Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1048 E. 2019/974 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1048 Esas
KARAR NO : 2019/974

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasındaki ticari ilişkilerden kaynaklı alacak ilişkisi bulunduğunu, davalı müvekkile olan borçlarını ödemediğini, bunun üzerine tarafımızca müvekkil adına borçlu olunan fatura bilgileri eklenerek İstanbul Anadolu———— İcra Müd. —— dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili icra dosyasına davalı/borçlu tarafından borcu bulunmadığı gerekçesi ile itiraz edildiğini, yapılan itiraz, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile İstanbul Anadolu ——– İcra Müd. ———. sayılı takibin devamına, davalı borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet yönünden itirazlarının bulunduğunu, belgeye ve ticari ilişkiye dayandığının ispatlanamaması nedeni ile esastan reddi ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacı tarafın %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bu şekilde HMK 317 ve TTK 4/a maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi bulunan dava da tensibin 2 numaralı bendinde de ayrıca belirtildiği üzere dilekçeler aşaması tamamlanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava taraflar arasında bulunduğu ileri sürülen ticari ilişki devamında tertip edilen faturalara dayalı alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın niteliği gereği öncelikli olarak dava şartlarının incelenmesine geçilmiş, HMK 114/1 de sayılı bulunan dava şartlarının bulunduğu anlaşılmış, dava da bunun yanı sıra İİK 67 ve HMK 114/2 gereğince özel dava şartlarının bulunması gerektiği anlaşılarak icra dosyası celp edilerek incelenmiş, İcra dosyasının tetkik ve incelenmesi ile davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalıya çıkartılan örnek no 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun itiraz süresi içersinde takibe karşı itirazlarını sunmuş bulunduğu görülmüş, bu nedenle dava da İİK 67 gereğince özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davanın TTK 4/a maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi bulunması nedeni ile cevap dilekçesinin sunumu ile dilekçeler aşaması tamamlanmış,taraflar arasında çekişmeli hususların taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki olup olmadığı ve açık hesap ilişkisi bulunmakta ise açık hesap ilişkisinin kapsamında tertip edildiği ileri sürülen fatura konusu hizmetin davalıya verilip verilmediği noktasında toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. ————Karar sayılı ilamı).
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. maddesinde;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
TTK.’nın 21/2. maddesi uyarınca da; tebliğe rağmen süresinde itiraz edilemeyerek faturayı ticari defterlerine borç kaydeden tacir faturanın münderecatını kabul etmiş, faturayı gönderen taraf faturaya dayalı alacağını TTK.’nın 84. ve 85. (HMK.’nın 222.) maddeleri uyarınca ispat etmiş sayılır.
Somut olayda bu kapsamda tarafların tacir bulunuşu nedeni ile ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi cihetine gidilmiştir.
Bu kapsamda taraf vekillerinin hazır bulunduğu 15/01/2019 tarihli celse de inceleme günü belirlenmiş ve taraf vekillerine inceleme gününe kadar ticari defter ve kayıtları ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş ancak davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmemiş mahkememizce davacı tarafından ibraz olunan ticari defter ve kayıtlar itibari ile mahkememiz dosyası bilir kişiye tevdi edilmiş bilir kişi tarafından davacının ticari defter ve kayıtlarında uyuşmazlık konusu 61.155,00 TL miktarlı faturaların tamamının bulunduğu rapor edilmiştir.
Ancak davacının ticari defter ve kayıtlarında uyuşmazlık konusu faturaların bulunmasının davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibrazından kaçınılması nedeni ile tek başına HMK 222 maddesi gereğince davacının ispat külfetini Hukuk Genel Kurulu Kararı ve Yüksek ———–.Hukuk Dairesi Kararları gereğince ortadan kaldırmayacağından, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanılmış bulunulması ve HMK 222.gereğince mahkememizin tarafların ticari defter ve kayıtlarını resen inceyebileceği nedenleri ile davalının ticari defter ve kayıtlarının uzantısı niteliğindeki BA formlarının davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden celbi cihetine gidilmiş ayrıca taraf vekillerine 2 numaralı celsede 3 numaralı ara karar ile ek rapor ibraz için dosya bilir kişiye tevdi edileceğinden süre verilmiştir.
