Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1288 E. 2019/1151 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1288 Esas
KARAR NO: 2019/1151
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/10/2018
KARAR TARİHİ: 04/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı —- arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ilişki içerisinde ——- belirli müddet çalışıldığını ticari defterlerinin incelendiğinde davalı/borçlu şirketin müvekkil şirkete borçlu olduğunun görüleceği, müvekkil şirketin muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda, davalı/borçlu şirketin;— tarih Seri – numaralı ve —– tarih Seri – – numaralı faturalara ilişkin olarak müvekkil şirkete borçlu olduğunu, borcun ödenmesi için davalı/borçlu şirketle yapılan görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine davalı aleyhine —– -.İcra Müdürlüğü’nün— esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında; davalının, davaya cevap vermediğinden tarafların uyuştukları husus bulunmadığı, buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a- Davalı şirketin davacıya borcunun bulunup bulunmadığı,
b- Davacı tarafın ticari yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği,
c-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İcra dosyası: Davacı taraf — tarihinde, fatura alacağına ilişkin olarak —-. İcra Müdürlüğü’nün – sayılı dosyasından – USD— tarihli fatura ve -USD – tarihli fatura olmak üzere toplam — USD’nin asıl alacağa işleyecek mevduata Bankalarca fiilen uygulanan en yüksek döviz faizi ile ve değişen oranlardaki faizi ile birlikte tahsili talebiyle Örnek No:7 İlamsız Takiplerde Ödeme Emri ile icra takibi başlatmış, borçlu vekili Örnek No:7 Ödeme Emri’ne 06.08.2018 tarihinde yapılan ilamsız icra takibine ilişkin esas olmak üzere, müvekkili şirketin davalıya borcunun bulunmadığını belirtmiş olup, yetkiye, borca, borcun ferilerine, işlemiş ve işleyecek faiz ile takibe itiraz etmiş, yetki itirazı üzerine dosyanın — — – İcra Müdürlüğü’nün— Esas sayılı dosya numarasını almış olduğu görülmüştür.
Borçlu vekili bu kez — tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz etmiş, bu nedenle icra takibi durduğu ve işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler: Davaya konu ilişkide, davalı-borçlu vekili icra takibine yaptığı itirazında alacaklının hukuka aykırı eylemlerinin tespit edildiğini, borçlu firmanın alacaklı firmaya borcu olmadığını savunmuştur. Buna göre, genel olarak belirtmek gerekirse, satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekir. Bir başka anlatımla, bir alacak davasında mal sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürendedir. İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğu söylenemez. Eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçecektir.
Yukarıda belirlenen uyuşmazlık konularının tespiti kapsamında mali müşavir bilirkişi aracılığıyla davacının ticari defter, kayıt ve belgeleri, bilanço ve gelir gider cetvelleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Davalı taraf, usulünce yapılan ihtara rağmen ticari defter, kayıt ve belgeleri sunmadığından, davalı tarafın ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Bu kayıtlar üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda, davacı şirketin — – yılı ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu alacağı oluşturan faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin kendi defterlerinde TL hesabında 138.721,49 TL, bu faturaların da dahil olduğu haricen takip edilen USD hesabında da 57.029,65 USD alacaklı gözüktüğü, davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan, takip konusu alacağı oluşturan faturaların incelenmesinde; davacı ve davalı yan arasında ticari bir ilişki olduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde, davacının davalıya tomografi cihazı – ışın tüpü ile güç kaynağı sattığı, bu malların karşılığı düzenlenmiş olduğu, faturalar toplamının KDV dahil — Doları olduğu, faturalar üzerinde teslim alan kişiye ilişkin imzanın, bilgi ve belgenin bulunmadığı görülmüştür. Ancak mali müşavir bilirkişi tarafından yerinde inceleme sırasında haricen sunulan servis formlarından takip konusu fatura içeriği cihazların davacı tarafından sorunsuz olarak monte edildiği anlaşılmaktadır. Teknik servis formlarında davalı tarafı temsilen —- imzasının yer aldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu davalıya usulünce tebliğ edilmiş, davalı tarafça bilirkişi raporundaki saptamalara itiraz olunmamıştır.
