Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1089 E. 2020/584 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.İSTANBUL ANADOLU4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1089 Esas
KARAR NO : 2020/584
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında———–Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre ——sayılı taşınmazda yer alan ———-peşinat ve senetle ödenmek suretiyle toplam —–bedelle müvekkiline devredileceğini, sözleşme uyarınca —- tarihinde —- peşinat ödemesi yapıldığını, bakiye tutarın senetle vadelendiğini, müvekkiline bu tarihe kadar taksitlerini eksiksiz ödediğini, davalı şirketin gönderdiği elektronik posta ile davalı şirketin ekonomik ——- girdiğini öğrendiğini, davalı şirketin borç yapılandırması istediğine dair haberler üzerine bazı müşterilerin mahkemeye başvurarak ihtiyati haciz kararı aldığını, müvekkilinin tapuda yaptığı araştırmada kendisine satışı vaad edilen bağımsız bölüm üzerinde sayısız haciz ve tedbir kararı olduğunu, ipotekler bulunduğunu gördüğünü, taşınmaz üzerinde yer alan haciz ve ipoteklerin toplam tutarlarının taşınmazın değerinden kat be kat yüksek olduğunu, taşınmazın bu haliyle kabulünün mümkün olmadığını, –tarihli şekil şartına aykırı şekilde düzenlenen———— yer almayan ancak alıcı yönünden ağır yükümlülükler ve belirsiz bir durum yaratan protokol metninin —-tarihli mail ekinde gönderildiğini, müvekkili ile davalı taraf arasında düzenlenen sözleşme incelendiği takdirde sözleşmenin matbu olarak davalı tarafça tek taraflı olarak hazırlanan ve alıcılara imza ettirilen bir sözleşme olduğunun, şekil şartlarına uygun şekilde düzenlenmediğinin ve imza edilmediğinden TBK 12.maddesi 2.fıkrası gereğince hüküm doğurmayacağını, buna göre kesin hükümsüz olarak imzalanan sözleşmenin feshine, davacıya ödenen —– kısmi dava olarak ——– ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline, günü gelmemiş olan senetlerin iptaline, senet asıllarının davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin 21.maddesi uyarınca — Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini, esasa ilişkin olarak da davacının kötü niyetli olarak davayı açtığını, satın aldığı daireyi — tarihinden beri kullandığını, borcun yarasını ödediğini, ifanın ayıplı olmadığını, davacının kalan borcunu ödemediğini, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili —–tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müddeabihi HMK md. 176 uyarınca ————- yükselttiğini, davanın kabulünü, taraflar arasında imzalanan ———- gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesinin feshini, işbu davanın ikame tarihine kadar davacı müvekkilince ödenen —- ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek olan ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, sözleşmede satış bedeline karşılık verilen ve halen ödenmemiş olan senetlerin iptali ile müvekkiline iadesini talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme nedeniyle geri verilmesi istemlerine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasında yapılan adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödediği bedelin geri iadesini talep etmekte olup,
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında —-tarihli sözleşmenin taraflar arasında imzalandığı” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a-Davaya konu ———-üzerinde ipotek ve haciz bulunup bulunmadığı,
b-Davalının taşınmazı davacıya devretme olanağının olup olmadığı,
c-Taraflar arasındaki sözleşmenin şekil şartlarına uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, geçerli olup olmadığı,
ç-Davacının sözleşmenin davacı aleyhine ağır hükümler içermesi nedeniyle davacının sözleşmenin feshini isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse sözleşmenin davacı aleyhine ağır hükümler içerip içermediği,
d-Davacının sözleşmenin feshini isteyip isteyemeyeceği,
e-Davacının davaya konu ——— bağımsız bölümü kullanıp kullanmadığı,
f-Davacının davalıdan ödediği peşinatları ve senetleri geri isteyip isteyemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
2-a)Tapu kaydı: Dava dosyasına celbedilen tapu kayıt örneğine göre;———–vasıflı taşınmazın kat mülkiyetine konu —-yevmiye sayılı satış işlemi sonucunda davalı—— adına tescil edilmiş olduğu, taşınmazın tapu kaydında —- lehine —- miktarında yıllık —– faiz oranı ile ——– tarih ve—yevmiye ile tesis edilmiş ipotek şerhi bulunduğu,
Yine —- sayılı dosyasından alacaklı —— tarafından —- borç için ihtiyati haciz konulduğu,
Başka on altı adet icra dosyasından, sonuncusu——- tarihinde olmak üzere toplam ——- tutarında ihtiyati haciz konulmuş olduğu anlaşılmıştır.
