Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1095 E. 2021/721 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1095 Esas
KARAR NO: 2021/721
DAVA: Alacak(Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17.09.2018
KARAR TARİHİ: 03.11.2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak(Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı banka nezdinde — müşteri numarasıyla —- numaralı hesabın sahibi olduğunu, davalı banka tarafından, müvekkiline ait bu hesaptan, —— tutarında nakit paranın çekilerek dava dışı üçüncü kişi —isimli kişiye teslim edildiğini, söz konusu para çekme işlemini müvekkilinin tesadüfen öğrendiğini, —-isimli kişiyle müvekkilinin arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin—–ismini söz konusu parayı çekmek için bankaya başvurduğunda öğrendiğini, müvekkilinin, davalı bankaya, para çekme işlemine dair yetkinin kendisi tarafından verilmediğini sözlü olarak bildirmiş ise de, davalı banka tarafından verilen cevapta, —- isimli kişinin müvekkili şirket tarafından faks yoluyla gönderildiği iddia edilen talimat yazısı uyarınca yetkili olduğunun iddia edildiğini, davalı banka tarafından müvekkiline ait olduğu iddia edilen faks numarasının müvekkili ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, ayrıca talimat yazısında bulunan imzanın da, ıslak imza olmayıp şirketin yasal yetkilisi—- ait olmadığını, müvekkiline ait banka hesabından, bilgisi ve rızası olmadan — tutarında paranın çekilerek, yetkili olduğu iddia edilen — isimli kişiye teslim edildiğini, davalı banka tarafından ilgili işlem yapılırken sadece var olduğu iddia edilen bir faks yazısına dayanıldığını, davalı banka tarafından—-tutarındaki işlem gerçekleştirilirken, faks numarası, ıslak imza veya şirket bilgilerinin dahi kontrol edilmediğini, somut olayda davalı bankanın ağır kusurlu hareket ettiğini,— müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından, yetkisiz olarak — tutarında para çektiğini, davalı banka görevlilerince de bu işlem esnasında herhangi bir denetimin gerçekleştirilmediğini, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek müvekkilinin ciddi şekilde zarara uğramasına sebep olduğunu, dava dışı —- işlem yapmak için davalı bankaya müracaat ettiğinde, davalı banka çalışanları tarafından müvekkiline ait hesap kartındaki imza ile kendilerine gönderildiği iddia edilen talimat yazısındaki imzanın karşılaştırılarak işlemin onaylanması gerekirken, bu yükümlülük ihmal edilerek — ödemenin yapıldığını, — tarafından sahte talimat yazısı ile müvekkili şirket adına hareket edilerek müvekkiline ait hesaptan— tutarındaki işlemin gerçekleştirildiğini, —tarafından yetkisiz olarak gerçekleştirilen— tarihli para çekme işlemi için davalı bankaya iade talepli olarak, — yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, ancak gönderilen ihtarnamenin davalıya — tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı banka tarafından para iadesinin gerçekleştirilmediğini beyan ederek, fazlaya ve ıslaha ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, —– tarihinden itibaren bankalarca —- yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden değişen oranlarda faiz yürütülmek suretiyle davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda, davacı tarafından, banka nezdinde görevlendirilen —— işlem yaptığının görüldüğünü, davacının, eğer talimata istinaden çekilen paranın kendisine iadesini istemekte ise öncelikle—başvurması gerekirken müvekkili bankaya husumet yöneltmesinin hukuka uygun olmadığını, davacının hiçbir şekilde —- hakkında başlattığı adli veya cezai sürecin bulunmadığını, dava konusu talimat ile yapılan işlemin davacının nam ve hesabına yapıldığını, eğer dava konusu işlem davacının adına yapılmamışsa, — sebepsiz zenginleşmiş olacağından, iddia olunan zararın —- tahsilinin gerektiğini, yapılan işlem ile müvekkili bankanın zenginleşmesi de söz konusu olmadığından, mülkiyetinde olmayan bir tutar ile ilgili müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının iddialarının —doğrudan ilgilendirdiğinden davanın —- edilmesinin gerektiğini, davacının dilekçesindeki talebi ile açıklamalarının birbiri ile çeliştiğini, davacının huzurdaki davayı şimdilik—- talep ettiği tazminat davası olarak açtığını, davacının müvekkili bankadan acaba bu bakiyeyi tahsil edebilir miyim mantığı ile deneme amaçlı açtığı davanın kötü niyetini desteklediğinin açık olduğunu, bu dava özelinde davacının dilekçesine konu ve sonuç kısmında haksız fiile ilişkin tazminat talebinde bulunmakta olduğunu, ancak dilekçe kapsamında sözleşmesel sorumluluk üzerinde durduğunun görülmekte olduğunu, davaya konu işlemin bizzat davacının yazılı talimatına istinaden gerçekleştirildiğinden müvekkili bankanın herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili bankada kayıtlı ve kendisi tarafından beyan edilen — adresinden—- tarihinde müvekkili banka yetkililerine —- ıslak imzalı talimatlarını gönderdiğini, davacı şirket tarafından dava konusu edilen olayla ilgili olarak iki farklı talimatın gönderildiğini, ilk talimatın, —- belirtilen hesabına ödenmesi talebini içeren talimat olduğunu, ancak belirtilen saat itibarı ile —- gerçekleştirilemeyeceğinin davacı şirkete bildirildiğini, bunun üzerine dava konusu,—- nakden ödeme yapılmasını içerir talimatı yine —– müvekkili bankaya ulaştırdıklarını, buna göre ikinci talimatı, davacı şirketin, —– ibarelerini kullanarak ekine de şirket antetli kağıda basılı ve üzerinde şirket kaşesi ve yetkili imzasını taşıyan talimatın eklendiğini, bu mailin üzerine, banka şubesinde hazır bulunan—– kişiye, nüfus cüzdan bilgileri kontrol edilerek ve talimat üzerindeki imzanın müvekkili bankaya davacı şirket tarafından teslim edilen imza sirküleri üzerindeki ve diğer belgelerdeki imzaların kontrol edilmek sureti ile ödemenin gerçekleştirildiğini, davacının dilekçesinde, sanki müvekkili banka çalışanları tarafından, kendisine talimatın faks ile geldiğine dair bildirim yapılmış gibi tüm savunmasını talimatın gönderildiği faks numarasının davacı şirketin faksı olmadığı üzerine kuran davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığı ve ortada zaten bu olaya ilişkin bir faks talimatının olmadığının örnek —–yazışmalarından da açıkça görülmekte olduğunu, davacı tarafından müvekkili banka nezdinde daha öncede bir çok işlem ve talimat gönderiminin aynı—— aracılığı ile yapıldığından müvekkili banka nezdinde bu hususta oluşturulan güvenin de esas olduğunu, anılan talimatların hiçbirine davacının itirazının da bulunmadığını, müvekkili banka tarafından, bankacılık mevzuatı ve teamülleri başta olmak üzere tüm usul ve hukuk kurallarına uygun olarak, talimat ile bildirilen kişiye, bildirilen tutar ve tarihlerde ödemeler gerçekleştirilmiş olduğundan, müvekkili bankaya kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, —- olarak belirtilen şirketin davacının eski unvanı olduğunu, davacının ilgili ay ve hatta yıl içerisinde müvekkili bankaya hiçbir itirazda bulunmayarak hesap hareketlerinde yer alan işlemlere itiraz etmediğinden hesap bakiyesinin kesinleştiğini, davacının tüm bu hesap hareketlerinden haberdar olduğunu, davacı tarafından, müvekkili bankaya, işlem tarihinden—yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek, müvekkili bankadan bakiyenin iadesini talep ettiğini, davacının bu işlemden haberdar olmamasının mümkün olmadığını, zira davacının hem—- tarihinde hem de sonrasında hesabından çeşitli işlemler gerçekleştirdiğini, üstelik ne o ay içerisinde ne de sonrasında, hiçbir itirazda bulunmadığını, dolayısıyla davacının kendisinden habersiz işlem yapıldığını iddia ederek huzurdaki davayı ikame etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca bu hususu banka şubesine para çekmeye gittiğinde öğrenmiş olmasının da gerçek dışı olduğunu, davacının hesap bakiyesine —– olduğunu, ticaret ile uğraşan bir kişinin —–vadesiz hesabına yatırıp aylarca bu paranın akıbetinden haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davacı şirketin, hesaplarından haberdar olmasına rağmen işlemlerine itiraz etmeyerek bu şekilde işleme icazet verdiğini, icazetin hukuki işlemde yapıldığı anda mevcut olan yetki sakatlığını ortadan kaldıran bir işlem olduğunu, davacı şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan—– kapsamında davacının talimata konu işlem bedelini müvekkili bankadan talep edemeyeceğini, —– kapsamında müvekkili bankanın, ibraz edilen belgelerdeki imzaların sıhhatini tahkik ve kontrol etmekle yükümlü olmadığını, talimatlar ile ilgili tüm sorumluluğun davacı müşteriye yüklendiğini, kaldı ki dava konusu işleme ait talimat üzerindeki imzanın —-kabiliyetinin de bulunduğunu, talimatta davacının kaşesi üzerinde yer alan imzanın, davacının imza sirkülerindeki, müvekkili bankaya daha önce ibraz edilen talimatlar ve belgelerdeki imzalarla karşılaştırıldığında, imzanın orijinalleri ile son derece benzer olduğundan çıplak gözle ayırt etmeye olanağın bulunmadığını, bununla beraber dava konusu talimat üzerinde yer alan kaşenin, format, yazı karakteri ve punto bakımından daha önce işlem yapılan evraklar üzerinde yer alan kaşe ile aynı olduğunun görülmekte olduğunu, davacının anılan konu ile ilgili, öncelikle yetki verdiği —- hakkında hiçbir şekilde ceza yargılamasına başvurmamış olmasının da davacının müvekkili bankaya karşı güttüğü kötü niyetin bir göstergesi olduğunu, davacının, dava konusu ihtilaf sebebi ile müvekkili bankadan faiz talep etmesinin mümkün olmadığını, bir faiz talep edebileceği bir an düşünülse bile bunun ancak yasal faiz olabileceğini, davacının, —-tarihinden itibaren faiz talep etmesinin de mümkün olmadığını, müvekkili bankayı dava konusu hususta temerrüde düşürecek hiçbir talepte bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Islah: Davacılar vekili — tarihli ıslah dilekçesi ile;— üzerinden açtıkları maddi tazminat davasını —-arttırmak suretiyle —yükseltmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
4-Davanın tespiti: Dava, tacirler için bankacılık işlemleri sözleşmesine aykırılık nedeni ile oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasında düzenlenen bankacılık sözleşmesine istinaden davacının, davalı banka hesabında bulunan banka hesaplarından davacının bilgisi dışında dava dışı üçüncü kişilere yapılan ödemeler nedeniyle uğranılan zararın davalı bankadan tahsilini talep etmektedir.
