Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1326 E. 2019/1152 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/222 Esas
KARAR NO : 2019/1027
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 22/02/2017
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın — tarafından borçlu —- imzaladığı —- tarihli Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırılmış olduğunu, asıl borçlunun imza ettiği sözleşmede —–kendi cl yazıları ile beyan ettikleri üzere müteselsil kefil olduklarını, davalıların banka alacağının ödememeleri üzerine—.Noterliğinden — tarih ve— yevmiye sayılı kat ihtarı gönderildiğini, — itibariyle —- TL borcun ödenmesini ihtaren bildirildiğini, ihtara rağmen borç ödenmediğinden dolayı İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün—- e.sayılı dosyasından ilamsız icra takibine geçilmiş olduğu, davalıları mezkur icra dosyasına vaki itirazları üzerine işbu davanın açılması zaruretinin doğduğu ileri sürülmek sureti ile davalının borca ,işlemiş faizine ve fer’ilerine yönelik itirazlarının yasal dayanaktan yoksun olduğu, davalının icra dosyasına olan itirazının iptaline %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına, mahkeme masrafı ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesi iddia ve talep olunmuştur.
SAVUNMA: Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin asıl borçlu Şirketteki —TL lık hissesini— Noterliğinden — tarih —-yevmiye numarası ile tasdikli hisse devri ve temlik sözleşmesi ile dava
dışı —- temlik etmiş olduğunu, bu husus —– tarihinde tescil ve ilan edilmiş olduğunu, müvekkilin müteselsil kefil olduğu krediler davalı asıl borçlu tarafından ödenmiş ve müvekkil şirket ortaklığından ayrılmış olması ve bu hususun ticarct sicil müdürlüğünce ilan edilmiş olması sebebiyle kefalet sözleşmesini yenilememiş olduğunu, müvekkilin kefil olması nedeniyle tahsis edilen krediler diğer davalı asıl borçlu tarafından ödenmiş, fakat daha sonra yine aynı sözleşmeye istinaden bir takım müvekkilin bilgisinde olmayan yeni krediler tahsis edilmiş olup talep edilen alacak, daha sonra tahsis edilen ve müvekkilin bilgisinde olmayan kredi borcuna ilişkin olduğunu, kefalet sözleşmesinin tanziminden sonra kullandırılan kredilerin ödenmiş olması, daha sonra farklı tarihlerde müvekkil ile yeniden kefalet sözleşmesi yapılmadan, asıl borçlu lehine ikinci kez kredi kullandırılmış olmasına dayanan borcun, müvekkil tarafından kabul edilmesine imkan bulunmadığını, kredi sözleşmelerine istinaden tahsis edilen kredilerin ödenmesi müvekkilin kefalet sözleşmesini sona erdirmiş, bundan sonra müvekkilin bilgisi olmadan tahsis edilen kredilerden dolayı müvekkilden hak talep etmek kefalet sözleşmesinin belirlilik ilkesine aykırı düştüğünü beyan ederek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Diğer davalılar herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
— incelendiğinde,
Davacı bankanın ——- arasında —– tarihlî — TL tutarında vc — tarihli — TL tutarında—- diğer davalı kendi el yazıları ile müteselsil kefalet imzalarının bulunduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesine göre (Md 2,7) , kullandırılan kredi İçin alacaklı bankaca tespit ve ilan edilecek oranda faiz tahakkuk ettirileceği, Borçlu, faiz dışında KKDF ve gider vergisini de ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, Davacı bankanın, faiz oranını mevzuatın verdiği yetkiler içinde değiştirmeye yetkili olduğu, Müşterinin de bankaca üç ayda bir tahakkuk ettirilecek faiz, gider vergisi ve komisyonu bankaya derhal ve nakden ödemekle yükümlü olduğu,
Temerrüd halinin ortaya çıkması durumunda krediye uygulanacak temerrüt faizi oranı Genel Kredi Sözleşmesinin 4.2 .maddesinde düzenlenmiş olup bu hükme göre temerrüd faizi oranı , bankanın ticari krediye uyguladığı en yüksek orandaki akdi faizin %100 fazlası üzerinden hesaplanacak oranda temerrüt faizi uygulanacağı kabul edilmiştir.
Bankanın uyguladığı akdi Kredi faiz oram %36 olarak tespit edilmiş olduğundan dolayı, bu oranın %100 fazlası olan %72 nisbetinde temerrüt faizi talep edilmesi mümkün iken, Davacı banka da icra takip talebinde %72 nisbetinde temerrüd faizi talep etmiş olup, talep edilen oran sözleşmede belirlenen hükme uygun olduğu , Davacı bankanın kullandırdığı kredilere uyguladığı akdi faiz ile icra takibinde talep ettiği temerrüt faizi oranlarının, aşağıda izah edildiği cihetle Bankacılık Kanunu’nun 144.maddesi ile —– Tebliğine uygun olduğu, banka uygulaması bakımından yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Kefalete ilişkin itirazların değerlendirilmesinde ise;
TBK nun 581 .maddesine göre, Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.
Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir (TBK m. 582).
Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefîlin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi gerekir.(m. 583/f.l),
Yukarıda açıklandığı cihetle TBK nun 583 maddesine göre; Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar İle kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır
Dava konusu uyuşmazlıkta Dava Dosyasındaki — incelendiğinde, davacı bankanm —– numaralı kredi hesabından asıl borçlu şirkete —TL tutarında kredi açtığı ve kullandırmış olduğu tespit edilmiştir. Davalı yanlar da —- TL ve — TL lık iki Genel Kredi Sözleşmesini “Müteselsil kefil” sıfatıyla imzalamış oldukları ,kefaletin muteber olduğu, Sözleşmede kefalet tutarının — Tl, olduğu görülmüştür..
Kredi Sözleşmesi kısmında açıkladığımız üzere, Sözleşmenin imzalanmasından evvel TBK nun 21 .maddesine göre davalıların ve asıl borçlunun bilgilendirilmiş oldukları, itirazları ve karşı teklifleri olmaksızın — serbest iradeleri ile müteselsil kefil olarak imza etmiş oldukları anlaşılmıştır.
Davalılardan—– tarafından İmza edilen – süresizdir. Davalı — tarafından Şirketteki hisselerini -Noterliğinin —sayısı ile tasdik edilmiş hisse devir ve temlik sözleşmesi ile —-devretmiş ise de, kefaletin sona erdirdiğine yönelik olarak alacaklı bankaya noter kanalı ile bildirimde bulunmuş olduğuna dair dava dosyasında herhangi bir belgeye rastlanmamıştır, öte yandan asıl borçlunun kullandığı krediler itfa planı ile belirlenmiş taksitli kredi mahiyetinde olmayıp, rotatif kullandırım şeklinde borçlu cari kredisi niteliğinde bir kredidir. Kefalet Sözleşmesi süresiz, olduğu gibi, kefil —- kefaletini sona erdirdiğine dair bankaya yazılı bildirimide bulunmadığından dolayı, şirkette ki hisselerini bir başka kişiye devir ve temlik etmiş olsa dahi asıl borçlu Şirket lehine olan kefaletinin devam etmektedir. Davalı —- dava dilekçesine karşı vermiş olduğu savunma dilekçesinde Şirketteki hisselerinin devri ile birlikte sona ermiş olduğunu noter tasdik belgesi ile tevsik etmekte ise de, davalı yan asıl borçlu lehine verdiği kefaletini sona erdirmiş olduğu hususunu bankaya yazılı bildirimde bulunmuş olduğunu yazılı belge ile kanıtlayamamaktadır.
Davacı bankanın – tarafından – numaralı Kredi Hesabından —TL limit dahilinde rotatif şekilde nakdi kredi kullandırmış olduğu sabittir. Davacı bankaca asıl borçlu Şirkete kullandırdığı Kredi , borçlu şahıs sözleşmede üstlendiği edimlerini ifa etme yükümünü ihlal etmiş olduğundan dolayı, davacı banka, Sözleşme’nin verdiği yetkiye dayanarak, -. Noteriliğinden keşide ettiği – tarih ve — yevmiye sayılı ihtarnameyi davalı asıl borçlu ve kefillere göndermiştir. Bankanın kredi alacağı ile ilgili —-TL borç bakiyesinin bir gün içinde bankaya ödenmesi İhtaren bildirilmiştir.
İhtarname davalı asıl borçlu ve kefiller — tarihinde tebellüğ etmiş olup, kendilerine verilen süreye göre davalı— tarihinden itibaren mütemerrit oldukları, Bankacı bilirkişi tarafından yapılan incelemede ;
— hesabından oluşun banka alacağı Hesap kat ihtarnamesi eki hesap ekstresi – TL asıl alacak, – TL — %72 temerrüt faizi -TL Faizin %5 BSMV’sinin, – TL masraf, — TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam – TL olarak hesaplandığı,
banka talebinin, – TL asıl alacak,- TL temerrüt faizi, -TL BSMV, – TL masraf ve — TL ihtiyati hacizden doğan vekalet ücreti olmak üzere toplamda — TL olduğu anlaşılmış olup her bir alacak kalemi yönünden taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
-davalı borçlunun İstanbul Anadolu —. İcra müdürlüğü —- esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —TL asıl alacak, — TL temerrüt faizi, – TL BSMV, – TL masraf ve — TL ihtiyati hacizden doğan vekalet ücreti olmak üzere toplamda —- TL üzerinden devamına,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %72 oranında faiz uygulanmasına
3-Asıl alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine —- TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
4- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli — TL harcın, davacı tarafından yatırılan – TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye — TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5- Davacı tarafından harç, bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.278,92 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre 2.264,44 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 5.748,09 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı —- lehine takdir olunan 313,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda okundu. 05/11/2019