Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1271 E. 2019/835 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1271
KARAR NO : 2019/835

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesine göre özetle; Taraflar arasında mevcut ticari ilişkiden dolayı cari hesaba dayalı olarak oluşan borç sebebiyle İstanbul Anadolu ——-.İcra Müdürlüğünün 2018/25700 E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğinden sonra davalının mesnetsiz ve haksız itirazı ile takibin durduğu beyan edilerek, yukarıda açıklanan nedenlerle, dava sonunda haksız çıkma ihtimaline binaen davalının malvarlığı üzerine tedbir şerhi işlenmesi, davalı borçlu tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatı ile her türlü masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi vekaleten Sayın Mahkemeden arz ve talep edilmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zaptının 12.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın duruşmaya gelmediği, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Bilirkişi ———10/05/2019 tarihli raporunda; Davacının usulüne uygun olarak yasal süreler içinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı, e-beratlarını oluşturduğu, birbirini teyit eden ticari defter ve kayıtlarına göre 01.10.2018 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 62.679,71 TL. alacağı bulunduğu, davalıya dava dilekçesi ve inceleme gününe ilişkin bildirimlerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen incelemede hazır bulunmadığı ve ticari defter kayıtların sunulmadığı, davacı, icra takibinden önce davalı tarafın TBK.’nun temerrüde ilişkin 117. Mad. Hükümlerine göre temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belge ve taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığından dolayı işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, takdirin Mahkemeye ait olduğu,” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/25700 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını cari hesap kapsamında mal ya da hizmet teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. ———–.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacının cari hesap ilişkisi içerisinde davalı adına 2017 yılında toplam —– bedelli 114 adet, 2018 yılında ise toplam — bedelli 41 adet fatura düzenlendiği, davalının ise BA formu ile bu faturalardan 2017 yılında düzenlenenlerden 2 adet faturayı, 2018 yılında düzenlenenlerin ise hepsini Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirmiştir.
Bu durumda davacı 2018 yılına ilişkin olarak düzenlediği fatura konusu malların davalıya teslimini bu faturaların bedellerine hak kazandığını ispatlamıştır. 2017 yılında düzenlediği faturaların ise irsaliyelerini ibraz ettiği, irsaliyelerin altında teslim alan kişilerin, davalı tarafın kabulünde olup da gelir idaresi başkanlığına BA formu ile bildirilen faturalara ait irsaliyelerin altında imzası bulunan kişilerle aynı olduğu, dolayısıyla davacının 2017 yılında alacağına dayanak olan mal teslimlerini bu şekilde ispatladığı kabul edilmiştir. Bu durumda davacı kendi defterlerinde kayıtlı olan faturalara konu olan mal ya da hizmet tespitlerini ispatladığı ve bu faturalarda belirtilen bedellere hak kazandığı anlaşılmıştır. Davacının defterlerinde kayıtlı olan ödemelerin mahsubu neticesinde davacının davalıdan —- alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, icra takibinden önce davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belge ve taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığından dolayı işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/25700 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin 62.679,00 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
Asıl alacak 62.679,00 TL’ye takip tarihinden itibaren talep gibi değişen oranlarda yasal faiz UYGULANMASINA,
Asıl alacak 62.679,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 4281,60 TL harçtan peşin alınan 757,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 3523,83 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 757,77 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL, 5,20 TL vekalet pulu, 1090,95 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1132,05 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 1130,92 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden—– uyarınca 7244,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden—- uyarınca 62,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.