5-Taraflar arasında çekişmesiz olan hususlar:
a-Davalı—, dava dışı – şirket yetkilisi —- tarihinde tacirler için bankacılık işlemleri sözleşmesi akdedildiği,
b-Davacının, davalı bankada kayıtlı—– kredi tutarından, aynı gün toplam —- davacının önceki kredilerinin geri ödemeleri yapıldığı,
c—-arihinde, davacının, davalı banka ile imzaladığı —– adresinden davalı banka şubesi yetkililerine gönderdiği imzalı talimatlar ile davalı banka nezdindeki ——numaralı vadesiz ticari mevduat hesabına —— yapıldığı,
ç-Bütün bu işlemler sonucunda; davacının dava konusu —- numaralı ticari mevduat hesabında – bakiyesi kaldığı,
d-Bundan sonra; davacının, —- adresinden davalı banka şubesi yetkililerine gönderdiği imzalı talimat ile davaya konu——-yapılarak aktarılmasını talep ettiği ancak belirtilen saat itibariyle —- gerçekleştirilemediği,
e-Davalı bankanın, davacının — numaralı vadesiz ticari hesabından- çekilerek —– ödediği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
6-Taraflar arasında çekişmeli olan hususlar:
a- Mahkememizin yetkili olup olmadığı,
b-Davalının pasif husumet ehliyetinin olup olmadığı, davacının, davayı—— açmadan, davalı bankadan isteyip istemeyeceği,
c-Davanın kısmi dava olarak açılıp açılamayacağı,
ç-Davacının banka hesabındaki paranın —- tarafından çekilmesinde davalı bankanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı,
d-Davalının, para çekilmesi işleminde kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise kusur oranının ne kadar olduğu,
e-Davalı bankanın sorumluluğuna gidilirse sorumluluk miktarının ne olduğu,
f-Davalının sorumluluğu varsa dayanağının haksız fiil mi, sözleşmeye aykırılık mı olduğu, buna göre davalının temerrüde düşürülmesi gerekip gerekmediği, temerrüde düşürülmesi gerekiyorsa temerrüt tarihinin ne zaman olduğu,
g-İşleyecek faiz türünün hangisi olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
7-Mahkememizin yetkili olup olmadığı hususunda inceleme ve gerekçe: Davalı vekili cevap dilekçesinde HMK’nin 10. Ve 17. Maddesi uyarınca İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuştur.
—tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi ise “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
HMK m. 17’nin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Davaya konu uyuşmazlık sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında düzenlenen — tarihli “Tacirler İçin Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi’nin 20. Maddesinde, “Sözleşmenin uygulanmasından ve yorumlanmasından doğabilecek uyuşmazlıklarda, HMK’nın 10. Maddesi uyarınca Sözleşmenin ifa yeri olarak —- bulunduğu yer — yetkili kılınmıştır. Ancak bu hüküm, HMK uyarınca —– yerleşim yerinin veya bulunduğu yerin yahut —— ait mal ve değerlerin bulunduğu yerin adli mercilerinin yetkilerini kaldırmaz.” hükmünü içermektedir.
Buna göre, taraflar arasındaki sözleşmede taraflar, genel yetkili mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmamışlardır.
Buna göre, taraflar arasındaki sözleşmenin yetki maddesinde “Ancak bu hüküm, HMK uyarınca —- yerleşim yerinin veya bulunduğu yerin yahut —-ait mal ve değerlerin bulunduğu yerin adli mercilerinin yetkilerini kaldırmaz.” şeklinde hüküm bulunduğundan ve bu nedenle HMK’nin 10. Maddesi kapsamında mahkememiz yetkili olduğundan, davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
8-Davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda inceleme ve gerekçe: Davalı taraf, davacının, davayı ——–davalı bankadan zararını talep edemeyeceğini, bu nedenle davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını savunmuştur.
Bilindiği üzere kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir.
Müsnet dava, yukarıda açıklandığı gibi haksız fiile değil, sözleşmeye aykırılık hukuksal nedenine dayanmakta olup, davacı, davalı ile aralarında düzenlenen —- tarihli ——- dayalı olarak işbu davayı açmıştır.
Buna göre, davacı hakkını doğru kişiden istediğinden davalının işbu davada pasif husumet ehliyeti vardır.
