Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/993 E. 2019/499 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/222 Esas
KARAR NO : 2019/520
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ: 20/02/2018
KARAR TARİHİ: 08/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı, hasım göstermeksizin açtığı işbu davanın dava dilekçesinde özetle, kooperatif hissedarı oldukları kooperatifin————-Memurluğuna kayıtlı olduğunu, kooperatif kaydının resen terkin edildiğini, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin tamamlanması gerektiğini, bu sebeple kooperatif yönetim kurulu tarafından tasfiye işlemlerinin tam olarak tamamlanması gerektiğini,———–faaliyette olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Dahili davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle, ———-TTK 32.maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34.maddesi hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkili ———- resen terkin işleminin 6102 sayılı Kanunun geçici 7.maddesi ve 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ———–kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ” kapsamında olduğunu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili ————- Müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi/kooperatifi tekrar sicile tescil yükümlüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmsine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE HUKUKİ YARAR DAVA ŞARTININ BULUNUP BULUNMADIĞININ TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı, her ne kadar davacı tasfiye edilmiş kooperatifin faaliyete olduğuna karar verilmesini talep etmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime ait olmakla, 23/05/2018 tarihli duruşmada davacı kooperatifin temsilcisi olduğu saptanan davacıdan HMK’nin 31. Maddesi uyarınca talebini açıklaması istenmiş, davacı kooperatif temsilcisi “kooperatifimiz tamamlandı, evleri sahiplerine teslim ettik, sonra ———— kooperatifi genel kurul toplantısı yapmadığımızdan terkin etti, bu nedenle kooperatifi tasfiye edemedik, tasfiye etmek için kooperatifin faaliyette olduğunun tespitini istiyoruz.” demiştir.
Buna göre; dava, ———– terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerini yapmak için ihyası istemine ilişkindir.
Bu nedenle davacı kooperatif temsilcisine 23/05/2018 tarihli duruşmada, davayı—————Müdürlüğü’ne yöneltmesi için süre verilmiş, davacı kooperatif temsilcisi 25/05/2018 tarihli dilekçe ile davayı ————–Müdürlüğü’ne yöneltmiştir.
Bu duruma göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a)Öncelikli olarak davacının işbu davayı açmakta güncel hukuki yararı bulunup bulunmadığı,
b)Dava açılmasında güncel hukuki yarar varsa davacı kooperatifin davalı ———-Müdürlüğünce——- usule aykırı olarak resen terkin edilip edilmediği,
c)Kooperatifin ihyasının gerekip gerekmediği noktasında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Hukuki açıklama: TTK’nin geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ——memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ——– kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere ———— ——- Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nin geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece ———- memurluğuna yöneltilir. Tasfiye memurları veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekmez. Eğer, şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur. Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir. Yapılan yargılama sonucunda ———–TTK’nin geçici 7. maddesine aykırı olarak bir şirketi terkin ettirmiş ise bu durumda yasal hasım olmadığından, kendi hatalı eylemi ile şirket terkin edildiğinden oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur. Fakat, şirketin TTK hükümleri uyarınca genel kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda ise, husumet ———— ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Bu tip davalarda ———– yasal hasım olup, aleyhine yargılama giderine hükmedilemez. Her halükarda TTK’nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır.
3-Hukuki yarar dava şartının bulunup bulunmadığının tespiti, inceleme ve gerekçe: İşbu davada, davacı kooperatif dahili davalı ———–Müdürlüğü tarafından kapatıldığını, hatalı olan bu kararın kaldırılmasını ve şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmektedir.
TTK’nin geçici 7.maddesinin 15.fıkrasının son cümlesi uyarınca, ——— kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.
Mahkememizce ihyası istenilen kooperatifle ilgili yapılan işlem dosyası ———– celp edilmiştir. Celp edilen belgelere göre, şirketin TTK’nin geçici 7.maddesi ile “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına rağmen Tasfiye Edilmemiş Anomim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve ———-Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5. Maddesi 1. Fıkrasının Ç bendi uyarınca gerekli prosedürler tamamlandıktan sonra 14.04.2015 tarihinde terkin edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu şirketin sicil kaydı 14.04.2015 tarihinde resen terkin edildiğinden, dava bu kapsamda süresi içinde açılmıştır.
Davacı kooperatif yetkilisi duruşmalardaki beyanında, kooperatifin amacını gerçekleştirdiğini, evleri sahiplerine teslim ettiklerini, sonrasında——— Müdürlüğü’nün kooperatifin genel kurul toplantısını yapmamamalır nedeniyle kooperatifin terkin edildiğini, toplantıyı zamanında yapmamaları nedeniyle yargılandğını, ceza aldığını, tekrar ceza almamak üzere işbu davayı açtığını, kooperatifin üzerine kayıtlı herhangi bir taşınır, taşınmaz malı veya borcu olmadığını beyan etmiştir.
Davacı kooperatifin dosyası ————– istenmiş olup, gelen cevabi yazıya göre dosyasının bulunamadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda da belirtildiği üzere, işbu ihya davasının açılması için davacının hukuki yararının bulunması gerekir. Yani, ya davacı şirket aleyhine açılmış bir alacak davası olması, ya davacı kooperatifin alacağı veya borcu olması veya tasfiyeye tabi bir malı mülkü olması gerekir.
Yapılan tüm araştırmalara rağmen, davacı kooperatifin ihyasını gerektiren bir borç, alacak veya malvarlığına ulaşılamamıştır.
Bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı (HMK m. 114/1-h) olup, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. (HMK m. 115/1) O halde, davanın hukuki yarar bulunmadığından, usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar dahili davalı———— kendisini vekille temsil ettirmiş ise de, davacı işbu davayı hasımsız olarak açılmış olup, davacı kooperatifin ihyayı gerektirir bir hukuki yararı olup olmadığı yargılamanın başlangıcında belli olmadığından davacı kooperatif temsilcisine davayı yasal hasım———- yöneltmiş olup, davacının bu hususta kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davalı———— yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar karar verilerek davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının işbu davayı açmakta güncel hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 44,40 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçede açıklananan nedenlerle, dahili davalı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacının yüzüne karşı, davalı ————- vekilinin yokluğunda, HMK’nin 345. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.08/05/2019