2-b)Gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi: Dosyaya sunulan satıcı —– ile alıcı ——— arasında akdedilen adi yazılı şekilde düzenlenmiş ——- başlığını taşıyan sözleşme ile —————- senetlerle ödenmek üzere satışının yapıldığı anlaşılmıştır.
Sözleşmeye göre, Ödeme Planının; —– —- şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
2-c)Davalı tarafından yapılan ödemeler: Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davacı tarafından davalı tarafa —- peşin ödeme yapıldığı, dosyada bulunan Akbank dekontlarından davacının;
—vadeli bono bedeli olarak —–
—- vadeli bono bedeli olarak —–
— vadeli bono bedeli olarak —–
—–vadeli bono bedeli olarak —–
– vadeli bono bedeli olarak —–
–vadeli bono bedeli olarak ———,
vadeli bono bedeli olarak —–
— vadeli bono bedeli olarak —-
— vadeli bono bedeli olarak—-
–vadeli bono bedeli olarak—–
—vadeli bono bedeli olarak—–
—vadeli bono bedeli olarak —-
–vadeli bono bedeli olarak—-
— vadeli bono bedeli olarak —–
— vadeli bono bedeli olarak —
–vadeli bono bedeli olarak —
— vadeli bono bedeli olarak —-
—- vadeli bono bedeli olarak —-
—-vadeli bono bedeli olarak——-
-vadeli bono bedeli olarak – olmak üzere toplam —- ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
2-ç)Protokol taslağı: Davalı—-. tarafından alıcılarla imzalanması isten———–ağında; devir alınacak taşınmazın devri ile ilgili tüm tapu harç ve masraflarının alıcı tarafından karşılanacağı, alıcının taşınmaz üzerindeki takyidatları bilerek taşınmazı devir alacağı,——— taşınmaz üzerindeki hacizleri — tarihine kadar, diğer takyidatları ise; —-tarihine kadar kaldıracağı, alıcının taşınmaz üzerindeki haciz ve takyidatlarla tapu harçlarını ödeyerek taşınmazı devir alacağı, tapu devri ile bakiye ödenmeyen senetlerden doğan sorumluluğun sona ermeyeceğinin kabulünün öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2-d)Keşif ve taşınmazın değerine ilişkin bilirkişi raporu: Duruşmada alınan ara karar uyarınca, naip hakim olarak Mahkeme ———————-uzmanı bilirkişi tarafından, davacı vekilinin katılımıyla ——tarihinde yapılan keşifte, taşınmazın ——-olduğu, bağımsız bölümün —–olduğu tespit edilmiş olup, bilirkişi —— tarafından taşınmazın –tarihindeki değerinin — olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
2-e)Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Yukarıda belirlenen uyuşmazlık konularının tespiti doğrultusunda mali müşavir bilirkişi — nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi ———————-oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif de yapılmak suretiyle rapor düzenlenmek, sonrasında davalı vekilinin takas mahsup definin değerlendirilmesi için ek rapor düzenlenmek suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Davacı, taraflar arasında adi yazılı şekilde düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesine konu bağımsız bölümün tapu kaydına satıcı davalının borçlarından dolayı ipotek ve hacizlerin bulunması nedeni ile tapu kaydının takyidatsız olarak kendisine devrinin mümkün olamayacağını, bu sebeple taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshi ile sözleşme nedeniyle dava tarihine kadar ödenen satış bedelinin iadesine, yine satış bedeline karşılık davalı satıcıya verilen henüz ödenmemiş bonoların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan adi yazılı şekilde düzenlenmiş —— tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş —tarihli———başlığını taşıyan sözleşme ile davaya konu bağımsız bölümün toplam –bedelle, bedelin —- peşin, kalan ——- ise senetlerle ödenmek üzere satışının yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davacı tarafından davalı tarafa —- peşin ödeme yapıldığı, yine dosyada bulunan —- dekontlarından davacının, davalıya verdiği bonolara ilişkin olarak —–tarihinden başlamak kaydıyla, son olarak —– vadeli bono bedeli olarak—- olmak üzere toplam — ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Sözleşmede satış bedeline karşılık verilen; alacaklısı —–, borçlu ———- olan;
-vade tarihli –bedelli,
— vade tarihli —bedelli,
–vade tarihli— bedelli,
— vade tarihli – bedelli,
-vade tarihli-bedelli,
-vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli-bedelli
vadetarihli – bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli-bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli -bedelli,
-vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli bedelli,
– vade tarihli -bedelli bonoların bedellerinin ise henüz davalıya ödenmediği anlaşılmıştır.