9-Bilirkişi raporları:
A)Bilirkişi —- tarafından düzenlenen rapor: —- tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı ve Davalı tarafından sunulan belgelere , iddia ve savunma ve tüm dosya kapsamına göre Davacı —- —- hesabından —- ödendiği, davacı—- çalışma şekline örnek olarak sunduğu belgeler incelenmiş olup söz konusu belgelerin tamamına yakının Davacı —- kredi hesaplarından kredi kullandırım talimatı olduğu, kullandırılan kredilerin —— hesaplarına alacak geçilmesi talimatını içerdikleri, bir adedinin —- yapılan ödeme işlemi olduğu, sunulan örneklerin dava konusu kasadan üçüncü bir şahsa para ödenmesi olayıyla bir ilgisinin bulunmadığı, davacı şirketin hesabından üçüncü bir şahsa para ödenebilmesi, — yada havale yapılabilmesi için Davacı —-ıslak imzasını içeren ödeme/eft yada havale talimatının Davacı Bankaya ulaştırılmış olmasının zorunlu olduğu, Dava konusu olayda Davalı —- veznesinden üçüncü şahsa yapılan — ödeme —- ekinde olan fotokopi bir talimatla gerçekleştirilmiş olup , Bankacılık mevzuatına ve teamüllere aykırı olduğu, davalı Banka tarafından ileri sürülen—- kaldırmayacağı, dava konusu olayla ilgili olarak tarafların çalışma şeklinin —-, faks talimatı ve benzeri kanallar ile yapıla geldiğinin ve usul haline geldiğinin söylenmesinin mümkün olmadığı, Bankacılık mevzuatı ve teamüllerine aykırı olarak yapılan Davalı Bankanın usulsüz ödeme işleminden dolayı oluşan Davacı zararının— olduğu, Davanın şimdilik kaydıyla — olarak açıldığından bu tutar üzerinden — uygun görülecek faiz oranı üzerinden faiz talep edebileceği” yönünde görüş bildirilmiştir.
b)Bilirkişiler —– tarihinde davacı bankada halihazırda kaydı yapılmış bulunan ve davacı şirket tarafından da aidiyeti hususunda itiraza konu edilmeyen — gönderilen şirket imza kaşesine havi talimata ilişkin olarak davalı bankanın talimatta yazılı işleme uymak suretiyle —– yer alan kimliği ve imzası karşılığı ödendiği, davalı banka tarafından talimata istinaden yapılan ödeme işlemine ilişkin davacı şirketin kayıtlı ——— gönderildiği, davalı banka tarafından —— gönderildiği, davalı bankanın dosyaya kapsamında bulunan ve dosya kapsamına heyetimizce eklenen tüm belgeler ve —- uyarınca kabul edilen deliller ışığında davacı şirketin sisteme kaydı yapılan e-posta adresi üzerinden uyuşmazlığa konu—- öncesi ve sonrasında da gönderilen şirket kaşe ve imzasına havi talimatlar ile yapılan işlemlerde; davacı şirketi bilgilendirmek sureti ile görev ve sorumluluğunu yerine getirdiği, davacı şirketin hesap hareketlerinde şubeden talimat ile yapılan işlemler dışında, —-kullanmak suretiyle de hesap üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğu ve hesabını mobil bankacılık ve internet kanalı üzerinden de görüntüleme imkanının sağlandığı ve sıklıkla bu kanallar ile de davacı şirketin işlem yaptığı anlaşılmakla bu yönüyle de hesabın durumuna hakim olduğu, taraflar arasında imza altına alınan —- ilettiği talimatın orijinal nüshasını bilahare bankaya göndermemiş olması—- uyarınca yapılan işlemi geçersiz ve hükümsüz kılmayacağı gibi bu nedenle bankaya herhangi bir sorumluluk yüklenemez—- düzenlenen maddesi uyarınca, uyuşmazlığa konu davacı şirketin kayıtlı —–davalı bankaya teslim edilmedi ise davacı şirket talimatı ile gerçekleştirilen işleme ilişkin olarak davalı bankaya kusur yüklenilemeyeceği, Mahkemenizce aksi kanaatte olunması halinde, —olduğu, davalı bankadan iadesi talep edilen miktarın —- hesaptan çıkışı gerçekleşen—–olduğu; her iki tarafın da tacir olması nedeni ile işletilecek faizin, işlem tarihinden başlamak üzere ticari avans faizi olabileceği, heyetimizin görüşünün aksine, davacının talebi doğrultusunda taraflar arasında imza altına alınan —- faiz talebinin dikkate alınmasının ——–yönünde görüş bildirilmiştir.
c)Bilirkişiler —– tarihli bilirkişi raporunda; “davanın kabulü halinde ve işbu raporumuzun Sayın Mahkemece değerlendirilerek kabul görmesi halinde, davacı—- dava tarihi itibariyle, davacının — mevduat hesabından, dava dışı — yapılan yetkisiz ödeme sebebiyle; avans faiz oranları ile hesaplanmış; —– avans faizi olmak üzere toplam — alacağının olduğu, bankalarca – yıllık mevduat hesaplarına fiilen uygulanan azami faiz oranları ortalaması ile hesaplanmış——- alacağının olduğu, Mahkemece, dava konusu zararın meydana gelmesinde davacı şirket ile davalı bankanın müterafik kusurunun bulunduğuna hükmedilmesi halinde; takdiri —-olduğu, davacının — kusur oranına göre talep edebileceği miktarların; avans faiz oranları hesaplanmış;—-nezdinde oluşan zararın kusur oranına göre hesaplanacak anapara kısmına,—- temerrüt tarihinden itibaren, avans faizi veya talep gibi bankalarca ——- yıllık mevduat hesaplarına uygulanan azami faiz oranları üzerinden mevduat faizi talep edilebileceği” yönünde görüş bildirilmiştir.
