Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/121 E. 2021/830 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/121 Esas
KARAR NO: 2021/830
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/01/2018
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —-gerçekleştiren bir firma olup , diğer müvekkili —- satmış oldukları makineler karşılığı — düzenlediği ve müvekkili —– menfi tespit davalarına konu çeke ilişkin—– teslim ettiğini, karşılığında müvekkili —- menfi tespit davalarına konu olan—– bedelli çeki keşide ederek teslim ettiğini, müvekkili —- adına diğer müvekkili —- keşide edilen işbu çek ile birlikte—– başka çeklerimiz; —- sabit olduğu üzere müvekkili ——– teslim edildiğini ancak, —- sevk ve idaresindeki — meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda söz konusu çeklerin çalındığını, yaşanan hırsızlık hadisesi sonucunda çalındığının öğrenilmesi ile birlikte —– nezdinde — davası açıldığını ve işbu Menfi Tespit davalarına konu olan —— hakkında Ödemekten Men Kararı alındığını, akabinde , menfi tespit davaya konu olan davalı —– bankaya ibraz etmiş ve taraflarınca alınan Ödemekten Men Kararı nedeniyle davaya konu çek hakkında —- müvekkili şirket aleyhine icra takibine girişildiğini, —- ticari ilişkisi sadece diğer müvekkili —- olup , menfi tespit davalarına konu olan çekin müvekkili —– diğer müvekkili —–tarafından teslim edildikten sonra akabinde hırsızlık olayının gerçekleşmesi ile birlikte iş bu davamıza konu olan çekin davalının eline geçtiğini, davalı ile icra takibinde borçlu olarak gözüken —— müvekkilim şirketler arasında uzaktan yakından herhangi bir ticari ilişki asla gerçekleşmediği gibi dilekçelerinde ibraz etmiş oldukları üzere çekin arka yüzeyinde bulunan müvekkili şirkete ait kaşenin müvekkili şirketin kaşesi olmadığını, söz konusu çekin hırsızlık nedeniyle kötü niyetli kişilerce ele geçirildiğini ve sahte kaşe ile müvekkili şirketçe cirolanmış gibi muamele ile piyasaya sürüldüğünü, dolayısıyla müvekkili şirketin borcunun bulunmadığını, çeklerin kötü niyetli kişilerin eline geçebileceği düşüncesiyle, vakit geçirilmeksizin ilgili emniyet birimine müracaat edildiğini, müvekkili şirket tarafından ayrıca —- suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek,——–borçlu olmadıklarının tespitine, dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı kötüniyetli hareket ederek müvekkillerinin mağduriyetine neden olduğundan% 20′ den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu icra takibine konu —– keşide tarihli —— tahsili amacıyla—- takibi yapıldığını, her ne kadar —– dosyası için davacılar tarafından menfi tespit davası ikame edilmişse de, dava sonrası yine davacı —– icra dosya borcu ödenerek dava niteliği gereği istirdat davasına dönüştürüldüğünü, müvekkilinin dava konusu senette meşru ve iyi niyetli hamil olduğunu, söz konusu alacağa ilişkin borçlular aleyhine gerçkleştirilen kambiyo senetlerine özgü icra takibi usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmiş olup, tarafımız yetkili hamil olup alacaklı sıfatına haiz olduğunu, müvekkilinin davaya konu senet için çekin veriliş koşullarını ve verilme sebebini araştırmak durumunda olmadığı gibi bunu bilebilecek durumda da olmadığını, bu nedenle iyi niyetli müvekkili açısından davanın reddi gerektiğini, keşidecinin kendi imzasını reddetmediği sürece imzaların istikbali/bağımsızlığı ilkesi gereğince çekten dolayı borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, davacılardan —- kendi imzasına ve kaşesine itiraz etmediğini ve diğer davacı durumunda bulunan lehdar —– imza ve kaşesinin sahte olduğu iddiası ile iş bu davayı açmış olduğundan davanın reddi gerektiğini, oavacı tarafından her ne kadar —– ait araçta meydana gelen hırsızık neticesi çeklerin çalındığı iddia edilmiş ise de dava konusu çekin kargoya verildiğine ilişkin — mahkemeye sunamadığını, ispat yükü davacıda olmasına rağmen gerek yasalarca gerekse — taşınması yasak olan —– şeklinde belirtilen emtiaların basiretli bir tacir gibi davranmayarak —– teslim edilmesi neticesi ve kaybından doğan sorumluluk hiçbir kusuru olmayan iyiniyetli müvekkiline yöneltilemeyeceğini, taşınması yasak olan bir emtianın —– teslim edildiği iddiasının tamamen gerçeklerden uzak, farazi ve ispatı mümkün olmayan bir iddia olduğunu, belirterek, davacıların davasının usulden, esasa girilmeden reddine, amir yasa hükümleri gereğince, —- davacının imzaların istiklali ilkesi gereği sorumluluğu mevcut olduğundan ve dava açma hakkı olmadığından davacıların her halükarda haksız ve mesnetsiz davasının reddine ve aynı zamanda davacıların %20’den aşağı olmamak üzere ayrı ayrı kötüniyet tazminatına mahkum edilerek, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava çekteki ciro imzasının sahte olduğu iddiası ile çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Davacılardan —– lehine diğer davacı şirket tarafından keşide edilen çekin, davacıların ellerinden rıza dışı çıkıp çıkmadığı, davacıların davalıya karşı bu çekten sorumlu olup olmadığı, çekin rıza dışı elden çıkmış olması halinde davalının çeki borçluların zararına iktisap edip etmediği, çekteki lehtar tarafından oluşturulan ciro imzasının davacı—— şirketi yetkilisine ait olup olmadığı hususlarının araştırılması gerektiği anlaşıldı.
Davada taraf teşkili sağlanmış icra dosyası ve çek aslı celp edilmiştir.
Takibe ve eldeki davaya konu yapılan çek keşidecisi davacı———Şirketidir. Çekin hamili davalıdır.
Davacı — yetkili temsilcilerinin imza asıllarını içerir belgeler dosyaya getirtilmiş, dava konusu çekteki ciro imzasının davacı —- yetkili temsilcilerine ait olup olmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli raporda özetle;
—–sayılı istemi ile gönderilen dosya ile ilgili olarak bilirkişi —– kullanılarak,—–yapılan mukayeseli incelemede;
İnceleme konusu çekteki ——- mevcut karşılaştırma imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç hareketlerinde, bitiş hareketlerinde, —– farklılıklar görüldüğü, —— bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu çekteki birinci ciranta imzanın kişilerin mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ——- eli ürünü olmadığı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Davaya konu çekin lehdarı olan —- sahte olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda —–davaya konu çekten dolayı sorumlu tutulması mümkün olmasa bile TTK’nun 589. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali ilkesi gereğince çekin keşidecisi olan ve imzası hakkında tartışma olmayan davacı şirketin davaya konu çekten dolayı sorumlu tutulmaması usul ve yasaya uygun değildir.
6102 sayılı TTK’nın 818. (TTK.nun 730) maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. (eTTK.nun589) maddesi uyarınca ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı —- şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın —- sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder.
Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, ——- ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. . Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. —– geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince;
Dava konusu çekte davacılar keşideci ve lehtar durumundadırlar, davalı senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Görünüşe göre ilk ciro, çekin lehtarı durumundaki — imzası ile yapılmıştır. Davacı keşideci—–imzasını inkar etmemektedir. Keşideci ile lehtar arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi def’iler müracaatta bulunan iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemez —-Somut olayda, hamil — çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği, başka bir anlatımla kötüniyetli hamil olduğu kanıtlanamamıştır. O halde davacı keşideci, lehtara ödeme yaptığına ilişkin şahsi def’iyi davalıya karşı ileri süremez.
Bu durumda takibe ve eldeki davaya konu dosya kapsamından, Davanın kısmen kabülüne,— sayılı dosyasından takibe konu çekten dolayı davacı — borçlu olmadığının tespitine, davacı —– Yönünden davanın reddine, tarafların tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine, dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜNE;
1—- sayılı dosyasından takibe konu çekten dolayı davacı — BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı —– Yönünden davanın REDDİNE,
3-Tarafların tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 5.930,45 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.482,62 TL harcın mahsubu ile arta kalan 4.447,83 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı — tarafından yatırılan 1.482,62 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı — verilmesine,
6-Davacı—-tarafından yapılan 996,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı —- verilmesine,
7-Davacı —– lehine 2021 yılı AAÜT göre hesaplanan 12.086,17 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı —- ödenmesine,
8-Davalı lehine 2021 yılı AAÜT göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı ——- tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
9-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2021