Dava dosyasına celbedilen tapu kaydına göre, davaya konu taşınmazın tamamının — yevmiye sayılı satış işlemi sonucunda davalı ——- adına tescil edilmiş olduğu, taşınmazın tapu kaydında— lehine — miktarında yıllık ——- tarih ve —yevmiye ile tesis edilmiş ipotek şerhi bulunduğu, yine —– sayılı dosyasından alacaklı—– tarafından —-borç için ihtiyati haciz konulduğu, yine başka -adet icra dosyasından yukarıdaki tutarlardan başka sonuncusu — tarihinde olmak üzere toplam — tutarında ihtiyati haciz konulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Tapu kayıtlarındaki ipotek ve hacizlerden davalı şirketin mali yönden aciz haline düştüğü, davacıya satılan bağımsız bölümün tapu kaydındaki ipotek ve hacizlerin kaldırılarak taşınmazın takyidatsız olarak davacıya devir ve teslim edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davalı satıcı tarafından kendisinden bağımsız bölüm satın alanlara gönderilen protokol taslağından “alıcıların kendilerine satılan bağımsız bölümleri tapu kayıtlarındaki ipotek ve hacizlerle birlikte devir almalarının istendiği” anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından davacıya satılan taşınmazın tapu kaydındaki ipotek ve hacizlerden davalının mali sıkıntı içinde bulunduğu açıktır. Davalının yapılmasını istediği protokol şartları da bunu doğrulamaktadır. Davalının taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizleri kaldırarak davacıya satılan bağımsız bölümü takyidatsız olarak devretmesi mümkün olmadığından, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin ifa imkânı kalmadığından ve davacının “bakiye senetleri ödeyerek zararını arttırması” beklenemeyeceğinden, davacının sözleşmeyi feshederek ödemelerinin tahsili ile bakiye senetlerin iadesini talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar, davacının, sözleşmeyi, davalının konkordato başvurusu nedeniyle feshetmek isteyip istemediği hususunun tartışılması gerekmiş ise de, davalının konkordato başvurusuna konu——- dosyasının incelenmesinde, konkordato talep edenler —————- vekili tarafından — tarihli dilekçe ile ödeme güçlüğüne düşen davacı şirketrer ve şirket ortaklarına alacaklılarıyla — akdetmelerini sağlamak amacıyla geçici — mühleti verilmesi, kesin mühlet verilmesi, vade ve tenzilat — tasdik edilmesi, ihtiyati tedbir kararı verilmesi talepleriyle dava açıldığı, işbu davanın ise, davaıların ———- başvurusundan önce —– tarihinde açılması karşısında, işbu davada İİK’nin 296. Maddesinin uygulama alanı bulunmadığı ve davacının, sözleşmenin feshini davalının — talebi nedeniyle istemediği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, davacının sözleşmenin feshi talebi haklı görüldüğünden, davacının, davalıya ödemiş olduğu —- bedelin iadesine, davacının halen ödemediği senetlerden dolayı, davalıya borçlu olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, davalı vekili, davacının sözleşmeden dönme tarihine kadar, uyuşmazlık konusu taşınmazdan ofis olarak faydalanmış olduğunun da değerlendirilerek her türlü kullanım bedeli ve yıpranma payının hesaplanmasının ve mahsubunun gerektiğini iddia ederek mahsup talebinde bulunmuş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, davalı tarafından davacıya satılan taşınmazın tapu kaydındaki ipotek ve hacizlerden davalının mali sıkıntı içinde bulunduğu, davalının yapılmasını istediği protokol şartlarının da bunu doğruladığı, davalının taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizleri kaldırarak davacıya satılan bağımsız bölümü takyidatsız olarak devretmesinin mümkün olmadığı, davacının taşınmazı, değerinin çok üzerindeki ipotek ve hacizlerle birlikte devralmasının istenemeyeceğinden ve taraflar arasındaki sözleşmenin ifası davalıdan kaynaklanan sebeplerle imkânsız hale geldiğinden, davacının sözleşmeyi feshederek ödemelerinin tahsili ile bakiye senetlerin iadesini talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının takas mahsup defiine konu istemi, davacının kullanım bedeli ve yıpranma payına ilişkindir. Davalının, davacıdan kullanım bedeli talep edebilmesi için dava konusu taşınmazdaki tasarrufunun haksız olması gerekmekte olup, davalının, “zilyetliğini de devraldığı taşınmazı, ileride kendisine devredileceği” inancıyla kullanan davacının kullanımına karşı çıkmayarak onay verdiği gözetildiğinde,—— sayılı kararları uyarınca davacının kullanımının iyiniyetli olduğu kuşkusuzdur. Bu sebeple, davalının dava konusu taşınmazın davacının elinde bulunduğu süre için herhangi