10-Davacı şirketin davalı banka ile olan çalışmaları: Davacı——- numaralı ticari müşterisi olup, aynı banka şubesi nezdinde, —- numaralı vadesiz ticari mevduat hesabı ile davaya konu —- vadesiz ticari mevduat hesabı bulunmaktadır. Davacı, davalı banka ile imzaladığı — Sözleşmesi uyarınca; davalı banka nezdindeki hesaplarından, davalı bankada kayıtlı —- davalı banka şubesi yetkililerine gönderdiği imzalı talimatlar ile havale, —– şubeden gerçekleştirebilmektedir. Davacı, aynı zamanda anılan sözleşme uyarınca; kendisine verilen şifreyi de kullanmak suretiyle, davalı bankanın mobil bankacılık hizmetlerinden de yararlanabilmektedir. Davacı, şubeye herhangi bir talimat vermeye gerek olmaksızın, ——- üzerinden, hesap bakiyesi inceleme, havale, —— kendisi de gerçekleştirebilmektedir. Davacı, aynı zamanda, davalı banka ile imzaladığı — —- davalı banka şubesi yetkililerine gönderdiği imzalı talimatlar ile nakit krediler de kullanabilmektedir.
11-Davacı şirketin temsil ve ilzamı:—— tescil ve ilamı istenmiş olmakla beraber ——- şirketi her türlü hususta, şirket unvanı altında münferit imzası ile temsil ve ilzam etmek üzere yetki verilmesine oy birliği ile karar verildiği tespit edilmiştir.
12-Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler:
a) ——- akdedilmiştir.
Sözleşme Tarihi Asıl Borçlu Müteselsil Kefil
—-

b) ——akdedilmiştir.
——-
“I- Genel Hükümler” başlıklı,
6. maddesinde, “Müşteri mevduat hesabı mevcudunu geri alma hakkına haiz olup, Müşteri adına açılmış hesapların zimmeti ile veya adına tahakkuk eden herhangi bir meblağın mahsubu suretiyle yapılacak tediyeler için —– verilecek her talimatın, lehtar adını, tediye miktar ve şeklini açıkça ihtiva etmesi zorunludur.”,
7. maddesinde, —— imza örnekleri verilmek suretiyle hesap üzerinde tasarrufa yetkili oldukları Müşteri tarafından bildirilmiş olan kimseler, aksi bildirilinceye değin tasarruf yetkilisi sayılacaktır. Müşteri’nin ya da üçüncü kişinin yetki ve/veya ehliyetsizliğinden doğan bütün sonuçlar Müşteri’ye aittir. — ehliyetsizlik ve yetkisizlik ile ilgili hususlara, yapılan değişikliklere özel yazılı bildirim —- yapılmadıkça,——onun temsilcilerini tam ehliyetli ve her türlü tasarruf yetkisine haiz saymaya yetkili olup, bu yüzden sorumlu tutulamaz.”,
8. maddesinde,—girdiği her türlü hukuki ilişkinin kendi nam ve hesabına yapılacağını beyan ve taahhüt etmekte olup, imza yetkililerinin, temsilcilerinin veya Müşteri adına işlem yapacak kişilerin de Müşteri’nin nam ve hesabına hareket edeceğini, Müşteri başkası adına veya hesabına hareket ettiği takdirde bunu yazılı olarak —– edeceğini ve bu hususta her türlü sorumluluğun Müşteri’ye ait olduğunu taahhüt eder.”,
—–
2. maddesinde, “Müşteri, Banka’ya faksla talimat iletmesinin bütün sonuçlarını kabul ederek bundan doğacak sorumlulukları üstlenmiştir. Müşteri, Banka’dan sağlanan kolaylıktan yararlanırken aşağıdaki hususları yerine getirecektir.
a) Müşteri, Banka’ya hangi faks numarasından talimat ileteceğini önceden bildirecektir. Müşteri, yalnızca tarafından Banka’ya faksla talimat iletilmesi için gerekli tedbirleri alacak, bütün sayfalar Müşteri’nin yetkilileri tarafından imzalanacak ve orijinal imzası nüshası derhal teyit için Banka’ya gönderilecektir.
