Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1109 E. 2020/33 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1109
KARAR NO : 2020/33

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ——- tarihli dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin 20.09.2018 —-dava dilekçesinde özetle; “…davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden dolayı açık hesap ilişkisine dayanan ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirkete inşaat malzemelerinden oluşan malların teslim edildiğini ve —- olduklarını, fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğini, alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu —. İcra Müd. — Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline, borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin 07.11.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…zamanaşımı İtirazları olduğunu, taraflar arsındaki sözleşme, fatura ve irsaliyeleri davalıya tebliğ etmediğini, uyuşmazlığa konu fatura içeriğinin davalı şirkete teslim edilmediğini bu nedenle davacı şirkete borçları bulunmadığını, davacının % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiğini…” savunmaktadır.
İstanbul Anadolu — İcra Müd. —- Sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı şirketin davalıdan 19.07.2018 takip tarihli “İlamsız takiplerde ödeme emri” ile takibe geçmiş olduğu ve takibin dayanağının —- fatura karşılığı cari hesap alacağından kaynaklandığı görülmüştür.
Bilirkişi —-tarihli raporunda özetle; Dosya kapsamı ve delilleri incelendiğinde;
1.Davacı şirkete ait 2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerin açılış/kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı, delil olma ve ispat kuvvetine sahip bulunduğu kanaatine varıldığı,
2.Davalı şirketin incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz etmediğinden dolayı sadece davacı şirket kayıtları ile değerlendirme yapılabildiği,
3.Uyuşmazlığa konu—- tutarlı faturanın veya içeriğinin davalı şirkete teslim edildiği yönünde; davacı şirket tarafından sunulan irsaliyeli faturanın —- müzekkere cevabından anlaşıldığı,
4.Davacı şirket icra takibine dayanak yaptığı —– tutarlı faturaya dayanmakta ise de bu fatura tarihinden sonra davalı tarafından 30.000,00 t davacı şirkete Ödeme yapıldığı, taraflar arasında birebir fatura karşılığı çalışılmadığı ve süregelen bir cari hesap ilişkisinin mevcut olduğu, söz konusu alacak tutarının bu cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bakiyeden oluştuğu,
5.—- isim ve İmzasına teslim edilen faturaların davalı şirkete teslim edildiğinin sayın mahkemece kabulü halinde davacı şirketin İstanbul Anadolu —. İcra Müd.— Sayılı dosyasından takip — tarihi itibariyle yukarıdaki tespitimiz gibi, davacının davalı şirketten cari hesaba ilişkin. 9.448,02 TL ana para olmak üzere asıl alacaklı olacağı,
6.—— isim ve imzasına teslim edilen faturaların davalı şirkete teslim edildiğinin sayın mahkemece kabul edilmemesi halinde ise davacı şirketin cari hesap bakiyesine istinaden —– davalı şirkete borçlu olacağı,
7.Somut olay bakımından faizin, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, 3095 sayılı Kanun’un 2/2 hükmü gereğince, alacağa takip tarihi olan 19.07.2018 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda avans faiz işletilmesinin uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
Görev yönünden yapılan incelemede, davacının tacirlere — tutması, davalının ise BA formlarında aldığı mal ve hizmetin miktarı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin boyutu dikkate alınarak uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, böylelikle davanın nispi ticari dava niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli —- şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını mal teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —– kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı icra takibinde alacağının dayanağı olarak —- — bedelli fatura içeriği malın teslimine dayandırmıştır. Bu bakımdan davacının alacağının ispatı zımnında sadece bu fatura konusu mal teslimi bakımından hukuki ilişki incelenmesinde gerekir ise de, davacının defterlerinde bu fatura tarihinden sonra fatura bedelini aşan davalı ödemeleri kayıtlı olduğundan, ayrıca davacının takipte talep ettiği tutar açık hesap ilişkisinin 07/03/2018 tarihli bakiyesi ile uyuştuğundan davalı tarafından yapılan ödemelerin önceki mal teslimleri için de yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğinden yargılamada davacı tarafından düzenlenen tüm faturalar dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Fatura
Teslim alan
————– bedelli
Davalı
————— bedelli
Davalı
—————– bedelli
Davalı
—————-bedelli
Davalı
——————— bedelli
Davalı
————— bedelli
Davalı
——————— bedelli
—————-
———————– bedelli
——————–
Davacı tarafından davalı adına düzenlenen bu faturalar irsaliyeli fatura olup ———————– tarihli fatura konusu malların davalı tarafından teslim alındığına dair imza ihtiva etmektedir. 19/10/2017 tarihli fatura konusu mal ise—————– isimli kişiye teslim edilmiştir. Fakat davalının bu isimde bir çalışanı bulunmamaktadır. Ne var ki bu fatura davalı tarafından KDV indiriminden yararlanılmak üzere vergi dairesine beyan edilmiştir. Bu nedenle davalı 19/10/2017 tarihli fatura konusu malı teslim aldığı anlaşılmıştır. 27/11/2017 tarihli fatura konusu mal ise—–isimli kişiye teslim edilmiştir. 27/11/2017 tarihli faturadaki teslim alan imzası ——- tarihli faturadaki teslim alan ——— imzası ile aynıdır. 19/10/2017 tarihli fatura vergi dairesine BA bildirimi ile bildirildiğine göre aynı imza ile teslimin yapıldığı 27/11/2017 tarihli fatura konusu malın da davalıya teslim edildiğini kabul etmek gerekmiştir.
Bu durumda davacı defterinde kayıtlı tüm fatura konusu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmiştir. Davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsubu sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——-alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü- M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —– Esas Sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZININ İPTALİ ile takibin—— asıl alacak bakımından DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz UYGULANMASINA,
-Asıl alacak——-%20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 645,40 TL harçtan peşin alınan 161,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 484,04 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan—- harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet pulu, 991,05 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.032,15 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden——– vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.