Buna göre, davacı şirketin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenen — yılı ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu alacağı oluşturan — tarih -no.lu -ABD Doları ve – tarih – no.lu ve— ABD Doları tutarlı faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin kendi defterlerinde TL hesabında 138.721,49 TL, bu faturaların da dahil olduğu haricen takip edilen ABD Doları hesabında da 57.029,65 ABD Doları alacaklı gözüktüğü, davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, davaya katılmadığı ve ihtar gönderilmiş olmasına rağmen inceleme günü defter veya belge ibrazında bulunmadığı, fatura üzerinde imza bulunmasa da cihazların kurulumuna ilişkin teknik servis formunda davalı yetkilisinin imzasının bulunması sebebiyle teslim ediminin ifa edildiğinin kabulü gerektiği, davacı tarafından dava dosyasına sunulan “proforma fatura” başlıklı sözleşme niteliğindeki belgede ödemenin USD cinsinden, yapılacağı tarihteki TCMB kuru üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığı, dolayısıyla davacının sözleşme ile belirlenen takip konusu fatura kaynaklı bakiye alacağını döviz cinsinden talep edebileceği, buna göre davacının davalıdan 27.07.2018 takip tarihi itibarıyla davacının 53.385,01 ABD Doları alacağını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmış ve icra takip dosyasında ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacının alacağının tahsilatında karşılıksız çıkan senetlere ilişkin başlatılan icra takiplerinin bulunduğu dikkate alınarak tahsilde tekerrürün olmamak üzere davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
4-İşleyecek faiz yönünden inceleme ve gerekçe: İcra takibinde istenen faizin nevi bakımından yapılan incelemede, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle takip tarihinden sonrasında ABD Doları ana para alacağı için 3095 sayılı Kanunun4/a maddesi kapsamındaki “…Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. (3095 Sayılı Kanun m. 4/a) …” hükmü gereği takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre ——- olarak açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki —— efektif satış kuru TL karşılığı eklenmek suretiyle takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
5-Sonuç: Sonuç olarak, yukarıdaki gerekçelerle, davanın kabulü ile davalı borçlunun İst. Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre —olarak açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki —– efektif satış kuru TL karşılığı eklenmek suretiyle takibin devamına karar verilmiştir.
6-İcra inkar tazminatı ile ilgili gerekçe: Davacı taraf, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Müsnet olayda, davaya konu alacak miktarı faturaya dayalı olup, davaya konu alacak miktarı davalı tarafça belirlenebilir olduğundan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu bakımdan yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL karşılığı tespit edilip bu miktar üzerinden karar verilmesi gerektiğinden, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nin 67/2. Maddesi uyarınca 53.385,01 ABD Doları asıl alacağın icra takip tarihindeki —- efektif satış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığının %20 si olan 51.569,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-a)Davanın KABULÜ ile; tahsilde tekerrür olmamak üzere, davalı borçlunun İst. Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre– olarak açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki ——efektif satış kuru TL karşılığı eklenmek suretiyle takibin devamına,
b)İİK’nin 67. Maddesi uyarınca hükmedilecek icra inkar tazminatına, yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL karşılığı tespit edilip bu miktar üzerinden karar verilmesi gerektiğinden, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nin 67/2. Maddesi uyarınca 53.385,01 ABD Doları asıl alacağın icra takip tarihindeki —- efektif satış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığının %20 si olan 51.569,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 20.709,78 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 5.177,45 TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 1.290,37 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.241,96 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 5.177,45 TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 1.290,37 TL harç olmak üzere toplam 6.467,82 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.123 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 24.140,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nin 333. Maddesi uyarınca bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde — Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/12/2019