Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1357 E. 2020/37 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1357
KARAR NO: 2020/37
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 09/11/2018
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ——– tarihli dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil ile Davalı ——— arasında ——- tarihinde——— imzalandığını, kira sözleşmesinin akdedilmesi sebebiyle davacı müvekkil adına ——- TL tellaliye ücreti alacağı doğmuş olup söz konusu hizmet bedelinin yalnızca ——-TL davalı tarafça ödenmiş olup kalan ——- TL’nin ödenmediğini, beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalının ———-İcra Müdürlüğünün ——– E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, haksız olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olan davalının alacağın en az % 20 ‘si oranında icra inkâr tazminatına dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesi arz ve talep etmişlerdir.
Davalı … vekili ——— tarihli dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile —— tarihinde ———- imza yetkisi bulunmayan ———- arasında imzalandığını, lüvekkil kurumda koordinatör pozisyonunda çalışan———— harcama yapmaya esas imza yetkisi olmadığını, işbu sebeple dava konusunu oluşturan ——- ——- geçerliliğinin mümkün olmadığını, Müvekkili kurum ile davacı şirket danışmanlık ücreti konusunda anlaştıklarını ve müvekkil kurumun davacı şirkete hizmet bedeli olarak ——— TL ödeme yaptığını, müvekkili kurumun davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından ve borca itirazında haklı olduğundan, davacının müvekkil şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, neticeten müvekkil kurum aleyhine açılan davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
Dava, tellallık sözleşmesinden doğan cezai şartın tahsili istemiyle başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Her ne kadar davalı tarafından davanın görev yönünden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davalının iktisadi işletmesi olması, taraflar arasında yapılan sözleşmenin değeri dikkate alındığında uyuşmazlık her iki tarafından ticari işletmesinden kaynaklandığından davalının görev ile ilgili itirazı yerinde görülmemiştir.
——- sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 404-409 maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde ———– sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, ———- bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır.
———- unsurları şu şekildedir:
a) ————- ilişkisinin tarafları ——– ile iş sahibidir ve ———, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir. O ———iş sahibi için yerine getireceği faaliyetin karşılığında ücret alacaktır.
b) ——— faaliyetinin konusu, çeşitli işlere ilişkin sözleşmelerin kurulması hususunda aracılık etmektir. Bu aracılık faaliyeti, bir sözleşme kurma fırsatı vermek şeklinde olabileceği gibi bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmek şeklinde de olabilir.——— kural olarak iş sahibini temsil yetkisi yoktur; fakat sözleşme ile kendisine bu yetki verilebilir.
c——— ilişkisi, ———– ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. —— sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. ——–geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki ——— sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, “taşınmazlar konusundaki ——– sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”. ——— faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir.
Nitekim Yargıtay Hukuk—– —- gün,—— E., ———K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir.
Davalı tarafça, sözleşmede imzası bulunan ———- iktisadi işletmesini temsile yetkili olmadığı, bu nedenle husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini ileri sürmüştür. Her ne kadar ————- davalıyı temsile yetkili olmayan ———– isimli kişi imzalanmış ise de, ———- isimli kişinin davalının çalışanı olduğu, ayrıca davacı tarafından gönderilen ihtarnameye cevabında geçen “Bununla birlikte yine aşağıda açıklayacağımız nedenlerle ihtarname içeriğinde geçen ——- TL bedelin müvekkilimizin —– doğan Sadakat ve Özen Borcu ile taahhütlerini gereği gibi yerine getirmemesinden kaynaklıdır. Müvekkilin kiralanan mevuru Otopark alanı, Mescit alanı ve ofis katının bütün dış cephesini tanıtım ilanı olarak kullanacağı taahhüt edilmiş ancak, bu taahhüt tam olarak yerine getirilmemiştir. Hatta eksik ediminizi sonradan ifa etmeniz talep edilmesine rağmen, bu konuda olumlu bir adım atmadığınız ortadadır.” beyanı ile birlikte —– TL lik ——— ücretini kabul ederek davacıya ödemesi, davacının ifasını gereği gibi yerine getirmediğini ileri sürerek ——- TL için iade faturası düzenlenmesi karşısında, davalının, çalışanı tarafından imzalanan ——————- onay verdiği, sözleşmenin davalıyı temsilen yapıldığı, sözleşmenin bağlayıcı olmadığı yönündeki iddianın dürüstlük kuralı ile örtüşmediği anlaşıldığından bu sözleşmenin davalı şirketi bağladığı kabul edilmiştir.
Sözleşmede, adresi belirtilen gayrimenkulü, “…1 yıl içinde şahsım, eşim, ortağı ve çalışanı bulunduğum şirket, şirket ortakları, şirketin ortak olduğu kuruluşlar ya da kan ve sıhri hısımlarım satın aldığı takdirde yukarıda yazılmış satış bedelinin % 3 +KDV’sini, kiraladığı takdirde yıllık kira bedelinin ————— hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ediyorum.” şeklinde hüküm bulunduğu, sözleşmede davalı çalışanına gösterildiği belirtilen taşınmazın aylık kira bedelinin ——– TL olduğunun yazılı olduğu, yıllık kira bedelinin —— TL olduğu, ———– olduğu, davacının hak kazandığı yer gösterme bedelinin ——TL olduğu, fakat davacının bu miktarın altında ———- TL ücret talebinde bulunduğu, taleple bağlılık gereğince davalı tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ————- TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından davalıya gönderilen ——— Noterliği’nin ——— tarihli ——— nolu ihtarnamesinin ——- tarihinde tebliğ edildiği, davalıya borcun ödenmesi için ——- iş günü mehil verildiği, bu durumda temerrütün —— tarihinde gerçekleştiği, temerrüt tarihinden takip tarihine kadarki ————günlük sürede yıllık %9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamada davacının ———– TL işlemiş faize hak kazandığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, ———– İcra Müdürlüğün ———- esas sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZININ KISMEN İPTALİ ile takibin ——–TL asıl alacak ve ——— TL işlemiş faiz bakımından DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz UYGULANMASINA,
-Asıl alacak ——– TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 703,98 TL harçtan peşin alınan 185,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 518,21 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 185,77 harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL, 5,20 TL vekalet pulu, 102,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 143,6 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 136,04 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 572,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/01/2020