Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/935 E. 2019/1133 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/935 Esas
KARAR NO: 2019/1133
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/08/2017
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu davalı tarafça ödenmeyen — düzenleme ve-vade tarihli fatura alacağı ile ilgili olarak İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı: davalı tarafın haksız ve kötüniyetlı olarak takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu öne sürülerek itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep edilmektedir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; fatura örneğinin delil olarak sunulmadığı, davacı taraf ile aralarında ticari ilişki olmadığı öne sürülerek davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına ve %10’undan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep edilmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu İstanbul Anadolu –. İcra müdürlüğü – Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin – tarihiinde, – nolu ve – TL (KDV dâhil) tutarlı fatura alacağı ve – TL işlemiş faiz olmak üzere toplam –TL talep ettiği, davalının ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğu, davacı vekilinin 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açmış olduğu anlaşılmıştır.
İcra takibine konu – düzenleme tarihli,- son ödeme tarihli ve – fiili sevk tarihli -seri no’lu ,- TL tutarlı faturanın incelenmesinde, — tarafından davalı— keşide edildiği, fatura üzerinde teslim eden kısmında,- isim ve imzasının bulunduğu, teslim alan kısmında ise — isim ve imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
—tarihinde tescil edilerek kurulmuş: tescil ilanı ise – tarihli ve- sayılı—- yayımlanmıştır. Şirketin sermayesi – TL olup -TL tutarındaki pay — ait bulunmaktadır.
– tarihli ve- sayılı — yayımlanan ilana göre – şirketteki hisselerinin tamamını — devrederek ortaklıktan ayrılmıştır.
Dava konusu faturada — imzası bulunsa da bu kişinin fatura tarihi itibariyle davalı şirket ile ilişkisi olmadığı sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Davacı vekili müvekkilinin davalı firmaya mal satıp teslim ettiğini, faturada teslim alan kısmında adı ve imzası olan —- davalı şirket yetkilisi olduğunu, ancak davalı firmanın edimini ifa etmediğini iddia etmekte, davalı ise davacının kendisine herhangi bir mal teslim etmediğini, —- şirketi fatura tarihinden önce şirket ilişkisini kestiğini, firma adına teslim alma yetkisinin olmadığını savunmaktadır.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde inceleme yapılması için Mali Müşavir bilirkişi görevlendirilmiştir.
Davalı taraf defterlerini ibraz etmemesi üzerine inceleme sadece davacı tarafın defterleri üzerinde yapılmıştır.
Yapılan inceleme sonucunda, Davacı—yılına ait aşağıda dökümü verilen ticari defterleri- tarihinde incelenmiştir. Ticari defterlerin tasdik mükellefiyetlerinin TTK 64, HMK 222, ile VUK 182. ve 221. maddelerine uygun olarak tam ve eksiksiz yerine getirilmiş olduğu, dava konusu olan – düzenleme ve — vade tarihli, — no’lu ve — TL (KDV dâhil) tutarlı faturanın davarı şirket yevmiye defterine – tarihinde yapılan — nolu yevmiye kaydında bulunduğu görülmüştür.
Bu noktada davacının defter ve kayıtlarının tek başına davacı lehine delil olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, davalı şirket ile herhangi bir bağı bulunmamasına rağmen malların—- teslim edilmesinin usulüne uygun bir teslim sayılıp sayılmayacağı ve bu kapsamda davacının davalıdan fatura bedeli tutarında alacaklı olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Ticari defterler sahibi yararına delil olması bir takım şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Bu şartların tümü gerçekleşmedikçe ticari defterler sahibi yararına delil olma niteliği ve dolayısıyla hükme dayanak teşkil etme gücünü kazanamazlar. Anılan şartlara ve özellikle tarafların tacir sıfatını taşımalarına, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari işlerden doğmasına, birbirlerini doğrulamalarına, kanuna uygun şekilde tutulmalarına bağlıdır. Buna göre, uyuşmazlığın tarafı olan tacirlerin defterleri yasaya uygun tutulmuş olsalar bile, iki tacirin ticari defterleri aykırı veya birinde yazılı olan husus, diğerinde yazılı değilse bu defterler her iki tacir lehine delil sayılamaz.
Somut olayda, davacı yan mal satımından kaynaklanan alacağı olduğunu, bu alacağı için düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini iddia ederken, davalı yan taraflar arasında hiçbir hukuki ve ticari ilişki bulunmadığını savunmuş, bir başka deyişle akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Ayrıca, dava konusu faturaların davalıya tebliğine ve faturalar içeriği malların davalıya teslimine ilişkin fatura sunulmuş ise de söz konusu faturada teslim alan kısımda şirketteki hisselerini fatura tarihinden önce devretmiş ve şirket ile herhangi bir ilişkisi bulunmayan —- ad ve imzasını içeren fatura sunulmuş ise de bu faturanın malın teslimi için yeterli olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu haliyle davacı yanın tek taraflı kestiği ve defterlerine işlediği faturalar ile alacaklı olduğunu göstermez.
Öte yandan davacı vekili, davalının taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunu tayin edici nitelikte ve ihtilaflı döneme ait defterini ibrazdan kaçındığı belirtilmiş, ise de; davacı dava dilekçesinde açıkça münhasıran davalının ticari defter ve belgelerine dayandıklarını ve tek delil olarak kabul ettiklerini bildirmemiş olup, olayda HMK’nun 222/2 ve 3 md. hükmünün uygulanması mümkün değildir. (YARGITAY – HUKUK DAİRESİ- – Esas, – Karar numaralı,- tarihli kararı)
Davacı vekiline yemin deliline dayandığı hatırlatılması üzerine davacı vekili davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuştur.
Mahkememizce davalı şirket yetkilisine— ismi ve imzası ile teslim alınmış olan – düzenleme ve -vade tarihli fatura ve içeriğinin yetkilisi olduğum … adına teslim alınmadığı” konusunda yemin eda etmesi için davetiye çıkartılmış , davalı şirket yetkilisinin ” — ismi ve imzası ile teslim alınmış olan – düzenleme ve — vade tarihli fatura ve içeriğinin yetkilisi olduğum … adına teslim alınmadığı” şeklinde yemin eda etmesi üzerine davacının davasını ispatlamamış olması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli harcın eksiksiz alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair karar davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı kesin olarak verildi. 28/11/2019