Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1156 E. 2020/69 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1156 Esas
KARAR NO: 2020/69
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/09/2018
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı/borçlu taraf arasındaki ticari ilişki sonucu cari hesaptan kaynaklanan ihtilaf olduğunu, taraflar arasındaki ticari alım satım nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi sonucu ———İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasında davalı borçlu taraflar aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket tarafından borçlu/davalı tarafa teslim edilen ——— TL tutarındaki malların vadesi gelmesine rağmen borçlu davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını takip konusu alacağın dayanağı olan faturaların———-ile davalayı gönderildiğini davalının söz konusu faturaya süresi içinde itiraz etmemesi üzerine fatura kesinleştiğini durum bu olmasına rağmen davalı borcunu tüm taleplere rağmen ödemediğini, borçu/davalı tarafından faturadan doğan ———- TL borç ödenmediğinden borçlu/davalı hakkında takibe geçilmiş olup, borçlu/davalı tarafından takibe haksız mesnetsiz itiraz edilmesi sonucu takibin durdurulmasına karar verildiğini, haksız mesnetsiz usulsüz bir itiraz ile takibin durdurulduğunu, davalı/borçlunun ——– İcra Müdürlüğü ——Esas dosyasındaki itirazın iptali ile takibin —– TL den ferileri ile birlikte devamına, açıkça kötü niyetli davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili ——— tarihli beyan dilekçesinde özetle; ilamsız bir icra takibine ” itiraz ediyorum ” demenin bile doğru ve yeterli olduğunu, bu nedenle müvekkili davalının kötü niyetli olmadığını, ——— İcra Müdürlüğünün ——-esas sayılı dosyasında alacaklının sadece takip dayanağı delilleri kullanabileceğini, davacının bahsettiği BA formu yada ——– ilamsız icra dosyasında olmadığını, davacının alacağını yazılı delil ile ispatlamak zorunda olduğunu, takibin tamamen kötü niyetli bir takip olduğunu bu nedenle davacının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, alınan bilirkişi raporunda da açıkça davacının, davalıya mal sattığını ispat edemediğini, BA ve BS formlarının uyumsuz, olduğunu, ayrıca geçerli şekilde şartlarını taşımadığının ve davalının davacıya borcunun olmadığının ispatlandığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davacı gerçekte bir alacağı kanıtlayamadığından kötü niyetle icra takibi başlattığından dolayı davanın reddine alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatına ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER :
1.————İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı icra takip dosyası
2-Ticari defter ve kayıtlar ile uzantısı BS BA formları,
3-Bilirkişi raporu,
4-Yemin
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,——İcra Müdürlüğünün ——- Esasında kayıtlı takip dosyasında faturalara dayalı girişilen takipte davalı borçlunun itirazının iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce davanın niteliği gereği öncelikli olarak dava şartlarının incelenmesine geçilmiş, HMK 114/1 de sayılı bulunan dava şartlarının bulunduğu anlaşılmış, dava da bunun yanı sıra İİK 67 ve HMK 114/2 gereğince özel dava şartlarının bulunması gerektiği anlaşılarak ————–.İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı takip dosyası celp edilerek mahkememiz dava dosyası arasına alınmış İcra dosyasının tetkik ve incelenmesi ile davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalıya çıkartılan örnek no 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun itiraz süresi içersinde takibe karşı itirazlarını sunmuş bulunduğu görülmüş, bu nedenle dava da İİK 67 gereğince özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK’nin 187,190 ve 200.222. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir.
Nitekim fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir.
Bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5). Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay —— Büyük Genel Kurulu E:—– K:— T:—- Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacı bu esaslarda takibe konu faturadakimalları borçluya teslim ettiğine dair davalıdan sadır irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle veya tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre malın teslimi noktasında üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı bulunmadığından ve davacı tarafından davalıdan sadır başkaca belgede sunulamadığından, bir başka anlatımla bir mal sattığını iddia eden davacının karşı tarafın satışın varlığı kabulüne olmadığından ancak ticari defter ve kayıtlar ile bunun uzantısı ile iddiasını ispat edebileceği anlaşılmıştır.
Nitekim yukarıda da yer verildiği üzere HMK m.222 de “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmü yer almaktadır. Bu maddenin olumsuz yorumu ile taraf ticari defter ve kayıtlarının birbirini doğrulmadığı veya davalının aleyhe kayıtları ile davacı iddiasının sübuta ermediği sürece ticari defter ve kayıtların kesin delil olarak nazara alınamayacağı yasal düzenleme kapsamında anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda somut olayda taraflar tacir bulunduğundan ve ticari defter ve kayıtların kesin delil teşkil edecek olması nedeni ile taraf ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişi marifeti ile irdelenmesi cihetine gidilmiş bu kayıtlarda davalıdan sadır herhangi bir belgenin varlığı bilirkişi tarafından belirlenememiş, davalı tarafından da ticari defter ve kayıtlar mahkememize ibraz edilmemiştir.
Davacının iddialarının ispatı noktasında davalının icra dosyasındaki itirazına göre faturalar için ticari defter ve uzantısı niteliğindeki BA formlarının kesin delil teşkil edeceği ayrıca anlaşıldığından, taraf ticari defter ve kayıtlarının mahkemece resen incelenebileceğinden davalının ticari defter ve uzantısı BA formlarının celbi cihetine gidilmiş ancak faturaların davalı tarafından bildirime de konu edilmediği anlaşılmıştır.
Nihai olarak davacı tarafından yemin deliline dayanılmış bulunduğundan davacıya yemin metni mahkememizce hazırlanarak tebliğ edilmiş, davalı ——– tarihli celse de takip konusu edilen faturalardaki malları telim almadığı yönünde yemini de icra ettiğinden davacı, alacaklı olduğunu kesin deliller ile ispat edemediğinden davacı tarafından ikame edilen davanın yasal düzenlemeler kapsamında reddine karar verilmiştir.
Nihai olarak davalı tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davanın davacının alacaklı olduğunu ispat edememesi nedeni ile mahkememizce davanın reddine karar verilmesi, davacının takibe girişmekte kötüniyetli hareket ettiğine dair her hangi bir delilin de davalı tarafından ortaya konamamasına göre davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittıhaz olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.245,90 TL harçtan peşin yatırılan 311,48 TL’nin tahsili ile bakiye 934,42 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2020