b) Banka, Müşteri’nin faksla gönderilen talimatını aldığında, yukarıdaki madde uyarınca gönderilen yazılı teyidi beklemeksizin faksla gelen talimatı asıl kabul ederek, sözlü olarak teyit edilen talimatı yerine getirmeye yetkili kılınmıştır. Müşteri’nin faksla ilettiği talimatın orijinal nüshasını bilahare Banka’ya göndermemiş olması, Banka’nın faksla gönderilen talimat uyarınca yaptığı işlemi geçersiz ve hükümsüz kılmayacağı gibi, bu nedenle Banka’ya herhangi bir sorumluluk yüklenemez. Banka, Müşteri tarafından faksla gönderilen talimat uyarınca, Müşteri adına Müşteri’nin yetkililerince imzalanmış çek, senet ve sair kıymetli evraka dayalı olarak, Müşteri’nin Banka’daki hesabını borçlandırabilir veya bu hesaba alacak kaydedebilir. Faksın Banka’ya bildirilen numaradan çekilmiş olması yeterlidir.”,
——-
5. maddesinde, “Müşteri telefon açmak suretiyle, Banka nezdindeki hesaplarından —– yapılmasına ilişkin vermiş olduğu tüm sözlü talimatların ve talimatlara istinaden gerçekleştirilen işlemlerin geçerli olduğunu, telefonla ilettiği talimatın yazılı teyidini Banka’ya vermemiş olsa dahi, Banka’nın yapmış olduğu işlemlerinin geçerli olduğunu, hüküm ifade ettiğini ve Banka’nın hiçbir sorumluluğu bulunmadığını beyan eder. Banka Müşteri’nin telefon ve şifahi talimatını yerine getirirken, hile ve sahteciliklerin sonuçlarından ötürü sorumlu değildir.” hükümlerine yer verilmiştir.
13-Dava konusu ödeme işleminin irdelenmesi ve değerlendirilmesi: Davacı, davalı bankada kayıtlı —- imzaladığı — tarihinde, kredi hesabından, —nakit kredi kullanmış ve bu kredi tutarı davacının — numaralı, dava konusu vadesiz ticari hesabına yatırılmıştır. Davacının hesabına yatan—– davacının önceki kredilerinin geri ödemeleri yapılmıştır. — tarihinde, davacının, davalı banka ile imzaladığı——- gönderdiği imzalı talimatlar ile davalı banka nezdindeki —numaralı hesabından toplam — aynı banka nezdinde bulunan — numaralı vadesiz ticari mevduat hesabına virman yapılmıştır. Böylece bütün bu işlemler sonucunda; davacının dava konusu — kalmıştır. Bundan sonra; davacı, —— numaralı hesabına —yapılarak aktarılmasını talep etmiş ancak belirtilen saat itibariyle — işlemi gerçekleştirilememiştir. Daha sonra —– adresinden davalı banka şubesi yetkililerine gönderilen imzalı talimat ile davacının ——-ödenmesi talep edilmiştir.
Davalı bankanın açıklamalarına göre; talimat üzerindeki yetkili imza ve dava dışı — kimlik bilgileri kontrol edilmek suretiyle ——- düzenlenen dekont üzerine —- çekilerek —- ödenmiştir. Dava konusu ödemenin dayanak alındığı, davacının davalı bankada kayıtlı ——- gönderilen talimatın, önceden gönderilen ve hiçbir şekilde itiraz konu edilmeyen diğer işlemlere ait talimatlar ile benzerliklerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Talimat üzerindeki imzanın incelenmesinde, davacı şirket yetkilisinin imzası ile çıplak gözle ayırt edilemeyecek kadar uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
14-Dava konusu ödeme işleminin, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler yönünden irdelenmesi ve değerlendirilmesi: Taraflar arasında imzalanan —-davacının davalı bankadan kullanacağı kredilerin kullanım koşullarını ile ilgili hükümlerini içermekte olup, dava konusu ödeme işleminin —- hükümlerine göre değerlendirmesi mümkün bulunmamaktadır. Davacı, davalı bankadan yaptığı diğer bankacılık işlemlerini, taraflar arasında imzalanan —- gerçekleştirmektedir. Bu sebeple, dava konusu ödeme işlemi ile ilgili Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinin yukarıda—- bendinde yazılı hükümleri değerlendirmeye alınmıştır.
—– maddelerinde, Müşteri’nin mevduat hesabı ile ilgili vereceği talimatların içeriği, şekil ve şartları ile talimatlardaki yetkili imza hususundaki hükümleri, ——-, müşterinin telefon açmak suretiyle vereceği talimatlar ile ilgili yine Müşteri’nin sorumlukları ile davalı bankayı koruyucu ——hükümlerini içermektedir. Sözleşme uyarınca, Müşteri, Banka’ya hangi faks numarasından talimat ileteceğini önceden bildirecektir. Müşteri tarafından, Banka’ya faksla talimat iletilmesi için gerekli tedbirleri alacak, Müşteri’nin faksla ilettiği talimatın orijinal nüshasını bilahare Banka’ya göndermemiş olması, —- faksla gönderilen talimat uyarınca yaptığı işlemi geçersiz ve hükümsüz kılmayacağı gibi, bu nedenle Banka’ya herhangi bir sorumluluk yüklenemeyecektir.
——– Müşteri’nin faksla gönderilen talimatını aldığında, yukarıdaki madde uyarınca gönderilen yazılı teyidi beklemeksizin faksla gelen talimatı asıl kabul ederek, sözlü olarak teyit edilen talimatı yerine getirmeye yetkili kılınmıştır.” denmektedir.
Dava konusu olayda, her ne kadar faksla gönderilen bir talimat olmasa da, ——— değerlendirmeye alınmasının yerinde olacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı şirkete ait—- adresinden davalı bankaya gönderilen, e-posta eki talimatlar şu şekildedir:
Tarih Saat Şirket Konusu İşlem Miktarı
—-
—-
—-

—-

—-
—-
—-
—-

15-Temerrüt tarihi ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Davacı tarafından,—- ihtarnamesi keşide edilerek, davalı bankaya, “muhatap banka tarafından, davacı——hesabına ödeme yapılması gerektiği, aksi halde söz konusu bedel ile birlikte, buna bağlı zararların tazmini amacıyla ivedilikle yasal yollara başvuracağı” ihtar edilmiştir.
—– adresine gönderilmiş olup, gönderilen ihtarnamenin — anlaşılmıştır. Davacı tarafından gönderilen ihtarnameyi — tarihinde tebliğ alan davalıya borcunu ödemesi için — iş günü süre verilmiştir. Verilen beş iş günü süre dikkate alındığında; davalı —– tarihinde temerrüde düştüğü kanaatine varılmıştır.
16-Tarafların kusur ve sorumluluklarının değerlendirilmesi:
a) Davacı şirket yönünden: Dosyaya sunulan belgelere göre; davacının davalı bankaya çektiği talimatların —– gönderilmekte olduğu, bunun davacı şirket ile davalı banka arasında bir teamül oluşturduğu, itiraza konu ödeme talimatının da davacının banka sisteminde kayıtlı —- gönderildiği, talimatın önceki talimatlarla benzerlikler içerdiği, talimat üzerindeki imzanın şirket yetkilisi—- olduğu veya imzanın doğrulunun çıplak gözle anlaşılamayacak şekilde —– bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davacının, aynı gün, davaya konu ödeme işleminden önce, imza sirkülerini de aynı ——adresinden davalı bankaya gönderdiği, talimatın davacı şirketin antetli kağıdına yazıldığı ve üzerine davacı şirketin kaşesinin basılı olduğu, eğer talimatta bir sahtecilik var ise, davacının kendi egemenlik alanında olan e-postasını, üçüncü kişilerin kötü niyetli girişimlerine karşı öncelikle kendisinin korumakla yükümlü olduğu, davalı banka tarafından, dava konusu ödeme işlemi de dahil olmak üzere, davacıya, müteakip zamanlarda yapılan işlemlerle ilgili bilgi e-postalarının ve ekinde hesap ekstrelerinin gönderildiği, davacının imzaladığı —- uyarınca, davalı bankanın mobil bankacılık hizmetlerinden de yararlandığı, davacı tarafından, dava konusu ödeme işleminden sonraki günlerde, gerek şubeden talimat ile gerekse mobil bankacılık üzerinden kendisi tarafından, hesap bakiyesine uygun para transferlerinin yapıldığı, bu sebeple davacının hesap bakiyesini bildiği veya bilecek durumda olduğu, davacının uzun bir müddet sessiz kaldığı, ancak —- tarihinde ihtarname göndererek davalı bankadan dava konusu parasının iadesini talep ettiği, davacının parayı usulsüz olarak çektiği iddia edilen—hakkında cezai ve/veya hukuki yönden bir başvurusunun da olmadığı, buna göre taraflar arasında imzalanan Bankacılık İşlemleri Sözleşmesine göre davacı şirketin kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait, —— nezdinde bulunan, dava konusu —- numaralı vadesiz ticari mevduat hesabının ekstresi
Tarih Borç Alacak Bakiye Açıklama
—-
—-
—-
—-
—-
—-

—-
—–

—–
—-
—-
b) Davalı banka yönünden: Davacı/müşteri tarafından davalı/bankanın —— hesap açılmasıyla birlikte taraflar arasında bir akdi ilişki kurulmuştur. —— ve uygulamada da kabul edildiği üzere, banka ile müşteri arasında kurulan akdi ilişkilerde banka, temelini TBK.md.506/f.2 hükmünde bulan özen borcu altına girer. Dolayısıyla banka, müşterisi ile ilgili olarak yapacağı bütün işlem ve hizmetlerinde özen borcuna uygun hareket etme yükümlülüğü altına girer.
Buradaki özen borcunun kapsamının ve derecesinin belirlenmesinde, benzer bankacılık işlemlerini ve hizmetlerini yerine getirmeyi üstlenen basiretle bir bankanın (tacirin) göstermesi gereken davranış esas alınır. Dolayısıyla davalı/bankanın göstermesi gereken özenin kapsamı ve derecesi, “objektif kriterlere” göre belirlenmelidir. Burada “objektif özen yükümlülüğü” söz konusudur. Davalı/banka, aynı şartlar altında aynı tür işlemleri ve hizmetleri yerine getiren basiretli, özenli ve hiçbir kaçınılabilen hatayı işlemeyen bir banka gibi hareket etmelidir. —— kabul edildiği üzere, davalı/banka, hafif kusuruyla müşterisine vereceği zararlardan dahi sorumlu olacaktır.
