Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/130 E. 2019/620 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/130
KARAR NO : 2019/620

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 13/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Borçlu şirket aleyhine İstanbul Anadolu ———.İcra Müdürlüğü” nün 2017/29237 E. sayılı dosyasıyla İcra takibi başlattıklarını, davalı borçlu tarafından yasal süresinde itirazda bulunularak takibin durmasına sebebiyet verildiğini, davalı Borçlu Şirket ile aralarında İş Güvenliği Hizmet Sözleşmesi bulunduğunu, davalı borçlunun aldığı hizmetlerden kaynaklanan borcu bulunduğunu iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle %20′ den az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkil arasında 14.10.2016 Tarihinde Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri Sözleşmesi yapıldığını, Sözleşmenin konusunun Müvekkil Şirkette —— Yönetim Sistemlerinin uygulanması amacıyla her türlü faaliyetin koordine edilmesi, eğitimlerle gerekli çalışmaların yapılması ve işlemlerin yönetilmesi olduğunu, Davacı Sözleşme uyarınca her ne kadar hizmet verdiğini iddia etmişse de sözleşmede tanımlanan hizmetleri tam anlamıyla yerine getirmediğini, sadece matbu evrakları düzenlediğini, Denetim Süreçlerinde diğer şirketlere ait matbu evrakları müvekkil şirket adına düzenleyip, diğer hizmet yükümlülüklerini hiçbir şekilde yerine getirmeyen davacının sözleşme tarihi itibarıyla aylık faturalar düzenlediğini, davacı tarafından kesilen faturaların düzenli olarak ödendiğini, davacının hizmet edimini sözleşme kapsamında yerine getirmediği tespit edildiği andan itibaren de ödemelerin durdurulduğunu, Davacının İcra Takibine konu alacağı hizmet edimi yerine getirilmediği tespiti ile ödenmeyen ücretlere ilişkin olduğunu, Davacının TBK.471 uyarınca Sözleşme gereği edim borcuna ilişkin sadakat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu durumda davacının faturalara dayalı yapmış olduğu takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, Davanın Reddine, Yargılama Giderleri ve Vekâlet Ücretinin Davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğü’nün 2017/29237 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını danışmanlık hizmeti teslimine dayandırmış, davalı ise itiraz dilekçesinde akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, akdi ilişkiyi doğrulamış, fakar davacının edimini sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirmediğini ileri sürmüştür.
Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacının sözleşmeden kaynaklanan edimini gereği gibi yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacının davalı verdiğini iddia ettiği danışmanlık hizmetine ilişkin toplam 220007,00 TL tutarlı 9 adet faturanın her iki tarafın da ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davalının davacıya toplam 12567,00 TL ödeme yaptığı hususunda her iki tarafın ticari defterlerinin uyumlu olduğu, davalının faturalara itiraz etmeksizin ya da ihtirazi kayıt konulmaksızın defterlerine kaydetmesi karşısında sözleşme konusu edimin eksiksiz olarak yerine getirildiğine karine teşkil ettiği, davalı tarafça edimin eksik ya da ayıplı yapıldığı yönünde kesin nitelikte bir delil ibraz edilmediği bu durumda davacının davalıdan 9440,00 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, İAA ———. İCM’nin 2017/29237 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 9.440,00 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
Asıl alacak 9.440,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 644,84 TL harçtan peşin alınan 161,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 483,62 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 161,22 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL, 5,20 TL vekalet pulu, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 106,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 847,60 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ——- uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı