Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/11 E. 2022/522 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/11 Esas
KARAR NO : 2022/522

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —- imzalandığını, davacının —- davalının ise “—” adıyla — olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme uyarınca davacı tarafından —-” adında dükkan açıldığını ve —- çalışılmaya başlandığını, sözleşmenin 2. maddesi uyarınca —- yapılan yatırım karşılığı bedelsiz verildiğini, davacının yatırım yapmak için ihtiyacı olduğunu söylemesi ve güvence olarak —- karşılığında davacının 23/03/2015 tarihinde davalıya 200.000,00 TL ödediğini, ayrıca iş yerine yüksek kira ödediğini, — için—- ödeme yaptığını, sözleşmenin davalının kusuru nedeniyle sonlandırıldığını, davacının davalının markasının tanınırlığını ve değerini artırdığını, davalıdan 200.000,00 TL’nin iadesi talep edildiği halde bu paranın sözleşmenin 3. bölümünde belirtilen bedel olarak alındığı yönünde cevap verildiğini, ürünlerin davacıya pahalı satıldığını, son zamanlarda ürünlerin kalitesiz olduğunu, içlerinden —- gibi —–maddelerin çıktığını, bunların kasıtlı yapıldığını düşündüklerini, davalının —-tarihinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini,—- kadar asılı kalacağının söylendiğini, 110.000,00 TL tutarında ürünün bedelsiz verileceğinin kabul edildiğini, ancak davacının tüm zararının karşılanmasını talep etmesi üzerine hiç ödeme yapılmadığını ve sözleşmenin feshedilmesinin kaçınılmaz hale geldiğini,davalının internet ortamında davacı hakkında itibarını zedeleyecek açıklamalar yaptığını, davacının halen aynı yerde, fakat başka bir isimle faaliyetine devam ettiğini belirterek, — manevi tazminat ve ——- ile zararın yargılama sırasında belirlenecek olması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak şimdilik 50.000,00 TL masrafın dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı ile müvekkili arasınd—–sözleşmesi akdedilerek yürürlüğe girdiğini, ancak sözleşme imzalanmasının ardından bir çok defalar sözleşmenin davacı tarafça ihlal edilmesi nedeniyle toplantılar düzenlenerek söz konusu durumların taraflarca tutanak altına alındığını, müvekkili tarafından davacı tarafa ihtarname gönderilmek suretiyle aykırılıkların giderilmesini talep ettiğini, sözleşme devamı boyunca, davalı tarafa gerek — konusu ——- hem fikri hem de manevi anlamda davalı tarafından destek verildiğini, hatta sırf davacı işletmesinin varlığını idame ettirebilmesi için ödeme vadelerinin yeninden düzenlendiğini, sözleşmede kararlaştırılmış olmasına rağmen bir kısım ürünlerin dışarıdan teminine müsaade edildiğini, sözleşmenin hemen başında hiç bir bankadan kredi alamayan davacının davalının çalıştığı bankadan kredi alınması dahil olmak üzere bir çok konuda —, ancak davalı tarafından yapılan bu iyi niyetli yaklaşım tarzı karşısında davacı taraf ihlallerle sözleşmeyi bilerek ve isteyerek çekilmez hale getirdiğini, tüm bunlarla birlikte kendi iradesi ile sözleşmeyi feshetmek istediğini, sözleşmeyi davalı feshediyormuş gibi gösterme çabası içerisine girdiğini, sözleşmeyi davacının ısrarlı kusurları ve kendi teklifi ile feshettiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasında imzalanan —– feshi nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davalıya yaptığı ödemenin, iş yerine yapılan masrafların tazminini ve manevi tazminat talep etmiştir.
——- tarih —– karar sayılı görevsizlik kararı neticesi dosya mahkememize tevzi olmuştur.
Davalı —- yargılama aşamasında vefat ettiğinden yasal mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
Tarafların tanıkları dinlenilmiştir.
Davacı Tanığı———: Ben işyerinin kurulma aşamasında toplantılarda birilkte olduk, ben davacı tarafla daha önceden tanışıklığım nedeniyle işyerinin yapımı aşamasında bazı yardımlarım oldu, bu işyeri açıldıktan sonra davalı taraf işyeri kendisininmiş gibi davranıyordu, sürekli işyerine geliyordu, işe müdahale ediyordu, davacının bu işyerini yönetmesine,—-kadar müdahale ediyordu, davalı tarafından tedariği sağlanan mallar piyasaya göre daha yüksek bedelden davacıya veriliyordu, davacıdan devamlı para isteniyordu, benim gördüğüm kadarıyla davacının bu işyerini işletmesi davalı tarafından engelleniyordu, muhtemelen amacı bu işyerini kendisi almak istiyordu, dedi.
