Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1211 E. 2019/339 K. 22.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
(KABUL)
ESAS NO : 2018/1211 Esas
KARAR NO : 2019/339

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının yönetim kurulu başkanı ve hissedarı olduğu ——– ticaret sicil kaydının — tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından son beş yıl içinde genel kurul yapılmaması resen terkin edildiğini, ancak şirketin tasfiye dışında kalmış mal varlığı bulunduğundan ihyası gerektiğini, bu nedenlerle şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun TTK m.32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını——— dosyasının incelenmesinde son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması nedeniyle resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 14.4.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı bulunmadığını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını bildirerek: davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, 6102 sayılı TTK’nin geçici 7.maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a-Davaya konu şirketin davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce Ticaret Sicilinden terkin edilmemesi gerektiği halde usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
b-Davacının açtığı dava nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Hukuki açıklama: TTK’nin geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere ——————- aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nın geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece ticaret sicil memurluğuna yöneltilir. Tasfiye memurları veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekmez. Eğer, şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur. Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir. Yapılan yargılama sonucunda ticaret sicil memurluğu TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olarak bir şirketi terkin ettirmiş ise bu durumda yasal hasım olmadığından, kendi hatalı eylemi ile şirket terkin edildiğinden oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur. Fakat, şirketin TTK hükümleri uyarınca genel kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda ise, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Bu tip davalarda ticaret sicil memurluğu yasal hasım olup, aleyhine yargılama giderine hükmedilemez. Her halükarda TTK’nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: İşbu davada, davacı, ortağı olduğu şirketin faal olduğu halde, faal olmadığı gerekçesiyle ———-Müdürlüğü tarafından kapatıldığını, hatalı olan bu kararın kaldırılmasını ve şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmekte olup, davayı davalı sıfatı ile——- yöneltmiş olup, davaya konu —— tümden ihyasını talep etmektedir.
TTK’nin geçici 7.maddesinin 15.fıkrasının son cümlesi uyarınca, ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.
Davaya konu şirketin sicil kaydı 14.04.2015 tarihinde resen terkin edildiğinden, dava bu kapsamda süresi içinde açılmıştır.
İhyası istenilen şirketle ilgili yapılan işlem dosyası ticaret sicilinden celp edilmiştir. Celp edilen belgelere göre, şirketin aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması nedeniyle TTK’nin geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edildiği, ihtarlara ilişkin usulünce yapılan tebligat bulunmadığı, ama ihtarın Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, ———– yasaya ve yukarıda anılan tebliğ hükümlerine uygun işlem yaptığı, ancak davacının haklı bir neden ileri sürerek şirketin ihyasını talep ettiği, bu nedenle——- ihyasına karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortağı açtığından, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususuyla ilgili olarak davacı vekilince yargılama masrafı ve vekalet ücreti istenmediğinden bu konuda inceleme yapılmamamış ve davanın kabulüne kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-TTK geçici 7.maddesinin 15.fıkrası uyarınca davanın KABULÜ ile,
a)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ———sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nin geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edilmiş olan ———- yeniden ihyasına,
b)Kararın İstanbul Ticaret Siciline tescil ve ilanına,
2-Alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Gerekçede açıklandığı üzere davacı vekilinin talebi olmadığından davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.