inceleme ve değerlendirme:
12.02.1990 doğumlu olan davacı——davaya konu 08.10.2017 olay tarihi itibariyle (27) yıl
(07) ay (26) günlük olup (28) yaşında olduğu kabul edilerek ——-işaretli yaşama tablosuna göre bakiye
ömrü (51) yıl ve muhtemelen (79) yaşına kadar yaşayacağı kabul edilmiştir.
8.3. Davacının kazanç durumu yönünden inceleme ve değerlendirme:
Yüksek Yargıtay——-Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında
belirtildiği üzere, maddi tazminatlar kazalı davacının kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem
sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması
gerekmektedir.Davacı vekili dava dilekçesinde ve beyan dilekçelerinde özetle, davacının ön muhasebeci olarak ——-ünvanlı iş yerinde aylık 2.250,00 TL. ücret ile çalışarak kazanç sağladığı yönünde beyanda bulunmuştur.
Dava dosyasında mevcut —— Cetveline göre davacının kazançları memleketimizde uygulanan yasal asgari ücret seviyesinde olduğu tespit edilmiştir.Davacı bu olay sebebiyle uğradığı maluliyete rağmen, aktif olarak çalışmasını devam ettirecek yaşının da müsait olması hasebiyle kendisiyle birlikte tüm aile fertlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ya yapmış olduğu işini yapmaya devam edecek veya bir işverene ait işyerinde hizmet akdi ile yada diğer değişik işlerde çalışmasını devam ettirerek kazanç sağlayacağı kabul edilerek, buna göre değerlendirme yapılacak; bu şekilde çalışması karşılığı sarfetmesi gereken mesainin parasal değerleri yasal asgari ücretlerin net tutarının altında olmayacağından; kaza tarihinden itibaren günümüze kadar geçen dönem içinde, memleketimizde uygulanan ve kamu düzenine ilişkin bulunan yasal asgari ücretlere göre değerlendirme yapılmıştır.
8.4. Daimi iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden inceleme ve değerlendirme: Davacı vekili gerek dava dilekçesinde gerekse talep artırım ve ıslah dilekçesinde özetle; 1.072.608,85 TL daimi iş göremezlik tazminatının davalılardan sigorta şirketi yönünden bakiye sorumluluk oranı olan 150.911,82 TL ise sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyadaki tüm bilgi, belgeler ile yukarıdaki ilkeler uyarınca aktüerya hesabının yapılması için dosya—— tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından denetime elverişli olarak düzenlenen 14.02.2022 tarihli bilirkişi 3. ek raporunda, davacı—— sürekli iş göremezlik zararı 1.907.853,35 TL, davalı—— tarafından yapılan ödeme dışlandığında davacının talep edebileceği bakiye daimi iş göremezlik tazminatı bedeli 1.675.951,33 TL olarak hesaplanmış, davacının %20 müterafik kusur oranı ve %20 hatır taşıması indirimi yapıldığında davacı ——-%77 oranındaki sürekli iş göremezlik sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararı 1.072.608,85 TL olarak belirlenmiştir.——- tarafından düzenlenen rapor; sürekli iş göremezlik zararı yönünden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli olmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu zararın 1.072.608,85 TL olduğu kanaatine varılmıştır.Davacı vekili UYAP sisteminden sunduğu 26.10.2022 tarihli dilekçesinde özetle, davalı——-şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu bakiye tutarı da ödediğini, yapılan bu ödeme sonucunda sigorta şirketinin başkaca sorumluluğunun kalmadığını, tarafların sulh olması nedeniyle sigorta yönünden feragat ettiklerini beyan etmiş, ilgili dilekçe ekinde sigorta şirketi ile davacı arasında düzenlenen 21.09.2022 tarihli sulh protokolünü sunmuştur, ilgili protokolün incelenmesinde, sigorta şirketinin teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu bakiye tazminat tutarı olan 150.911,82 TL’yi ödediğinin beyan edildiği anlaşılmıştır.Davalı ——- tarafından ödendiği bildirilen bakiye teminat limiti dışlandığında davacının talep edebileceği bakiye daimi iş göremezlik tazminatı 921.697,03 TL olarak belirlenmiş, davalı——- teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu tutarı ödediğinden işbu daimi iş göremezlik tazminatı tutarının diğer davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ——-. yönünden talebin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
8.5. Geçici iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden inceleme ve değerlendirme: Davacı vekili gerek dava dilekçesinde gerekse talep artırım ve ıslah dilekçesinde özetle; 11.967,16 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Dosyadaki tüm bilgi, belgeler ile yukarıdaki ilkeler uyarınca ——hesabının yapılması için dosya aktüer bilirkişi —— tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından denetime elverişli olarak düzenlenen 14.02.2022 tarihli bilirkişi 3. ek raporda davacı —— 12 aylık geçici iş göremezlik zararı 18.698,68 TL olarak hesaplanmış, davacının %20 müterafik kusur oranı ve %20 hatır taşıması indirimi yapıldığında davacı —— geçici iş göremezlik sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararı 11.967,16 TL olarak belirlenmiştir.