Davalı/banka, kendileriyle sözleşme akdetmiş olduğu müşterileri için yaptığı işlemleri ve verdiği hizmetleri, yanında çalıştırdığı kişiler —– vasıtası ile yerine getirmektedir. Bu nedenle, TBK.md.116/f.1 gereği, yanında çalıştırdığı bu kişilerin —- müşteriler ile ilgili bankacılık işlemlerini yaptıkları ve hizmetleri verdikleri sırada özen borcuna aykırı davranmak suretiyle davacı/müşteriyi uğrattıkları zararlardan dolayı davalı/banka kusursuz sorumludur. Yani kendisinin bir kusuru olmasa dahi sorumludur.
Buna göre, davalı—, davacı şirkete ait——– ödeme işlemi de dahil olmak üzere, davacı şirketin hesabından yapılan işlemlere ait bilgi —- ekstrelerini, işlem sonrası günlerde gönderilerek, davacı şirketi bilgilendirmek sureti ile görev ve sorumluluğunu yerine getirdiğini iddia etmekte ise de, dava konusu olayda, her ne kadar faksla gönderilen bir talimat olmasa da ———-maddesinin değerlendirmeye alınmasının yerinde olacağı, taraflar arasında imzalanan Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi’nin ilgili hükümlerine göre talimat ile ödeme işlemlerinde tüm sorumluluk davacı şirkette ise de, taraflar arasında imzalanan ——– gönderilen talimatını aldığında, yukarıdaki madde uyarınca gönderilen yazılı teyidi beklemeksizin faksla gelen talimatı asıl kabul ederek, sözlü olarak teyit edilen talimatı yerine getirmeye yetkili kılınmıştır.” denmekle; sözlü olarak talimatın teyit edilmesinden bahsedilmektedir. Bankacılık uygulamalarına göre; davalı bankanın, kendisine davacıya ait —– adresinden gelen talimatı, talimat üzerindeki yetkili imzayı, kendisine ödeme yapılacak üçüncü kişinin kimlik bilgilerini kontrol etmekle birlikte, dosya kapsamına göre; davacının hesabından, üçüncü bir kişiye talimat ile bu denli yüklü bir miktarda nakit ödeme yapılmadığı da göz önüne alınarak, davacı şirketin yetkilisi tarafından davalı bankaya talimatın sözlü olarak teyit edilmemiş olması sebebiyle davacı şirketin yetkilisinden talimatın telefonla sözlü olarak teyidin alınması önemli ve zaruri olduğundan, bunun yapılması durumunda davaya konu işlemin meydana gelmesi önlenebileceğinden, davalı bankanın——- uyarınca kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
c)Tarafların kusur oranlarının tespiti: Mahkememizce her iki tarafın da müterafik kusuru bulunduğu kabul edilmiş olup yukarıda a ve b bentlerindeki belirlemeler ışığında tarafların kusur oranlarının —– olduğu kanaatine varılmıştır.
17-Uygulanacak faiz türü ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Yukarıda tespit edildiği üzere davacı tarafından, ——-tarihinde temerrüde düşmüştür. Bu nedenle davacı, uyuşmazlığa konu alacağı için —-tarihinden itibaren faiz talep edebilecektir.
Uygulanacak faiz türü hususunda taraflar arasında sözleşmesel bir hüküm bulunmamaktadır. Her ne kadar taraflar arasındaki ——- bir faiz türü bulunuyor ise de, bu madde taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinden aynen alıntılanmış bir madde olup, bankanın açtığı kredi ve hesaplar için bankanın verdiği kredi, teminat ve alacaklara uygulanacak bir madde olarak sözleşmeye konulmuştur. Bu itibarla, ilgili hesap vadesiz hesap niteliğinde olduğundan davacı/müşteri lehine uyg faizle ilgili herhangi bir hüküm içermemektedir. Bu durumda, alacak, davacının mevduat hesabından davalı banka tarafından hatalı olarak 3. Kişiye ödenmesinden kaynaklandığından, alacağa temerrüt tarihinden itibaren bankalarca bir yıllık mevduat hesaplarına fiilen uygulanan en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
18-Sonuç: Sonuç olarak, davalı banka %50 oranında kusurlu bulunduğundan, davanın kısmen kabulü —-tarihinden itibaren işletilecek bankalarca bir yıllık mevduat hesaplarına fiilen uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin —- ve faizin başlangıç tarihine ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, —– tarihinden itibaren işletilecek bankalarca bir yıllık mevduat hesaplarına fiilen uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin 153.750 TL ve faizin başlangıç tarihine ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 10.502,66 TL harcın davacı tarafından yatırılan 85,39 TL peşin harç ve 5.165,94 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.251,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.251,33 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 85,39 TL peşin harç ve 5.165,94 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.251,33 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 18.556,25.-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca 18.556,25.-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
7-Davacı tarafından sarf edilen 4.782,90 TL yargılama giderinden, davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 2.391,45 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 2.391,45 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından sarf edilen 3.600 TL yargılama giderinden, davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 1.800 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalan 1.800 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2021