Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1198 E. 2019/185 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR
(YETKİSİZLİK)
ESAS NO : 2018/1198 Esas
KARAR NO : 2019/185

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ————- tarafından tebliğ edilen yazı sonucunda gerçekte kurucusu olmadığı———. Şirketinde ortak olduğunu öğrendiğini, daha önce müvekkilinin anne ve babası ile oturduğu evlerine 1998 yılında hırsız girdiğini, evrak çantasını çaldığını, daha sonra nüfus çüzdanındaki fotoğrafı çıkarıp başka resim yapıştırarak sahte nüfus cüzdanı ile müvekkili adına bildikleri kadarıyla 3 adet şirket kurduklarını, bankalardan çek karneleri aldıklarını, kredi çektiklerini, adına sabit ve cep telefonu hatları aldıklarını, müvekkilinin bahse konu şirketin kuruluş işlemlerinde bulunmadığını, hiçbir zaman ticaret ile meşgul olmadığını, şirket kuruluş evraklarında imzasının bulunmadığını, müvekkilinin hırsızlık sonucu el geçiriline nüfus hüviyet cüzdanı kullanılarak kötüniyetli kişiler tarafından adına kurulan bu şirketlerin feshi ile sicçilden terkini için işbu davayı açtıklarını, davalarının kabulü ile davalı şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesi ile sicilden terkinini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVANIN VE YETKİLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava; limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Şubeler ve Tüzel Kişilerle ilgili ….” başlıklı HMK’nın 14. Maddesinin 2. fıkrasında “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK’nin 636/2. Maddesine göre de, limited şirketin feshine karar verme yetkisi şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine aittir.
Somut olayda, davacı, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile sicilden terkinini talep etmekte olup, fesih ve tasfiyesi istenen şirketin merkezinin Adana ili olduğu ve işbu davaya bakma yetkisinin Adana Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmaktadır.
HMK 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetki dava şartıdır.
“Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.).
HMK.nun 138. maddesi ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, gerektiği takdirde karar vermeden önce bu konuda tarafların ön inceleme duruşmasında dinlenebileceği hükme bağlanmıştır.
Tüm bu nedenlerle mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-HMK’nin 14/2. Maddesi uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme Adana Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan Mahkememizin kesin yetkisizliği nedeniyle HMK’nin 114(1)/ç maddesinin yollamasıyla HMK’nin 115(2). maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nin 19(1)-(3). maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın kesin yetkili Adana Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili Mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nin 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
5-HMK’nin 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.