Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/131 E. 2019/202 K. 22.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR
(RET)
ESAS NO : 2018/131 Esas
KARAR NO : 2019/202

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin yönetim kurulu başkanı—– geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle şirkete gelemediğini, bu nedenle işleri davamı —- bıraktığını, ancak —– verilen görevi kötüye kullanarak, ———–imzasını taklit ederek hukuk dışı işler yaptığını, bu işlemlerden 22.1.2018 tarihinde haberdar olunduğunu, —– hakkında İst. Anadolu CBS’nin —- sor. Sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, bu kişinin imzaladığı sahte imzalı çeklerle ilgili menfi tespit davaları açıldığını, bu arada yönetim kurulu karar defteri ile yönetim kurulu pay defterinin bulunamadığını, bu nedenle bu defterler için zayi belgesinin verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, davacıya ait ticari defterler hakkında zayi belgesi istemine ilişkindir.
Davanın dayanığı 6102 s. TTK’nin 82/7. Maddesidir.
Davacı taraf, defterlerin iki imza yetkilisinden biri olan —– tarafından çalındığını veya kaybedildiğini iddia etmektedir.
Buna göre ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın,
a-Davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı,
b-Davacı şirketin yönetim kurulu karar defteri ile yönetim kurulu pay defterinin kaybolmuş veya çalınmış olup olmadığı,
c-Davacının basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgelerini şirket merkezinde muhafaza etmesi ve korunması için gerekli tedbirleri alıp almadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı ile ilgili inceleme ve gerekçe: 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca bu davayı açmak için yasada 15 günlük hak düşürücü süre belirlenmiştir. Aynı maddeye göre hak düşürücü sürenin başlangıcı ziyaın öğrenildiği tarihtir. Davacı vekili, ziyaı 22.1.2018 tarihinde öğrendiğini iddia etmektedir.
Yapılan yargılamada, ziyaın daha önce öğrenildiği anlaşılmadığından davanın hak düşürücü süre geçmeden açıldığı kanaatine varılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Davacı tarafça, talebe konu yönetim kurulu karar defteri ile yönetim kurulu pay defterinin şirketin yönetim kurulu üyesi ve şirketi temsil ve ilzama yetkili ——————– tarafından çalındığı veya kaybedildiği iddia olunmaktadır.
TTK’nin 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” hükmünü haizdir. Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, zıya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmemiştir(Yarg.—–.Hukuk Dairesi’nin 14.02.2017 tarih, 2015/15281 E., 2017/813 K. Sayılı ilamı).
Buna göre, ticari defterlerin kimin tarafından kaybedildiğinin önemi bulunmamaktadır. Ticari defterlerin kaybedildiğinin kanıtlanması halinde davanın kabulüne karar vermek gerekecektir.
Davacı şirkette ————————— münferit imzaları ile şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin olduğu belirlenmiştir.
Davacı şirket ve dava dışı————- tarafından davacı şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı ———— ile ilgili dolandırıcılık, evrakta sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından şikayette bulunulduğu, şikayetle ilgili olarak dosyaya gelen belgelere göre kovuşturmaya yer olmadığına dair herhangi bir karar olmadığı gibi herhangi bir iddianamenin henüz hazırlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle Mahkememizce yargılamaya devam olunmuş ise de, 26/12/2018 tarihli duruşmaya katılan ve şirketin ortağı, yönetim kurulu üyesi ve yetkilisi —————— tarafından vekil olarak atanan —… kaybolduğu iddia olunan yönetim kurulu pay defteri ve yönetim kurulu karar defterinin müvekkili —————- olduğunu beyan etmiş ve verilen kesin süre içinde bu iki ticari defterin fotokopilerini Mahkemeye sunmuş, asıllarının da — olduğunu kabul etmiştir.
Buna göre, defterlerin ziya olmadığı, defterlerin şirketin ortağı ve tek başına temsile yetkili yönetim kurulu başkanı —-a olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 35,90.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili —-…. ve davacı vekili ——- yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.