Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1011 E. 2022/628 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1011 Esas
KARAR NO: 2022/628
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 23/06/2017
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
—— sayılı kararı ile mahkememize görevsizlik kararı ile gelen dava dosyasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirkete sigortalı ve diğer davalının idaresindeki araç ile müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazada davalı sürücünün tamamen kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin ——- olduğunu ve kaza nedeniyle —- ay çalışmadığını bu nedenle kazanç kaybına uğradığını belirterek — maddi ve —– manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, talep sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından TTK madde 4 gereğince mutlak ticari dava olduğunu belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini savunmuştur.
Davalı ——— cevap dilekçesinde özetle; kazanın davacının dikkatsizliği nedeniyle meydana geldiğini, tehlikeli manevra yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER :
——- müzekkereler yazılmıştır.
—–tarihinde vefat ettiği bildirilen ——– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen humerus kırığı yaralanmasının;
1) İyileşme —- süresinin kaza tarihinden itibaren —-aya kadar uzayabileceği,
2) ——– tarihinde vefat ettiği bildirilen kişini dosya kapsamında olay tarihli tıbbi evrakların bulunduğu ancak olay tarihinden sonra kişinin son durumunu gösterir herhangi bir tıbbi belge ve grafi bulunmadığı, bu nedenle dava konusu yaralanmaya bağlı sekel durumunun bilinmediği cihetle maluliyeti hakkında ——- hakkında yönetmeliği kapsamında görüş bildirilemediği hususu oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde kanaat bildirildiği anlaşıldı.
— tarihli bilirkişi raporunda;
—– plaka sayılı araç sürücüsü —— KTK’nun 67//a,b maddelerini ihlali nedeniyle meydana gelen olayda %100 (Yüzde yüz) kusurlu olduğu, yaya —— ise olayda kusursuz olduğu,
-Kazalı —— olduğu,
Dava dosyasında ——doğumlu olan —–vefat ettiği, terekesi — pay kabul edilerek mirasçıların tespit edildiği belirtilmiştir. Buna göre hak sahibi davacıların miras pay oranlarına göre maddi zararlarının ——– olduğu tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
a)Maddi tazminat yönünden;
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca yapılması zorunlu ——–sigortasına dayalı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle zarar gören tarafından açılmış geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik kalemlerinden oluşan maddi tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,
Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında ————Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı —— karşı haksız fiilden kaynaklı ve diğer davalı sigortacının sorumluluğu yönünden; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca yapılması zorunlu ——– sigortasına (sorumluluk sigortasına) dayalı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle zarar gören tarafından açılmış geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik kalemlerinden oluşan maddi tazminat davası olduğu, davalı sigorta şirketinin diğer davalı —— sürücüsü olduğu —- numaralı poliçe kapsamında — sigortacısı olduğu, rizikonun—– tarihinde gerçekleştiği, poliçenin —— tarihleri arasında geçerli olduğu, bu sebeple sigortacının zarar görene karşı TTK’nun 1473/1 ve 1478 maddeleri uyarınca sorumlu olduğu, davacının maluliyeti yönünden; kazanın belirtildiği gibi ——— tarihinde gerçekleştiği, buna göre davacının maluliyet oranının o tarihte yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre yapılması gerektiği, ancak davacının dava sırasında vefat etmiş olması nedeniyle vefat tarihine kadar sürekli maluliyet oranının tespit edilemediği, davacının bedel artırım dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacının davaya yalnızca geçici iş göremezlik kalemi yönünden devam ettiği, kusur durumu ve tazminat yönünden —— tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen kusur durumunun mahkememizce olayın gerçekleşme şekli ve şartları değerlendirildiğinde hale uygun görüldüğü, davalı ——olayın gerçekleşmesinde yüzde 100 kusurlu olduğu, belirtildiği gibi davacının, eldeki dava ile———sigortacısından geçici iş göremezlik kaleminden oluşan maddi tazminat talep ettiği, öncelikle—tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme sürecinin 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, yine davacı tarafından sunulan ücret bordroları ve yurtdışı giriş çıkış kayıtları da dikkate alındığında gerçekten müteveffa