Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/989 E. 2019/153 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/989 Esas
KARAR NO : 2019/153
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi bulunduğunu, cari hesap ekstresi tahsil edilemeyince müvekkil Şirket adına 22 İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı Şirket ödeme emrine, yetkiye borç ve ferilerine itiraz etmesi üzere anılan icra takibi icra müdürlüğünce 07/08/2017 tarihinde durdurulduğunu, müvekkil Şirketin muhasebe kayıtlarından, davalı Şirketin 43.519,98 TL. (icra harç ve masraflar ile ücreti vekalet hariç) müvekkil şirkete borçlu olduğu anlaşıldığını, taraflar arasında var olan ticari ve hukuki ilişki 2013-2014-2015 yıllarını kapsayan ve davalı yanca cari hesap borcuna ilişkin yaptığı ödemeleri de gösteren (ek-2) cari hesap dökümleri ile tarafımızca ispat edildiğini, bu itibarla davalı yanca asıl alacak, faiz ve ferilerine karşı yapılan itirazlar haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlunun itirazlarının iptali ile, 43.519,98 TL. asıl alacak ve icra harç, masraflar ve ücreti vekalet dahil alacağa bağlı tüm ferilerle birlikte tahsiline,% 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanan faturaların dosyaya sunulmadığını, dosyaya sunulan fatura içeriği malların müvekkil şirkete veya ———-çalışanı tarafından teslim alındığının kanıtlanması gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE-:Dava cari hesap alacağına dayalı alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkndir.
Dosyamız içine alınan davaya konu İstanbul Anadolu 22.İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekilinin,——- tarihinde, davalı borçlu aleyhine takibe geçerek —— TL cari hesaptan doğan alacağının tahsilini talep ettiği,———— tarihinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun —–tarihli dilekçesinde borcun tamamına itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve durma kararının davacı vekiline tebliğ edilmediği davacı tarafından takibin devamı gayesi ile mezkur davanın—- tarihinde mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Dava da bu şekilde itirazın iptali davasının dinlenilme şartlarının gerçekleştiği(a. Geçerli Bir İcra Takibinin Bulunması b. Borçlunun Geçerli Bir İtirazının Bulunması c. Davanın Süresinde Açılmış Olması şartlarının katılım halinde bulunması nedeni ile) icra takip dosyasının tetkiki ile anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 190. Maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
Somut olayda da fatura ve irsaliye konusu malların davalıya teslim edildiği noktasında ispat yükünün davacı üzerinde bulunmaktadır.
Davacı tarafından bu kapsamda dava dilekçesinde her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanmıştır.
Davacı, dilekçeler aşamasında davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurmayacağı anlaşılmıştır.
Nitekim Ticari defterlerle ispat 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş ve bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlı olduğundan ve Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesi davanın ispatı için yeterli olmadığından faturaya dayalı alacağın ispatı için, faturada yazılı malların teslim edildiğinin veya hizmetin sunulduğunun ispatı gerekmekte ve bu konuda ispat yükü davacıdadır——–
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkinin ve mal teslim olgusunun ispatı bakımından yazılı bir delil ibraz etmemiş ise de, vergi dairesinden gelen kayıtlardan davalı şirketin, davacı şirketle olan ticari ilişkisinden dolayı 198.352,10 TL lik faturayı vergi dairesine bildirimde bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacının defterlerinde de davalıdan tahsil edilen tutarın 182.800,00 TL bulunduğu anlaşılmış ve davacının davalıdan 15.553,11 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin fazlaya ilişkin taleplerinin ve takip öncesi faiz talebinin ise fatura konusu malların davalıya teslim edildiğine dair kesin deliller bulunmayışı ve davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğü yönünde her hangi bir ihtarının bulunmayışı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından davacı tarafın davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına da delil olarak dayanılmış bulunulması nedeni ile BA formunun da ticari defterlerin yasal uzatnısı niteliğinde olduğu ve faturaının vergi dairesine bildirilmesine mahsus bir siste olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin dava da BA formlarının delil olamayacağı yönündeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Nihai olarak İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve belli olması şartlarının katılım halinde bulunması gerekmektedir.
Açıklanan yasal kural ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar,davacının ve davalının ticari defter kayıtlarına bilinebilir olduğuna göre likittir. Daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden ve talep de bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalının İAA 22. İcra Dairesiinin ———– Esas sayılı takip dosyasındaki vakii itirazının kısmen iptali ile takibin 15.553,11 TL asıl alacak yönünden devamına,
Takipte tarafların tacir işin ticari iş nedeni ile takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 2/2 noktası gereğince avans faizi yürütülmesine,
Takibe konu bulunan ve kabulüne karar verilen alacağın İİK 67/2 anlamında likit bulunması nedeni ile %20 inkar tazminatının (3.110,63 TL) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Karar tarihinde alınması gerekli 1.062,43 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 525,58 TL (İcra Müd. Harcı 217,60) toplam 743,18 TL harçtan mahsubu ile bakiye 319,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 775,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 271,25 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 525,58 TL harç gideri toplamı 796,83 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 3.355,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2019