——–bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor; geçici iş göremezlik zararı yönünden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli olmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının 12 aylık geçici iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu zararın 11.967,16 TL olduğu kanaatine varılmıştır.Davacı vekili UYAP sisteminden sunduğu 26.10.2022 tarihli dilekçesinde özetle, davalı ——– şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu bakiye tutarı da ödediğini, yapılan bu ödeme sonucunda sigorta şirketinin başkaca sorumluluğunun kalmadığını, tarafların sulh olması nedeniyle sigorta yönünden feragat ettiklerini beyan etmiştir.Davalı ——- teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu tutarı ödediğinden işbu geçici göremezlik tazminatı tutarı olan 11.967,16 TL’nin diğer davalılar ——alınarak müştereken ve müteselsilen davacıya verilmesine, davalı——yönünden talebin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
8.6. Bakıcı gideri talebi yönünden inceleme ve değerlendirme: Davacı vekili gerek dava dilekçesinde gerekse talep artırım ve ıslah dilekçesinde özetle; 5.000 TL bakıcı giderinin davalılar——- müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Dosyadaki tüm bilgi, belgeler ile yukarıdaki ilkeler uyarınca—– hesabının yapılması için dosya aktüer bilirkişi ——tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından denetime elverişli olarak düzenlenen 10.09.2020 tarihli bilirkişi kök raporda davacı—— 4 aylık geçici iş göremezlik süresi boyunca bakıcı gideri sebebiyle nihai ve gerçek zararı 5.868,38 TL olarak hesaplanmış, davacının %20 müterafik kusur oranı ve %20 hatır taşıması indirimi yapıldığında davacı —— geçici iş göremezlik süresi boyunca bakıcı giderleri sebebiyle uğradığı nihai ve gerçek zarar miktarı 3.521,03 TL olarak belirlenmiştir. ——bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli olmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının 4 aylık geçici iş göremezlik sürecinde bakıcı gideri sebebiyle uğramış olduğu gerçek ve nihai maddi zararın 3.521,03 TL olduğu kanaatine varılmış, işbu zarar tutarının davalılar ——–alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
8.7. Manevi tazminat miktarının hesaplanması ile ilgili inceleme ve değerlendirme: 6098 sayılı TBK m. 56. Maddesine göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Bu para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yukarıda anlatılan ölçütler göz önüne alınarak davacının duyduğu acı ve elem, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davacının maluliyet oranı, davalı sürücünün % 100 kusurlu olması, davalı sürücünün alkollü olarak araç kullandığını bilmesi nedeniyle davacının da %20 müterafik kusurlu olması, yine olayda hatır taşımasının bulunması gibi durumlar ile davalıların sorumluluğunun niteliği gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun olarak, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde 80.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-a) 921.697,03-TL daimi iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar—— müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
b) 11.967,16-TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
c) 3.521,03-TL geçici bakıcı giderinin kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ——- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
d) Davalı—–yönünden açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- 80.000,00-TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ——- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
MADDİ TAZMİNAT DAVASINDA;
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 16.004,78 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 717,26 TL peşin harç ve 3.025,00 TL ıslah harcı ve 700,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.442,26‬ TL harçtan mahsubu ile 11.562,52‬ TL harcın davalılar ——-müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 717,26 TL peşin harç ve 3.025,00 TL ıslah harcı ve 700,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.442,26‬ TL’nin davalılar——-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen toplam 2.881‬,00 TL yargılama gideri ile haricen ödenen ve makbuz sureti Mahkememiz dosyasına sunulan 945,00 TL —— ücreti toplamı olan 3.826‬,00 TL’nin davanın kabul – ret oranına göre hesaplanan 3.290,88 TL’sinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı —— kendisini vekille temsil ettiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan ——– verilmesine,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
MANEVİ TAZMİNAT DAVASINDA;
9-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.366,2‬0‬ TL harcın davalılar ——- alınarak Hazineye gelir kaydına,
10-Davacının kabul edilen manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dava tarihindeki—— alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacının reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, davalı ——-kendisini vekille temsil ettirdiğinden dava tarihindeki ——vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——- verilmesine,
12-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı—– vekilinin yüzlerine karşı, davalı——- yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.