bir kullanım bedeli talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı yapmış olduğu ödemelerin “ödeme tarihlerinden” itibaren ticari avans faizi ile tahsilini talep etmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, kendisine satılan taşınmazı halen kullanmakta olup, davalıya taşınmazın teslimi ile davalıyı bedel iadesine dair temerrüde düşürecektir.Bu sebeple faiz başlangıcı yönünden taşınmazın davalıya teslim tarihi esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle, sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin davanın kabulü ile, taraflar arasında, davaya konu ——- numaralı bağımsız bölümü için düzenlenen —-tarihli ——— ——-başlıklı sözleşmenin feshine, davacı tarafından ödenen——– birlikte ifa kuralı doğrultusunda taşınmazın davalıya teslim tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının faizin başlangıcının ödeme tarihlerinden itibaren başlatılması talebinin reddine, davaya konu ——- bölümün davalıya iadesine, vadesi gelmemiş alacaklısı ———- borçlu—- olan;
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli —- bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli- bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
— vade tarihli – bedelli,
— vade tarihli – bedelli,
— vade tarihli —- bedelli,
– vade tarihli- bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli — bedelli,
— vade tarihli — bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli- bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli toplam — bedelli bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, davacı vadesi gelmemiş bonoların iptalini, bonoların hükümsüzlüğüni ve davalının uhdesinde olan bonoların davacıya iadesini talep etmiş ise de, davalı vekili, bedeli ödenmeyen bonoların davalıda olmadığını savunmuş olup, bu nedenle bonoların davalı yönünden iptakilen yönelik olarak davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Bononun ciro edilebilirlik özelliği nedeniyle davalı dışındaki 3. Kişiler yönünden bağlayıcı hüküm kurulması mümkün olmadığından bonoların iptali veya hükümsüzlüğü talebinin reddine karar verilmiştir. Yine, davalı taraf bonoların kendilerinde olmadığını savunduğundan ve bu nedenler bonoların iadesi talebinin infazı mümkün bulunmadığından bonoların davacıya iadesi taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Reddedilen talepler, davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinin ferileri niteliğinde olduğundan davalı taraf, tüm yargılama masraflarından sorumlu olup, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin davanın KABULÜ ile,
a)Taraflar arasında, davaya konu——– bölümü için düzenlenen ——— başlıklı sözleşmenin FESHİNE,
b)Davacı tarafından ödenen ——– birlikte ifa kuralı doğrultusunda taşınmazın davalıya teslim tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davacının faizin başlangıcının ödeme tarihlerinden itibaren başlatılması talebinin reddine,
ç) Davaya konu—————– bölümün davalıya iadesine,
2)Vadesi gelmemiş bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, bonoların iptali, davacıya iadesi ve hükümsüzlüğünün tespiti isteminin KISMEN KABULÜ ile,
a)Alacaklısı —— borçlu ——- olan
– vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli- bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli -bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli- bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli- bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
— vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli – bedelli,
– vade tarihli —- bedelli toplam—– bedelli bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b)Bonoların iptali, bonoların hükümsüzlüğü ve davalının uhdesinde olan bonoların davacıya iadesi taleplerinin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 41.976,49 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 5.977,13 TL peşin harç ve 4.610,95 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.588,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 31.388,41 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 5.977,13 TL peşin harç ve 4.610,95 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.588,08 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 3.946,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davalının üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 47.775,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —–Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.11/11/2020