Davalı vekilinin sorusu üzerine; ben müteahhitim, gıda sektöründe bulunmadım, ama içeceklerin fiyatları piyasada bellidir, piyasa bedellerinin üstünde verilen mallar için uzman olmaya gerek yoktur, ayrıca davacı daha önceden gıda sektöründe bulunmamış olsa bile, kendisi yüksek endüstri mühendisidir dedi.
Davacı Tanığı—- Beyanında: Ben tarafların her ikisini de tanırım, ben davacının mali müşaviri olarak görev yaparım, davalı ile de —- vardır, işletme açıldıktan sonra taraflar arasında huzursuzluk çıktı, ben aracı olarak her ikisini bir araya getirdim, 4 kere bir araya geldik, her seferinde anlaşmaya vardık, fakat yine taraflar arasında anlaşma sağlanamadı, taraflar arasındaki sorun davacı tarafından sözleşme başında davalıya verilen 200.000 TL bedelden kaynaklandı, davacı bu bedeli diğer alacaklardan düşülmesini istiyordu, davalı taraf bunu kabul etmedi ve bu bugünkü aşamaya gelindi, dedi.
Davacı vekilinin sorusu üzerine soruldu: Ben sözleşmenin kurulma aşamasında yoktum, fakat sözleşmenin başında ödenen—- kayıtlarımızda mevcuttur, bu ödeme bizde — olarak kayıtlıdır, yapılan görüşmelerde taraflar bu bedelle ilgili mutabakata varmışlardı, bu bedel davacının davalıya olan borcundan mahsub edilecekti ve kalanı davalıya iade edilecekti, fakat daha sonradan yeniden anlaşmazlık çıktı, dedi.
Davalı vekilinin sorusu üzerine soruldu:—– —–, davalı daha önceden de —– yapıyordu, bu bedel sözleşme başında ne için alındığı yazılmış olması lazim dedi.
Davacı Tanığı ——-işyerinde işletme müdürü olarak çalışıyordum, işyerinde sevkiyat ve yönlendirmelerle ilgili davalı ile bağlantım vardı, o dönemde davalı tarafından yapılıp da davacıya teslim edilen ürünlerde yabancı maddeler çıktığı oluyordu, bununla ilgili müşterilerden şikayet alıyorduk, zor durumda kalıyorduk, bu sıkça tekrarlandı, ayrıca siparişlerde aksamalar oluyordu, ayrıca siparişler erken gelsin diye kendi tezgahlarında bekleyen ürünleri bize gönderdikleri oluyordu, bu şekilde sıkıntılar oluyordu, davalının—- dahi müdahale ettiği oluyordu, dedi.
Davalı vekilinin sorusu üzerine soruldu: ben daha evvelden——-markasını duymadım, dedi.
Tanık —–davacıyı tanırım, davalının oğlunu ise işyeri açıldıktan sonra tanıma fırsatım oldu, bu işyeri açılacağı zaman davacı benden fiyat istedi, fakat daha sonra bu yerin tadilat ve dizaynının davalı kendisi yaptıracağını söyledi, ben bu nedenle devre dışı kaldım, daha evvelden davalının anlaştığı firma tadilat ve dizayn işlerini süresinden çok çok sonra bitirdi, ve aldığı bedel oldukça fahiş bir rakamdı , buna rağmen —- bazı eksiklikler vardı, bunları biz kendimiz tamamladık, hatta biz —— tarafların arasını bulmak için toplantı yaptık, sonrasında ben devre dışı kaldım dedi.
Davalı Tanığı ———– Ben davalıya ait olan —– İşletmesinde—– çalışırım, fakat ——- tarafından açılan dükkanda ise tezgahtar olarak görevlendirildim, davacı davalıya ait işletmenin isim hakkını kullanıyordu, ben de davacı tarafından açılan işletmeye tecrübemle yardım edip burdaki sistemin işlemesi için görevlendirildim, 4 ay süre ile davacı —— konusunda anlaşamadığımız için işten ayrıldım, yine yanımda çalışan —- maaş nedeniyle işten ayrıldı, davacı ile davalı arasındaki sorunu bilmiyorum, benim gördüğüm kadarıyla aralarında herhangi bir problem yoktu, dedi.
Davacı vekilinin sorusu üzerine soruldu: Ben davacıya maaş ve fazla mesai ücretlerinden dolayı ihtar çekmiştim fakat aramızda dava yoktur, ben davacının işyerinde çalışmadan önce davalının işyerinde 3 yıl çalıştım, davacının işyerinde ise 3-4 ay çalıştım dedi.
Davalı vekilinin sorusu üzerine soruldu: Davacının —- davalıya ait olan ———–işletmesinden sağlanıyordu, sevkiyatlarda ve tedarikte herhangi bir sorun yaşanmıyordu, tedariği sağlanan mallar bize erkenden geliyordu, herhangi bir sıkıntı yaşamadık, tedariği sağlanan mallar ——- altında geliyordu dedi.
Davalı tanığı —- fırınında —– çalışırım, davacının işyerinde hiç çalışmadım, davacıyı tanırım, davacı bizim eski müşterimizdi, şahsi ihtiyaçlarını bizim merkezdeki— karşılardı, fakat daha sonra kendisi bizim çalıştığımız firmadan isim hakkı alıp ——-kafeterya açmak düşüncesini patronumuzla paylaşmış, — karşılığında isim hakkı konusunda anlaşıldı, ilk başta herhangi bir sıkıntı yoktu, —-davalı bize çalışmış olduğumuz kendi iş yerine nasıl özen gösteriyorsak davacı işyerine de o şekilde özen göstermemizi istedi, sevkiyatlarda ve tedariklerde herhangi bir sıkıntı olmuyordu, hatta ben ——— uğraşmama rağmen sevkiyatları yetiştirmek için benim bile gittiğim oluyordu, biz ekstra bir şey çıksa bile bize bildirilmesi durumunda hemen gidip teslimatı yapıyorduk, dedi.
Davacı vekilinin sorusu üzerine soruldu: Ben hale—– ederim dedi.
Davalı vekilinin sorusu üzerine soruldu: Biz dışardan gelen malzemelerin davacıya tedariğini sağlarken üzerine %5 fark koyup davacıya satıyorduk, kendi ürünlerimizde ise maliyetlerini davacı ile paylaşıp ona göre fiyat veriliyordu, bu hususların hepsi anlaşmaya dayalıydı, anlaşmasız bir şekilde mal teslimi yapmadık, yeri geldi maliyetinin altında mal teslimi yapdık, sipariş konusunda davacının tezgahı yetersiz kalıyordu, siparişleri yetersiz veriyorlardı, davacı gerekçesini ise satılmamasını gerekçe gösteriyordu, fakat davalı olan patronumuz buna rağmen davacıya “benden istediğiniz kadar mal çekin, satılmayan malı geri alırızveya malı getirmenize bile gerek yok, miktarı söyleyin biz düşeriz ” diyordu, çünkü davacının elindeki ürünlerin yetersizliği ile ——- yansıyordu, davacıda yeterli ürün bulunmadığı hususunda şikayet ediliyordu dedi.
Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarında ;
02/09/2019 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle;
Taraflar arasındaki sözleşmenin, taraflar arasındaki güven ilişkinin sarsılması nedeniyle tarafların anlaşması——-anlaşması) ile fesholunduğu; bu nedenle akdi ilişkinin,——– anlaşmasına ilişkin prensipler ışığında tasfiye edilmesi gerektiği; Bu tasfiyeden dolayı, davacının davalıdan, 200.000 TL’lik ödemenin boşa giden kısmı olan —-yönelik alacağı bulunduğu; Davalı yaptığı duyuru ile davacının kişilik hakkını (ticari itibarını) hukuka aykırı olarak zedelediği için, davacının davalıdan manevi tazminat alacağına hak kazandığı; manevi tazminatın miktarı hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu; sonuç ve kanaatine varılmıştır.
27/07/2020 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle;
Mahkemece kök rapordaki kanaatimize katılır ve tarafların sözleşmenin uygulanacağına güvenerek birbirlerine vermiş oldukları şeylerin tarafların iadesi gerektiği sonucuna varılır ise; davacının yaptığı iddia ettiği kalıcı yatırımların bedelinin mimar bir bilirkişiye kesin veya tahmini olarak tespit ettirilmesinin ve sözleşmenin kullanılmayan süresine tekabül eden kısmının davacıya iade edilmesi yönünde sonuç ve kanaate varılmıştır.
12/04/2021 Tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacı tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu faturaların incelenmesinde raporda dökümü yapılan faturaların içeriğindeki eşya ve malzemelerin kalıcı yatırım olduğu ve davacının bu yatırım ve malzemeleri yeni işletmesinde de kullanmasının mümkün olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
01/04/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle;
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan tüm faturaların muhteviyatında bulunan malzemelerin davacının yapmış ——– kullanılacak———– olduğu anlaşılmış – olup, faturalarda belirtilem tüm malzeme ve yatırımların —- restoranlar için gerekli ve yapılan yatırımların davacı vekilinin itiraz dilekçesindeki talebi doğrultusunda yapılan değerlendirmede — sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde; —– sözleşmesinin davalı tarafça feshedilmesi neticesinde; dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile müvekkil tarafından ödenmiş olan 200.000,00.-TL güven parası ve şimdilik 50.000,00.-TL masrafın davalı taraftan alınarak davacı müvekkile ödenmesi ile 50.000,00.-TL manevi tazminat talebimizin davalı taraftan alınarak davacı müvekkile ödenmesi
” talebi ile açmış bulunmaktayız. Dava dilekçemizde talep etmiş olduğumuz —-masraf-maddi tazminat miktarının,—- raporlarıyla tespit edilen —- tamamlayarak, talebimizi 181.586,99 TL artırıyoruz.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Davacı/—– alan ile davalı/——- arasında —- akdedildiği ve akdi ilişkinin fesholunduğu tarihe kadar taraflar arasında, bu sözleşmeye dayalı bir akdi ilişkinin devam ettiği hususu sabit olup, bu hususta taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. sözleşmenin bedelsiz olarak akdedilmiş olması hayatın olağan akışı uygun değildir. Sözleşme ilişkisi ikale anlaşmasıyla sona ermiş olup, tasfiyesi gerektiğinden 200.000 TL’lik ödemenin boşa giden kısmının davalı tarafından davacıya iadesi gerekmektedir. Bilirkişi raporunda toplam iade alacak tutarının—hesaplanmıştır. Davacı 50.000,00 TL yatırım masrafı yaptığını iddia etmişse de; ticari defterlerde yapılan incelemede, davacı tarafından kayıt altına alınmış yatırım harcaması bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından ——— davalıya ödenmiş herhangi bir tutar veya fatura karşılığı yaptırılmış herhangi bir masraf faturasına rastlanmadığı, bu nedenle davalının, davacının yapmış olduğu herhangi bir yatırım masrafı tutarının boşa giden kısmını iade etmesi gerekmediği kanaatine varılmıştır.
Davacının her ne kadar bir takım ——— satın almış olduğu anlaşılmaktaysa da,
Mimar bilirkişi raporunda Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan tüm faturaların muhteviyatında bulunan malzemelerin davacının yapmış olduğu——– bunları yeni işletmesinde de kullanması mümkün olduğundan, bunların masraflarının boşa giden kısmının da davalı tarafından davacıya iade edilmesinin gerekli olmadığı, davacının aynı yerde fakat farklı isim altında hizmet vermeye devam ettiği, aynı —– işlettiği dava dilekçesindeki beyanından anlaşıldığı,
Davacının ayrıca manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı,—– yaptığı bir duyuru ile davalının, davacının ticari itibarının zedelediğini ve dolayısıyla da kişilik hakkını ihlal ettiğini, bu nedenle de manevi tazminat alacağına hak kazandığını iddia ettiği, Davalının da kabulünde olan duyuruda, şu ifadelere yer verilmiştir: “…—–olduğumuz şubemizin varlığını sonlandırdığımızı bildirmek isteriz, iyi hizmet ve kaliteli ürün sözü vermiş olduğumuz bu —- isletmecisinin ticari ahlaka uymayan davranışları bizlerin bu kararı almasındaki en büyük pay sahibidir. B.u duyuruda yer alan “————— tabiri ile davacının kastedildiği anlaşılmaktadır. Davacının ticari itibarını ve dolayısıyla da kişilik hakkını hukuka aykırı olarak zedelemiştir. Akdi ilişki tarafların anlaşması —– anlaşması) ile sona ermiş olmasına rağmen davalının böyle bir duyuruda bulunmuş olması, bu duyuru nedeniyle davacının hayatın olağan akışında duymuş olabileceği üzüntünün boyutu, davalının kusuru gibi unsurlar dikkate alındığında, 40.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili gerektiği değerlendirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜ ile,
1—- dava tarihi olan —işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-40.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 25.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi Tazminat Davası Yönünden; Harçlar kanununa göre alınması gerekli 9.033,22 TL harcın davacı tarafından yatırılan 5.123,25 peşin harç ile 3.101,06 tamamlama harcı olmak üzere toplam 8.224,31 TL harçtan mahsubu ile 808,91 TL ‘nin tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Manevi Tazminat Davası Yönünden; Harçlar kanununa göre alınması gerekli —– harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 8.224,31 TL harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 5.444,80 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 4.049,47 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine artan —- DAVACININ ÜZERİNE BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafından yargılama gideri olarak sarf edilen 160,50 TL’nin davanın kabul ret oranına göre —- davacıdan alınarak davalılara verilmesine, artan 275,55 TL’sinin DAVALILARIN ÜZERİNE BIRAKILMASINA
8-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden; — göre davacı lehine takdir olunan — vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Kabul Edilen Manevi Tazminat Davası Yönünden; — göre davacı lehine takdir olunan —- vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Ret olunan maddi tazminat davası yönünden — göre davalı lehine takdir olunan— ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
11-Ret olunan maddi tazminat davası yönünden— göre davalı lehine takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
12-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.