Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1341 E. 2019/370 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1341
KARAR NO : 2019/370

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin 05/05/2011 tarihli yetkili servis sözleşmesi uyarınca, davalı frmanın yetkili servisi olarak ———–bölgesinde hizmet vermeye başladığını, davalı şirket tarafından yetkili servislik sözleşmesinin tek taraflı ve sebepsiz olarak feshedildiğini, müvekkilin evrak ve dökümanlarla birlikte ek garanti sözleşmelerini teslim etmek istediğini fakat davalının almaktan kaçındığını,bu nedenlerle davanın kabulü ile 6929,97 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsiline, davalıca teslim alınmayan 14 adet ek garanti sözleşmesinin davalı tarafından iade alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının müvekkil şirketin eski yetkili servisi olduğunu, davacının ticari faaliyet yürütmesi nedeniyle basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğunu, davacı tarafın iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, davacı tarafın fatura içeriğine süresi içinde itiraz etmediğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibari ile taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin feshi kapsamında ek garanti paket sözleşmelerinin davalıya iadesi ile bunların tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürdükleri deliller, tarafların kabulünde olan yetkili servis sözleşme hükümleri, davacı tarafından ibraz edilen 14 adet garanti sözleşmesi ile tüm deliller bütün olarak değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 05/05/2011 tarihli sözleşme hükümleri kapsamında yetkili servis ilişkisi bulunup sürdürüldüğü, uyuşmazlığın esasının taraflar arasındaki ek garanti paket sözleşmelerine ve bunların bedellerine ilişkin olduğu, ek garanti paket sözleşmelerinin taraflar arasındaki ilişkide ana sözleşmenin bir unsuru olup olmadığını, başka bir ifadeyle taraflar arasındaki ilişkide yetkili servise bunları satma yükümlülüğü yüklenip yüklenemeyeceği hususunda toplandığı anlaşılmaktadır.
Ttaraflar arasındaki sözleşmenin ana konusunu “ürünün satımı sonrası teknik hizmet” oluşturmaktadır.
Sözleşmenin 6.16’ncı ve 6.35’inci maddelerindeki (“(…) eğer —— tarafından kendisine iskonto, satış, fiyatı v.b. koşulları açıkça belirtilmiş ürün satış yapma yetkisi verilmiş ise (…)” veya “Yetkili Servis, her ne sebeple olursa olsun ————yazılı onayı olmadan—- adını veya —- ait tescilli markaları kullanarak hiçbir pazarlama faaliyetinde bulunamaz, fiyat indirimi, özel kampanya girişimleri, müşteri ile sözleşme imzalanması gibi uygulamalarda bulunamaz” gibi) ürün pazarlama ve satımın sanki istisnai hallerde ortaya çıkacak hususlar olarak kabul edildiğini işaret eden düzenlemeler de dikkate alındığında, dava konusu sözleşmenin yalnızca teknik servis sağlanmasına ilişkin olduğu, herhangi bir ürün satımının sözleşmenin kapsamında, dolayısıyla tarafların sözleşmenin kurulması anındaki iradelerinde yer almadığı kanaatini oluşturmuştur.
Yine sözleşmenin 6.33’üncü maddesindeki Yetkili Servisin kendisine yazılı olarak ——— tarafından bildirilen uygulamalar ile ilgili teknik, idari veya pazarlamaya yönelik kampanya, hizmet, işleyiş kuralları v.b. her türlü tebliği bilmekle, kurallara, uygulamalara riayet etmekle ve bünyesinde bulunan tüm personele duyurmak ve uygulatmakla yükümlüdür düzenlemesi dikkate alındığında, ilk anda yetkili servisin, herhangi bir kampanyanın uygulanması bakımından da yükümlü olacağı intibaı doğmaktadır. Bununla birlikte, sözleşmenin temel amacı/konusu da dikkate alındığında yetkili servisin sorumluluğunun bahsi geçen kampanyalardan haberdar olmak-bilmek, bu kampanyalardaki uygulamalara uymak yani vereceği hizmeti kampanya koşullarına uygun şekilde vermek ve tüketiciye buna göre yansıtmak olduğu anlaşılmaktadır. Bu madde kapsamında teknik servisin bahsi geçen —– Paket Sözleşmelerini sınırsız bir sorumluluk altına girmek suretiyle pazarlamak gibi bir yükümlülüğünün var olduğu sonucunun çıkartılamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Sözleşmenin sona ermesinin ardından davacının elinde kalan —- Paket Sözleşmelerinin ücretleri davalı tarafından tahsil edilmiş ve zilyetliği de yetkili serviste bulunduğundan malik olarak yetkili servisin paketler üzerinden tasarruf yetkisine sahip olduğu düşünülebilir. Ancak bu durum doğru kabul edilse dahi sözleşmenin 8.8 ve 8.9 maddeleri değerlendirildiğinde, pratik olarak bu ürünlerin yetkili servis sözleşmesi sona ermiş bir işletme tarafından satımının oldukça zor olacağı ve işletmeye de bir fayda sağlamayacağı sonucuna varılmaktadır. Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde yetkisi iptal edilmiş bir servisin, kendisine herhangi bir menfaat sağlamayacak ürünleri, kâr etme imkânı olmadığı gibi reklam ve pazarlama imkânı da olmadan satması beklendiği sonucuna varılacaktır. Müşterilerin——– yetkili servisi olmayan bir işletmeden ———ek garanti paketi” alması da hayatın olağan akışına uygun değildir. Kaldı ki, artık yetkili servis olmayan davacının, —- müşterileriyle ticari ilişkiye girecek imkânlara sahip olmasını beklemek ticari hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu hususlar da düşünüldüğünde paket sözleşmelerin yetkisi iptal edilen davacı tarafından bu şekilde satılmasının beklenmesi hayatın olağan akışına uygun görülemediği gibi hakkaniyete de uygun kabul edilemeyecektir.
Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde, ek garanti paket sözleşmelerinin davacı tarafından satılmasının, davalı ile davacı arasındaki sözleşemesel ilişkinin ana unsurlarından birini teşkil etmediği, sözleşme hükümleri de dikkate alındığında sözleşmenin sona ermesi ile davacının elinde kalan ek garanti sözleşmelerini satmasının kendisinden beklenemeyeceği sonucuna varılmıştır. Davacının kendisine ileten paket sözleşmeleri kabul etmediği dikkate alındığında bunların mülkiyetini kazandığı da kabul edilemeyecek bu sebeple de ücreti davalı yanca peşin tahsil edildiği anlaşılan ve davacının ibraz ettiği 14 adet ek garanti paket sözleşme nedeniyle, davalının haksız bir şekilde zenginleştiğinin kabul edilmesi gerekecektir. Bu çerçevede uyuşmazlığa konu 14 adet ek garanti paket sözleşmelerinin davalıya iadesi ile garanti paket sözleşmeleri kapsamında tahsil edilen 6929,97 TL.nin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (İST. B.A.M. ——-. H.D. 07/03/2019 T. 2018/1892 E. 2019/455 K.)
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 14 adet ek garanti sözleşmesinin iadesi şartı ile 6929,97 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 473,39 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 437,49 TL’nin davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL, 5,20 TL vekalet pulu, 74,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 115,10 TLnin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —– uyarınca 2725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.