davacının dört ay çalışamadığı, davacının dosyadaki mevcut delil durumuna göre (ücret bordroları dikkate alındığında) nakdi yardımlarla birlikte (giydirilmiş ücret olarak) aktüerya bilirkişisinin raporunda da tespit edildiği üzere geçici iş göremezlik döneminde —– yılı için aylık ortalama —- yılı için aylık ortalama — düzeyinde gelir sağladığı, bu sebeple —— tarihleri arasındaki geçici iş göremezlik dönemindeki —- aylık kazancının dönemin tespit edilen ücrete göre —– olduğu, yine nihai zarar belirlenirken sigortalı aracın kusuru ile oranlanmasının da mahkememizce uygun görüldüğü, belirtildiği gibi sigortalı araç sürücüsünün yüzde 100 kusurlu olduğu, bu sebeplerle davacının geçici iş göremezliğe ilişkin nihai zararının —– olduğu, davanın belirsiz alacak davası olduğu, bu sebeple alacağın tümüne temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, temerrüt tarihinin ise davalı sigorta şirketi yönünden sigortacıya bildirim yapıldığı tarihten—— itibaren sekiz iş günü sonrası —- olduğu, diğer davalı yönünden ise temerrüt tarihinin 6098 sayılı TBK 117 uyarınca haksız fiilin işlendiği —— tarihi olduğu, sigortalı aracın hususi araç olması, rizikonun ticari işletmeyi ilgilendiren bir olaydan kaynaklanmamış olması nedeniyle alacağa belirlenen tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, davalıların yukarıda atıf yapılan 6098 sayılı TBK’nun 61. Maddesi uyarınca aynı zarardan çeşitli sebeplerden (davalı ——- haksız fiil nedeniyle, davalı sigorta şirketi ——poliçesi nedeniyle) dolayı sorumlu olmaları nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları, her ne kadar bilirkişi raporunda mirasçıların payları oranında tazminat miktarı bölünmüş ise de, dosyada mirasın paylaşıldığına veya eldeki dava alacağının belli bir mirasçıya veya mirasçılara payları oranında taksim edildiğine dair bir delil bulunmadığı, bu sebeple müteveffa lehine hükmedilen maddi tazminatın tereke alacağı olduğu ve tazminatın tereke lehine hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
b)Manevi tazminat yönünden;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “(1)Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. (2)Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, yukarıda da belirtildiği gibi davacının —– tarihli haksız fiil nedeniyle bedensel bütünlüğünün zedelenmesine maruz kaldığı ve dört ay boyunca çalışamadığı, bu sebeple tarafların kusur durumu, ekonomik ve sosyal durumu ve davacının uğramış olduğu bedensel zarar dikkate alınarak davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluştuğu, her ne kadar davacı yargılama sırasında vefat etmiş olsa da manevi tazminat talebinin yapılmasıyla likit ve maddi malvarlığı değeri haline geldiği ve manevi tazminat yönünden de mirasçıların davaya devam edebileceği, mahkememizce belirlenen kriterler dikkate alındığında davacı (tereke) lehine —–manevi tazminat hükmedilmesinin uygun görüldüğü, alacağa haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davacıların maddi tazminat talebinin KABULÜ ile, geçici iş göremezlik nedeniyle —– maddi tazminatın —— tarihinden itibaren (davalı ——-tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak müteveffa davacı muris —–terekesine verilmesine,
2- Davacıların manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, —- manevi tazminatın —–tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı—- alınarak müteveffa davacı muris —–terekesine verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (—-, davalı —-yönünden —–) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.455,27 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 44,41 TL peşin harç ve 385,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.025,86 TL harcın (davalı ——– sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 80,41 TL dava açma masrafı, 385,00 TL tamamlama harcı ve 3.096,70 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.562,11 TL yargılama giderinin (davalı —— sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacının maddi tazminat talebi yönünden; davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (32.943,07 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının manevi tazminat talebi yönünden; davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (3.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/1 uyarınca hesaplanan 480,00 TL vekalet ücretinin davalı ———– alınarak davacıya verilmesine,
8-Dava açıldığı tarihte zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından ve arabuluculuk sürecinden geçilmediğinden arabuluculuk ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —————- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022