Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1331 E. 2019/256 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1331 Esas
KARAR NO : 2019/256

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı——– malik ve işleteni olduğu ————– plaka sayılı aracın 01/04/2018 tarihinde kaza neticesinde hasara uğradığını, aracın Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Kasko Sigortacısının sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimselerin kastı dışında kusurları ile meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, kaza neticesinde 1.558,74 TL hasar meydana geldiğini, davalının hasar tutarından tamamen sorumlu olduğunu, kaza neticesinde 250,00 TL ekspertiz masrafının meydana geldiğini, davalı … şirketine 10/05/2018 tarihinde başvuru yapıldığını, ———— nun davalı … şirketinden alacağını temlik yolu ile müvekkili —————————–. Ye devrettiğini, şimdilik 250,00 TL hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz bedelinin poliçe limitleri dahilinde 20/05/2018 tarihi itibari ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ihtar içerikli tensip zaptının 14/11/2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı şirket ile dava dışı sigortalı arasında yapılan “Hasar Tazmini ve Alacağın Temliki Sözleşmesi” uyarınca dava dışı sigortalının ——— plaka sayılı aracının hasar bedelinden dolayı Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında davalı … şirketinden olan alacağını davacı şirkete temlik etmiştir. Davacının temlik alan sıfatı ile yerine geçtiği dava dışı sigortalı ile davalı … arasında davaya konu hususi otomobil yönünden kasko sigorta sözleşmesi yapılmıştır. Davacı hem temlik sözleşmesine hemde kasko sigorta sözleşmesine dayanmaktadır.
28/11/2013 tarihli resmi gazetede yayınlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde ”Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile Tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” düzenlenmesine yer verilip 3. Maddede ise Tüketici İşlemi tanımlanmış ve ”Mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişilerde dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık v.b sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” ifadelerine yer verilmiştir. Ayrıca aynı kanunun 83. Maddesinde de “Taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması , bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” denilerek 6502 sayılı kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici 1. Maddede düzenlenmiştir.
Her ne kadar taraflar tacir olsa bile, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmamaktadır. Davacı akdi halefiyete dayanmakta olup, dava dışı sigortalının sadece tüketici ilişkisinden olan haklarına halef olmuştur.
6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 73. Maddesinde de tüketici mahkemeleri düzenlenmiş ve ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” denilmiştir. Bu kapsamda davacının aktif dava ehliyetine dayanak yaptığı kredi sözleşmesi tüketici kredisi olması ayrıca davanın dayanağı olarak ileri sürülen kasko sigorta sözleşmesi de 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2 ve 3. Maddeleri kapsamında kaldığından işbu davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevlidir (Aynı yönde Yarg.————–. H.D. 18/04/2016 T. 2015/15929 E. 2016/4930 K.).
Mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenip kamu düzenindendir , ayrıca dava şartları arasında yer verilmiştir. Mahkemenin görevli olup olmaması hususu mahkemece davanın her aşamasında resen gözetilir. Görev kurallarının niteliği itibari ile taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaz.
Açıklanan nedenler ve yasal düzenlenemeler karşısında mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi gereığince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli ————– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmememesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına , (ihtarat yapıldı).
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili yüzünee karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı