Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1209 E. 2019/674 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1209 Esas
KARAR NO : 2019/674

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin meyve üreticisi olup, davalı borçluya satmış olduğu ürünler nedeniyle 9.876,97.-TL alacaklı olduğunu, davalı yaş sebze ve meyve komisyoncusu olduğunu, cari hesabında açıkça görülen ve alacağımız olan 9.876,97.-TL yi ödemediğinden dolayı aleyhine Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün 2018/14604 E. Nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı itiraz edip icra takibini durdurduğunu, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olup iptali gerektiğini, tamamen alacağın tahsilini uzatmaya yönelik ve kötü niyetli olduğunu, Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı icra dosyasına davalı/borçlu tarafından yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline, davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminata hükmedilmesine,
karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf bilirkişi raporuna karşı itiraz ederek ek rapor alınması ile 27/06/201 tarihli duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava; taraflar arasında satım sözleşmesi devamında tertip edilen ve açık hesaba konu edilen faturalara dayalı borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü’nün 2018/14604 Esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce öncelikle davanın niteliği gereği genel ve özel dava şartlarının bulunması gerektiği anlaşılmakla girişilen icra takibinde davacı tarafından cari hesaba dayanılması bu nedenle TTK 89.maddesinin tartışılması gerektiği anlaşılarak mahkememizin görevli olduğu kanaatinde varılmış,ayrıca icra dosyası celp edilerek incelenmiş, icra dosyasının tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine 28/05/2018 tarihinde icra takibine girişildiği, davalıya örnek no 7 ödeme emrinin 05/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği davalının takibe karşı itirazlarını 07/06/2018 tarihinde sunduğu anlaşılmakla itirazın iptali davasının dinlenilmesine ilişkin özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK. 89. maddesine göre; iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır.
Aynı madde de; cari hesap sözleşmeleri yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir.
Buna göre; taraflar arasında, yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından TTK.’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
Açık hesap ilişkisi ise; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda da taraflar arasında açık hesap ilişkinin bulunduğu taraf defter ve kayıtlarının tetkik ve incelenmesi ile anlaşılmıştır.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
TTK.’nın 21/2. maddesi uyarınca; tebliğe rağmen süresinde itiraz edilemeyerek faturayı ticari defterlerine borç kaydeden tacir faturanın münderecatını kabul etmiş, faturayı gönderen taraf faturaya dayalı alacağını TTK.’nın 84. ve 85. (HMK.’nın 222.) maddeleri uyarınca ispat etmiş sayılır.
Somut olayda da davalının TTK. hükümlerine uygun ve sahibi lehine ve aleyhine delil niteliği taşıyan ticari defter ve kayıtları itibari ile davacının davalıdan 9.873,97 TL alacaklı bulunduğu SMM bilirkişinin teknik raporu ile anlaşılmış, bilir kişi tarafından ibraz edilen teknik raporun bu yönü itibari ile denetime elverişli bulunduğu objektif ve bilimsel olduğu anlaşılmakla raporun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından her ne kadar davacının soğuk hava bedelini dikkate alınmadığından bahisle rapora karşı itiraz edilmiş ise de bilir kişinin ibraz ettiği raporda davalı vekilinin itiraz konusu ettiği hususta davalı tarafından fatura tanzim edildiği ancak tanzim edilen faturanın davacı olmadığının anlaşıldığının rapor edildiği görüldüğünden davalı vekilinin ek rapor talebinin 27/06/2019 tarihli celse de reddine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce; inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit  bir alacaktan söz edilemez (YHGK. 14/07/2010 gün ve 2010/19-376 E. ve 397 K.).
Takibe konu alacak;açık hesaba konu edilen faturalardan kaynaklandığından ve tarafların defter ve kayıtları ile alacağın varlığı ila miktarı davalı tarafından önceden belirlenebilir, likit nitelikteki alacak yönünden icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Nihai olarak taraflar tacir olup takibe konu iş ticari nitelikte olduğundan davacı alacağına avans faizi işletilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm ittıhaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-)Davalı borçlunun İst. Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14604 esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi üzerinden devamına,
Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Karar tarihinde alınması gerekli 674,49 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 119,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 555,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 691,50 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 119,26 TL harç toplamı 810,76 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——– deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.