Bu ara kararlara davalı vekili tarafından bilahare itirazlarda bulunulmuş ise de davalı vekilinin beyan ve itirazlarının 6100 sayılı yasa 222.maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşılmakla bu kapsamda taleplerinin 10/10/2018 tarihli celse de 1 ve 2 numaralı ara kararlar ile reddine karar verilmiştir
Davalının dosya arasına alınan BA formları ile uyuşmazlık konusu 2 faturanın vergi dairesine davalı tarafından bildirildiği anlaşılmış ve bu fatura bedelleri nispetinde davalının ticari defter ve kayıtları itibari ile aleyhe delil teşkil edeceği gözetilerek davacı tarafından ikame edilen davanın davalının ticari defter ve kayıtlarına yansıyan bu 2 fatura konusu hizmet yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Ayrıca davacı tarafından ——– kayıtlarına dava da cevaba cevap dilekçesi olarak verildiği beyan edilen dilekçede dayanıldığı bu nedenle —– kayıtlarınında hükümde nazara alınması yönünde beyan ve itirazlarda bulunulmuştur.
Ancak dava TTK 4/a maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabidir.Bu nedenle davalının cevap dilekçesinin sunumu sonrası davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabidir ve artık dilekçeler aşamasının tamamlanması sonrası davalının muvafakati ile ancak davacı tarafından yeni delil ibraz edebilecektir. (HMK 322 atfı ile HMK 141)Buna karşın davalı davacının iddiasını genişletmesine muvafakati bulunmadığını açıkça beyan ettiğinden ve dilekçeler aşamasının cevap dilekçesinin sunumu ile tamamlanması nedeni ile —- kayıtlarına öninceleme duruşması öncesi replik olarak ibraz edildiği belirtilen dilekçe ile ibraz edildiğinden basit yargılamaya tabi davalarda taraf vekillerinin replik ve düplik lahiyası sunma yasağının (HMK 317/3)olduğundan ve iddianın genişletilmesi yasağının bu aşamada bulunduğu(HMK 319)gözetilerek,tahkikat yargılaması devamında toparlanan deliller sonrası ayrıca ——–kayıtları üzerinde talebin değinilen yasa maddelerine aykırılık teşkil etmesi nedeni ile inceleme yapılmamıştır.
Davacının bu kapsamda dosya kapsamına sunduğu belgeler ile de HMK 145/2 gereğince sonuca gidilmesi yönündeki talebi yönünden yapılan değerlendirme de ise davalı vekilinin belgenin sahteliğini savunuşu ve sunulan belge gereğince ayrıca ——– kayıtları üzerinde ayrıca inceleme yapılması gerektiğinden, davacının davalı ticari defter ve kayıtlarının uzantısı olan BA formları dışı arda kalan faturalardaki hizmetlerin davalıya verildiğinin davacı tarafından kesin deliller ile ispat edilememesi nedeni ile bu talepler yönünden davacı tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilmiştir.
Takibe ve kabule konu alacağın varlığı ve miktarı açık hesaba konu teşkil eden 2 adet faturalardaki hizmetin davalıya teslim edildiği, taraf defter ve kayıtları ile sabit olduğundan alacağın varlık ve miktarı davalı tarafından önceden belirlenebilir olduğundan kabule konu alacağın likit nitelikte alacak bulunduğunun anlaşılmasına göre icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla takip konusu asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1a-)Davalı borçlunun İAA ————–.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile takibin 39.750,75 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA,Sair ve Fazlaya yönelik istemlerin ise REDDİNE,
1b-)Takipte kabule konu asıl alacak için takip tarihinden tahsil tarihine değin 3095 sayılı yasa 2/2.maddesi gereğince avans faizi UYGULANMASINA,
1c-)Kabule konu asıl alacağın likit bulunması nedeni ile asıl alacağın %20’si nispetinde ( 7.950,15 TL )icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
1d-)Redde konu tutar için davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
2-)Karar tarihinde alınması gerekli 2.715,37 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 738,61 TL (İcra Müd. Harcı 305,77) toplam 1.044,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.670,99 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.166,60 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 758,29 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 738,61 TL harç gideri toplamı 1.496,90 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli———. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.722,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.